Hadi bakalım tekrar başlıyoruz... Yeni bir "Uzay istasyonunda sıkıştım nasıl kurtulacağımı bilmiyorum!" temalı hayatta kalmalı bilim-kurgu oyununa hazır mısınız? Ben değilim. Hazır ya da değilsiniz; işte detayları.
Dünya olmuş artık anacık babacık günü, öyle kalabalık ki iğne atsan yere düşmüyor. Bir de sıcak, bir sıcak; adamın ensesinde boza pişiriyor. Öyle kalınacak, çilesi çekilecek gezegen değil yani anlayacağınız. Sebastian Maradındaki kahramanımız da "Nalet gitsin böyle gezegene!" deyip, Dünya'dan ayrılıyor. Her yer Dünya'dan daha iyidir diye düşündüğü için robotlar ve bir yapay zekanın yardımı ile yönetilen Naic adlı gezegene gidiyor ama sanırım "Gelen gideni aratır," adlı Murphy Kanunu işliyor. Maden çıkartma işlemleri için uygun görülen gezegende Nomoni Inc adlı şirketin entrikalarının göbeğinde buluyor kendini zavallı Sebastian. Şirket, robotlar, yapayzeka falan yetmezmiş gibi bir de işin içine uzaylılar girince olaylar iyice Meksika Çıkmazı'na dönüyor.
Trailer'a bakınca grafiklerin gayet tırtingen olduğu anlaşılıyor. Bu tip oyunlarda artık grafik önemli keza içinde bulunduğumuz atmosferin bizi germesi gerekli. Öte yandan biz System Shock ve Deus Ex'ten çok ilhamlandık lafları hikaye açısından umut verici. Çünkü Sebastian macerası boyunca ailesi ve bölgede önceden çalışmış kişilerden kalan geçmiş olayların kayıtlarını falan bulacakmış. Trailer'da oyunun "hayatta kalma" kısmında yaşamımıza kast edecek herhangi bir düşman görünmüyor. Bu tür psikolojik-bilimkurgu oyunlarını seviyorsanız radarınıza alabilirsiniz.