Imperial March'ı verin damardan
Devamını okuFar Cry serisi ile aramda bir gönül bağı olduğu için oyunlardaki kötü adamlara da ayrı bir sevgim var. Far Cry 6'nın ek paketleriyle birlikte Vaas, Pagan ve Father ile oynayabileceğim haberi beni çok mutlu etmişti. Lakin ilk ek paket olan Vaas'ın deliliğinden sonra Far Cry'ın neden oyuncuları delirttiğini bir kez daha hatırladım. Tam da Vaas'ın tanımladığı şekilde mütemadiyen aynı şeyleri yapmak bir noktadan sonra Alt ve F4 tuşlarına olan yakınlığınızı yükseltiyor. En nihayetinde favori Far Cry karakterim Joseph ile oynamak ve onun bilincinden kaçmak ise beni bu deliliğin ötesinde bir tatmin duygusuna kavuşturdu. Ya da ben de artık her Far Cry kötüsü gibi yavaştan delirmeye başlıyorum...
Bundan önceki iki DLC ile tamamen aynı mekanikleri barındıran Joseph: Collapse'ın bana göre en içlerinde en iyisi olmasının sebebi ise atmosferi ve Jospeh'in ta kendisi. Vaas ve Pagan ile empati yapmak biraz zorlama geliyordu. Joseph Seed için ise durum çok farklı. Her ne kadar kendisi de zımzır bir deli olup, peygamberliğini ilan etse de bu yolun yol olmadığını geç de olsa fark etmişti. Far Cry 5'in ve sonrasında yan oyunu New Dawn'ın hikayesinde Joseph'in girdiği yolun sonuçlarına tanıklık etmiştik. Aslında FC 5'in arka planında neyin yaklaşmakta olduğu adeta bağırıyordu (kelime oyunu değil radyolarda nükleer savaş kapıda diye anonslar havalarda uçuşuyordu). En nihayetinde kendi yoldaşlarını ve bu uğurda kurduğu ailesini kaybeden Joseph Seed için bu zihinden kaçış bir kefaret dönemiydi.
Kefaretin Bedeli
Her üç karakter için oyundaki mekanikler hemen hemen aynı olsa da isimler değişiyordu. Vaas ile Cash olarak karşımıza çıkan para birimi Joseph için penance yani kefaret olarak değişmiş. Öldürdüğümüz düşmanlar ve açtığımız sandıklardan topladığımız kefaret puanlarıyla Joseph'i ve silahlarını geliştiriyoruz yani bu konuda hiçbir değişiklik yok. Collapse'ın en göze batan değişimi Joseph'in diğer iki karakterden farklı olarak gerçek bir pişmanlık içerisinde olması ve hayattaki en büyük dayanağı Tanrı'yı bile sorgular hale gelmesiydi. Beşinci oyunun geçtiği Hope County'nin ikonik mekanlarında bu sefer Seed'in haçını tamamlamaya uğraşıyoruz. Ancak aradaki yan işlerin kalitesi diğer iki karakterin çok üzerinde.
Beşinci oyundaki üç ana düşman Faith, Jacob ve John Seed bu kez Father'ın kendini affetmesi için kurtarması gereken karakterler. Özellikle Father'ın göz bebeği Faith ile ilgili o kadar güzel detaylar ve bölümler var ki bir noktada Faith'in nasıl bu tarikata girdiğini ve hayatının elinden alındığını görebiliyoruz. Her şeyi ailesini korumak için yaptığına kendisini inandıran Father'ın bu illüzyondan çıkıp akıl ve mantık çerçevesinde düşünmeye başlaması oyuna epey perspektif katmayı başarmış. Pagan'ın en değer verdiği insan olan kızı Lakshmana'nın bölümlerinde bile bu kurtarılma hissini yaşayamamıştık. Father gerçekten her anlamda çok özel bir karakter.
Tanrı Öldü
Friedrich Nietzsche, bu tarihe geçen sözünün devamında dünyanın sahip olduğu en kutsal ve en kudretli şeyin ardından geriye bir ölü kaldığından bahseder. İşte Joseph'in sorgulamaya başlaması da her şeyi kaybeden bir insanın bu enkazla baş başa kalması. Bu enkazın kalıntılarını Joseph'in kendi çöküntüsü içerisinde haritada bolca görüyoruz, bazen yozlaşmış bir heykeli tamir ederken bazen John, Jacob veya Faith'den af dilerken Joseph kendi günahlarından arınmanın yolunu arıyor ve tanrıyla kavgası da tam olarak böyle başlıyor. İlk iki oyunda karakterlerin iç seslerinin yanı sıra bilinçaltlarında onlarla çatışan bir ses bize oyun boyu eşlik ediyordu. Eh, kendisini peygamber sanan bir adam için bu sesin tanrı olması da hiç şaşırtıcı değil.
İşte Collapse yani çöküşün temelinde de bir günahkarlık/af dileme yatıyor. Alt metinleri bu kadar ilgi çekici olsa da mütemadiyen aynı şeyleri yaptığımız için bir noktadan sonra bu mesajların da anlamı azalıyor. Ancak bu sefer diğer iki ek paketten farklı olarak Joseph, bilinçaltından kaçmaya çalışmıyor. Aksine en çok yapmak istediği şeyi dünyayı daha güzel bir hale getirmeye çalışıyor. Bulduğumuz her haç parçasından sonra haritanın o bölgesi adeta bir kurtarılmış bölge haline geliyor. Yozlaşmış bataklık yerini saf bir güzelliğe bırakıyor. Tabii ki bir kere ölürseniz her şey eski haline dönüyor. Joseph'in nihai amacı ise oyuna ilk başladığımızdan sonra biraz daha değişiyor. Hatta bu karakter gelişiminin sonu da size bırakılmış durumda tabii klasik Far Cry formülünü koruyarak yani aynı şeyleri defalarca yaparak.
Hope County Artık Umutsuz
Far Cry 5'in ana karakteri olarak bizim yaptığımız her şey Father'ı ve tarikatını durdurmak içindi. Tüm bu vahşet ve katliam Joseph'in kalbinde büyük yaralar açmış. Zaten New Dawn'da Father ile konuştuktan sonra eğer biraz keşif yaparsanız FC 5'in ana karakteri Deputy'nin Father tarafından yaptığı her şeye rağmen affedilip bambaşka bir hale büründüğünü görebiliyordunuz. Judge olarak karşımıza çıkan Deputy'nin Collapse içerisinde de büyük bir rolü var. Joseph Seed'in kendi yargıcı olarak değerlendirdiği Deputy neredeyse her boss dövüşünde aşmamız gereken bir engel olarak orada duruyor.
Hope County'nin bir zamanlar umudu olan Deputy'nin Father etkisiyle geldiği hale bakınca beşinci oyunda yaptığımız her şeyin boşa gittiğini anlıyorsunuz. Lakin bu boşa gitme oyunun hikayesini taca atmıyor, aksine kafalarda "Father haklı mıydı?!" şeklinde tatlı bir soru işareti oluşmasına neden oluyor. Yani diğer iki ek pakette zorla bize empati yaptırmaya çalışan UbiSoft genel Father hikayesiyle birlikte bu empatiyi kademe kademe kafanıza yerleştirmeye çalışıyor. Tabii ki Joseph Seed'in özünde bir tarikat lideri ve ruh hastası olduğunu unutmamak lazım, zira dediğim gibi Far Cry serisinde aklı başında insan bulmak pek mümkün değil.
Dönülmez Akşamın Ufkundayız
Vaas ve Pagan ikilisiyle oynarken bilinçaltından kaçmak çok mantıklı bir karardı çünkü ikisinin de dünyaya bakış açısı kendi ihtişamlarını yüceltmek uğrunaydı. Böyle olunca yozlaşmışlık doğrudan düşüncelerinin kendisi olmuş ve kafalarının içi bile yaşanamaz bir hale gelmişti. Father'ın af dileme arzusu ve her şeyi daha iyi bir yere getirme sevdası doğrudan üç DLC arasındaki son bölümü en özel kılan etken oluyor. Eğer kefaret denemesinin sonunda tanrıyla barışıp onun izini takip etmezseniz neredeyse Father'ın tüm düşüncelerinin temelini oluşturan bir olgu ortadan kalkacağı için ekstra zor ama bir o kadar anlamlı bir dövüş sizi bekliyor. Benzer dövüşler Pagan'da kendi alter egosuyken Vaas için ablası Citra şeklinde ilerliyordu. Hiç şüphesiz Father'ın bu "kendi pisliğimi kendim düzelteceğim" düşüncesi içlerinde en tatmin edici olanı. Bu sayede diğer iki DLC'nin aksine tekrar oynanabilirlik biraz daha yukarı çıkmış, ama çok azıcık daha...
Nihayet elimizde tamamlanmış bir ek paket üçlemesi var. Far Cry'ın üçüncü oyundan bu yana getirdiği deli kötü adamların perspektifinden kendi bilinç altlarında bir yolculuğa çıktık. Tabii ki bunu da yine Far Cry kodundan şaşmadan sürekli aynı şeyleri yaparak tecrübe ettik. Diğer iki ek paketin karakterleri beni çok tatmin etmese de Joseph "Father" Seed'i ayrı bir yere koyduğum için bu sefer oynarken karakter ile zorlama değil gerçek bir bağ kurabildim bu da aldığım keyfi yükseltti. Lakin siz eğer Father'a özel bir ilgi beslemiyorsanız üç aşağı beş yukarı üç DLC de birbirinin kopyası şeklinde ilerliyor, tanımlar ve atmosfer biraz farklı olsa da yaptığımız şeyler tamamen aynı. Bakalım Far Cry 6'nın kötüsü Anton Castillo için de ilerleyen dönemlerde bir zihin bölümü gelecek mi? Bir kez de yozlaşmış Yara'ya bir diktatör gözünden bakmak ilginç olabilir.