Nihayet sıra Dark Souls 3'e geldi
Devamını okuÇinli Blingame stüdyosunun ilk oyunu HAAK benim için bu ayın en güzel sürprizlerinden biri oldu. Birkaç ay önce demosunu indirip oynamış, ama gördüklerimden pek memnun kalmamıştım. İstek listemden bile çıkarmıştım hatta, o derece… Ama yapımcılar aldıkları eleştirileri iyi değerlendirmiş ve oyunu oldukça iyi bir seviyeye getirmiş.
HAAKkı dayının maceraları
HAAK özünde bir metroidvania. Oyuna oldukça güçsüz bir şekilde başlıyor, ilerledikçe yeni yetenekler kazanıyor ve haritaların daha önce gidemediğimiz yerlerine ulaşabilmeye başlıyoruz. Yol boyunca bir sürü düşmanla kapışıyor, gizli geçitler buluyor, oraya buraya saklanmış nesneleri topluyor ve yan görevler yapıyoruz. Klasik metroidvania oynanışı anlayacağınız. Ama bunu yaparken işin içine kendi aromasını da katmayı başarmış HAAK.
Bir kere bu tür yapımlarda sıklıkla görmeye alıştığımız havada çift zıplama, duvardan duvara sekerek tırmanma gibi aksiyonlara rastlamıyoruz oyunda. Onun yerine neredeyse tüm yeteneklerimiz serüvenin hemen başında bulduğumuz bir süper-eldiven etrafında şekilleniyor. HAAK zaten yeterince çevik bir eleman. Bir de bu eldiven sayesinde duvarlara kanca atıp oradan oraya sallanabilmeye, kapı duvarı yıkabilmeye başlayınca kontrol etmesi iyice zevkli bir karakter hâline geliyor.
Ya HAAK!
Kanca atma mekaniği bana yer yer Ori’yi hatırlattı, ne yalan söyleyeyim. Ama HAAK o kadar şirin görsellere sahip değil tabii. Daha kasvetli, distopik bir atmosferi var. Kıyamet sonrası bir Dünya’da, Çin’de geçtiği için daha çok yıkık binalarda, köhne kasabalarda ve gizli dağ üslerinde falan dolaşıyoruz. Düşmanlar da mutant köpekler, güvenlik robotları, kafayı yemiş droidler ve çete üyeleri gibi şeylerden oluşuyor.
Oyunun en sevdiğim yanı düşman ve hareket çeşitliliğinin sürekli artması. Böylece sürekli aynı şeyleri yapıp sıkılmıyoruz. Bir diğer sevdiğim yanı haritalarının doluluğu. Hemen her köşede keşfedilecek yeni bir gizem, yeni gizli geçitler, toplanılacak sandıklar vb var. Bir de bunun üstüne bölüm sonu düşmanları da eklenince ortaya epey keyifli bir metroidvania çıkıyor. Yalnız sonlara doğru bazı yerleri geçmek için insanüstü refleksler gerekebiliyor. Zehirli gazlarla dolu tüneller de tam bir stres yuvası. O noktalarda klavyeme Çin yemeği sosu döküp kemirdiğimi itiraf etmeliyim.
Dilerseniz sadece ana görevi yapıp oyunu 5-6 saat içinde tamamlayabiliyorsunuz. Ama benim gibi her yan görevi yapmaya, bütün haritaları %100 tamamlamaya kalkarsanız 30 saate yakın bir içerik sunuyor HAAK. Deneyin, pişman olmazsınız.
Başlıklar
Her metroidvania severin oyun kütüphanesinde bulunmalı
- Keyifli oynanış
- Keşfedilecek tonla gizem
- Doyurucu içerik
- Distopik atmosfer
- Seslendirme yok
- Dağlar ve gazlı tünel bölümleri biraz sinir bozucu
- Bazı bölümler aşırı hızlı refleksler gerektirebiliyor