İnceleme: Battlefield 4

Not: Bu yazı daha önce Oyungezer dergisinin Kasım 2013 sayısında yayınlanmıştır.

İsveçli bilim insanlarına: "Memleketinizin mamulü olan Battlefield 4 gibi multiplayer bir oyuna neden hâlâ zorlama bir tek kişilik hikaye modu yapılıyor?" diye sorduk... Bir değil, tam üç cevap aldık:

1- Öncekiyle aynı gözüken bir oyunu "yeni" diye satabilmek için, Battlefield 3'ten tamamen farklı bir yanı olmasına ihtiyacınız vardır.

2- Oyunun reklamlarında kullanılacak fiyakalı aksiyon sahnelerine ve "vay anasına!" dedirtecek gerçekçilikte karakter suratlarına ihtiyacınız vardır.

3- Her bölümünde Frostbite 3 motorunun nelere kadir olduğunu gösterecek, multiplayer kaosundan uzak, kontrollü oynanış alanlarına ihtiyacınız vardır.

Sonra mikrofonları Türk bilim insanı Sinan Akkol'a çevirdik: "Peki, şu güzel oyunun tek kişilik bir bölümcüğünün olması çok mu battı ha, bre zındık?" diye haykırdık... "Yoo" dedi bir şeyler tıkıştırırken ağzına, "hiç de değil, aksine, üçüncü oyunun içinden tek bir an bile hatırlamadığım korkunç hikaye modundan daha iyi bile olmuş... Ama bence gereksiz yine de... Nomnom!"

Oyunun görsel gücüne inanmak gerçekten çok güç. Surat ifadeleri, çevre grafikleri Crysis 3 seviyesinde, ama ondan çok farklı olarak donuk ve daha gerçekçi. Tek kişilik senaryo bir "bombastik ara sahne", bir "ekrana koşturup bir yerlere saklanan askercikleri kafalarından vurma" oyunu şeklinde ilerliyor. Şöyle bir bakıyorum da, şu garibanlara biraz yapay zeka enjekte etselerdi, bambaşka bir deneyim olabilirdi BF4'ün tek kişilik modu. Her çatışma önceden ayarlanmış, her asker kafasından vurulmakla mükellef.

Yine de DICE'ın taktiği tutmuş olacak ki, "Bunu yeni bir oyun değil, BF3 harita paketi olarak çıkartsaydınız ya!" da diyemiyoruz hikâye modu sayesinde. Senaryo modunun beni örseleyen yanı oynanıştaki güdüklüğü falan değil, sığ hikayesi oldu. Hikayeyi tam anlamak için, oyunun öncesinde geçen Countdown to War adlı romanı okumuş olmak gerekiyor. E babacım, zaten 5 saat süren bir ana senaryonun yetersiz olacağını düşünmüşsünüz baştan ki öncesini konu alan kitap yazmışsınız. Şunu adam gibi 8 saat falan yapaydınız da, bari hikayeyi tam bileydik! Bir de üstüne alışıldık Amerikan goygoyu basınca iyice tırtlamış...

Neyse neyse... Biz oyunun senaryoda harcadığımız 6 saatine takılıp sonraki 500 saatini ıskalamayalım.

Diyelim senaryoya hiç bakmadan multiplayer modlarına daldınız... Harita yüklendikten sonra ALT+TAB ile geri dönüp Origin'e bakacaksınız "Yanlışlıkla Battlefield 3'e mi girdim?" diye. Ara birimden grafiklere kadar ilk bakışta her şey aynı çünkü. Lakin, zaten çalışan ve neredeyse mükemmelleştirilmiş olan BF3'ün arabirim, grafik ve hissiyatını değiştirmeden üstüne birçok şey eklemiş DICE ekibi. BF3'e benzerliği ve bu yüzden ayrı bir oyun olarak çıkmaması gerektiği yönündeki BF4 eleştirilerini haksız buluyorum. Hiçbir yeni FIFA'yı tekrarlanan elementler yüzünden eleştirmezken, BF4'ü eleştirmek ikiyüzlülük gibi geliyor bana.

LEVOLUTION

Battlefield 4, 10 tane yeni haritayla geliyor... Bakın, hâlâ "yeni harita" diyorum, sanki üstüne eklenen bir önceki haritalar varmış gibi... O kadar BF3 devamı geliyor. Düzeltiyorum, Battlefield 4, 10 haritayla geliyor. Oyunun ruhu ve canı olan Conquest ve Conquest Large haritalarının kırpıklarından Team DM, Domination ve Rush haritacıkları yapılmış. Ancak bu 10 yeni harita çok güzel. Eğer beğenmediğim bir tane söylemem gerekirse, Rogue Transmission bayağı gereksiz bir harita, yarısı çanak antenden ibaret olan. Ancak o bile eğlenceli... Esas dananın koptuğu haritalar olan Paracel Storm, Siege of Shangai, Flood Zone gibi haritaların tadı araçlarla çıkarken, Operation Lockdown da piyade yeteneklerinizi konuşturduğunuz mükemmel haritalar. Çatışmanın sürekli alan ve yön değiştirmesi yüzünden, 200'e 100 ticket önde gittiğiniz ve "aha kazandık" dediğiniz maçları sürüne sürüne kaybettiğiniz oluyor. Takım oyununun bu kadar önemli olduğu bir başka FPS yok piyasada.

Yeni haritaların hepsinde olan çok önemli bir özellik var: İlginçlik yapacağız derken İngilizceyi yok eden yapımcıların "Levolution" dedikleri bu özellik, belli şartlar yerine geldiğinde tüm haritayı etkileyen büyük yıkım ve olayları gerçekleştirebilmenizde yatıyor. Siz içinde veya dibinde çatışırken bir gökdelen çökebiliyor, aracınızı bir köşede tamir ederken yıkılan bir barajdan taşan suların altında kalabiliyorsunuz... Oyunun 10 haritasında da tüm dengeleri ve oynanışı kökten değiştiren bu tür devasa olaylar var. Bunların yanında belli bölgelere araç girişini engelleyen şeyleri açıp kapatmak için etrafta düğmeler var. Ve tabii ki, normal binaların, duvarların patlayarak yıkılması ve arkasında/içinde saklananları da yanında götürmesi var.

Asker sınıfları yine 4 tane, ancak açılacak silah ve upgrade'ler o kadar fazla ki... Asla bunların sonunu göremeyecekmişim gibi geliyor. Belli seviyelerde gelen battlepack'lerden rastgele silah ve upgrade'ler çıksa da, belli bir sınıfa odaklandıktan sonra, diğerlerinin güdük kalması insanı hâlâ üzüyor. Bunlara da faydası olsa yaptığımız başarıların keşke. Mesela kazandığımızda tüm sınıflarda biraz ilerlesek fena mı olur? Gelen bir diğer yenilik de, silah doldurma işleminin baştan başlamaması. Tüfeği doldururken birden tabancaya geçtiniz, karşıdan geleni indirdiniz. Tüfeğe geri döndüğünüzde reload işlemi kaldığınız yerden devam ediyor.

YENİ OYUN MODLARI

Oyuna yeni iki de mod eklenmiş: Obliteration ve Defuse... Bu iki moddan en eğlencelisi Obliteration. Haritanın bir noktasında bir bomba ortaya çıkıyor ve o bombayı alan kişi, rakip takımın 3 üssünden birine kurmaya çalışıyor. Haritaların boyutu ise Conquest ayarında ama Conquest'te herkes bölünüp farklı noktalara saldırırken, burada bombaya doğru daima bir akış var. Bombayı alan kişinin çok iyi korunması ve hızla bir araca binmesi lazım, tercihen bir helikoptere! İşi abartan dublörler helikopterle havalandıktan sonra atlayıp alttan geçen bir uçağa binerek rakip takıma küçük dilini yutturabilir. Ama o bombanın eninde sonunda yere inmesi ve kurulması gerektiğini bilir karşı takım... Obliteration çok eğlenceli olsa da, bomba etrafındaki aksiyon o kadar fazla ki, benim taktiksellikten hoşlanan tarafımı Conquest'ten vazgeçiremedi.

Defuse ise şahane bir ailenin yurtdışından gelen az sevilen kuzeni gibi olmuş. Küçücük haritalarda 5'e 5 oynanan bu modda rakibin üssünü bombalamanız gerekiyor. İşin püf noktası ise vurulup ölen kişinin o el bitene kadar tekrar canlanamaması. Böyle olunca herkes bayağı dikkatli ve pısarak oynuyor bu modu. Battlefield oynanışından çok farklı, daha çok Counter-Strike tarzı bir oynanış sunuyor. Ben pek beğenmedim, CS istesem CS oynarım diye düşünüyorum. Ama seveni olabilir.

Yeni oyun modlarının haricinde oynanışa görülen görünmeyen birçok yenilik gelmiş. Bunların en önemlilerinden bahsetmek istiyorum:  Uçakların yerden kalkmayıp havadan başlaması, uçak sırası bekleyenleri es geçip "eheleyh!" diye zırt diye havalanan dangalakları engellemiş. Ayrıca gidip rakip takımın uçağını da alıp iki uçakla haritanın hakimi olunması da engellenmiş böylece. Uçakların ve helikopterlerin piyade ve tankları öttürmesi durumu biraz düzelmiş gibi, ancak zamanla güçlenirlerse bilemem. Şimdilik kendi aralarında takılıyorlar daha çok.

Oyunda araç kullanmayı çok seviyorum. Araçlar BF3'le aynı. Ama yeni haliyle en çok sevdiğim araç Mobil Hava Savunma (Mobile AA) oldu diyebilirim. Hem güdüklü füze atıyor, hem de Vulcan topu var. Kuytu bir yere çeker ve kendinizi unutturursanız, rakibin hava hakimiyetini yerle bir ediyorsunuz. Vulcan topuyla piyadeleri kevgire çevirebilmeniz de bonusu.

Önceki oyunlarda o kadar hasar verdiğiniz bir adamdan puan alamamak çok üzücü olabiliyordu. BF4'te hem verdiğiniz hasar kadar puan alıyorsunuz, hem de yüksek hasar verdiğiniz düşmanları siz öldürmeseniz bile size de kill yazabiliyor... Bu arada, oyunla ilgili çok ilginç bir detay öğrendim: Yerdeki bir C4'ün üstüne atlayarak, kendinizi feda ederek takım arkadaşlarınızı koruyabilirsiniz. Bunu daha önce denemeyi asla akıl etmediğimden (bomba gördüğüm zaman topukluyorum da :) BF3'te gözümden kaçmış olabilir, ama böyle çılgın bir detay da var yani!

COMMANDER MODU

En son Battlefield 2142'de karşımıza çıkan Kumandan modu, Battlefield 4 ile geri dönmüş. Battlefield 3'te neden olmadığını anlamadığım CM oynanışa büyük katkı sağlıyor. Gerçi oynadığınız oyunların çoğu kumandansız geçecek ama bir kumandan oyuna katıldığında "Commander online!" mesajını aldığınızda içinizde bir rahatlama oluyor. Özellikle iki takımın da komutanı varsa, genellikle kazanan tarafın, kumandanı iyi olan taraf olduğunu göreceksiniz. Elinin altındaki destek ve saldırı güçleriyle birlikte komutan tüm savaşa harita üstünden hakim olduğu için, takımı ihtiyaç duyulan yerlere yönlendirerek boşu boşuna frag peşinde dolaşanları minimuma indirebiliyor. Gerçi, bu tür her mekanikte olduğu gibi, komutanın etkinliği tamamen sizin ve takım arkadaşlarınızın emir dinlemeye yatkınlığına bağlı. Ama inanın, iyi bir komutan tek başına dağınık bir takımı başarıya taşıyabilir.

Komutan PC'de bizzat oyuna katılabildiği gibi, tablet bilgisayar üstünden sadece kumandan arabirimiyle de oyuna katılabilir. Topçu ve Tomahawk füze saldırıları, insansız gözcü uçakları, AC-130 Gunship saldırısı ve hatta EMP saldırısına kadar uzanan korkunç bir gücü elinde bulunduran Kumandan olmak, aynı zamanda da askerlerinizin isteklerini karşılamak, herkesi doğru yere yönlendirmek gerektirdiği için ciddi bir sorumluluk da getiriyor. Demem o ki, adam gibi oynayın Commander Modunu! Maymun etmeyin oğlum askerlerinizi, kan ve ter döküyoruz bir aşağıda siz tepede eğlenirken!

TEKNİK OLARAK

Oyunun görsel olarak inanılmaz olduğunu söylemiştim. Bu sayfalardaki ekran görüntülerine bakarak tek kişilik modun nasıl hayvani gözüktüğünü kendiniz de anlayabilirsiniz. Anlayamayacağınız şey ise, multiplayer modunun hareket halindeyken nasıl muhteşem gözüktüğü ve duyulduğu... Uzaklarda düşen bir helikopterin önce patlamasını görüp, 1-2 saniye sonra patladığını duymanız... Ateş sesini duymadığınız bir sniper mermi çekirdiğinin başınızın 10 santim yanına "çaat!" diye düşmesi... Tam köşeyi dönecekten, içerideki odadan gelen şarjör değiştirme sesi... Kaçarak duvarın arkasına giren bir düşmanın üstüne bomba atarla o duvarı mezar edebilmeniz... Alçaktan uçan bir uçağın tozu dumana katması...

Yanlış anlamayın, bütün bunlar zaten BF3'te olan şeylerdi. BF4'te ise iyice mükemmelleşmişler. Benim bahsetmek istediğim ise, oyuna bambaşka bir görsel güzellik katan yenilikler. Mesela, su efektleri. Denizdeki dalgalar o kadar gerçekçi ki, patlamak üzere olan bir bottan atladığımda gerçekten boğulacağımı sandım. Aynı anda karşıdan yüzerek gelen bir düşmanla karşılaşınca, su altında bir bıçak düellosuna girdik! Kah dalıp kah çıkarak birbirimizi kandırmaya çalıştık... daha önce hiçbir oyunda yaşamamıştım böyle bir anı! Sonuçta ölü bedenim suyun yüzeyine çıkarken, inanılmaz bir deneyim yaşadım.

Paracel Storm haritasındaki fırtınalı hava veya Lockdown'daki kar fırtınası altında bu oyunun nasıl çalışabildiğini, bunca detayı ve özgün anı yıllar sonra hâlâ nasıl verebildiğini anlamak güç. Bu ancak, mükemmel bir oyunun DNA'sında olan bir şey: BF3 ve devamı BF4 yıllar sonra bile yeni deneyimler yaşatma potansiyeline sahip.

Aksak yanları yok mu? Elbette var. Hem senaryo, hem de multiplayer modunda bolca çöktü oyunum. Genellikle ara yüklemelerde olduğu için XP kaybetmedim, ama forumlarda bayağı canı sıkılmış oyuncu da gördüm. Ayrıca dürbünlü tüfekle baktığınızda uzak dokuların garip garip parlaması sorunu da can sıkıyor. Bu iki derdin farkında olan DICE, yakında bir yama çıkartacaktır diye ümit ediyorum.

Battlefield 4'ü eleştirmek kolay: Dış kapının dış mandalı gibi görünen bir senaryo modu var. Battlefield: Bad Company 2'den Battlefield 3'e geçerken yaşadığımız sıçrayıştan da eser yok. Ancak, şu da bir gerçek ki BF4 oynadıktan sonra BF3'e dönmek, FIFA 14'ün çıktığını bildiğiniz halde eski liglerle FIFA 12'de takılmanın verdiği hissiyatla aynı. Her ne kadar "o da aynı, o da aynı" diye kendinizi kandırsanız da, dünyanın ilerlediğini ve geride kaldığınızı biliyorsunuz. Üstelik, gelen yenilikler de hiç yabana atılır cinsten değil. Daha önce hangi oyunda üssünüzü korumaya çalışırken üstünüzden savaş gemisi geçti ki?

Günün birinde haritasız ve HUD'sız bir Hardcore sunucuda karşılaşana dek, gözünüz göklerde olsun... Çünkü ben yerden ve sürünerek geleceğim... Asla duymayacaksınız.

HANGİ HARİTAYI NASIL YIKARSINIZ?

SIEGE OF SHANGAI: Gökdeleni indirmek için, dış cephesindeki dört tane taşıyıcı sütunu bayağı bir patlayıcıyla zayıflatmanız lazım. Gökdelen yıkılınca tüm harita toz duman altında kaldığı için görüş mesafesi feci kısalıyor, sniper ve hava araçlarının birilerini görüp vurması çok zorlaşıyor.

PARACEL STORM: Havanın gittikçe bozulduğunu fark edeceksiniz. 10-15 dakika sonra, tam teşekküllü bir tayfun haline gelecek. Hava bu hale gelince, açıktaki savaş gemisinin bağlı olduğu rüzgar değirmenini indirebilirseniz, savaş gemisi sürüklenip C kontrol noktasına bodoslama dalacak. C'yi elinde tutan takım, savaş gemisinin yıkıcı anti-hava savunmalarını kullanabilir, ki bu çok stratejik bir kazanım.

FLOOD ZONE: Haritanın kuzeyindeki barajı patlayıcılarla yıkabilirseniz, tüm harita ve binaların alt katları sular altında kalıyor. Kara araçlarının yerini deniz araçları alıyor ve savaş tamamen çatılara taşınıyor.

DAWNBREAKER: Haritanın ortasındaki köprü, her iki taraftaki gaz borularını kullanarak yıkılabiliyor.

GOLMUD RAILWAY: Haritanın ortasındaki tren, onu ele geçiren takımın üssüne doğru harekete geçiyor. Ayrıca, çeşitli yerlerde büyük patlayıcılar var. Bunları laptoplar aracılığıyla patlatırsanız, belli bir alandaki herkes ölüyor.

HAINAN RESORT: Oteli sağ ve sol kanadındaki sütunları indirerek yıkabiliyorsunuz.

LANCING DAM: Barajı yıkabilirseniz, geçitlerden birisi tıkanacak ve kara araçlarının hareketi zorlaşacaktır.

OPERATION LOCKER: Haritanın ortasındaki koruma kulesini yıkabilirsiniz (en manasız yıkımlardan biri).

ROGUE TRANSMISSION: Haritanın yarısını kaplayan antenin tepesindeki dev zamazingoyu tutan 10 kabloyu koparırsanız, düşecek ve ortalığı dağıtacaktır. Haritanın sağındaki kablolara erişiminiz yok, soldakilere gidin.

ZAVOD 311: Fabrikanın iki bacası, içerdeki laptopu kullanırsanız 3 dakika içinde yıkılacaktır. Bu da kara araçlarının fabrika civarındaki hareketlerini kısıtlayacaktır.

HANGİ PLATFORM?

Tabii ki PC... 64 kişilik tam teşekküllü savaşlardan sonra, Xbox 360 ve PS3'te 24 kişilik maçlara geçmek attan inip eşeğe binmeye benziyor. PS4 ve Xbox One'da ise PC'ye eşit sayıda oyuncu olacağı söyleniyor, ancak onları henüz görmediğimizden şimdilik bizim tavsiyemiz, imkanınız varsa Battlefield 4'ü PC'de oynamanız.

KÜNYE

SON KARAR: Battlefield 3'ü seven herkes buraya geçecek. BF3 haritalarını da buraya taşıdılar mı, işlem tamamdır.

 

NOTU: 9