Star Wars külliyatı içerisinde merak ettiğim çok fazla karakter ve çok fazla dönem var. Clone Wars ile birlikte içimiz dışımız 2. ve 3. film arası olmuşken şimdi bir de 3-4 arası dönemin oyulması başladı. Legends ile birlikte bu dönemin daha güzel haline tanıklık etmiş şanslı azınlıktan olduğum için bu ara dönemlerin artık iç bayıcı hikayelerinden ziyade ya karakterlere odaklanmış (Mandalorian gibi) hikayeler ya da yeni dönemler (nasipse izleyeceğimiz High Republic dönemi gibi) daha çok ilgimi çekiyor. İşin karakter kısmında ise Dave Filoni usta şahane bir yapımla yeniden karşımıza çıktı, Tales of the Jedi.
Klon Savaşlarından ziyadesiyle bıkmamdan mütevellit Ahsoka Tano karakteri benim için çok fazla hayranın aksine büyük anlamlar ifade etmiyor. Zaten benim Mandalorian hikayelerini sevmem de KOTOR temelliydi... Neyse şimdi kutsal Klon Savaşlarına gereğinden fazla yüklenip Palpatine'in şimşeklerini üzerime çekmeyeyim. Tales of the Jedi'dan izlediğimiz sadece minicik altı bölüm ise her anıyla Star Wars lezzetini vermeyi başardı. Zaten toplam bir saat süren bu az ama öz dizide özellikle Count Dooku ile ilgili çok güzel detaylara da ulaşmayı başardık.
Cumhuriyet Tıkanmış Komple Değişmesi Gerekiyor
Jedi Konseyi ve Cumhuriyet arasında çok büyük bir bağ var. İkisinden birisi dibine kadar çamura batsa bile birbirinden kopamazlar. Bunun faturasını da zaten çok ağır bir şekilde ödediler. Ancak her ortamda olduğu gibi Jedilar arasında da ciddi fikir ayrılıkları var. Bunu ilk gördüğümüz karakter filmlerin ve özellikle hiç sevilmeyen Attack of the Clones'un sayesinde Count Dooku olmuştu. Eski bir Jedi ve hatta Yoda'nın padawanı olan Dooku'nun nasıl oldu da gücün karanlık tarafına geçtiğini o kadar güzel anlatan üç bölüm var ki her anında Dooku'ya daha da hayran oldum.
Sanılanın aksine "Dew it" kurbanlığının çok ötesinde Dooku'nun bir fikir insanı olduğunu ve dibine kadar çamura batmış senato ile Jedi Konseyi'ne karşı nasıl karşı koyduğunu 2, 3 ve 4. bölümlerde tüm çıplaklığıyla gördük. Hele bir ikinci bölüm var ki Obi-Wan Kenobi'nin ustası Qui-Gon'un neden tüm Jedi Konseyi'nin aksine fikirleri olduğunu Dooku'nun etkisiyle anlatıyor. Yaklaşık 10 dakikalık üç bölüm ile Dooku'nun seçtiği yolun aslında çok da yanlış olmadığı harika şekilde anlatılmış. Ayrıca Qui-Gon'un da ustası Dooku'dan bolca ilham aldığını öğrenmiş olduk. İmparatorluğun doğuşuna doğru giden yolda ideallerin nasıl mainple edildiği de Dooku perspektifinden anlatılmış. Cidden üç minik bölüm ile bunları başarması Dave Filoni'nin imza hareketlerinden birisi olmuş.
Ahsoka Yolcusu Kalmasın
Star Wars, Disney üçlemesinden sonra hayranlarla arasını açınca Disney ihtisas alanını yani "fan service" kartını devreye soktu. The Mandalorian dizisinde hayatımıza tekrar giren Ahsoka Tano dediğim gibi çok büyük bir hayran kitlesine sahip. Eh başrolünde Rosario Dawson'ın yer alacağı Ahsoka dizisi de önümüzdeki yıl yayın hayatına başlayacakken Tales of the Jedi'ın kalan üç bölümü de tamamen Ahsoka'nın hayatına adanmış. Dizinin ilk bölümünde Ahsoka'nın bebekliğini ve doğduğu ortamı görüp nasıl Jedi olduğuna tanıklık ediyoruz. Araya 2-3-4 ile şahane bir Count Dooku hikayesi giriyor ve 5-6'da yeniden Ahsoka ile birlikte final yapıyoruz.
Anakin Skywalker'ın padawanı olduğu dönemden şahane bir kesit ile birlikte Disney'in oymaktan büyük keyif aldığı Order 66'e uzanan bir yolculuk da Ahsoka'nın hayatının dönüm noktaları arasında tabii ki yer alıyor. Final bölümünde ise Ahsoka dizisinin başlangıç noktasının öncesi tam da Ahsoka'ya yakışan bir şekildee anlatılmış. İsyanın bir kıvılcımdan çıkıp alevlenmeye başladığını şu sıralar yayın hayatına devam eden Andor ile öğrenirken işin Jedi-Sith ve Force kısmında ise Kenobi, Ahsoka ve Bebek Yoda sayesinde The Mandalorian ön plana çıkıyor. Disney, eğer yeni filmlerde yarattığı bu pozitif atmosferi bozmazsa ve Dave Filoni'den mümkün olduğunca fazla faydalanırsa yeni dönemde de güç epey yoğun hissedilecek gibi duruyor. Yine de Rian Johnson'ın üçleme çekeceği evrende her an bir güç kaçağı yaşanabileceğinin uyarısını şimdiden yapmakta fayda var.
Zaten mini minnacık altı bölümden oluştuğu için bir solukta biten ve tadı damağımda kalan Tales of the Jedi'dan daha fazla bölüm de bekliyorum. Hele bir Yoda'nın da geçmişine gidip High Republic döneminde anlatılan "Jedilar çok iyiydi yeğenim" masallarının da iç yüzüne bakmak için sabırsızlanıyorum. Adet gereği bir de puan vermek gerekirse tüm bölümlere benim toplam puanım ON! Çünkü Count Dooku kısımları çok uzun zamandır, çok uzak bir galaksiden görmeyi beklediğim en anlamlı hikayelerden birisiydi. Bir sonraki Star Wars yazısına kadar güç hepimizle olsun ve TEŞEKKÜRLER DAVE FILONI!