OGZ Online Özel - Train Fever İnceleme

Tren gelir hoş gelir ley ley lümü lümü ley!

Ne vakit bir Tycoon'un başından kalksam ilk verdiğim tepki "zormuş ya bu işler!" oluyor. Gündelik hayatımda şikayet ettiğim bir çok unsuru yeniden gözden geçirmek zorunda kalıyorum adeta... Örneğin, bendeniz Eskişehir'de yaşayan bir kardeşiniz olarak 2 senedir İstanbul'a açılamayan hızlı tren ile ilgili dost meclisimde sürekli veryansın etmişimdir. "Ulan bi açamadılar şu treni, tünelleri kaşıkla kazsalar şimdiye bitmişti!" diye de geyiğini yaparım hep... Lakin Train Fever'ın başına oturuşumdan itibaren geçen sürede o kadar fazla terledim ki en basit görünen işlerin başarısızlığında bile bize biraz hoşgörü gerektiği fikrine kapıldım.

BAY BAYAN HERKESE RAY-BAN

Belli hobi alanlarına, bir diğer deyişle kısıtlı bir kitleye hitap eden oyunlar her zaman takdire şayan gelmiştir bana... Hiçbir zaman satış rekorları kırmayacak, ne kadar kaliteli olursa olsun hiçbir zaman oyuncular tarafından adı uzun uzun anılmayacak bir oyunun yapımına gönül vermiş olmak benim için çok özel bir olay. Son 4-5 yılda, özellikle bağımsız yapımların şaha kalkmasıyla bu minvalde birçok yapım görmeye başladık. Onlardan biri de şu an sizlere anlatmaya hazırlandığım, İsviçreli oyun yapımcısı Urban Games'in bağımsız yapımı Train Fever...

train-fever-inceleme-big1

19. Yüzyılın otobüsleri...

Oyunumuz trenin dünyanın birçok yerine toplu taşımacılıkta kullanılmaya başlanışının hemen sonrasında; 1850 yılında başlıyor ve 2010 yılına kadar uzanıyor. 2010 yılında haşırt diye bitmiyor oyun, lakin artık oyun kendini yenilemez duruma geliyor, sıkılana kadar devam ediyorsunuz. Oyunun başında büyükçe, demir ağlarla örülmeyi bekleyen 6-7 şehirlik bir harita karşılıyor bizi... İlk dikkat çeken unsur oyunun sizi çok fazla yalnız bırakması. Kolpadan bir eğitim bölümü var ama böyle karmaşık yapısı olan bir oyunun size neyi nasıl yapacağınızı adım adım anlatması gerekirdi bana kalırsa... Nitekim sizi sıkma olasılığı zaten yüksek olan bir oyunu daha sıkıcı hale getirmenin bir alemi yok değil mi? İşte, öyle olmuş biraz. Neyin nasıl yapılacağını çözmek için kendimi yiyip bitirdim uzun süre... Sonunda baktım böyle olmayacak, bir kaç Let's Play izlemek mecburiyetinde kaldım bazı özel detayları kavrayabilmek için... Sürekli güncelleniyor oyun, yeni gelecek güncellemelerde bu zayıf eğitim bölümü vakasına kesin bir çözüm gerek.

train-fever-inceleme-big3

Yeşil tren gecikir, belki hiç gelmez.

Train Fever başta salt bir tren simülasyonu gibi dursa da, aslında göründüğünden çok daha detaylı. Şehirler arası rayları döşemeye başlarken gözetmeniz gereken birçok unsur var. İlk olarak haritayı iyi tahlil ederek şehirlere en yakın ve ulaşımı en kolay noktalara tren istasyonlarını inşa etmeniz ve şehirler arası mümkün olan en kısa rotayı belirlemeniz gerek. Rayları döşemeye başladıktan sonra işin çetrefilli tarafı kendini gösteriyor: Diyelim bir nehri aşmanız gerekiyor, bu durumda trenin yükselti kazanması için bir köprü inşa etmeniz gerekecek. Köprüyü geçtikten sonra rota üzerindeki araziye yükselti kazandırmazsanız, raylar otomatik olarak yükseltiler üzerinden gidiyor ve masraflar artıyor. Bu yüzden engebeli veya yüksek bir araziden geçmek için o araziyi tren yolu yapımına uygun hale getirmeniz yapmanız gereken ilk şey...


 

ÇUFÇUFLAMAK

Oyunun bir tren simülasyonundan fazlası olduğunu söylemiştim daha önce... Yaptığımız iş aslında temelde taşımacılık. Bu bağlamda işin içine iki unsur daha giriyor: Madencilik ve şehir içi taşımacılığı...

İlk ulaşım ağlarını kurduktan sonra, yolcuların tren istasyonlarına olan erişimlerini sağlamanız şart. Bunun için şehre otobüs veya travmay durakları (20. yüzyılın başına kadar at arabası ile idare ediyoruz tabi ki) inşa etmeniz ve bu duraklar ile istasyon arasındaki rotayı da kendiniz çizmeniz gerekiyor. Ayrıca ekonomiyi sağlam tutmak için haritadaki maden kaynaklarını bulmanız ve buralardan şehirlere kömür, demir, petrol gibi madenleri taşımanız şart. Açıkçası temelde keyifli olabilecek bu detaylar silsilesi, menülerin kullanışsızlığı yüzünden uzunca bir süre işkence halini alıyor. Üç beş menü ikonu dışında, neredeyse her şey metin tabanlı olduğu için bir yerden sonra oyun oynuyor hissiyatı, yerini tüm bir şehrin yükünü omuzlamış bir iş adamı bezginliğine bırakıyor.

train-fever-inceleme-big2

İstasyona olan ulaşım yoksa yolcu da yok.

Olmamışlıklarının yanında, Train Fever'ın birkaç çok güçlü özelliği de yok değil. Örneğin şehirlerin dinamik yapısı gerçekten etkileyici. İnsanların şehir içindeki hareketleri, sürekli bir koşturmaca olması, yapıların inşaat halinde olması, çevrenin sürekli değişmesi zamanın gerçekten geçmekte olduğunu hissettiriyor size... Bunun dışında trenlerin ve diğer araçların, çevre elementlerinin de modellemesi yerli yerinde. Özellikle nehirlerin fazlasıyla güzel göründüğünü söylemek gerek.

Train Fever'ı sevip sevmeyeceğiniz, aslında bir oyundan ne beklediğinizle de alakalı. Saatlerinizi ayırarak, bir çok detayı önemseyerek oynamanız gereken bir oyun var karşımızda. İş adamı ciddiyetiyle oyun oynamayı seviyorsanız, trenlere de ilginiz varsa deneyebilirsiniz. Ama bu bahsettiğim kitleden değilseniz, bu oyuna 35 dolar vermek bence akıl karı değil. Bu oyuna harcayacağınız parayla atlayın ilk bulduğunuz trene, uzun uzun hayatınızı gözden geçirin. Hem gezmiş de olursunuz :)

train-fever-inceleme-big4

Detaylı demiştim değil mi?

 

OGZ NOTU

6

KÜNYE:

Tür: Tycoon  / Simülasyon

Yapım: Urban Games

Sistem: İdeal

Kutulu Fiyatı: -

Dijital İndirme: Steam (35$)

Yaş Sınırı: 3+

Dahası İçin: //www.train-fever.com/

 
ARTILAR:
  • "Zormuş ya bu işler" dedirtmesi
  • Dinamik ve yaşayan şehirler
  • Çok sık güncellenmesi ve hatalarından arınması
  • Şapka çıkarttıran detay seviyesi
 
EKSİLER:
  • ...ama detaylar içinde boğması
  • Çok kötü menüler
  • Yok denecek kadar başarısız eğitim bölümü
  • Tren fetişiniz yoksa sıkıcı
  • Fahiş fiyat
 
SON KARAR:

Trene binmek daha güzel sanki... 

YORUMLAR
Parolamı Unuttum