Sağda solda, pek çok platformda, yeni oyunlarda kadın karakter bulunmaması eleştirilirken ben de çayımı yudumlayarak (serçe parmak havada) bu tartışmayı sadece izliyordum.
Önde gelen yabancı oyun sitelerinden bazıları sert başlıklar bile atıyordu bu konuda. Çevrede, “Oha, ayrımcılık!” ile “Ne alakası var lan!” tepkileri kol kola verip klavyelerden yorum kutularına ya da forum mesajlarına dökülürken Sarp çıkageldi.
Aslında her şey Sarp’ın fikrimi sormasıyla başladı. Assassin’s Creed Unity’de kadın karakterler olmayacaktı ve bu tek örnek değildi. “Ne düşünüyorsun bayan bir oyuncu olarak?” demişti bana. İşte bu da benim cevabımdır.
Bu konudaki genel fikrimi açıklamak için iki zıt örneği ele alacağım. Birincisi, tahmin edeceğiniz üzere, Assassin’s Creed Unity. Diğeriyse PS4’ün F2P bombası Deep Down.
Deep Down, ta Unity’den önce aynı tarzda suçlamalara maruz kalmıştı. Yapımcılarından Kazunori Sugiura ise vakit kaybetmeden tüm bu tartışmaların önüne geçerek “senaryo gereği” olduğunu belirtti. Kazunori Sugiura’nın açıklamasına göre, iddia edildiği gibi oyunda hepsi erkek olan 12 ana karakter yok. Bunun yerine, senaryonun etrafında şekillendiği bir adet erkek ana karakter ve onun yoldaşları var. Ve Sugiura’nın sözlerinde hep bir “senaryo” vurgusu yatıyor. Oysa Unity’e baktığımızda Ubisoft’un resmen üşengeçliğini görüyoruz. Açıkçası açıklamalarında elle tutulur bir şey göremedim. Hemen co-op modda da Arno ile oynayacağımız söylemi akla gelebilir. Fakat ondan önceki “külfet” adı altındaki birtakım açıklamalarla cevap meydanına çıktıklarını unutmayalım.
Şimdi bu noktada durup her iki oyuna da daha geniş bir çerçeveden bakalım. Öncelikle önyargıları kapı girişinde bırakalım, çünkü işi “ayrımcılık” kavramına bağlayacak değilim.
Üşeniyorum Öyleyse Yarın(?)
Assassin’s Creed Unity ilk konuğumuz olacak. Alkışlarla onu sahneye davet ediyoruz.
Co-op modu dediğimiz şey oyunu arkadaşlarla paylaşarak tadına tat katmak değil midir? Böyle bir durumda da çeşit önemli bir faktör. Ubisoft “ölüm” ve “kadın” temasının aynı kulvarda düşünmekten hoşnut olmayabilir mi? Ama aslında birbirlerine oldukça yakın iki kavram; sadece farklı bir yolla.
Ölümü kendi elleriyle getirmeye niyetli bir kadın düşünülünce akla belki ilk seferde Assassin’s Creed’in suikastçıları gelmez (fakat Aveline örneğini unutmuyorum); ama bir şeyler gelir. Nedir mesela? Entrikadır, katakullidir (Fonda neden birden Game of Thrones müziği çalmaya başladı ben de anlamadım). Tam da bu noktada kadın karakter büyük bir çeşitlilik sağlar, çünkü ölüme neden olacağı yollar çok daha farklı şekillerde ilerler. Evet, bu da oyunun yapısında değişikliğe gitmek ya da yeni şeyler eklenmesini gerektirecektir.
Fakat yine aynı kadının bu oyunun “suikastçı” modeline uyacak tavırlar sergilemesi hiç de zor değil. Gerçekle de çelişmez. Bu durumda çeşitlilik fiziksel koşullarla sağlanır. Sadece vücut ölçülerinin değiştirilmesinden bahsetmiyorum. Mesela bu kadın karakteri seçecek kişinin bazı avantajlar ve dezavantajlara sahip olması co-op modda iyi bir heyecan örneği olurdu. Karakterin yanındaki erkek dostlarına göre daha çevik ve esnek oluşunu düşünebilirsiniz. Bazı bölümlerde ilerlemek için onun yardımına ihtiyaç duyulacağı gibi, aynı şekilde başka kısımlarda da erkek karakterlerin önce harekete geçmesiyle görevlerin tamamlanması söz konusu olabilirdi (Borderlands 1 ve 2’deki Siren’lardan Lilith ve Maya’yı anmadan edemeyeceğim). Biz buna takım çalışması diyoruz. Co-op mantığı da (rival modda değilseniz) bu değil midir? Ubisoft da biliyor bunu. Splinter Cell, iki karakterin farklı işler yaparak birlikte ilerlediği Co-op görevlerle dolu ne de olsa.
Hemen burada duruyor ve aslında Ubisoft’un bunu yapabildiğini hatırlamak için Assassin’s Creed 3: Liberation’ın Aveline’ine bir göz atıyoruz. Yani oluyor muymuş? Oluyor. Arkası güzel doldurulabiliyor muymuş? Ona da evet. Hiçbir alakasızlık da göremiyorum Aveline örneğinde. O zaman nedir bu “külfet” sözleri?
Unity, Unity dedik ama oyunun Fransız İhtilali zamanında geçeceği gerçeğine değinmedik. Bu durum şu açıdan önemli: İhtilaller halk tarafından yapılır. Hemen TDK’ya kulak verelim:
“Bir ülkenin siyasal, sosyal ve ekonomik yapısını veya yönetim düzenini değiştirmek amacıyla kanunlara uymaksızın cebir ve kuvvet kullanarak yapılan geniş halk hareketi, devrim.”
Peki halk dediğimiz şey sadece erkeklerden oluşabilir mi? Buna imkan var mı? Kısacası, Unity temel aldığı senaryo bakımından bir kadın karaktere ihtiyaç duyar modda. Hem Fransız İhtilali deyince çoğumuzun aklına, Halka Yol Gösteren Özgürlük adındaki tabloda yer alan elindeki Fransız bayrağını havaya kaldırmış, tek göğsü açık o devrimci kadın gelmiyor mu?
Hadi her şeyi geçtim, (düz mantıkla bakalım) teması suikast olan bir oyuna femme fatale bir karakter çok da iyi giderdi. Evet, hiç acımam Goth makyajı yapıştırıveririm karaktere.
Kral Arthur Derinlerde Saklı
Unity’i uğurlayıp Deep Down’u sahneye davet ediyoruz şimdi.
Ortaçağ görünümlü (medieval) karakter tasarımlarına sahip olduğu için bir kadın olgusu buraya oturmuyor gibi. Çünkü sizi bilmem ama, “medieval” kelimesi geçtiğinde benim aklıma ağır zırhlar giymiş adamların kılıç, gürz gibi silahlarla saatlerce savaşması ve at kişnemeleri geliyor. Ana karakterin yoldaşlarından biri senaryoya güzel yedirilmiş bir kadın olsa hoş olurdu, ama olmamasını da yadırgıyor değilim.
Tabii burada oyunun Dark Souls’u çağrıştıran görüntüleri akla gelebilir ve orada kadın karakter seçebilme imkanı hatırlanabilir. Ama yine aynı noktada gözlerim Sugiura’nın açıklamasına takılıyor. Adam senaryo diyor ve biz bu oyunun senaryosunu henüz tam olarak kavrayamadık. Ayrıca, temelde yer alan adam ve onun çevresinde toplanmış arkadaşları teması Kral Arthur ve Yuvarlak Masa Şövalyeleri’ni çağrıştırıyor ki, bu da oynanabilir karakterlerde bir kadına yer verilmemesi konusuna takılmamı engelliyor. Eğer esinlendikleri model buysa, kurgu gereği bir kadını dahil etmemeleri gayet mantıklı.
Zorla Güzellik Olmaz
Son zamanlarda sıkça konuşulan bu konu oyuncuların haklı tepkilerine sahip, ancak şahsen olayı ayrımcılık olarak görmüyorum. Belki çeşidi sınırlama var, ama bilerek bir ayrımcılık yapıldığını düşünmüyorum. Sonuçta, hele hele online oyunlarda, kadın karakterlerin yeri tartışılmaz boyutlarda. Firmaların da bunu, dövüş oyunlarındaki örnekleri ve Tomb Raider tarzı diğerlerini göz önünde bulundurmadan geçecek kadar dar görüşlü olacağını sanmıyorum. Olabilir mi? Aslında olabilir, fakat diğer oyunlara baktığımızda da kadın karakterlerin giderek kendilerine daha çok yer bulduğunu da görmüyor muyuz? (Yakın zaman örneklerinden bkz. Remember Me ve Contrast) Ayrıca eğer sadece orada olması için konulmuş bir kadın karakter olacaksa hiç olmaması benim açımdan daha iyi. O eğreti duruş yerine senaryoya yedirilmiş ve (tıpkı diğer karakterlerle kurmak isteyeceğim gibi) aramda bir bağ kurabileceğim karakteri tercih ederim.
Konu eğer kadın karakterin sergileniş/yansıtılış biçimi olursa orada söylenecek çok söz var, fakat konumuz bu değil. Yine de şunu unutmamak gerek, oyun firmalarının ekmek yediği kişiler oyuncular ve onların istekleri de bir kenara atılamaz. Eğer sayıları az olmayan bir grup insan firmaların oyunlarındaki bir eksikliğine dikkat çekiyorsa yapımcıların da kimi zaman iğneyi kendilerine batırmaları gerek.