2020 oyun dünyası açısından oldukça bereketli bir yıl oldu, gerçekten de harika oyunlar oynama şansı elde ettik. Bazı oyunları diğerlerinden çok daha fazla sevdik, Yılın Oyunu oylamalarında o oyunlar için kulisler yaptık. Ama bu sefer dedim ki hiç kimse etki altında kalmasın, oynadığımız oyunları değerlendirelim ve gönlümüzden geçen birinciyi söyleyelim
Belki en çok oynadığımız, belki az oynayıp en çok düşündüğümüz; en çok hayran kaldığımız, 'ben bunu daha aylarca oynarım' dediğimiz, bizde en çok iz bırakan, 'daha iyisi gelene kadar en iyisi bu' dedirten oyunu düşündük ve herkes kendince 'En İyi Oyununu' seçti.
Başka hiçbir kıstasımız yoktu, içimizden geldiğince yazdık. İşte Oyungezer Online yazarlarımızın 2020'de en sevdikleri oyunlar:
Eser - Hades
Ben zaten roguelike seven bir insanım ama Hades'ten sonra artık hiçbir roguelike'a aynı gözle bakamayacağıma da eminim. Hikayenin sürekliliğini 'ölme' mekaniğine bağlamak kimin aklına geldiyse gidip alnından öpmek istiyorum! Yunan tanrılarının ve mitolojik karakterlerinin inanılmaz biçimde resmedildiği, hikayesiyle adamı alıp sürükleyen, müzikleriyle içine dokunan, çeşitliliğiyle tüm roguelike'lara meydan okuyan Hades yılın en değerli, en kusursuz oyunlarından biriydi benim için. 83 saat harcadım, yapmadığım şey kalmadı ama hala daha aklımdan çıkmıyor. Neyse oyuna gireyim de arkaplanda In The Blood çalsın bari.
Oğuz - Football Manager 2021
2020 yılı gerçekten oldukça kaotik bir şekilde geride kalıyor. Bu yıl oynadığımız oyunlara da şöyle bir bakınca oyunlarda da bir kaosun hüküm sürdüğünü görüyoruz. Cyberpunk 2077'nin özellikle konsollardaki fiyaskosunu görünce beni hiç üzmeyen Football Manager 2021'i gönül rahatlığıyla kendi adıma yılın oyunu seçebilirim. Oyuna eklenen vücut dili özelliğiyle birlikte arkada bıraktığımız 2020'ye su şişesi fırlatarak önümüzdeki maçların çok daha güzel geçmesini diliyorum.
Mert - Microsoft Flight Simulator
Belki içerisinde bulunduğumuz karantina sürecinden kaçma isteğim, belki de pilotluk hayallerim sebebiyle benim için yılın oyunu Microsoft Flight Simulator oldu. Microsoft’un uçuş simülasyonu oynanış anlamında bolca içerik vadetmiyor olsa da zihnimde yarattığı özgürlük hissi ile birlikte bünyeme bir ilaç gibi geldi. Direkt olarak “yeni nesil oyunlar” sınıfına girmeyi başaran MFS, yeni neslin beraberinde getireceği çarpıcı dünyaya da bakış atmamıza olanak sağladı diye düşünüyorum. Farklı oyunlar arasında gidip gelmiş olsam da 40 saatin ardından bile Xanax etkisi yapan MFS listemin zirvesinde.
Onur - DOOM Eternal
Bu senenin konsol bombalarının hiçbirine dönüp bakmamış cahil bir PC sevdalısı olarak kaldım. The Last of Us Part 2, Ghost of Tsushima gibi sofistike keyiflerden uzakta, kafa patlatıp bel kıtlatmalı DOOM’a sevdalandım. Optimizasyonundan, (hem olay olan hem de olay olan)müziklerine, saniyede beş karar vermeli hem taktiksel hem vahşi aksiyonuna âşık oldum. Hayatımda oynadığım, oynanışı en keyifli FPS’lerden bir tanesiydi. Tam da karantinaya girmeden önce gelen DOOM Eternal, bu senenin en başarılı mutluluk hormonu salgılatıcısı oldu. Böyle FPS id yeni bir DOOM yapana kadar gelmez.
Ömer - Final Fantasy VII Remake
Şimdi eğer "sence Yılın Oyunu hangisi?" diye sorsanız... Sormayın ya, aylardır TLOU mu FF7 Remake mi karar verebilmiş değilim. TLOU'yu çok beğenerek oynadım ve objektif olarak belki de Yılın Oyunu o olmalı (bu koca bir BELKİ, belki de FF7 Remake olmalı, BİLMİYORUM YA GELMEYİN ÜSTÜME). Ama madem objektif bir ortamda değiliz, kendi en sevdiklerimizi yazıyoruz, FF7 Remake diyeceğim elbette ki! Hem eskicileri hem yeni oyuncuları ihya eden, sıra tabanlı sistemin derinliğini gerçek zamanlı oynanışta yaşatmak gibi imkânsız bir işi başaran, beyinlere sayısız unutulmaz anı bırakan FF7 Remake umduğum her şeydi ve daha fazlasıydı!
Engin - Hades
Bu yıl kendisinden çok bahsettiren oyunlar oldu. Kimilerini oynadım kimilerini şöyle uzaktan izledim. Oynadıklarım içinde çok beğendiklerim de oldu. Crusader Kings 3 üzerine söyleyeceğim çok şey var mesela. Desperados 3 de aynı şekilde hafızamda yer eden bir oyun oldu. Wasteland 3 de keza benim gibi RYO düşkünleri için gayet güzel bir tecrübeydi. Demon’s Souls Remake, Souls oyunlarıyla ilgili makus talihimi kırmama vesile olabilir :) Ghost of Tsushima’yı övmeye başlasam paragraflar sürer. FF 7 Remake ise beni benden aldı, önceki saydıklarımın hepsinin önüne geçmeyi başardı. Amaaa… Bir oyun var ki benim için tam bir bağımlılık haline geldi: Animal Crossing. Şaka şaka. Onu da sevdim elbette ama bu yılın bende bağımlılık yapan oyunu Hades’ti. Neden böyle olduğunu anlamak için sadece 1 tur oynamanız yeter. Nasıl olsa peşi sıra 99 tur, hatta 999 tur daha atmaktan kendinizi alıkoyamayacaksınız.
Gülhis - Assassin's Creed Valhalla
İncelemesini yazarken geçirdiğim panik dolu dakikalar yüzünden mi, yoksa paldır küldür bitirdiğim için ben de kendi içimde bir Bleeding Effect yaşadığımdan mı bilmiyorum; benim için yılın oyunu Assassin's Creed: Valhalla oldu. İtiraf etmem lazım ki çok umudum yoktu Valhalla'dan. Sızan görüntüler çok iç açıcı değildi. AC evreninin geleceği muğlak falan... Ama Ubisoft bu sefer derli toplu bir hikaye yazmış, ben de dönüp dolaşıp "oha bu sefer yapmışlar cidden" diyorum. Accık da parkur olaydı, iyiydi ama o kadar eksik kadı kızında da olur.
İhsan - DOOM Eternal
DOOM Eternal benim için yalnızca bu yılın en iyi oyunu değil, aynı zamanda son yılların en iyi FPS’lerden biriydi. DOOM 2016’nın mekaniklerini olabilecek en iyi şekilde geliştiren oyun hızlı oynanışıyla sizi durmadan hareket etmeye, düşmanlarına ölüm kusan bir savaşçı olmaya mecbur bırakıyor. Doomguy’ın “cehennem zebanilerine cehennemi yaşatan adam” tanımının vücut bulmuş hâli oluyorsunuz âdeta. Üstüne Doom evrenini genişletmesi ve bunu yaparken şimdiye dek çıkmış neredeyse tüm oyunları tek bir potada eritmesiyse bir diğer artısı. Mick Gordon’un akıllara zarar müziklerinden söz etmiyorum bile… Daha iyisi yapılana dek FPS oyunlarının yeni zirve noktası Doom Eternal’dır, nokta.
Eren - Persona 5 Royal
Diyebilirsiniz ki Persona 5 eski oyun burada ne işi var? Evet ama Royal versiyonu bu yıl çıktı ve beni tam 160 saat boyunca başından kaldırmadı. Normal oyunu Ömer oynarken bir 30 saat kadar izlemiştim zamanında fakat bu geliştirilmiş hali çok başka bir şeydi. Yapabileceğiniz seçimler, senaryo, yenilikler, görsellik, unutulmaz karakterler ve orijinalini gölgede bırakan yepyeni bir final Royal'ın güçlü yanlarından. Hani bu sene çok oyun bitirdim ama hiçbirisi de P5R'ın asaletine ulaşamadı maalesef. JPRG'lerin baş tacı!
Eser bana sormaya vaktin olmamış sanırım ama sana kısa bir Persona 5 Royal yazar atardım. Seneye artık... - Eren E.
Yav ben senin Hangouts kullanmadığını unuttum, sorum da o yüzden havada kalmış :) Yoksa bu listeye Persona 5 Royal de çok iyi giderdi.