Gaz ve Toz Bulutu - Paralı Modlar Elbet Bir Gün Gelecek

Bu gerçekten kaçmak mümkün değil.

Valve’ın Nisan sonunda yaşadığı sıkıntılar manşetleri bir süre süslemişti. Modların parayla satılması, bunun The Elder Scrolls: Skyrim gibi köklü bir mod geçmişine sahip bir oyun üzerinden yapılması ve Gabe Newell’ın “İnternettekileri kızdırmak” diye bahsettiği tepkiler üstüne planın geri çekilmesiyle karşılaştık. Şöyle bir bakınca, tek haftaya sığdırması zor bir olaylar yığını.

Valve, her daim doğru kararlar veren ya da girişimlerinde her zaman başarılı olan bir firma değil bu arada. 2003te ilk kurulduğunda Steam ciddi problemlere sahipti. Oyunculara kendisini zorla kurduran bir program olmasının yanında verimli de çalışmıyordu. O günlerde Valvea konuya dair bolca eleştiri gitti, çoğu da gerçekten yapıcı konulardı.

Ama daha net bir örnek isterseniz, Steam Yeşil Işık (Greenlight) tam önümüzde duruyor. Valve’ın toplantılarda sürekli verimliliğinden memnuniyetsiz olduğunu söylediği, (ilk itirafı 2014 Ocak ayında Steam Dev Days’deydi hatta) tam olarak tüketici ile geliştiriciyi düzgün bir düzlemde karşılaştıramamış olan, Yeşil Işık alan projelerin bile başarı hikâyelerinin mumla arandığı bir platform. Çünkü büyük kitlelere ulaşabilmeleri için çok karmaşık bir yoldan geçmeliler, bunun sonucunda Steam’in ön sayfasında yer alamadıkları zamanlarda da satılmaları pek mümkün değil. O nedenle Yeşil Işık sönüyor artık, Valve’ın kararı kesin.

Tabii bu adımların ardından Steam Workshop, yani Steam bünyesindeki oyunlara oyuncuların içerik üretebileceği sistem geliyor karşımıza. Steam Workshop, aslında bayağı başarılı bir proje. Sonuçta modlamanın standardize olması, bir nebze kolaylaştırılması ve kendi kendine güncelleme seçenekleri azımsanamayacak artılar. Ama gelin, biz modların ücretli olması kısmına atlayalım hızlıca.

PAKET PARALI, ANİMASYON BEDAVA

Bu olay gerçekleştiğinde iki önemli eleştiri çıktı ortaya. Bunlardan ilki, modların doğasıyla alakalı. Oyun modları, bildiğiniz üzere oyuncunun sevdiği bir oyuna sağladığı içeriktir özünde. Yani tutku barındırır, oyuna karşı sevgi beslemeyi gerektirir. Hepsinin ötesinde, ücretsizdir. İnsanlara ulaşımı, geliştirmesi imkânlı olmalıdır. Çünkü sizin yaptığınız bir paketi başka birisi bir adım ileriye taşır, bir başkası onunla birlikte başka bir mod ortaya çıkarır. Bu özelliklerinden dolayı modların ücretlendirilmesi net bir problemdi.

Diğer konu ise sistemin uygulanışına dair eleştirilerdi. Steam’deki ücretli mod sistemi, olay yaratan Art of the Catch’in geliştiricisi Chesko’ya göre şu şekilde: Modu geliştirenler, Bethesda’dan sadece %25’lik bir pay alıyorlar satılan ürünlerden. Bunun yapısı, hangi modların satışa sunulacağı gibi konuların belirsizlikleri de diğer bir eleştiri çığını harekete geçirdi.

Bu iki eleştirinin birleştiği nokta ise Skyrim. Çünkü Skyrim, Steam Workshop’taki en fazla nitelikli içeriğe sahip oyunlardan biri. Üstelik bu modların birbirilerinin içine girmiş olması işleri daha da zorlaştırıyor. Art of the Catch’in olay olmasının sebepleri altında ücretsiz bir animasyon moduna ihtiyaç duyması da vardı. Yani para vererek aldığınız modu kullanmak için ücretsiz bir tane daha indiriyordunuz. E peki o animasyon paketinin geliştiricisi paradan pay alıyor muydu? Hayır, ama o zaten bunu zevk için, oyunu sevdiği için yapmıştı. Ama yine de Chesko’ya konuya dair sıkıntısını bildirmişti. Çünkü o, mod yaparken bu işten para kazanmak aklında yoktu ama kazanma şansı varken niye yaptığı iş bedava kalıyordu? Gördünüz mü, bir tarafta gelirin dağıtımı yükselirken diğer tarafta modların tanımı ve topluluğunun kendisini biçimlendirişi çıkıyor karşımıza.

Ama tüm bunlara, tüm tartışmalara ve Valve’ın geri adım atmasına rağmen bu güzel bir denemeydi. Benzer bir konuyu ele almış olan Rob Fahey’in sözünden alıntı yapmak istiyorum:

‘’Valve’ın bu hareketi stratejik değil, taktiksel ve Steam Workshop’un geneline bu tüketici sistemini yerleştirmeye kararlı.’’

Er ya da geç, durumun bu olacağına inanıyorum ben de. Çünkü modlama sistemi, uzun zamandır dokunulmayan ve geri dönüşü hem aracıların, hem geliştiricilerin, hem de modları yapan insanların beslenebileceği kadar büyük.

Yine Chesko’nun belirttiği güzel bir nokta var: Skyrim gibi bir oyun dolayısıyla mağaza sayfasında tepede olmak… Hayran kitlesi kalıplaşmış bir oyunun içerik sağlayıcısı olabilmek, kişinin tanınırlığı açısından önemli bir koz. Üstelik, yapılan ürünün satışı anlamında da artı sağlıyor bu. Az bilinen bir türde oyun yapan ufak bir ekibin Steam’deki kazancı ile Skyrim gibi modları sükse yapmış bir oyuna mod sağlayan tek bir geliştiricinin kazançlarını zihninizde yan yana koyun bir. Net bir şey söylenmese de, %25'lik pay Chesko’ya çok da kötü gelmemiş bu kıyaslamada. Tabii yeni ve yaratıcı oyunların çıkmasının karşısında yaratıcılığı öldürmesi olası, yaratıcı insanların aynı düzenin parçası modlar üstünden ilerlemeyi seçmesi de olumsuz bir sonuç doğurabilir. Eğer Skyrim’in bir süredir modları paralı olsaydı ve işler yolunda gitseydi, bugün sahip olduğumuz birçok bağımsız oyunu elden kaçırabilirdik belki de, kim bilir.

İşe geliştiriciler tarafından bakarsak, çıkan oyuna daimi içerik sağlanıyor olması satışları pek tabii olumlu etkileyecektir. İçeriğin tükenmediği düşüncesi özellikle açık dünya oyunları ya da bir serinin parçası olan oyunları ayakta tutacaktır, bunca zamandır tutuyor da. Yakın bir örnek istiyorsanız, Mount & Blade: Warband’e bakın. Tabii satılan modlardan geliştirici ekibin de alacağı bir pay var nihayetinde. Ne kadar büyük ya da ne kadar küçük olursa olsun, bu da dikkate alınmalı.

 

PEKİ SİSTEM GERİ DÖNDÜĞÜNDE?

Büyük bir tepki olacaktır. Bunun olmamasını bekleyemez kimse. Ama Steam’in kendisini Half Life 2’ye zorunlu kılmasının tantanası söndü, insanlar Uplay ve Origin’den oyun alıyorlar bolca. Oyuncular bu değişimleri hızlıca kabul ettiler. O nedenle modların parayla satılması tartışması da bir süre sonra sönecektir. 

Ama tüm modların parayla satılacağını da düşünmeyin. Valve’ın böyle bir politikası olduğunu hiç sanmıyorum. Zaten Nexus gibi mod dünyasında uzun süredir yer alan diğer kurumlar da ayakta kalacağından, insanların sevdikleri oyunlara içerik üretme zevkleri devam edecektir. Ama büyük modların, oyunu değiştiren içeriklerin sağlayıcıları bunlardan para kazanmayı kötü bir yol olarak görmeyeceklerdir. Valve’ın getireceği yeni ekonomik düzenlemede de geliştirici firmalar içeriği taşeron bir ekibe yaptırmanın maliyetini beğenirlerse, kendi kendini besleyen bir sisteme girmiş oluruz. Otomobili başka bir ülkeye yaptırır gibi içerik ürettirmek… Fikir çok güzel. Tabii içerik konusunda mod yapımcılarının özgürlükleri ellerinden alınmazsa.

‘’Oyuncular yarım çıkan oyunları kabul etmez!’’ dediğinizi duyar gibiyim. Ama her ne kadar sekteye uğradıklarına dair raporlar görsek de AAA oyunların tüm hatalarına rağmen peynir ekmek gibi sattığını hepimiz biliyoruz. Yani oyun dünyasında oyuncular olarak tüm o havalı tavırlarımıza rağmen sevdiğimiz serinin ilk yeni fragmanında koyveriyoruz kendimizi. Ardından 60 dolar (ya da 200TL) cepten çıkıveriyor. O nedenle evet, içerik modcular tarafından birer DLC gibi hazırlanıp ek ücretlerle (ama 3-5 TL, neden vermeyelim canım?!) sunulduğunda da bir başkaldırı olmayacaktır. Mühim olan, PC oyun geliştiricilerinin bu konuda kendilerini ne kadar salacaklarına karar vermeleri.

Ayrıca modlar, PC oyunculuğunun (son yıllarda biraz unutulmuş olsa da) en güçlü olduğu yanlardan biri. Bunu kullanmayı tekrar hatırlayıp, modları unutulmuş bir mağarada kendi kendine yaşayan bir topluluktan tekrar spot ışıklarının altına taşımayı becerirlerse sonucu muazzam olur. Zaten Valve’ı bu konuda başarılı gösteren, yeni adım atmaktan çekinmeyen bir firma olarak el üstünde tutturan da bu. Çünkü aradaki kişi, yani ‘’middle man’’ olarak oyuncu-firma-modcu noktalarının arasındaki çizgileri çeken platform Steam olacak. E tabii bunun da bir maddi payı mutlaka gelecek. The Internatonal’ın havuzunu doldurmak için satılan Compendium’un gelirleri komple ödül havuzuna mı aktarılıyor sanıyorsunuz? Yo, hayır. Sadece %25’i gidiyor o havuza. Düşünün bakalım Valve ne kadar para kazanıyor…

Paralı modlar geliyor arkadaşlar. Skyrim gibi kalıplaşmış bir isimdense yeni, tümüyle bunun üstüne kurulabilecek bir markayla ya da bambaşka bir denemeyle. Çünkü tüm veriler bu işin olumlu yanlarının ağır bastığını söylüyor. En azından ekonomik anlamda olumlu. Tabii modculuğun o saf düşüncesi ve tanımı bununla birlikte silinip gidecek, diğer birçok konuda olduğu gibi işin içine paranın girmesi onu kirletecek. O gün gelene kadar, mod kültürünün bu güzel halinin tadını çıkarmaya devam edelim en iyisi biz.

YORUMLAR
Parolamı Unuttum