Sandman'in Sonsuzlar'ı Kimler?

The Endless, yani Morpheus'un kardeşleri

Dışarıdan baktığımızda oldukça tuhaf ve alışılmadık bir aile portresi çizen Endless, Zaman ve Sonsuz Gece’nin yani her şeyden önceki iki şeyin çocuklarıdır ve kendi aralarında belli âdetler çerçevesinde iletişim kurup var olurlar. Her biri temsil ettiği kavramın hem kendisini hem de zıddını barındırır var oluşunda ve bilfiil kendisidir de bu kavramların Yaşam/Ölüm ikilisinde olduğu gibi. Gelin kendilerine biraz daha yakından bakalım sanki yaşamlarımızın her anında zaten yoklarmış gibi.

Destiny (Kader)

Kardeşlerin en yaşlısı Kader elinde HER ŞEY’in yazılı olduğu bir kitapla dolaşan, gözleri kör ama gören kukuletalı bir keşişi anımsatır. Kardeşlerin en büyüğü olsa da diğerlerinin arasındaki meselelere çok bulaşmaz, çünkü işin başını sonunu zaten bilmektedir. Soğuk ve mesafelidir, nadiren bir şeyler hakkında fikir beyan eder. Genelde labirenti andıran diyarının sonsuz bahçelerinde gezinip elindeki (aynı zamanda sembolü de olan) kitabı okumaktadır. Ama bu âlemde kaderin bile hükmedemediği bazı durumlar, bilmediği sırlar vardır ve o gibi durumlarda yazgının kendisi bile olayların akıbetini öngöremez.

Death (Ölüm)

Kardeşler arasında en cana yakın (!) olanı açık ara Ölüm’dür. Yazıldığı döneme uygun olarak genç, hareketli ve çekici bir gotik kız görünümündedir ve sembolü olan Ankh’ı bir kolye gibi takar. Uzun seremonileri ve cafcaflı davetleri pek sevmez, bunlardan sıkılır. Nihayetinde varılan nokta hep aynıdır çünkü. Kral da olsak dilenci de, hepimiz Ölüm’ü iki kez göreceğizdir hayatımızda, daha fazla değil. En iyi Düş’le anlaşır ve ona her tür desteği verir yardım istediğinde. Her an her yerdedir ve kendine ait diyarı pek anlatılmasa da “Tünelin Sonundaki Işık” olarak anılır kimi yerlerde. İnsanlara ilgi ve şefkatle yaklaşır, hatta ömürlerinin sonuna yakın olanlarla sohbet bile eder bazen yalnızlıklarını paylaşmak için. Yaşadığımız kâinat bile bir gün ona boyun eğecek, o da sandalyeleri ters çevirip ışıkları kapayacaktır kaçınılmaz son geldiğinde. Zira evren bile yalnız doğup yalnız ölür varoluşun döngüsü içinde.

Dream (Düş)

Çizgi Roman serisinin baş kahramanı (ya da anti-kahramanı da denebilir) Sandman düşleri ve onları sıkı sıkıya dişlerinin arasında tutan gerçekliği simgeler. Uyuyanların gözlerinin üstüne serptiği kumlar rüya ya da kâbus görmemize sebep olarak bizi onun diyarı olan Dreaming’e (Düşdünya) getirir. Morpheus tutsak geçirdiği yıllardan sonra değişmiş, yüreği katılaşmıştır, daha snob, daha karamsar bir hâle bürünmüştür. Kendini çoğu varlıktan üstün görür ve çoğunlukla bu doğrudur da. Sonsuzların ölümlülerin işlerine karışmaları yasak olsa da Morpheus ve kardeşleri bu yasağı sık sık ihlal ederler. Örneğin Kabil ile Habil’i Ölüm’e vermeyip himayesine alır Düş ve âşık olur ölümlülere, ki bu aşk maceralarının sonları da iyi bitmez hiç. Soluk tenli somurtkan suratı, koyu karmaşık saçları, kara kaftanı ve iki kara deliği andıran gözlerinde ara sıra parıldayan ikiz yıldızlarla tamamlanır, sembolüyse savaş miğferidir. Ama esaretten kurtuluşunun ardından Düş de değişmeye başlar, bu değişim ve kendini tanıma süreci Sandman’in tüm hikâyelerinin ardındaki ana hikâyedir zaten.

Destruction (Yıkım)

Yıkım deyince aklınıza hemen şiddet gelmemeli, daha çok doğanın devinimi, yeni bir şeylere yer açmak için eskini yok olması gibi düşünün. İri kıyım, kaslı ve turuncu sakallı olan yıkım kendi diyarını ve sorumluluklarını yüzyıllar önce terk ederek yalnızca gerektiğinde ortaya çıkıp insanlara ve kardeşlerine yardım etme yolunu seçmiştir. Tabii o terk etti diye kavram yok olmamış, yıkım ve onunla gelen dönüşüm durmamıştır, sadece Yıkım’ın kendisi bu süreçlere dâhil olmamayı seçmiştir. Her ne kadar 4. kardeş olsa da diğerlerine ağabeylik yapmak ona düşmüştür. Son derece olgun ve Sonsuzlar’ın gerçek muhteviyatlarının ne olduğuna dair en geniş perspektife ve bilgiye sahip olandır. Sembolü bir kılıçtır ve nasıl ormanda bir kılıç yeni yollar açıyorsa o da sürekli değişimin ve enerjinin vücut bulmuş halidir.

Desire (İhtiras)

İhtiras sadece ister ve elde eder. Suretini kadın, erkek, çift cinsiyetli ya da cinsiyetsiz olarak o an canı nasıl istiyorsa değiştirebilir. Eşik denen, kendinin devasa bir heykelinin ortasında bulunan kalpte yaşar ve arzunun timsali olduğu için sürekli insanların yaşamlarına karışır, onların düştükleri hallerden keyif alır. Kardeşler arasında musibete en yatkın ve Düş’le epey kavgalı olan İhtiras onu bir kumpasa getirerek uzaktan bir akrabasını öldürtür ve uzun vadede Düş’ün başına türlü belalar açılmasına vesile olur. Camdan bir kalptir sembolü.

Despair (Umutsuzluk)

Dipsiz bir hiçlikte gri bir dünyada yaşar Despair, diyarı aynalarla doludur ve o aynalara bakanlar Umutsuzluk’un kendisini görür yansımalarında. Sembolü kendi derisine faça atmak için kullandığı kancasıdır ve işkence ettiği bedeni obez, çirkin, pistir hep. Bir keresinde ölüp yeniden var olmuştur, çünkü umutsuzluk her daim yaşama karşı bir bağlanmayı ve umudu da içinde barındırır. Kardeşlerden en çok Desire’la anlaşır, zira o ikisi yüzleşmek istemediğimiz çapraşık duygularımızı yansıtırlar, bizlerse içine düştüğümüz kara ihtiras ve yeis çukurlarını ne kadar görmezden gelirsek o denli dibe batarız. Lakin karanlığımızı kabul etmek aydınlığa doğru atacağımız ilk adımdır aynı zamanda.

Delirium (Hezeyan)

Onu kim tanımlayabilir ki tam olarak? Hareketli ve canlı bir genç kız görünümünde olan Delirium duygu durumuna göre sürekli saçlarını değiştirebilir ve dünyası renklerin, karmaşık yazıların, binlerce hissin ve anın iç içe geçtiği sürrealist bir tabloyu andırır. Kaderin kitabında bile bir zamanlar Delight (Neşe) iken neden Delirium’a dönüştüğü anlatılmaz. Onun güçleri kişiyi delirtebilir de, aklını oynatmış birine berraklık da bahşedebilir. Ailenin hınzır küçük kardeşi gibidir ama bu çocuksuluğunun altından hiç beklenmedik anlarda olayın en derinine bakabilen kadim bir bilgelik çıkar bazen. Düş’le Yıkım’ı aramaya koyuldukları macerada kardeşlerin birbirilerini daha iyi anlayıp saygı duymalarını takip ederiz ama her daim Delirium çok daha hâkimdir düşüncelerin esnek raksına ve gidebilecekleri aşırı uçlara. Onun sembolü şekerlemeye benzeyen renkli bir burgaç şeklidir.

YORUMLAR
Parolamı Unuttum