Monster Hunter 4 Ultimate İnceleme

Av Sezonu Başlasın!

Bu yazı daha önce Oyungezer dergisinde yayınlanmıştır. Oyungezer'e abone olmak için hemen tıklayın.

Bu bir aşk hikâyesi. Evet aşk, çünkü herhangi bir Monster Hunter oyununu uzun süre oynayıp da tutku ile bağlanmayan görmedim. Japonya’da 2004‘teki çıkışından bu yana tam bir fenomen olan seri Batı’da biraz daha yenice tanınsa da dünyanın bu tarafında da sağlam bir fan kitlesi oluşuyor. Bu çılgınlığın en yeni mahsulü olan MH4U da nihayet Batı’ya çıktı ve uzun zamandır beklediğimiz sevgilinin bu yeni hali hiç olmadığı kadar güzel.

mh4ultimate-1

DERTLERİN DERMANI AVCIMIZ

Olayımız basit, biz işe yeni girişmiş bir avcıyız fantastik bir dünyada ve burada her gün yeni bir macera. Öyküye bu sefer uğraşılmış ve verilen emek bizi oyuna daha çok bağlamış. Üyesi olduğumuz kasaba bizim her şeyimiz. Burada aşçısı, manavı, demircisi, tüccarı, kedisi herkes bize yardım için bulunuyor tabii biz de onlara yardım edersek. Görev bazlı oynanış bir el konsolu için ideal olduğu için formül değişmemiş. Görevler “git şu dev yaratığı kes”, “şundan da 3-5 tane toplasan ne güzel olur” ve “abi şu kadar ufak yaratık kes canımı ye” minvalinde dönüyor sürekli.

Göreve başlamadan önce kendi yaptığınız el emeği göz nuru 14 silah çeşidinden birini seçiyorsunuz (ki bu arkadaşların her biri başlı başına bir oyunu götürecek kadar hareket çeşidine sahip) ve aksiyona balıklama dalıyorsunuz (3 arkadaşınızla da takılabilirsiniz online olarak).

mh4ultimate-2

Tabii balıklama derken karşınıza gelen bin bir türlü canavara öyle kafa göz dalarsanız üzülürsünüz, arkadaşların hepsi çok iyi animasyonlar eşliğinde canlandırılmışlar ve kesinlikle canınıza okumaya kararlılar. Tabii siz de onlara karşı boş değilsiniz. Yeni eklenen tırmanma mekaniği canınızı çok kere kurtaracak.

Örneğin Yian-Kut-Ku ilk bakışta kolay lokma görünen minik bir ejdercik. Siz onu patakladıkça o da sinirleniyor, saldırıları vahşileşiyor ve yaşam barı da olmadığı için onun bu tavır değişikliklerinden, yaralarından ne kadar canı kaldığını anlamanız gerekli. Monster Hunter’ı özel kılan bu oynanış, keskin bir gözlem, ezber ve zamanlama becerisi istiyor.

Her silahın kendine has bir oynanışı var ve ustalaşması da zaman alıyor. Çift hançer ile kombolara doyamazken, mızrak/kalkan ikilisi ile daha sabit ve dayanıklılık isteyen bir oynanışa yelken açıyorsunuz. Yeni eklenen “insect glaive” silahı ile oradan buradan deli gibi saldıran yaratıkların arasında uçup kaçarak epik bir aksiyon şiiri yazıyorsunuz resmen, ben böyle bir oynanışı hiçbir oyunda görmedim, bilmiyorum.

AMA TOPLAYICI OLMAK DA LAZIM

Tabii olay sırf aksiyondan ibaret değil. Diyelim ki canavarı avladınız, ödüllerinizi alıp evinize döndünüz (tabii arada haritadaki kaynakları da topladınız). Hemen demirci amcaya koşup bir bakın bakalım bu yeni parçalardan ne yapılıyor. Her canavar size yeni bir silah veya zırh yapmak için bir kapı açıyor ve daha güçlü düşmanları alt etmek için bu ekipmanlara kesinlikle ihtiyacınız var. Bu basit döngü Monster Hunter’ın kalbini de oluşturan ana mekanik aslında. Canavar kes – çıkan parçalardan silah/zırh yap – daha güçlü canavar kes – tekrar et.

İşte kolayca sıkıcı olabilecekken içerdiği çeşitlilik sayesinde oyunun muhteşem olmasını sağlayan bu döngü işin tutku kısmını da fazlasıyla besleyerek bağımlılık yapıyor. Kesmelere doyamıyorsunuz arkadaş!

ŞİMDİ CANAVARLAR DÜŞÜNSÜN!

Tüm bu güzelliklere karşın oyun zor arkadaşlar (Gerçi bu sefer yeni başlayanlar için güzel öğrenme bölümleri mevcut). Bazen çileden çıkacaksınız, elinizdeki 3DS’i fırlatacaksınız, söveceksiniz ama vazgeçemeyeceksiniz bu oyundan. Ben seriye yüzlerce saatimi vermiş biri olarak aynı heyecanı yaşadım yeni oyunda da.

mh4ultimate-3

Eski fanlar zaten atlayacaktır direk, yeni arkadaşlar da ürkmesin dalsın Monster Hunter dünyasına. Keza bu sefer çıta göklere çıkmış, kral kendi yarattığı türde yeni zirvelere ulaşmış. Havadaki aşk şimdi daha güçlü...

NOT