Doyurucu ve başı sonu belli bir öyküyü anlatıp bitirdiyseniz çoğunlukla onun devamını getirmenize de gerek yoktur. O öyle güzeldir, olduğu kadarı yeterlidir. Ama işte Hollywood böyle tutmuş fikirlerin gereksiz ve zorlama devamlarıyla dolu bir yer. Çünkü para! Gladyatör 2 de bence bu kervana dahil bir film. AMA! Bu onun son derece eğlenceli, görselliği güçlü ve sağlam oyunculuklarla bezeli epik bir şölen olduğu gerçeğini de değiştirmiyor.
Şölen diyorum çünkü Roma’nın kendisi böyle absürt, abartılı ve gösterişle dolu bir zemin. İlk filmin politik bir derdi, Maximus rolünde filmi sürükleyen Russel Crowe’un ağırlığı ve eli yüzü düzgün bir senaryosu vardı. Devam filminde bunların hiçbirisi yok. Onun yerine şaşalı ve zıvanadan çıkmış bir Roma, çok eğlenceli bir performansla Denzel Washington ve dağınık bir senaryo var elimizde.
Hani ucundan kıyısından dünyanın bugün içinde olduğu şirazesi kaymış halin bir yansıması burada da var, evet. Ama bu gibi yorumlar çoğunlukla gergedanların nasırlı toynakları altında eziliyor veya köpekbalıklarına yem oluyorlar film boyunca. İlk filmin intikam teması devam ediyor ve yeni film öncülüne her atıfta bulunduğunda kendi güçsüzlüğünü de kabulleniyor aslında. Gelgelelim ne zaman kendine has çılgın aurasına bürünüp yeni bir şeyler deniyor işte o zaman keyfi yerine geliyor insanın. Keyif almak demişken bu film bulabileceğiniz en büyük -tercihen IMAX- ekranda izlenmek için çekilmiş belli ki. Ridley Scott’ın epik savaş sahnelerindeki ustalığı zaten tartışılmaz, bu sefer çok daha vahşi ve kanlı mücadeleler de bizleri bekliyor. Yani kılıç kalkan aksiyonunu özleyenler buradan memnun ayrılırlar rahatlıkla.
Filmde bir çok noktada tarihsel tutarsızlıklar, Latince olması gerekirken İngilizce yazılmış yazılar göreceksiniz. Bu gibi detaylar belli ki özellikle orada ve dert etmemeniz istenmiş. Filmin pek çok farklı konuyu işlemeye çalışırken hemen hiçbirinde derinleşememesi bence süreyle alakalı. Biliyorsunuz Bay Scott yönetmenin kurgusu versiyonlarıyla meşhurdur ve bana öyle geliyor ki Gladyatör 2 için de yakın zamanda böyle bir versiyon gelecektir. Çünkü neden daha fazla entrika kuran Denzel Washington görmeyelim ki, değil mi? Onun performansı baştan sona filmi sürükleyen bir lokomotif gibi çalışıyor ve olduğu her sahneyi zenginleştirmeyi de başarıyor. Paul Mescal perdeye çok yakışsa ve tam bir Romalı gibi dursa da kesinlikle bir Russel Crowe değil, olmaya da çalışmıyor zaten. Ama bağımsız film ve dizilerdeki cevherini buraya tam yansıtamamış bence. Olası bir uzatılmış versiyonda onun performansının daha doyurucu olması da muhtemel bu arada (Kingdom of Heaven’daki Orlando Bloom gibi) o yüzden kendisine çok da yüklenmiyorum. Pedro Pascal nihayet kendisine verilen farklı bir karakterin altından başarıyla kalkarken ikiz İmparatorlar Joseph Quinn ve Fred Hechinger ellerindeki kısıtlı malzemeyle yapabileceklerini yapıyorlar. Ama onlar da bir Joaquin Phoenix kadar sinsi ve karmaşık değiller.
Sonuçta bu biraz da TikTok kuşağı düşünülerek çekilmiş bir film ve kendi Zeitgeist’ının arkasına motor takmış son sürat akan hikâye anlatı trüklerini devam ettiriyor. İlk film klasik dönem kılıç ve sandal epiklerinin ağdalı yapısını tutup teknik olarak baştan aşağı yenilemişti. İkinci filmse var olduğu kaotik ve karikatürize atmosferin elçiliğini yapıyor. Hepsi bu.
Ki tüm bu kontrolsüz kaosun deli gibi eğlenceli olduğu anlar da yok değil. O yüzden bariz kusurlarına ve tüm gereksizliğine rağmen ben filmin sinemada yaşattığı o deli dolu ve coşkulu ruh halini sevdim. Sonuçta her yaptığımızın da sonsuzlukta yankılanması gerekmiyor değil mi?
Not: 3 / 5
Editörün Notu: İlk filmin ulaştığı seviyeye ve ağırlığa sahip değil ama bu onun meziyetlerinden hiç etkilenmediğimiz anlamına da gelmiyor.
Yönetmen: Ridley Scott
Oyuncular: Paul Mescal, Pedro Pascal, Denzel Washington, Connie Nielsen, Joseph Quinn, Derek Jakobi
IMDB Notu: 7,1
Back to the future , Braveheart ya da the shawshank redemption bidaha çekilecek ya da dizi yapılacak diye ödün kopuyor.