Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin yazarı üstat Tolkien’in alegoriyle ilgili meşhur sözünü şu şekilde değiştirmeye bayılıyorum: “Varlığını sezecek kadar yaşlanıp bezdiğimden bu yana, DLC’nin her türlü tezahüründen bütün kalbimle nefret ederim.”
Siz de oyunun içinden “daha sonra” çıkarıldığı bariz olan DLC’lerden nefret etmiyor musunuz? Silahları, kıyafetleri falan geçtim; onlara ne yazık ki alıştık. Ama peki ya görevler? Yan karakterler? Yan görevler? Kaç oyun mahvoldu bu aptalca, açgözlü politika yüzünden. Hiç unutmam, DLC’nin ilk kez ortaya çıktığı oyunlardan Dragon Age: Origins’i oynarken bana görev veren birini dakikalarca dinleyip iyice iştahlandıktan sonra, “Ama o bölgeye gidebilmek için falanca paketi satın almalısın!” yazısını görünce çok büyük hayal kırıklığına uğramıştım. Üstelik o içerik DVD’min içinde yer alıyordu…
O zamandan beri çoğu firma bu lanet sistemi kullanarak pek çok oyunu mahvediyor: Mafia 2, Dawn Of War 2, Anno Serisi, Assassin’s Creed, Hitman… saymakla bitmez.
Ama gelin görün ki bugün Ubisoft cephesinden gözlerime inanamadığım bir haber aldım. Firma yetkililerinden Anne Blondel-Jouin’in Gamesindustry.biz’e verdiği bir röportaja bakılırsa Ubi bundan sonra oyunların önemli parçalarını ayrı DLC’ler olarak satmayı bırakıyor!
Rainbow Six: Siege’de izledikleri satış politikasından gayet memnun olduklarını belirten Blondel-Jouin, tüm haritaları ücretsiz olarak sunup sadece kozmetik ürünlerini parayla satmalarının oyuncular tarafından çok iyi karşılandığını söylemiş.
“İşin özü oyunun sunduğu asıl tecrübenin üstüne bir şey katmamakta. Aksi takdirde bu iyi olmuyor. Çünkü yanlış sebep için daha fazla para talep ediyorsunuz. Ayrıca, ek içerik oyuncular için bir zorunluluksa bu da kötü sonuç veriyor. […] Artık oyunumuzu tam olarak tecrübe edebilmek için DLC satın almak zorunda kalmayacaksınız. Oyuna zaten sahipsiniz ve onu geliştirmek isterseniz seçim tamamen size ait.”
Böylesinin hem oyuncular hem de kendileri için daha âdil olduğunu belirten Blondel-Jouin, bu durumun geliştirici ekipleri de mümkün olabilecek en iyi oyunu yaratmaya odaklamaya geri döndürdüğünü, dolayısıyla bir kazan-kazan durumu oluştuğunu sözlerine eklemiş.
Eh… Umarım sözlerinde ciddilerdir. Sonuçta Rocket League, The Witcher 3 ve Heroes Of The Storm gibi yapımların buna benzer, oyuncu dostu DLC politikaları izlediği ve çok daha başarılı oldukları ortada.
Blondel-Jouin her ne kadar tüm Ubisoft adına konuşmuş olsa da bu politikayı diğer oyunlarında da görene kadar temkini elden bırakmayacağım doğrusu. Yine de Ubisoft’un son zamanlardaki politikası doğru yönde ilerliyorlarmış gibi görünmelerini sağlıyor.
Darısı EA ve Activision gibilerin başına…
