İlk Bakış - Batman: Arkham Knight

Kara Şövalye’nin son macerasına hazır mısınız?

 

 Bu yazı daha önce Oyungezer Dergisi'nde yayınlanmıştır.

Wayne Malikânesi’ne hoş geldiniz. Adım Alfred. Ah… demek beni tanıyorsunuz? Onur duydum. Buyurun, içeri geçin lütfen. Korkarım Efendi Bruce şu anda biraz meşgul, neyle olduğunu bildiğinizi tahmin ediyorum, o müsait oluncaya kadar size ben eşlik edeceğim.

Efendi Bruce maalesef bu aralar kendini “diğer işine” biraz fazla kaptırmış durumda, yemeklerini bile aşağıda yiyor. Her ne kadar itiraf etmek istemese de 1 yıl önce Arkham City denen o izbe yerde yaşanan olaylar ve vahim sonuçları onu derinden etkiledi. Bu da Bay Wayne’i iç hesaplaşmalara, karamsar düşüncelere ve kendisiyle yüzleşmeye itiyor. Onu bu tür düşüncelerden alıkoymaya çalıştıysam da maalesef başarı sağlayamadım. Korkarım Hugo Strange adındaki o canavarın da bunda etkisi büyük oldu. Anladığıma göre şehrimizi tehdit eden tüm o süper kötülerin varoluş sebebinin Batman olduğunu iddia etmiş.

Evet, sizin de orada olduğunuzu biliyorum. Zaten siz olmasaydınız ne Arkham Asylum’da ne de Arkham City’de bu kadar büyük bir başarı sağlayabilirdik. Efendi Bruce’a bu onurlu görevinde yardım ettiğiniz için size minnettarım. Aslına bakarsanız sizi tam olarak bunun için davet ettim. Evet, sizi arayan bendim; Efendi Bruce geleceğinizden bihaber. Sorun şu ki yeni bir tehdit kapımızda, üstelik durum bu sefer her zamankinden de kötü görünüyor. 

Dikkat! Arkham City'ye Dair Spoiler Başlangıcı!

Sizin de bildiğiniz gibi Joker’in ölümünün ardından geçtiğimiz yıl içerisinde suç oranları bir hayli düştü. Hatta Gotham Halkı kendisini hiç bu kadar güvende hissetmemişti desek yeridir. Lâkin görünüşe bakılırsa kendilerini eskisine nazaran daha rahat hisseden kişiler sadece masum vatandaşlarla sınırlı değilmiş. Çünkü şu son zamanlarda edindiğimiz bilgilere göre Penguen, İki-Surat ve Harley Quinn gibi ezeli düşmanlarımızdan oluşan bir grup süper kötü, oldukça büyük bir şeylerin peşinde. Evet, hep birlikte… Bu da yetmiyormuş gibi bir de başlarında Dr. Jonathan Crane’in, yani nam-ı diğer Korkuluk’un olduğunu öğrendik.

İtiraf etmeliyim ki düşmanlarımızın beraber çalışması pek de alışık olmadığımız bir durum. Ama belki de buna şaşırmamak gerek. Ne de olsa Joker her zaman kaosla beslenen biri olagelmiştir; bir yandan Batman’i sürekli meşgul tutarken öbür yandan da diğer süper kötülerin arasına nifak tohumları ekmekten geri kalmazdı. Sanırım bunu… komik buluyordu, ne demek istediğimi anladığınızı sanıyorum. Fakat Joker’in yokluğu, diğerlerinin aralarındaki düşmanlığa kısa süreliğine de olsa bir son vermiş gibi gözüküyor. Tahmin edeceğiniz üzere hepsinin de tek bir ortak gayesi var: Batman’i temelli ortadan kaldırmak.

Garip… Her zaman için kendisine Joker diyen o adam olmasaydı işler nasıl olurdu diye merak etmiş, hatta içten içe her şeyin daha basit olacağına inanmıştım. Ne ironiktir ki Suçun Soytarı Prensi’nin yokluğu bizi çok daha büyük bir kaosa ve anarşiye sürüklemek üzere…

Spoiler Sonu

Penguen, İki Surat, Korkuluk ve Harley Quinn… Ve tabii bir de Riddler! Ne zaman ortalık karışsa Bay Edward Nigma da mutlaka sahneye çıkar ve gelmiş geçmiş en zeki varlık olduğunu kanıtlama çabasına girer. Efendi Bruce, bu kez de geri kalmayacağına emin görünüyor. Riddler oralarda bir yerde Kara Şövalye’yi alt etmek için bekliyor olacak, buna emin olabilirsiniz.

Ama – kendimi ifade ediş şeklimin kusuruna bakmazsanız – biz de bu süre içerisinde boş oturmadık elbette. Her şeyden önce Batman’in artık yeni bir kıyafeti var. Klasik kostüme nazaran daha iyi bir koruma sağlayan bu kıyafet esnek çelik kaplamalara sahip. Tek işlevi bu değil elbette, aynı zamanda da Batman’e yeni hareket imkânları da sağlıyor. Örneğin artık daha uzun mesafelere erişebilen bir kancamız var. Efendi Bruce ona “Mark II Graple” adını verdi. Evet, evet, biliyorum… şu Demir Adam çizgi-romanlarındaki kıyafetleri çağrıştırıyor, ama onun sadece bir çizgi-romandan ibaret olduğunu unutmayın lütfen. Bizimki ise gerçek…

Mark II Graple ve yeni kıyafetin bir araya gelmesiyle de Batman’in havada süzülüş hızında gözle görülür bir artış yakalamayı başardık. Ki bu özellik oldukça işimize yarayacaktır. Siz de takdir edersiniz ki hareket alanımız artık sadece Arkham Asylum’un klostrofobik koridorları ya da Arkham City’nin dar ara sokaklarıyla sınırlı kalmayacak. Burada tüm Gotham’dan söz ediyoruz. Daha geniş sokaklar, daha yüksek binalar, daha geniş bir arazi… Gotham Şehri’nin Arkham City Hapishanesi’nden 5 kat daha büyük bir alana sahip olduğunu da unutmamak gerek tabii.

Fakat bu genişlik yanında başka bir avantajı da getiriyor: Batmobile. Batman’in meşhur arabasının methini duyduğunuza eminim, ama daha önce onu yakından görme fırsatını hiç yakalayamamıştınız. Arkham Asylum’da arabaya yapılan saldırı hariç… Lâkin bu kez onu korumanıza gerek kalmayacağından emin olabilirsiniz. Batmobile tamamen kurşun geçirmez zırhlarla donatılmış, oldukça güçlü ve de süratli bir araçtır. Sadece Kara Şövalye’ye şehir içinde hızlı hareket imkânı tanımakla kalmaz, aynı zamanda da ona ekstra bir koruma sağlar.

Batmobile jet motoru sayesinde normal bir aracın erişemeyeceği bir hıza erişebilir, rampalardan atlayabilir, barikatları yıkıp geçebilir, hatta kısa süreliğine duvarlarda gidebilir. Sahip olduğu silah mekanizması sayesinde düşman araçlarının motorlarını bozup arabalarını kullanılmaz hâle getirebilir. Ayrıca otomatik takip sistemi sayesinde Batman’i onu nereye park ettiğini düşünme zahmetinden de kurtarır; araç ona engel teşkil etmeyecek ama ihtiyaç anında da çabucak yanına gelecek bir mesafeden, hemen köşe başından onu takip eder. Hırsızlara karşı da oldukça caydırıcı bir elektroşok sistemi barındırır. Zaten onu çalmaya kalkışacak kadar budala biri olduğunu sanmıyorum, genelde sadece şöyle bir görünmesi bile çoğu suçlunun oradan koşarak uzaklaşmasına neden oluyor. Kesinlikle faydalı bir oyuncak…

Tabii bir de…

(Tam o esnada bir şey Alfred’in dikkatini çekiyor. Pahalı mobilyalarla döşeli geniş salonun karşı tarafında, sessize alınmış dev ekran bir televizyon bu. Wayne Ailesi’nin sadık kahyası telaşlı adımlarla o tarafa ilerlerken başka ne yapacağınızı bilemediğinizden siz de peşine takılıyorsunuz. Ekrana baktığınızda sarışın bir haber muhabirinin ateşli bir şekilde bir şeyler anlattığını görüyorsunuz ama doğal olarak ne dediğini anlayamıyorsunuz. Alfred oraya varır varmaz kumandayı kapıyor ve televizyonun sesini açmaya başlıyor.)

“…her zamanki gibi Gotham News ve Vicki Vale farkıyla size sadece ve sadece gerçeği aktarmak için olay yerindeyiz. Az önce aldığımız bir habere göre Korkuluk adıyla bilinen Dr. Jonathan Crane, Gotham Şehri Polis Departmanı’ndan Komiser James Gordon ile iletişime geçmiş ve şehrin farklı noktalarına bombalar yerleştirdiğini ihbar etmiş!”

(Vicki Vale konuşmasını sürdürürken görüntü değişiyor ve Gotham Köprüsü’nün hıncahınç manzarası geliyor ekrana. Sarı renkli okul otobüsleri, özel araçlar ve ambulanslar karman çorman bir yığın hâlinde ve de klakson gürültüsü eşliğinde şehirden çıkmaya çalışıyor. Arada onlara yol göstermeye ve düzeni sağlamaya çalışan tek tük ekip arabaları çarpıyor gözünüze.)

“Polis güçleri şehri hemen tahliye etmeye başladılar. Şu anda sokaklara tam bir kaos hâkim. Herkes mümkün olduğunca çabuk bir şekilde şehri terk etmeye çalışıyor. Bu esnada… İşte! İşte orada! Komiser. Komiser Gordon!”

(James Gordon’ın tanıdık siması ekranda beliriyor. Yaşlı adam her zamankinden de yorgun ve oldukça telaşlı görünüyor.)

“Bayan Vale! Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz burada? Ekibinizi toplayın ve hemen şehri terk edin!”

“Komiser! Özel bir röportaj yapabilir miyiz acaba? Söylentiler doğru mu? Korkuluk’tan bir tehdit mesajı aldınız mı? Gotham News izleyicilerine bu konu hakkında ne söylemek istersiniz?”

“Ne mi söylemek isterim? Sizce de her şey yeterince açık değil mi Bayan Vale?” (Bir elini şehrin çıkışına doğru ilerleyen araç konvoyuna doğru sallıyor) “Evet, Korkuluk’un şehre korku gazı dolu birkaç bomba yerleştirdiğine dair bir mesaj aldık. İşi şansa bırakamazdık, bu yüzden sivil halkı tahliye ediyoruz. Siz de bir an evvel buradan ayrılsanız iyi edersiniz!”

(Komiser Gordon bu noktada kameraya sırtını dönüyor ve polis merkezinin çatısındaki birine el sallıyor. Çatıdaki memur anladığını belirten bir işaret yapıyor, bir anlığına gözden kayboluyor ve sonra devasa bir spot ışığı gökyüzünü aydınlatarak havaya bir yarasa sembolü yansıtıyor.)

“İyi ama… Bizim tanıdığımız Korkuluk bu tarz yöntemlere başvurmaz; korku gazını kullanmakta tereddüt etmez. Sadece yapar ve sonuçlarını izler; tıpkı sadist bir doktor gibi… Siz de burada bir tuzak kokusu almıyor musunuz Komiser?”

“Bunu bilmediğimi mi sanıyorsunuz Bayan Vale?”

“Bile bile Batman’i tuzağa mı yolluyorsunuz yani?”

“Bunu o da biliyor. Ama başka çaremiz yok. Bunu sadece o durdurabilir. Sadece o… Şimdi izin verirseniz kızımı aramam gerekiyor. Siz de şehri bir an önce terk etseniz iyi olur. Beni zor kullanmaya mecbur etmeyin bayan Vale.”

(Gordon hızlı adımlarla görüntüden çıkıyor ve Vicki Vale hızlı hızlı bir şeyler anlatmaya koyuluyor, ama ne dediğini duyamıyorsunuz çünkü Alfred televizyonu tekrar sessize alıyor. Yaşlı kahya başını iki yana sallıyor ve dönüp size bakıyor.)

Korkarım olaylar beklediğimizden daha çabuk gelişiyor. Komiser haklı… Bu kesinlikle bir tuzak ve Batman bunun tam ortasına doğru ilerliyor. Hatta tam şu anda yola çıktığından gayet eminim. Bu kez… bu kez işlerin çok farklı gideceğine dair bir his var içimde. Eğer önüne geçilmezse olaylar çok kötü bir biçimde sona erebilir. Özellikle de Bay Wayne’in içinde bulunduğu psikolojik durum göz önüne alındığında… Bu, Kara Şövalye’nin son macerası olabilir, ne demek istediğimi anlıyor musunuz? Size ve kıymetli yardımınıza son bir kez daha ihtiyacımız var.

(Alfred tokalaşmak üzere elini size uzatıyor.)

Bizimle misiniz?


EKSTRALAR

 

YENİ GOTHAM

Arkham Knight, Gotham Şehri’nin merkez bölgesinde geçecek. Üç farklı adadan oluşan bu bölge, Arkham City’nin geçtiği Eski Gotham’a göre daha yüksek binalara ve daha geniş caddelere sahip. Fakat Rocksteady’nin üzerinde ısrarla durduğu bir nokta var: “Bugüne kadar yapılmış en büyük açık-dünya oyununu tasarlamak gibi bir niyetimiz yok. Tek istediğimiz tıpkı önceki oyunlarda olduğu gibi her karesi dolu dolu olan, serinin hayranlarını şaşırtacak sürprizler barındıran bir şehir oluşturmak,” diyor oyun yönetmeni Sefton Hill. Oyunda yer alacağı kesinleşen bölgeler arasında Falcone Gemicilik, Çin Mahallesi, Gotham Tren Yolları, Oracle’ın Saat Kulesi ve Yeni Gotham Polis Merkezi yer alıyor.

Her ne kadar Yeni Gotham tahliye edilmiş olsa da sokakları tamamen boş olmayacak. Çoğunlukla birbirleriyle kapışan suçlular ile polis güçlerine, araba kovalamacalarına ve toplu yağmalara tanık olacağız. Oyunda, Arkham City’de bir seferde gördüğümüzün üç-dört katı daha fazla düşmanla karşılaşacağız. Hatta bazı yerlerde vitrinleri yağmalayan, arabaları deviren, duvarlara grafittiler çizen 50 kişilik gruplar bulacağız karşımızda.

BRUCE WAYNE’İN İKİLEMİ

Arkham City’de yaşadığı olaylar Bruce Wayne’i bir hayli olumsuz yönde etkilemiş durumda. Aradan geçen bir yıl boyunca Wayne sadece Joker ile arasındaki ilişkiyi gözden geçirmekle kalmamış, aynı zamanda Batman olmanın artılarına ve eksilerine de bol bol kafa yormuş olarak çıkıyor karşımıza. Üstelik bu kez bir başka zor kararla karşı karşıya: Barbara Gordon.

Eskiden Batgirl maskesi altında Dinamik İkili’ye yardım eden Barbara, Joker tarafından sakat bırakılıp tekerlekli sandalyeye mahkûm edildiğinden beri görevine Oracle ismiyle devam etmekte. İlk iki Arkham oyununu oynadıysanız kendisini telsiz konuşmalarımızdan hatırlıyorsunuzdur mutlaka. Komiser Gordon, biricik kızının halkın geri kalanıyla birlikte şehir dışına çıktığını zannediyor, oysa Oracle, Batman’e yardımcı olmak için Gotham sınırları içerisinde kalmaya mecbur. Yani Batman, belki de hayattaki en yakın dostuna kızı hakkında yalan söylemek ve Barbara’yı göz göre göre tehlikeye atmak zorunda. Yapımcılar bu üçlünün arasında geçen olayların hikâyede önemli bir yer edineceğini çıtlatıyorlar bizlere. 

BATMOBILE’I SÜRMEK YA DA SÜRMEMEK...

Rocksteady, Batmobile’ın sadece güzel görünen bir araçtan çok daha fazlası olması ve oyunda önemli bir yer edinmesi için çok çabalamış. Batmobile sadece oyuna bir nevi fast-travel sistemi getirmekle kalmıyor (evet, oyunda Batwing yok), aynı zamanda da Batman’in hareket esnekliğiyle de uyumlu olarak çalışıyor. Bunlardan biri de Batman’i havaya fırlatıp peleriniyle süzülebileceği bir yüksekliğe çıkartmak.

Firmanın bir diğer özen gösterdiği noktaysa oyuncuların sürekli Batmobile kullanıp Grapling Gun’ı boş vermelerine, ya da tam tersine mahal vermemek. “Elbette ki ne zaman isterseniz ikisini de kullanmakta özgürsünüz. Fakat sadece birine bağlı kalmayacağınızı da belirtmem gerek. Her ikisine de ihtiyaç duyduğunuz yerlerle karşılaşacaksınız,” diyor Hill.

NEXT-GEN

Arkham Knight, sadece yeni nesil konsollara gelecek (bir de PC’ye elbette). Fakat bunun gayet mantıklı ve iştah kabartıcı bir nedeni var. Arkham Knight’ta her bir karakterin poligon sayısı ve kaplama yüzeyleri, Arkham City’nin tamamına denk geliyor! Aynı şekilde, sadece Batmobile’ın kapladığı alan tamı tamına 160 megabayt; yani tamamlanmış bir Xbox 360 oyunun cihazın hafızasında kapladığı boyut kadar.

Yağmur yağdığında sokaklar gerçek zamanlı olarak ıslanacak, Batman’in pelerininden sular gerçeğine uygun olarak damlayacak, kanalizasyon kapaklarından buharlar yükselecek… Bunların yanı sıra artık oyunda hiçbir yükleme ekranı da bulunmuyor. Yani binalara girip çıkarken karşılaştığımız o kısa süreli geçiş efektine artık rastlamayacağız. Dahası, bir binanın içerisindeyken dışarıdan gelen sesleri de duyabileceğiz. Buna ek olarak dilediğimiz takdirde havada süzülürken pencereleri kırıp geçebilecek ve düşmanlarımıza sürpriz saldırılar da düzenleyebileceğiz.

YENİ HAREKETLER

Her Batman oyununda olduğu gibi bunda da yeni hareketlerimiz var elbette. Her şeyden önce Batman artık havada süzülürken de aletlerini kullanabilecek. Mesela çatıdan aşağı süzülürken çabuk hareket tuşlarını kullanarak rakiplerimize Batarang fırlatabileceğiz. Bir başka silahımız Zip-Line’ı yine havada süzülürken kullanabilecek ve istediğimiz herhangi bir noktada kendimize bir gözlem noktası oluşturabileceğiz.

Bunun yanı sıra birkaç yeni dövüş mekaniği de oyuna eklenmiş. Artık çevre elementlerini de dövüşün içerisine katabileceğiz. Örneğin rakiplerimizden birini yakınlardaki elektrik kutusuna çarptırıp ona kısa süreli bir şok geçirttirmek gibi seçeneklerimiz olacak. “Fear Takedown” adlı bir diğer hareket ise birbirine çok yakın duran üç rakibi aynı anda ekarte etmeye yarıyor. Tabii düşmanlarımız da boş değil. Eskiden sadece iri rakiplerimiz üzerimize koşarak saldırırken artık her düşman bunu yapabiliyor olacak. Tabii normal ölçülerde olanlar suratlarına yedikleri tek bir Batarang ile nakavt olacak, o ayrı.

VE BAŞROLDE KEVIN CONROY!

Aslında Arkham Origins de seslendirme konusunda gayet iyiydi, ama şurası bir gerçek: Ne kadar başarılı olursa olsun hiç kimsenin sesi Batman’e Kevin Conroy kadar yakışmıyor. Dile kolay, adam bu işi taa 1992’den beri yapıyor. Ve ne mutlu ki Arkham Knight’ta Batman’i yine Conroy seslendiriyor! Ayrıca ilk iki oyundan tanıdığımız diğer sanatçılar Wally Wingert (Riddler), Nolan North (Penguen), Troy Baker (İki-Surat) ve Tara Strong (Harley Quinn) da bu oyunda bir kez daha hünerlerini konuşturuyor (Ah Hamill, ah). Maalesef yazar konusunda bu kadar şanslı değiliz, çünkü senaryoyu yazan kişi bu kez Paul Dini değil, Sefton Hill.

TEK TABANCA

Arkham Origins’in çok oyunculu modunu sevdiyseniz size üzücü bir haberimiz var: Rocksteady cephesinde çok oyunculu bir mod yapmak gibi bir durum söz konusu değil. “Başından beri tek hedefimiz gelmiş geçmiş en iyi tek kişilik senaryoyu kurmak üzerine oldu. Tüm enerjimizi ve zamanımızı buna harcıyoruz, çok oyunculu bir mod yapmak gibi bir fikrimiz yok. Zaten oyunun buna ihtiyacı da yok,” diyor Sefton Hill.

ARKHAM KNIGHT

Bu kez oyunumuzun adı, içinde bulunduğumuz mekâna değil de karşılaşacağımız yeni ve gizemli bir düşmana ait: Arkham Knight. “Daha önceki oyunlarımızda Batman külliyatına yeni bir karakter katmamıştık ama bu kez DC Comics ile baş başa verip sıfırdan bir kötü adam tasarladık. Yani Arkham Knight’ı,” diye açıklıyor Hill. Göğsünde Arkham Asylum’un “A” harfini taşıyan, askeri teçhizatlar kuşanan ve silah kullanan bu yeni karakter Batman’e denk yeteneklere sahip olacak, oyun boyunca çeşitli yerlerde karşımıza çıkacak ve Kara Şövalye’yi öldürmeye çalışacak. Rocksteady karakterle ilgili detayları bir sır gibi saklıyor ve yepyeni bir kişi olduğu konusunda oldukça ısrarcı davranıyor. Ama serinin hayranları arasında şimdiden bir sürü teori dolaşmaya başladı bile. Kimileri onun Hush olduğunu iddia ediyor, kimileriyse Prometheus. Belki de Red Hood? Siz ne dersiniz?

ROCKSTEADY NOKTAYI KOYUYOR

Rocksteady’nin bizlere yine eşsiz bir deneyim sunacağından hemen hemen eminiz. Bununla birlikte Arkham Knight, Rocksteady yaftası altında çıkan son Batman oyunu olacak. Oyunun sonunun nasıl biteceğine dair hiçbir fikrimiz yok ama görünüşe göre firma çalışanları bunu Arkham City’yi tasarladıkları günden beri biliyorlarmış. “Hikâyenin ne yöne doğru gittiğini ve nasıl bitmesini istediğimizi biliyoruz. Hiçbir zaman aynı anda farklı projeler üzerinde çalışmadık ve yaptığımız her oyuna son projemizmiş gibi muamele ettik. Arkham Knight, ilk iki oyunda anlatılan hikâyeyi mantıklı bir şekilde tamamlayacak ve bizim adımıza Batman serisine bir son verecek. Üstelik bunu oldukça da etkileyici bir sonla yapacak,” diyor Hill.  

 

YORUMLAR
Parolamı Unuttum