Sunset Overdrive İnceleme

GÜLMEKTEN KOPAN KIYAMET!

 

Bu yazı daha önce Oyungezer dergisinde yayınlanmıştır. Oyungezer'e abone olmak için hemen tıklayın. 

Açık dünya oyunları sizce de kendilerini çok ciddiye almıyorlar mı? Tamam, mesela Just Cause 2 ya da Dead Rising 3 konsept olarak ciddi bir dünyada geçseler de içerik ve tavır olarak işin suyunu çıkarmaya ve kendisiyle dalga geçmeye cesaret edebilmiş oyunlardı. GTA serisi de mizah silahını çok iyi kullanıyor, doğru. Fakat tamamen yoldan çıkmış, sunduğu dünyayı tamamen bir oyun alanı olarak algılayan, sadece kafayı dağıtmaya yarayan, amacı rekabet ya da gösteriş değil de sadece eğlenmek, eğlendirmek olan bir açık dünya oyunu bulmak niye bu kadar zor? Sinir stres yaratan değil de sinirinizi stresinizi alacak, sizi hikâyeler ya da görevler içerisinde boğmadan gezdirip tozduran, hepsinden önemlisi de aşık olduğum platform türünü aksiyon dolu bir açık dünya ile birleştiren bir oyun arayıp duruyordum nicedir. Eğer siz de benzer bir durumdaysanız, Insomniac Games yılların verdiği platform ve shooter tecrübesini açık dünya oynanışa sahip bir oyuna aktarmış durumda. Gözümden daha önce kaçan bir oyun yoksa, Sunset Overdrive kusursuz derecede akıcı bir platform-shooter oyununu açık dünyaya taşıyan ve gerçeklik algısını sululuğu ile tamamen yıkan ilk komedi oyunu olarak, bu türün kitabına yeni ve gayriciddi bir sayfa eklemiş durumda.

sunset-overdrive-1

Az ama öz boss dövüşlerinden biri

Aslında her şey Insomniac Games’in gevşek zincirlerini tamamen kırmaya karar vermesiyle başladı diyebiliriz. Şirketin CEO’su olan Ted Price, sadece Sony için Spyro, Ratchet & Clank ve Resistance gibi seriler yapmalarının ardından, yeni nesilde daha da uçabilmek adına Microsoft’un teklifini, imkanlarını ve sunduğu özgürlüğü tercih ettiklerini söylüyor. Çünkü yapımcılar Drew Murray ve Marcus Smith’in kafasındaki, çizgi roman Tank Girl, bilimkurgu romanı I am Legend ve İngiliz komedi dizisi Young Ones referanslı, uçuk kaçık oyunu yeni nesilde en özgür şekilde yapabilmeleri adına bütün imkanların sağlanması oldukça önem teşkil ediyormuş. Resistance 3’ün hemen ardından yeni oyun fikri olarak Sunset Overdrive projesini kafalarında oluşturan ekip bunu Ted Price’a sunduklarında bir hava değişimi gerektiğini düşünen Price hem yeni nesli beklemiş hem de yeni ve başka büyük bir firma ile çalışma kararı vermiş. Bana da sorarsanız Sony, Microsoft’a göre yapımcılarının çevresinde daha sıkı bir kontrol çemberi kuran bir firma. Ve Sunset Overdrive bunun stresi ile geliştirilemeyecek bir yapım, buna emin olun.

SUNSET’İN ENERJİK MUTANTLARI

Piyasaya yeni çıkan bir enerji içeceğinin koca bir şehrin neredeyse tüm yaşayanlarını daha ilk günden mutasyona uğratmasını konu alan Sunset Overdrive, sizi bu şehre yani Sunset City’ye fırlatıp atıyor. Kısa sürede tüm şehri kaplayan bu renkli kaosun içerisinde ne yapmanız gerektiğini bile bilmeden koşturmaya başlıyor ve OD adı verilen, enerji içeceğini ağzı ile değil başka bir yerleriyle içen bu mutant arkadaşları bazen tek tek, genelde ise toplu olarak katletmeye başlıyorsunuz. Hikâyenin çok basit olması ve bu kadar hızlı gelişmesi bizzat oyunun kendi tercihi. Sizi ne kadar çabuk aksiyonun ve eğlencenin içine sokarsa o kadar kendini bulabilecek bir oyun Sunset Overdrive. Oyunun hikâye örgüsü ya da alt metin gibi bir kaygısı zaten zerre yok. SO’nun gerçek bir “oyun” olmak dışında hiçbir kaygısı yok zaten. Sık sık bu “gerçek oyun” takıntımı dile getiren bir insanım çünkü ben bayağı bir eski kafayım, Commodore 64 ile büyüdüm ve benim zamanımda oyunlar sadece video oyunuydu. Reflekslerinize, boş vaktinize, eğlenme ihtiyacınıza ve bazen de rekabet duygunuza hitap ederdi. Yani mesela, GTA V tabii ki başarısını kimsenin tartışamayacağı bir video oyunu ama benim kendi bakış açımla vurguladığım “oyun” kavramına pek de oturmuyor. Sizi “oyun oynama” hissinden hiçbir noktada koparmayan, bunun yanına hadi bir ihtimal etkileyici bir hikâye koymak dışında hiçbir amaç edinmeyenler oyunlardan bahsediyorum. En basit örneği ile Rayman Legends’dan, olabilecek en komplike örneği ile Last of Us’dan bahsediyorum. Sunset Overdrive’ı da işte bu oyunların arasına rahatlıkla yazabiliriz.

sunset-overdrive-2

Animus’un tüpünü değiştirmeye geldim de.

Hikâye kurgusu çok basit bir şekilde ilerlerken buna dahil olan karakterler oyunun anlatımına renk ve heyecan katıyor tabii. Sunset City’de mutasyona uğramamış ne kadar insan kaldıysa mutantlardan daha saçma ve daha beterler aslında. Hepsinin olmasa da bizim ve birkaç NPC grubunun da tek amacı bu şehirden ve şehri kontrol atlında tutan FizzCo isimli şirketten kurtulmak. Şehrin Japon mahallesinde yaşayan özenti samuray grubu mu dersiniz, asosyal ama kendilerini cool zanneden geek grubu mu dersiniz, rol yapma oyunlarına kendini fazla kaptırıp şehrin bir bölgesinde kendi kalelerinde yaşayan bir grup genç ve onların kuralları mı dersiniz, kolu bacağı olmayan ama yine de aksiyondan uzak kalmayan Rambo parodisi mi dersiniz… Sunset City’de o kadar çok arıza tip var ki sadece ana görevi takip ettiğiniz takdirde bile sıkılmanız mümkün değil. Oyunun gerçeklik algısından tamamen kopuk bir çizgi film ya da çizgi roman tadında olması, bütün bu karakterlerin de aşırı uçuk tasarlanabilmesinin yolunu açmış. E bu da ne demek oluyor? Daha fazla eğlence!

Aşırı ciddiyetsiz bir oyun Sunset Overdrive. Baş kahramanın, aynı çizgi roman kahramanı olduğunu bilen Deadpool gibi bir video oyunun içinde olduğunu bilmesi, anlatıcının kendini aşırı ciddiye alan tavrı ve ses tonu, yapılan açık ve net göndermeler, uçuk kaçık silahlar, efsane yan karakterler, ölüm sonrası animasyonlar, diyaloglar ve mizah dozu üst seviye olan birçok öğe, genel konsepti tamamlayarak, onu adeta bir “komedi” oyunu haline getirmiş durumda. Sunset Overdrive yayınlanmadan önce üzerini çizerek oyunculara hissettirmeye çalıştığı o çizgi film tarzını, mizah odağını gerçekten hakkı ile ortaya koymayı başarmış, bu konuda bir bütüne varabilmiş ve ne vermek istediğini bilen bir oyun olmuş. Uzun zamandır bir oyuna bu kadar çok ve içten güldüğümü hatırlamıyorum diyebilirim.

KAYKAYLI EZIO

Oyunun en önemli oynanış mekaniği “kaymak”. Bütün şehri bir kaykay parkı ya da bir parkur alanı gibi düşünebilirsiniz. Haritanın bütün olarak nakış gibi işlendiği bir oyun Sunset Overdrive. Karış karış her noktası o kadar büyük bir ahenk içinde ki oyun bu sayede gerçekten akıyor. Şehrin herhangi bir noktasına boş yere yerleştirilmiş bir araba bile yok diyebilirim. Kocaman şehri bu kadar ince düşünerek dizayn etmeleri takdir edilesi bir durum. Ve bu durumun platform türüne verdiği hizmet, bugüne kadar türün en akıcı oyunlarından birine imza atılmasını sağlamış. Bir telin üstünde kayarak başladığınız yolculuğunuza, arabaların üstünden zıplayarak, çatılarda bulunan havalandırmalardan yükselerek, duvarlarda yürüyerek ve o sırada mutant öldürerek devam ediyorsunuz. Şehrin bir ucundan diğer ucundaki görev yerine gitmenin bugüne kadarki en eğlenceli ve sizi oyalayan hali diyebilirim. Infamous: Second Son’daki sistemin çok daha ahenk ve uyum içinde olanı, hızına erişilemeyeni olduğunu düşünün. Platform oyunu sevenler ilk defa 3D bir oyunda bu kadar akıcı bir deneyim yaşayacaklarından emin olsunlar. Renkli dünyasını ve çizgi film tarzını da ele aldığımızda Jet Set Radio’nun yeni nesildeki devamı gibi adeta. Hatta oyun zaman zaman size en tehlikeli yerin “yer”in kendisi olduğunu hatırlatıyor. Sürekli çatılarda gezmeye, elektrik tellerinden kaymaya hazır olun. Bu başarılı mekanik ile sadece boş boş şehirde dolaşmak bile birçok görevden daha eğlenceli. Yineliyorum, oyun resmen akıyor.

sunset-overdrive-3

Böylesine de çılgın bir oyun işte.

Oyunun sizden bu ahenge kendinizi kaptırmanızı istemesinin tek nedeni platform tutkunlarını eğlendirmek değil tabii ki. Hareketlerinizin seriliği, uyumu, yani bir nevi yaptığınız kombolar ne kadar başarılı olursa, dört seviye olan kombo barınızı ancak o zaman doldurmaya başlıyorsunuz. Artan her seviye size ekstra karakter özellikleri olarak geri dönüyor. Oyunun karakter gelişimi de beklediğimden daha detaylı çıktı. Yeteneklerinize verilen ad Amps. Amps denilen bu uygulamaları kazanmak için birkaç yönteminiz var. Bunlardan biri ve en eğlencelisi şehrin birkaç noktasında bulunan bölümleri aynı bir kule savunma oyunu oynarcasına korumaya çalışmanız üzerine kurulu. Bu alanları korumak için kurabileceğiniz birbirinden ilginç tuzaklar da mevcut. Bunları da aynı Amps kazanır gibi kazanıyorsunuz. Etraftaki tuvalet kağıdı, fizzie balonu, cep telefonu mesajı gibi koleksiyon malzemelerini toplayarak da satın alabileceğiniz Amps konusuna geri dönecek olursak, bu uygulamalar hem karakterinize bazı özelikler kazandırıyor hem de kullandığınız silahlara. Amps’leri seviyesine göre dilediğiniz şekilde kullanabiliyorsunuz. Silahlarınızın seviyesini yükseltmek ya da kendi karakterinizi Overdrives denilen özellik ile kişiselleştirmeniz için hem bir oyun tarzına hem de çılgınca kombolar yapmaya ihtiyacınız var. Sunset Overdrivene kadar tarz, o kadar kazanım ve eğlence” demek. Ama uzun vadeli olduğunu da söyleyemeyeceğim.

sunset-overdrive-5

Şimdi 5 kardeş geliyor ha!

Amps, Overdrives, tuzaklar, silahlar ve kombo barı derken biraz çorba olan bu sistem belki de oyunun en kendini bilmez yanı. Çünkü oyun bu kadar detaya, ince ayara ve seçime sizi muhtaç eden bir yapıya sahip değil. Bütün oyunu 2-3 çeşit silah ve rastgele birkaç Amps ile de bitirebilecekken bu kadar kafa yormaya ne gerek var? Yani bu gelişimlerin ve seçeneklerin size sunduğu çeşitlilik bana kalırsa oyunu defalarca farklı tarzda bitirmenizi sağlayacak bir sistem değil. Bir defalığına çok fazla eğleneceksiniz ama daha sonra o tadı alamayacağınıza eminim. Bunda yavan hikâyenin ve görev çeşitliliğindeki kısırlığın da suçu olacaktır tabii.

BİTTİ Mİ YANİ?

Oyun konsepti ile yakaladığı renkli ve eğlenceli sunumu görev çeşitliliğine taşımak konusunda sıkıntı çekmiş. Serbest takıldığınız zamanlardaki eğlenceyi görevlerde bulmak pek mümkün değil. Birkaç yaratıcı görev tabii ki var ama kendini tekrar edenlerin sayısı daha fazla. Birçok yan görev ve haritanın birçok noktasında katılabileceğiniz onlarca challenge oyuna bir çeşitlilik getirmeye çalışıyor ama yettiği söylenemez. Yani oyunun bu noktada açık dünya türüne kattığı tek şey, platform öğelerini oyun mekaniği ile çok iyi birleştirerek bize süper eğlenceli ve akıcı bir dünya sunmak olmuş. Oyunu bitirdikten sonra Sunset City’de gönlünüzce takılabilir, karakterinizi geliştirmeye devam edebilir, görmediğiniz silahları satın alabilir, koleksiyonları toplayabilir, challange’ları tamamlayabilir, kalan ampleri açabilir ve oyunun tadını çıkarmaya devam edebilirsiniz. Ama bunu istemenizin tek nedeni biraz kafa dağıtmak olacaktır. Oyunun rekabete dayanan bir çoklu oyuncu sistemi yerine sadece co-op bazı görevleri yapabildiğiniz, eğlence odaklı bir çoklu oyuncu sistemine sahip olması, iyi bir özellik gibi görünürken oyunun ömrü açısından kötü bir özelliğe dönüşüyor. Bu arada değinmeden geçemeyeceğim olumsuz bir nokta daha var ki o da oyundaki silahların gerçekten çok başarılı olması ama ne yazık ki sayılarının örneğin bir Dead Rising serisindekilerin birkaç kilometre yanına bile yaklaşamaması. Hal bu ki oyun bu konuda yayınlanmadan önce fazlası ile övünüyordu, bu övünmenin gereğinden biraz fazla olduğunu söylemek gerek.

Xbox One alırken hayalini kurduğunuz o eğlence ve aksiyon dolu saatler var ya, işte şu an o hayali tam anlamıyla gerçeğe dönüştürebilecek tek oyun Sunset Overdrive. Kolay tüketilen ama tükendikten sonra da ağzınızda kötü bir tat bırakmayan bir oyun. Tarz sahibi, ciddiyetsiz, ne olduğunu ve ne olduğumuzu bilen, ayakları yere basmadığı için kendisiyle gurur duyan bir yapım. Platform seven eski kurtlara, açık dünya arayan zamanı bollara, karakter geliştirmeyi seven rolcülere ve biraz gülmek isteyen tüm oyunculara bir şekilde hitap etmeyi başarıyor. Grafiklerinden seslendirmesine, diyaloglarından müziklerine kadar yarattığı renkli ve kendince kusursuz dünyasında ondan mutlusu yok. Sizi de bu kaygısız mutluluğuna ortak etmek istiyor. Sadece saf eğlence için oyun oynamayı özleyenler koşarak kendisine sarılıp hasret giderebilirler.

NOT

8+

KÜNYE

SUNSET OVERDRIVE (XBOX ONE)

Tür: Aksiyon - Platform

Yapım: Insomniac Games

Dağıtım: Microsoft

Platform: Xbox One

Ne İyi?

-Akıcı kontrol sistemi ve oyun mekanikleri

-Rengarenk grafikler ve animasyonlar

-Silahlar!

-Kendi tarzına sahip olması ve mizah kullanımı

-Düşman çeşitliliği

-Boss dövüşleri..

Ne Kötü?

-...ama bu dövüşlerin yeterli miktarda olmaması.

-Yavan hikaye ve görev çeşitliliğinin yetersizliği

-Çok da özenilmeyen co-op sistemi

YORUMLAR
Parolamı Unuttum