Bağımsız yapım oyunlar geçtiğimiz şu son birkaç yılda gerçekten de oldukça önemli bir yol kat etti.
Öyle ki geriye dönüp şöyle bir baktığımda son zamanlarda oynadığım oyunların yarısına yakın bir kısmının bağımsız yapımcılardan geldiğini görüyorum. Üstelik çoğu da eğlence ve yenilik açısından pek çok AAA yapıma kafa tutacak denli kaliteliydiler. Hâl böyle olunca ister istemez insanın radarları bu tarz yapımlara karşı daha duyarlı bir duruma geliyor. İşte “Insomnia Is Coming” de o radara yakalanan son oyunlardan biri.
Parayla saadet olmaz
Insomnia, Adam Laurus adlı bir adamın hikâyesini konu alan ve birinci şahıs kamerasından oynanan bir korku, ya da yapımcının deyimiyle bir FPM (First Person Morality), yani “birinci şahıs erdem” oyunu. Her şey Laurus’un rüyasında gizemli bir kız görmesiyle ve bu kızın ona birkaç rakam vermesiyle başlıyor. Uyandığında rüyanın etkisinden hemen kurtulamayan Laurus, şaşkınlıkla bu rakamların piyango çekilişlerinde kullanılanlarla aynı olduğunu fark eder. İki kere düşünmeye gerek duymayan kahramanımız şansını denemeye karar verir ve büyük ödülü kazanır. O artık zengin bir adamdır, fakat hiç hesapta olmayan bir sorunla karşılaşır: uykusuzluk (Insomnia). Laurus ne yaparsa yapsın, ne kadar para harcarsa harcasın, kaç doktora giderse gitsin derdine bir çare bulamaz. Sizin anlayacağınız, para yine huzur getirmemiştir.
Derken, tüm ümitlerini yitirmeye yaklaştığı bir sırada, Crimson Hills adlı bir kasabanın varlığını öğrenir. Söylentilere göre uykusuzluk illetine iyi gelen bir şeyler vardır burada. Artık aklına gelen her türlü yöntemi deneyecek kadar çaresiz olan Laurus soluğu bu kasabada alır. Ve sürpriz! Dedikodular gerçekten de doğrudur, Laurus artık uyuyabilmektedir. Peki aradığı huzura kavuşabilmiş midir? İşte orası biraz karışık…
Laurus uykuya dalar dalmaz kendini bir çeşit kâbuslar ülkesinde kapana kısılmış vaziyette buluyor. Bu diyar insanların günahlarının, korkularının ve kötülüklerinin canavarımsı bedenlere büründüğü, Araf benzeri bir yer. Laurus buradan kurtulmak istiyorsa tüm bu günahlarla (ve tabii ki kendi günahlarıyla da) yüzleşmek zorunda. Insomnia genel olarak bu irili ufaklı canavarlarla birebir savaş üzerine kurulu. Yapımcılar bu amaçla 500’e yakın farklı yaratık tasarlamışlar ve (sizin de görebileceğiniz üzere) hepsi de oldukça görkemli görünüyor. Keza mekân tasarımları da bir o kadar etkileyici.
Oyunun başarmayı amaçladığı asıl hedefse Laurus günahlarıyla yüzleşirken bir şekilde oyuncuyu da kendi geçmişiyle ve yaptıklarıyla hesaplaştırmak. Oynanışın sadece çatışmalarla sınırlandırılmayacağı, keşfetmeye dayalı bir sisteminin bulunacağı ve arada da bazı bulmacalarla haşır neşir olacağımızı üzerinde sıklıkla durulan bir diğer nokta.
Benim en çok ilgimi çeken yanıysa bu günahlardan biriyle hesaplaştıktan sonra kendimizi tekrar tekrar odamızda uyanırken bulacak olmamız. Üstelik her seferinde bıraktığımızdan çok daha farklı bir mekânla karşılaşacağız. Hatta, baş yapımcının çıtlattığına göre, bazen sadece farklı bir odada değil, farklı bedenler içinde de uyanabileceğiz. Laurus hiçbir zaman uyanıp uyanmadığından, tüm bunların birer kâbus mu yoksa paralel evrenlerde yaşanan gerçekler mi olduğundan tam olarak emin olamayacak. Anlayacağınız kâbus içinde kâbus durumu söz konusu.
Gerçekleşen rüyalar
Insomnia oyunun baş tasarımcısı olan Krzysztof “Mr. Game” Galus’un rüyalarından (ya da daha doğrusu kâbuslarından)esinlenerek hazırlanmaya başlamış. İlk başta bu projede tek başına başlayan Galus zamanla dünyanın dört bir yanından programcılar, çizerler, senaristler ve oyun yapımcılarıyla bir araya gelip Happy 13 Game Studio’yu kurmuş. Galus’un bir diğer ilham kaynağıysa bir zamanların efsanevi serisi Silent Hill.
Insomnia is Coming şu an için yalnızca PC için hazırlanıyor ve işler yolunda giderse 2014’ün sonuna doğru oyuncularla buluşmaya hazırlanıyor.
