Açık dünya oyunların ne kadar zevkli olduğunu herkes bilir. Özellikle bu oyun sandbox ve Action-RPG türündeyse tadına doyum olmaz.
Warhammer 40.000: Inquisitor - Martyr, Segmentum Tempestus'un Caligari sektöründe geçen bir oyun. Onlarca yıldız sistemi, yüzlerce gezegen içeren bir yer. Ve oyun bize hepsini sunmakta kararlı. Sandbox nedir bilmeyenler için kabaca tanımını yapmak gerekirse; oyuncular oyunu oynadıkça oyun gelişiyor, büyüyor. Ne kadar oynayan varsa verdikleri kararlar o kadar etki ediyor. En basit örnek olarak Minecraft'ı verebiliriz.
Peki bu oyunu farklı yapan ne? Action RPG olması ve çoklu oyuncu desteğine sahip olması diğer Action-RPG'lerden ayrılmasını sağlıyor. Bize kocaman bir dünya ve tekrar etmeyen görevler vaad ediyor. Yapımcı NeoCore Games'in söylediğine göre oyundaki görevleri kendilerine has bir algoritma ile yazılmış. Hem görevler hem de görevlerin yapıldığı yerler belirli bir havuzdan seçilerek otomatik oluşturuluyor. Yani aynı görevi ya da benzerini arka arkaya yapmak zorunda kalmıyorsunuz. Açık dünyada kendi kendini oluşturan bir sistem var.
Alfa sürümü çıkmadan oyun bu sistemleri nasıl uygulayacak bilemeyiz. Kağıt üzerinde oldukça komplike duruyor.
Not: Ben bu satırları yazarken oyunun 2017 sonuna ertelendiği açıklandı. Demek ki daha çok iş var.
