SSD teknolojisinin ev kullanıcıları için ulaşılabilir hale geldiği günleri daha dün gibi hatırlıyorum. O zamanlar SSD takınca bilgisayarlar çağ atlamış gibi oluyordu, Windows’un açılışını dakikalar boyunca beklemek zorunda kalmamak bile inanılmaz bir şeydi. Hani bazen olur ya, “bundan daha iyisi olmaz herhalde” diye düşünürsünüz. Ama teknoloji tabii ki durmuyor, her zaman daha iyisi oluyor. Bu durum SSD’ler için de geçerli.

Gen1 SSD’ler resmen mazide kaldı, Gen3’lere çok hızlı diyorduk, Gen4’ler çıktı ve bir önceki neslin tozunu attırdı. Sonra Gen5’ler iyice uçurdu hızları ama onların fiyatları şu an için biraz yüksek kalıyor. Elimdeki WD_Black SN770 NVMe SSD bir Gen4 SSD, tam olarak 2TB kapasitesi var ve kendisi neslinin en iyilerinden biri.

WD, SN770 serisi ile önceki nesildeki modeli SN750’den %40 daha yüksek performans ve %20 daha iyi enerji tasarrufu vadediyordu ve rakamlara baktığımızda da bu iddianın doğru olduğunu görebiliyoruz.

Adından da anlayacağınız üzere bu SSD siyah bir PCB şeklinde geliyor ve SMD bileşenleri de çok düzenli. Ana etiketinde biraz daha az yazı olsa daha güzel olabilirdi ama orada cihaza dair bilgilere ek olarak QR kodlar ve ekstra yazıların da olması biraz kalabalıklık yaratmış. Bu modele dair eleştirilecek başka bir şey bulamayınca böyle ufak detaylara değinesim geldi, ne yapayım :)

Bilgisayarımda toplamda iki SSD, iki mekanik HD, bir harici HD ve bir de harici SSD bulunuyor. Haliyle SSD hızlarını kıyaslamak için güzel bir veri havuzuna sahibim. WD_BLACK SN770’e geçene kadar Intel 660P kullanıyordum ve o bir Gen3 SSD. Kıyas yaparken kullandığım diğer SSD’ler ise yine bir Gen3 SSD olan Corsair MP510 ve Gen4 SSD olan Samsung 980 Pro.

Öncelikle SN770 ve Samsung 980 Pro'nun değerlerine bakalım:

Bunlar da Gen3'ten Intel 660P ve Corsair MP510

Şimdi genel olarak HD testlerinde reklamlar Sequential testleri üzerinden yapılır ama burada asıl gerçek dünyaya yakın olan Random testleri. Buna baktığımızda Samsung 980 Pro ile SN770 arasındaki hız farkını çok net göreceksiniz zaten. Her ne kadar Seq testinde 980 Pro’nun okuma ve yazma değerleri teorik olarak daha yüksek çıkıyor olsa da, Random tarafına baktığınızda SN770’in sayısal üstünlüğünü rahatça görebilirsiniz. Ama yine de gerçek dünya kullanımında her iki modelin de birbirine yakın performans verdiğini, SN770’in bir adım ileride olduğunu söyleyebiliriz. Gen3 SSD değerlerini de jenerasyonlar arasındaki hız farkını görün diye koydum.

SN770’in enerji verimliliği ise kendisinden daha üst segmentteki sürücülere yakın ve bu konuda gerçekten çok başarılı. Bu denli önemli bir gücü düşük enerji ve ısı yayılımı yaparak vermesi, oyunlarda yüksek hız ve son derece düşük yükleme süreleri sunmasıyla resmen kullandığım en iyi SSD’lerden biri oldu.

SN770 elbette WD’nin SSD Dashboard yazılımı tarafından da destekleniyor. Kullanımı son derece basit olan bu yazılım sayesinde diskinizin sağlığını ve performansını takip edebiliyor, gerektiği takdirde firmware güncellemesi yapabiliyor ve ayrıca Oyun Moduna da geçebiliyorsunuz. Oyun Modunu açtığınızda enerji tasarrufu için düşük watt’a geçme durumu devre dışı bırakılıyor ve bu da en ufak bir latency olmadan oyuna odaklanmanızı sağlıyor.

SN770 "Oyun Modu" özelliğinden de anlayacağınız üzere oyuncuları da doğrudan hedefleyen bir model. Yaptığım testlerde oyun yükleme sürelerinin net biçimde düştüğünü gözlemledim. Şimdi tabii kalkıp size normal HD'de 30 saniye sürerken SSD'de 5 saniyede açılıyor muhabbeti yapmayacağım, çünkü bu zaten olması beklenen bir hız artışı. Ancak SSD'ler arasında bile hızıyla sıyrılan bir model bu. Bunun için Bloodborne emülasyonu örneğini vermek istiyorum, çünkü emülatörün oyun yükleme ve çalıştırma hızı SSD'den tamamen faydalanıyor.

Intel 660P'de Bloodborne'un ana ekrana düşmesi 5:43, ana ekrandan oyunun açılışı ise 5:16 sürüyor. SN770 ile ise ana ekrana 4:25, ana ekrandan oyuna ise 4:66'da geçiş oldu. Bu kadar kısa sürelerde bile %20'ye varan bir hız artışı hiç de azımsanamayacak bir büyüklük.

SN770’in 1TB olan modeli ~3200 TL’ye bulunabilirken incelediğim 2TB modelinin bizdeki fiyatı ise 5800 TL civarında. Bu kadar hızlı, kaliteli, şık ve oyuncu dostu bir SSD için, üstelik kapasitesi de düşünülürse gözden çıkarılabilecek bir miktar bu. Tabii kendinize sormanız gereken soru “jenerasyonlar arasındaki hız farkı pratikte gerçekten işime yarayacak mı?” olmalı. Açıkçası bu tamamen zamanınıza ne kadar kıymet verdiğinizle alakalı. Oradan üç saniye, buradan beş saniye, şuradan yarım dakika vs derken yaptığınız çoğu işte kazandığınız o zamanlar birike birike göl oluyor aslında, ama bunu bazen fark etmiyoruz. Dolayısıyla eğer SSD ihtiyacınız varsa, bütçeniz dahilinde en hızlı olanı tercih etmeniz iyi bir yatırım olur. Bütçeniz yukarıda söylediğim fiyatlar civarındaysa SN770 çok iyi bir seçenek.

Önümüzdeki dönemde yine bir çok süper kahramanı kendi filmleriyle sinemada izleyeceğiz. Gelmesi kesinleşen solo süper kahramanlar listesine bakınca aralarında çok fazla heyecan yaratan da var, "bunun niye filmi geliyor, ne alaka" dedirten de var. Süper kahraman filmleri çağımızın en büyük modası ve herkes bu pastadan yemek istiyor. Fakat kimisi bu işi iyi yaparken, kimisi de eline yüzüne bulaştırıyor.

Kesinleşen solo süper kahraman filmlerine birlikte göz atalım.

Spider-Man: Far From Home

Sevimli komşumuz Spidey'nin yolu bu sefer Avrupa'ya düşüyor. Tabii Avengers 4'ün ardından ne olacak halen bilemiyoruz. Fakat Avrupa semalarında Mysterio ve diğer kötülerle karşı karşıya gelecek bir Spider-Man filmi, her zaman ilgi çeker. Jon Watts'ın çektiği film 5 Temmuz 2019'da vizyona girecek.

Shazam!

Aslında Shazam, konu olarak bir çocukluk hayalini baz alıyor. 14 yaşındaki bir çocuk olan Billy Batson, kadim bir büyücü tarafından olağanüstü güçlere sahip oluyor, bu güçlere kavuşmak için de "Shazam!" diye bağırması yeterli. Zachary Levi'nin başrolünde olduğu film Nisan 2019'da vizyona girecek.

Wonder Woman: 1984

DC-Warner Bros ortaklığının en başarılı işlerinden birisi şüphesiz Wonder Woman. Gal Gadot'un canlandırdığı Diana, bu kez soğuk savaş döneminde yer alacak. İlk filmde 1. Dünya Savaşı'na değinen DC, bu kez Sovyetler Birliği'ne gönderme yapma çabasında. Ayrıca filmde sonunda Wonder Woman'ın ezeli düşmanı Cheetah'ı da görebileceğiz. Acaba filmin senaryosu tamamen Amerikan bakış açısından mı olacak?

Captain Marvel

Marvel Sinematik Evreni'ni kökünden değiştirecek bir film olan Captain Marvel, Dünya Kadınlar Günü olan 8 Mart'ta vizyona girecek. Avengers 4 öncesi kafalardaki soru işaretlerini gidermek adına kesinlikle izlenmesi gereken bir film. Samuel L. Jackson'ı Genç Fury rolünde izlemek de ayrı bir tat olacaktır.

Gambit

Daha önce X-Men Origins: Wolverine filminde gördüğümüz Gambit karakteri de kendi filmine kavuşuyor. Daha önce gelen açıklamada filmin bir romantik komedi olacağı belirtilmişti. Ünlü bir hırsız olan Gambit'ten nasıl bir romantik komedi ürünü çıkacak merakla beklemekteyim.

The Flash

Aslında Flash'a yeteri kadar doymuştuk. Zira dizisi dolu dizgin ilerliyor. Her ne kadar hayranları tatmin etmekten ziyade kahretse de... Fakat DC Sinematik Evreni'nin Flash'ı Ezra Miller diziye göre daha fazla umut vaat ediyor. Bakalım gördüğümüz o utangaç Flash portresi, kendi filminde neler yaşayacak.

Black Widow

Scarlett Johansson'un uzun zamandır bir solo film istediği biliniyordu. Marvel'da sonunda kendisini kırmayarak bu istediğine kavuştu. Sonunda Natasha Romanoff'u yardımcı oyuncu değil de ana karakter olarak görebileceğimiz bir filme kavuşacağız. Filmin önümüzdeki yaz çekimlerine başlanacak. Filmde yardımcı oyuncu olarak Bucky Barnes'ı görme ihtimalimiz ise oldukça yüksek.

Doctor Strange 2

Gelecek mi gelmeyecek mi derken, Doctor Strange 2'nin geleceği kesinleşti. Mistik sanatların ustasını bir kez daha kendi filminde beyaz perde de izleyeceğiz. Tabii bu film için Disney, kesenin ağzını açmış. Benedict Cumberbatch'e role geri dönmesi için 7.5 milyon sterlin verilmiş. Halen Avengers 4'ün ardından karakterlere ne olacağını bilemesek de, bu filmdeki asıl kötü karakterimiz Nightmare olacak.

The Batman

Ben Affleck, Batman solo filminni yönetmen koltuğundan ayrılsa da, Matt Reeves'in Batman filmine oyuncu arayışları sürüyor. Yeni çekilecek olan Batman'in kim olacağı belli olmasa da, teması az çok belli. Karanlık bir dedektif öyküsü olacak. Bakalım beyaz perdenin yeni pelerinli süvarisi kim olacak?

Black Panther 2

İlk Black Panther filmi, eleştiri sitelerinden oldukça iyi puanlar almıştı. Ben şahsen o kadar da iyi bulmasam da, Disney-Marvel ortaklığı devamını getirmeye kararlı. Creed filminden "kaçırdıkları" Ryan Coogler'ın çekeceği devam filminin çekimlerine ne zaman başlanacağı belli değil. Muhtemelen Avengers 4'ün karmaşası bittikten sonra yeni Marvel zaman çizgisinde kendisine kallavi bir yer bulacaktır.

Black Cat

Sony, yeni Spider-Man filmleri çekmese de, Spider-Man evreninin ekmeğini yemeye devam ediyor. Venom filmi geldi, Morbius ve Kraven filmleri yolda. Bir diğer proje ise Black Cat. Peter'ın aşklarından (aslında daha çok Spidey'nin aşkı) Felicia Hardy'nin maske takıp kötü adamlarla mücadele ettiği karakterin çok sayıda hayranı mevcut. Kara Kedi'nin kendine ait bir filmi kaldıracak bir karakteri olduğu söyleyen yapımcılar, filmin ne zaman çekileceği ile ilgili bilgiyi henüz paylaşmadı.

X-23

Logan filmiyle birlikte Wolverine'i kara toprağa verdik (tabii şimdilik), ancak filmde yıldızı parlayan X-23 (Laura) karakteri kendi filmine kavuşacak gibi. Genç yıldız adayı Dafne Keen'in canlandırdığı Laura, Logan'ın en güzel parçalarından birisiydi. Zaten Marvel çizgi roman evreninde de Wolverine öldükten sonra All New Wolverine serisi altında Laura yeni Wolverine olmuştu. Logan'ın yönetmeni James Mangold şimdiden Laura filminin senaryosunu yazmaya başlamış bile ve gelen söylentiler arasında Fox-Disney anlaşmasının bu filmi etkilemeyeceği de var.

Spawn Reboot

Spawn, nevi şahsına münasır karakterler listesinde ilk sıralarda yer alan bir karakter. Özellikle işin çizgi roman kısmında muhteşem bir hikayeye sahip. 1997'de çekilen filmi kötü görsel efektleri ve oyunculuklarıyla hatırlansa da kesinlikle yeni bir filmi hak ediyor. Spawn'ın yaratıcısı Todd McFarlane'in filmle ilgili en büyük dileği R-rated korku/gerilim tarzında bir film olması. Sadece McFarlane'in değil tüm çizgi roman ve sinema severlerin de en büyük arzusu bu olsa gerek.

Nightwing

DC Sinematik Evreni'ninde işler karışık olsa da, bu durum yeni filmlerin gelmesine engel teşkil etmiyor. Dick Grayson sonunda Batman gölgesinden kurtulup kendi filmine kavuşuyor. Hatta filmin yönetmeni büyük olasılıkla Lego Batman Filmi'nin yönetmeni de olan Chris McKay olacak. Bakalım Nightwing'in Robin olmaktan kurtulup kendi karakterine geçiş süreci beyaz perdede nasıl duracak.

Flash Gordon Reboot

Efsanevi uzay savaşçısı Flash Gordon, bu dönemin olmasa bile bir ya da iki önceki dönemin en önemli kahramanlarından.1936 yılında ilk kez beyaz perdeye Fredrick Stephani yönetmenliğinde adım atan Gordon'ın yeni bir filmi gelmesinin zamanı gelmişti. Son olarak 2007-2008 yıllarında bir dizisi çekilse de, dizi başarılı olmanın çok uzağındaydı. Filmle ilgili gelen en umut verici haber ise Kick-Ass filminin yönetmeni Matthew Vaughn'ın filmi çekeceği yönünde. Senaryo içinse bir numaralı aday Mark Protosevich.

Kitty Pryde

X-Men karakterlerine solo film çekilmesi yeni moda oldu. Daha önce Wolverine filmlerine aşina olsak da, Wolverine X-Men evreni içerisinde kendisine ait en çok olay barındıran karakter konumunda. Fakat Kitty Pryde'ın nasıl bir filmi olacak hiçbir fikrim yok. Filmde Kitty'i canlandırması için daha önce Days of Future Past filminde de aynı rolü oynayan Ellen Page'e teklif götürülmüş. Bakalım Kitty'nin tek başına yaşayacağı maceralar neler olacak?

Batgirl

Batman'i sayısız kez beyaz perdede gördük, Robin'i de defalarca kez gördük. Fakat yukarıda yazdığım Nightwing ve bu Batgirl projeleri tamamen yeni Bat-Family hikayeleri. Tabii bu filmin gelmesine daha uzunca bir süre var. Barbara Gordon (Batgirl'ün ta kendisi) önce Birds of Prey filminde bizlere merhaba diyecek, daha sonraki aşamada ise kendi filmine kavuşacak. Hatta gelen haberlerin en sansasyoneli Batgirl filmini Joss Whedon'un çekeceği!

Lobo

Lobo'nun çizgi romanları oldukça kaotik fakat bir o kadar da keyiflidir. Deadpool ile benzer bir çizgide ilerlediğini söyleyebiliriz. O yüzden Lobo filminin gelecek olması şu listede beni en çok heyecanlandıran şey oldu. Şu an için Lobo rolünün en büyük adayı da Dwayne "The Rock" Johnson. Bakalım DC evrenini motorsikletli delisi Lobo, beyaz perdede Deadpool kadar güldürebilecek mi?

Multiple Man

Listede en anlam veremediğim karakter şüphesiz Multiple Man. Çizgi romanlarda bile o kadar önemli olmayan bir karaktere solo film çekmek, Fox'un ne denli "çıldırdığına" en güzel örnek olabilir. Filmin baş rolü için Eric Dane ismi geçiyor. Kendisini daha önce The Last Ship ve Grey's Anatomy dizilerinde görmüştük. Bakalım aynı anda birçok kişiyi oynama konusunda ne derece başarı olacak. Filmin çekim tarihi henüz belli olmasa da, yönetmen koltuğuna James Franco'nun oturması bekleniyor.

Bana göre; Steam NextFest’in en güzel yanı, sürüsüne bereket oyunun demosuna göz atabilmemiz. Böylece, yeni çıkmış veya önümüzdeki dönemde çıkacak oyunlar arasında hangilerinin kişisel zevklerimize hitap ettiğini bizzat test edebiliyor, oyunlar hakkında genel bir kanaat edinebiliyoruz.

Şubat ayında gerçekleştirilen etkinlikte, Nobody – The Turnaround isimli bir oyunun demosu da yer almıştı ve ilginç bir şekilde, etkinliğin en fazla oyuncu çeken demosu olmayı başarmıştı. SteamDB verilerine göre; eş zamanlı olarak 45.000 oyuncu sayısına ulaşan Nobody, bu sayede pek çok oyun severin de radarına girmiş olsa gerek. Eğer siz de bu gruptaysanız, oyunun çıkış takvimi ile ilgili son açıklama ilginizi çekebilir. Oyunun geliştiricisi U.Ground Game Studio ve dağıtımcılığını üstelenen Thermite Games, daha önce ‘2022’ olarak açıklanan takvimi biraz daralttı ve ‘Sonbahar 2022’ olarak güncelledi.

Yapımcıları Nobody - The Turnaround’u bir “yaşam simülasyonu ve hayatta kalma oyunu” olarak tanımlıyor. Dünyamıza çok benzeyen bir paralel evrende, bir metropolün arka mahallelerinde yaşamını sürdürmeye çalışan, alt sınıftan bir karakteri yöneteceğiz. Bu sıradan karakterimizin başı mafya ile belaya girmiş, kız kardeşi kaçırılmış, onu kurtarabilmek için 1 aylık bir süre içerisinde borcu kapatması gerekiyor. Bu borcu kapatmak için de farklı işler yapıp para biriktirmesi gerek. Yapılabilecek işlerin yanında mesai dışı vakitlerinizi geçirmek için gerçekleştirebileceğiniz etkinlikler de çok çeşitli; isterseniz satranç oynayın ister basketbol maçı yapın ister bir cafeye gidp takılın isterseniz bir kitapçıda harcayın vaktinizi, tamamen size kalmış. Oyunun hikaye modunun haricinde bir de sandbox modu bulunuyor; dolayısıyla, hikayeyi bitirdikten sonra da bu moda dalıp şehirde kafanıza göre takılabilirsiniz.

Geliştirici ekip, Nobody - The Turnaround’un “en gerçekçi yaşam simülatörü” olduğunu iddia ediyorlar. Bu iddianın altını doldurabilmişler mi, Sonbahar aylarında hep birlikte görür, değerlendiririz artık. Öncesinde oyun hakkında bir fikir edinmek isterseniz, Steam'den demosunu indirip bir göz atabilirsiniz.