Hani böyle uzun zamandır almak istediğiniz bir eşya vardır, parasını verip elinize tutmadan önce uykusuz günler geçirirsiniz, hâyâl kurarsınız. Fakat en sonunda parasını verip aldıktan birkaç gün sonra tüm gazınız kaçar ya? Hah işte Atomega tam öyle bir oyun.
Grow Home'un yapımcısı Ubisoft Reflections'ın geçen hafta sürpriz bir şekilde duyurduğu Atomega (hayır, resmi yazılış şekli “ATOMEGA”yı kullanmamakta ısrar ediyorum) en basit tabiriyle bir “Online Arena-FPS”si.

Geçen günlerde LawBreakers’ın neden patladığıyla ilgili kaleme aldığım yazıda belirttiğim üzere, Online Arena-FPS dünyası tam bir kurtlar sofrası. Overwatch, CS:GO, Paladins hatta PUBG; bu markete girmek isteyen her babayiğidin yiğitliğini sonuna kadar test ediyor. Peki, Ubisoft nasıl olur da bu ismi duyulmamış oyunu böyle bir gladyatör arenasına atar? Cevap basit aslında: Atomega, ne klasik bir shooter, ne de skill ve büyü tabanlı bir hibrit. Atomega’yı akranlarından ayıran en büyük özelliği, dövüşlerinin düz olmayan yapısında gizli.
Klasik bir online shooter oyununu düşünün. Çoğu oyunun bir round içindeki ilerleme çizgisi, hafif yukarı çıkan bir okla gösterilebilir. Eğer CS:GO ya da PUGB gibi gerçekçi bir oyunsa her oyuncu oyuna eşit seviyede başlar ve düşmanları öldürdükçe yavaş yavaş kendilerini avantajlı bir duruma sokarlar; Overwatch veya Paladins gibi bir oyunsa, takım komposizyonu ve büyü güçlerine bağlı olarak bu okun yukarı çıkma ya da düşme hızı artabilir. Bu düz ilerleyiş, Atomega’da yerini ani iniş ve çıkışlara bırakıyor.
Konsept şu: Oyuna havada süzülen cisim olarak başlıyorsunuz. Yapmanız gereken iki şey var: Haritaya serpiştirilmiş küpleri toplayarak kütle olarak büyümek ve düşmanları öldürmek. Küpleri toplayarak o anki şeklinize seviye atlatmaya çalışıyorsunuz. İkinci seviyede küçücük bir küp olarak etrafta gezerken, son seviyeye geldiğinizde bina büyüklüğünde bir küp yaratığa dönüşüyorsunuz. Tabii bu sırada diğer oyuncuların eli armut toplamıyor. Bir yandan küpleri ararken, diğer yandan da diğer oyuncuları öldürmeye çalışıyorsunuz. İşte oyunun düz olmayan ilerleme yapısı burada devreye giriyor: Küp hâlinde ölürseniz, en başa, havada süzülen cisim hâline dönüyorsunuz. Sizi öldüren de seviye atlıyor. Sonra siz büyüyorsunuz, başkasını öldürüyorsunuz, o küçülüyor, siz büyüyorsunuz.
Karşı tarafa en fazla hasar veren ve küp toplayanın oyunu kazandığı oyunda, isterseniz ölüp küplerinizin hepsini kaybedeceğinize, sadece bir kısmından feragat edip Q'ya basarak birkaç saniye öncesine ışınlanabilirsiniz. Her formuna kendi avantajı ve dezavantajları var: Küçükken hızlı ama az hasar veriyorken, büyüdükçe hızının düşüyor ama hasar kapasiteniz artıyor. Bu sırada aynı anda haritaya dağılmış power-up’ların peşinden koşuyorsunuz. Kalkan, can artışı, vurduğunuz kişiden küp çalma gibi power-up'lar oyunun dairesel ilerleyişini tamamlamakta. Bu dairesel ilerleyiş oyunu çok zevkli bir hâle getiriyor... Yani, en azından iki saat için.

Atomega ne yazık ki o üstte bahsettiğim arzu nesnesi gibi. Büyük bir heyecanla alıp, birkaç gün (bu durumda birkaç saat) sonra bıkıp bir köşeye atılmalık bir oyun olmuş. Bir kere oyunda sadece 1 adet harita var! Evet, sadece 1! Bir Online-FPS oyununa sadece 1 harita koymak kimin fikriydi bilmiyorum ama toplantılarda kimsenin sesi çıkmadı mı yahu? Hani, PUBG’nin haritası gibi devasa ve eğlenceli bir harita olsa gam yemeyeceğim ama bir ucundan diğerine gitmenin 15 saniye sürdüğü daracık bir mekan bir süre beni sıktı.
Harita sıkıntısının yanında oyunda genel olarak devasa bir içerik eksikliği var. Herkesin birbirine daldığı sadece tek bir Free-For-All modu kesinlikle yeterli değil. İki maç attıktan sonra power-up’ların da bir heyecanı ve sürprizi kalmıyor. 10-15 maçtan sonraysa kendimi Far Cry 3’de Vaas’tan deliğin tanımını dinleyen Jason gibi hissetmeye başladım. Atomega tekrar tekrar aynı şeyleri yapıp farklı bir sonuç beklemenin oyunlardaki karşılığı. Sanki sadece tek bir yeteneği olan sihirbazı izlemeye benziyor. Evet, o yetenek çok güzeldi, o kartı nasıl kulak arkandan çıkardın bilmiyorum ama eee? O kadar para verdik, bu mu yani gösteri?
Eğer 1-1.5 saatlik çerez bir oyun arıyorsanız ve şu an bir sürü oyun platformunda yer alan Online-FPS’ler ilginizi çekmiyorsa, belki ama belki Atomega’ya bir göz atın derim. Ama ne yazık ki oyun, sıkıcı olmasa da inanılmaz dar içerik paketiyle şu anda hiç kimseyi tatmin edecek bir seviyede değil.
Artılar:
- İlginç ve eğlenceli bir konsept.
- Online-FPS marketine değişik bir yaklaşım.
Eksiler:
- Sadece tek bir harita ve oyun modu var.
- İçerik kısıtlığı can acıtır seviyede.
- Oyunu 2 saat oynadıktan sonra görecek bir şey kalmıyor.
SON KARAR: Atomega eğer ilginç konseptini yan elementer ve geniş bir içerik havuzuyla besleyebilseydi bu yılın sürprizlerinden olabilirdi. Şimdiki hâliyle para vermeye değmez.
















