Oyunlarda her şeyi başarıp en iyisi olabilmek adına heyecanı öldürüyor, alacağımız zevki baltalıyoruz!
Devamını okuGündelik hayatta en sık karşılaşan soruya karşı kendimi hep hazır tutarım. Cevabım hep kesin ve nettir.
- En sevdiğin film hangisi?
- Back to the Future!
Bu Geleceğe Dönüş sevdasının temelinde çocukluğumun çok büyük payı var.
BACK TO THE FUTURE
|
90'ların sonlarına yaklaşırken televizyonda özellikle o dönemin en popüler kanalı Star'da çok kez izledik Back to The Future'u. Ben de bu sayede vuruldum Doktor Emmet Brown ve Marty McFly ikilisine bir de tabii ki DeLorean'ın kendisine! Hatta öyle ki mahallede futbol oynadığımız çayırda terk edilmiş bir tır vardı ve biz iki arkadaş bunu bir zaman makinesi yapacağız diye epey uğraşmıştık, sonra hurdacılar gelip zamanda yolculuk hayallerimizi götürmüşlerdi.
Durum böyle olunca Back to the Future ile ilgili her türlü içerik benim için kutsal kategorisine girmeyi başardı. Hollywood'un son dönemlerde eski her şeyi yeniden çekme sevdası BTTF'ye sıçramayacak bunu biliyorum. En azından serinin yaratıcıları Robert Zemeckis ve Bob Gale yaşadığı sürece dördüncü film kesinlikle gelmeyecek. Ancak elimizde dördüncü film niyetine şahane bir oyun serisi var. Telltale oyunlarıyla çok fazla aram yok ama Back to the Future'u seven her insan bu oyunları mutlaka oynamalı.
Beş bölümden oluşan oyun serisi tam olarak üçüncü filmin bittiği noktadan başlıyor ve bu sefer bizleri çok farklı zaman çizgilerinde çok daha tuhaf dertlerle uğraştırıyor. Genç bir Emmet Brown'ın babasının baskısından kurtulup bilime yönelmesine de tanıklık ediyoruz, bu kadar büyük bir dehanın aşk uğruna nasıl bir distopya yaratabileceğine de. 1930'larda Hill Valley'in mafyalarını da görüyoruz, alkol yasağına karşı çorba direnişini de! İçerisinde hem Back to the Future'a özgü sevimli mizahı hem de zaman paradoksları bolca bulunan bu oyun serisi gerçekten de Bob Gale'in dediği gibi bir dördüncü film görevi görüyor.
Christopher Lloyd'un yeniden Emmet Brown rolünün sesi olarak dönmesi oyuna duyacağınız heyecanı ve bağlılığı da çok daha yüksek hale getiriyor. Michael J. Fox sağlık sorunları nedeniyle Marty'yi seslendirmese de en azından AJ LoCascio karakterini seslendirirken işitmek de yüzlerde tatlı bir tebessüme yol açıyor. Tabii ki hikâyenin kitabına uygun ilerlemesini sağlayan Bob Gale'in büyük emeklerini de göz ardı etmek imkânsız. Yani neticeye baktığımız zaman Back to the Future: The Game tam anlamıyla bir Geleceğe Dönüş hikâyesi ve benim gibi çok sayıda hayranın 2010'ların başında hayata umutla bakmasının en büyük sebebiydi.
Neden Efsane Oldu?
BİLİME ADANMIŞ BİR HAYAT
Back to the Future filmlerinde McFly ailesinin 1800'lerden bu yana Hill Valley'de süre gelen hayatlarını görmüştük. Ancak benim gibi çok sayıda hayran için Doktor'un hikâyesi de en az McFly kadar önemliydi. Nihayet The Game ile birlikte genç Emmet Brown'ın hukuk kitapları arasından sıyrılıp bilime hayatını verdiğini öğrenmiş olduk. Daha ilk bölüm olan It's About Time'da tanıştığımız genç Emmet'in babasıyla konuşmasında bize verdiği bilgiler sayesinde ilk deneyimizi yapmıştık. Oyunda sürekli Marty'yi oynamış olsak da Brown ailesi (ve hatta alternatif gelecekteki yeni ailesi!) kilit roldeydi. Bir bilim adamının neden siyasetle uğraşmaması gerektiğini de özellikle ikinci bölümden sonra net bir şekilde öğrenmiş olduk
DÖRDÜNCÜ FİLMDEN ÇOK DAHA İYİSİ
Normal şartlar altında belki Back to the Future için bir dördüncü filmi isteyebilirdim. Yani en azından bir 20 sene önce olsa belki olabilirdi. Lakin Michael J. Fox'un rahatsızlığı nedeniyle başka bir Marty ile çekilebilecek olması bile çok huzursuz edici. Zaten Robert Zemeckis ve Bob Gale önderliğinde büyük bir "anti-BTTF 4" kampanyası yapılmıştı. 80'lerin diğer kült bilim kurgularının yeniden çekimlerine ve devam filmlerine bakınca özellikle Ghostbusters'ın 2016 halini görüp Back to the Future için böyle bir şey yapılmamış olması gerçekten çok sevindirici. NEDEN EFSANE OLDU başlığı altında bu oyunun en büyük efsane olma sebebi bence bizleri potansiyel bir dördüncü film yerine tam olarak özüne uygun bir oyun serisiyle tanıştırmış olmasıydı. Bob Gale'in en başından beri yaratıcı anlamda liderlik ettiği beş bölüm modern dönemde yapılacak her türlü Back to the Future filminden çok daha tatmin edici bir deneyimdi.
Tüm Son Jeton yazılarımıza şuradan ulaşabilirsiniz.