Merhaba arkadaşlar! Nasılsınız diye sormuyorum zira bu aralar herkes Bioshock'un mükemmel sunumuna ve tecrübesine bayılmış durumda diye tahmin ediyorum. Yok hala oyuna girişmediyseniz her şeyi bırakıp bir an önce koşun ve oynayın. SOBE! - 1. Bölümü okuduktan sonra tabii!
Bioshock'un "şokunu" üzerimden yavaş yavaş atmışken, Mario'dan sonra bir diğer dostumuzu sobelemenin zamanı geldi diye düşünüyorum. Evet, bugünkü oyun arkadaşımız Sonic ve elimiz oldukça güçlü. Sonic! Hızlı koşabilirsin, kaçabilirsin ama saklanamazsın.
Saklanamazsın Sonic! - Bölüm 2
Oyun dünyasının da biz oyuncuların da altın toplayan kahramanları çok sevdiği bir gerçek. Bunların ötesinde ise, o çok sevdiğimiz karakterlerin kendilerine ait özelliklerine çok bayılıyoruz. Çok güçlü karakterlerden tutun da kızlarla arası iyi olanına, hızlı koşma yeteneğine sahip olandan korkutabilene kadar birçok karakteri canlandırdık ve birçoğunu da sevdik.
Sonic de bunlardan bir tanesi aslında. Basit olarak düşünüldüğünde bir kirpiden öte olmayan Sonic'i yıllardır içimizde tutan şey ise çok hızlı koşması ve harika maceraları. Yıllardır o maceradan diğerine birlikte "koştuğumuz" Sonic hakkında ise bilmediğimiz çok şey var.
En büyük düşmanımızı aslında çoktan tanıyoruz!
DR. Robotnik ya da diğer adıyla Eggman'i hatırlamayan yoktur sanırım. Pala bıyıklı, yumurtaya benzeyen kocaman bir göbeğe sahip doktor bizim tüm seri boyunca en büyük düşmanımız. 300 IQ ile çılgın bir bilim adamı olan doktor, Naoto Öshima tarafından yaratılırken pek iyi, pek güler yüzlü bir insandan esinlenilerek ortaya çıktı.
Amerika Birleşik Devletleri'nin 26. başkanı Theodore Roosevelt ise esin kaynağıydı! Evet, ABD'de 8 sene başkanlık yapmış, askeri geçmişe sahip devlet başkanının internette de bulabileceğiniz bir çizimi üzerinden geliştirilen Eggman'in neden bu kadar kötü olduğunu ise bilmiyorum. Ama hadi itiraf edelim, Eggman'in devlet başkanlığında bir ülke çok güzel olmaz mıydı?
Başka diyarların çocuğu Sonic!
Yazının başında da dediğim gibi, yıllardır oyun dünyasında çok fazla etkileyici karakterle karşılaştık. (Elizabeth ise en iyilerindendi – Bioshock!) Sonic'in de bunlardan biri olduğunu kabul ediyoruz ama yıllardır koşmaktan yorulmayan Sonic'in ilk defa başka bir oyunda gözüktüğünü söylesem?
Evet, ilk Sonic oyunu piyasaya çıkmadan 3 ay önce, "Rad Mobile" ismindeki bir araba yarışı oyununda karakterimiz ilk defa kendini bizlere gösteriyordu. Yarış sırasında bir havalandırma boşluğundan örümcek vari şeilde aşağı sarkan Sonic'i o dönem birçok göz kaçırdı belki ama, şimdi geriye dönüp baktığımızda açılışı kendi serisiyle yapmamasını kınıyoruz.
Havan batsın Sonic!
Super Nintendo zamanlarını hatırlarsanız, özellikle o konsolda akıllarda kalan "Uniraces Unirally" diye bir oyun vardı. Oyuna girdiğiniz zaman karakterinizin isim yazma kısmına geldiğinizde harfler dışında rakamları, hatta işaretleri bile kullanabiliyordunuz.
İşte bu kadar çeşit arasından eğer kalkıp isim kısmına "Sonic" yazarsanız, Nintendo size otomatik olarak "Yeterince havalı değil." diye bir uyarı mesajı gösteriyor ve kabul etmiyordu. Araştırmalarıma göre Sonic'in bu bilgiden kişisel olarak haberi yok. Yakın çevresi hala sıkı şekilde saklıyor zira eğer duyarsa piyasada koleksiyoncular dahil herkesin elindeki Super Nintendoları kırmasından korkuyorlar.
Dünyanın en çapkını Sonic!
Sonic ilk tasarlandığında yalnız değildi. Madonna isminde, sarı saçlı oldukça güzel bir kız arkadaşı vardı. Bundan sonradan vazgeçilse de, bu konu hakkında en dikkat çekici konu; Madonna'nın bir kirpi değil de bir insan olmasıydı.
Daha sonra ise seriyle ilgilenen herkesin bildiği gibi Amy Rose ismindeki kirpi kız arkadaşı oldu Sonic'in. Ve o da tıpkı Madonna'da planlandığı gibi Sonic'in çevresinde dört döndü. Aslında bi' ara Sonic'in bir insanı baştan çıkaracak kadar başarılı taktiklerini öğrenmek gerekiyor.
Sonic serisindeki sponsorluk savaşları!
Aslında bu savaş iki marka arasındaki bir savaş değil; daha çok başarıyla başarısızlık arasında verilen bir savaş. Seriden tanıyıp bildiğimiz kırmızı kirpi Knuckles için Sega ile Nike anlaşma sağlamıştı. Bu anlaşmaya göre karakterin üstünde Nike logosu olacaktı ve bu şekilde ortalıkta koşacaktı. Çok mantıklı değil mi?
Ancak Nike ile yapılan bu anlaşma başarısız olunca, Sega tarafından Nike logosu yerine bildiğimiz "ay" şeklini oraya yerleştirdi. Reklam dünyasının oyunların içine bu kadar girmesi o dönemler için çok da bilinmezken, Segayı da Nike'ı da kutlamak gerekiyor sanki.
Eggman'in en büyük yalanını açıklıyorum!
Yazının ilk bilgisine konu olan Eggman boş durur mu? Durmaz. Bu yazıya da damgasını vurmak isteyen Eggman'e ben de yardımcı olacağım. Sonic Adventure 2'nin dosyaları içerisinde yer alan ve kullanılmayan ses kayıtları içerisinde, Eggman'in bıyıklarının aslında sahte olduğuna yönelik diyaloglar yer alıyor.
Evet, Sonic serisinin en kötü adamını daha da kötü yapan bıyıkları, kullanılmayan ses kayıtlarına göre yok. Gözünüzde canlandırmanıza gerek yok, aşağıdan görebiliyorsunuz zaten ama ne dersiniz? Bence hiç olmamış.
İçimizden bir parçasın Sonic!
Hani şey lafı vardır ya, "bazı oyunlar ya da karakterler bizden bir parça oldu." diye. Bu cümle Sonic için gerçek anlamda doğru. Nasıl mı?
Hedgehog (kirpi) isminde insan vücudunda bir protein dizisi bulunuyor. "Desert" ve "Indian" olarak iki üyesi olan bu dizinin son üyesinin ismi ne dersiniz? Evet, tam olarak "Sonic the Hedgehog" isminde bir gen bulunuyor insan vücüdunda. Hatta bilim adamları ve doktorlar bu genin değişmesi için epey çatışma içerisinde.
"It'a Big Cat! Very Big Cat!"
Sonic serisinin en sevilen karakterlerinden biri olan "Big the Cat" i hepimiz biliyoruz. İsminden de anlaşıldığı üzere epey kocaman olan bu mor kedinin ise oyun dünyasıyla alakalı farklı özellikleri de var.
Kimi oyuncuların taptığı, kimi oyuncuların da kıl kaptığı Duke Nukem'i seslendiren Jon St. John aslında Big the Cat'in de sanatçısı. Duke Nukem'in o kendine has görüşüyle Big the Cat'in özelliklerini düşündüğünüz zaman pek de uymuyor aslında. Eh, ikisini de harika şekilde yapan Jon St. John'a tebriklerimizi sunalım.
Sonic için bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum!
Ve gelelim hem bu yazının son bilgisine, hem de Sonic'in tamamen kendiyle alakalı bilgiye. Sosyal medyada epey dolaştı zamanında aslında bu detay ama eminim bilmeyen arkadaşlarımız olacaktır.
Sonic'in sahip olduğu ünlü ayakkabıları, Michael Jackson'un ayakkabılarından etkilenilerek yaratıldı. Bununla birlikte, renk seçimi de tamamen Noel Baba'dan esinlenmeden ibaret. Sonic'in karakter olarak yaratılma aşamasında esinlenilen insan ise, benim için ABD tarihindeki en renkli insanlardan biri olan Bill Clinton.
Hayatımızın Mario'yla birlikte önemli sürelerinde izi olan Sonic'in de bilmediğimiz bazı özellikleri bunlar. Belki Mario kadar şaşırtıcı detayları yok ama yıllardır sağa sola koşan Sonic'in bu özelliklere sahip olması da oldukça farklı.
SOBE! nin üçüncü bölümü ne zaman gelir bilmiyorum ama sıradaki serimiz kim olacak? Görüşmek üzere.
