Pripyat'tan Normandiya'ya, Stalingrad'a ve Bastogne'a uzanan dev bir hikaye.
Devamını okuBazı dönemlerde ya yeni oyun gelmediğinden ya da gelen oyunların fiyatları bütçemizi aştığından kütüphanemizdeki eski oyunlara dönebiliyor veya daha makul fiyatlı oyunları satın almayı düşünebiliyoruz. Bazı durumlarda da daha önce gözden kaçırdığımız bazı oyunlara şans vermek için bir fırsat olarak değerlendirebiliyoruz bu gibi dönemleri. Aslında bunu dönem dönem tekrar etmekte fayda var diye düşünüyorum kendi adıma. Zira böylece kıyıda köşede kalmış bazı oyunlara da gün yüzüne çıkma fırsatı vermiş oluyoruz.
Şu salgın günlerinde bu türden bol bol oyun elinizden geçiyordur muhtemelen. Biz de bizim için aynı durumdaki bazı oyunları sizlerle paylaşalım istedik. Kim bilir aralarından sizlerin de dikkatinizi çekenler olur veya sizler de bizlere oyun tavsiyelerinde bulunur, sonraki ‘Oynadınız Mı?’ yazıları için fikir vermiş olursunuz.
Adından da anlayacağınız üzere bu yeni yazı dizimizdeki oyunlar genel olarak fazla dikkat çekmemiş oyunlardan oluşacak, ayrıca aldıkları güncellemelerle değişim geçirmiş oyunları da burada misafir edeceğiz. Nitekim ilk konuğumuz olan The Hive, bu iki kategoriye de büyük oranda uyan bir oyun.
Önce uzun bir dönem erken erişim sürecinde kaldı, çıkışından sonra da (özellikle son iki büyük güncellemesiyle) çehresi değişmeye devam etti. Eksikleri, sorunları elbette bulunuyor. Ama burada önemli bir detay, geliştirici ekibin oyunculardan gelen geri dönüşleri de dikkate alıp oyunu güncellemek konusunda gösterdikleri gayret. Mart ayında gelen “Rise of the Behemoths” güncellemesi de buna çok güzel bir örnek. Oyuna yeni yapılar ve oynanabilir birimler, yeni görsel ve ses efektleri ekleyen bu güncelleme, önceden oynamış olanlar için de geri dönüş için bir bahane olabilir.
Kovanımıza sahip çıkalım!
The Hive gerçek zamanlı bir strateji oyunu. Oyunun açılışında, 2175 yılında dünyada işlerin pek yolunda gitmediğini ve insanlığın yeni bir gezegene doğru yol aldığını görüyoruz. Ama bu oyunda yöneteceklerimiz insanlar değil, böcekler.
Bir kovan inşa edip, böceklerimizle düşmanlarımıza karşı hayatta kalmaya, bir yandan da eski gizemleri açığa çıkarmaya çalışıyoruz. Düşmanlarımız sürüngen benzeri yaratıklar ve yürüyen iskeletler. Ama boss savaşı olarak da değerlendirebileceğimiz dev böcekleri de alt etmek durumunda kalabiliyoruz zaman zaman.
GZS oyunlarında alışık olduğumuz sistem burada da aynı şekilde devam ettiriliyor. Yapıları inşa et, kaynakları topla, birimleri inşa et, düşmana saldır (veya saldıran düşmana karşı ayakta kalmaya çalış). Kasaba veya şehir merkezini kovanımız almış durumda. Ama asker böceklerimizi yine ‘Barracks’ binasından üretiyoruz :) Yani esasında o yıllardır alıştığımız, oynayıp durduğumuz oyun yapısı burada da geçerli. Değişen ne? İnsanlar veya uzaylı ırklar yerine bu sefer böceklerimiz var. Bol bol böcek…
Her strateji oyunundan bekleneceği üzere savaşçı birimlerimizde bir çeşitlilik söz konusu. Yakın menzilli birimimiz kıskaçlarıyla savaşırken, uzak menzillilerimiz düşmanlarının üzerine zehir püskürtüyor. Hava birliklerimiz veya sıhhiye böceklerimiz de var elbette :) Bir de kraliçe böcek geliştirebiliyoruz -ki kendisi diğer böceklere destek sağlayan bir birim.
Birliklerinizin kendilerine has özelliklerini göz önünde bulundurmak, bir de olabildiğince geniş bir ordu kurmak sizin faydanıza olacaktır. Zira düşmanlarınız sayıca az olsa da ziyadesiyle zorluyorlar. Tavsiye edebileceğim bir şey de sık sık kovanınızın yanına dönmeniz. Zira kovan, çevresindeki böcekleri iyileştirme ve birliklerden eksilen böcekleri diriltme özelliğine sahip. Bunun belirli bir maliyeti var, ancak sıfırdan birim geliştirmekten daha hesaplı ve daha hızlı bir çözüm.
Oyunda zaman zaman çözülmeyi bekleyen ufak bulmacalar da çıkıyor karşımıza. Öyle ahım şahım bulmacalar değil; çeşitlilik adına konulmuş, deneme yanılma yöntemiyle çözülebilecek şeylerden. Yine de böyle düşük bütçeyle ve ufak bir ekibin elinden çıkan bir oyun için, harcanan emeği göstermesi adına bu tarz farklılıkların güzel detaylar olduğunu söylemek mümkün.
Genele baktığımda, öyle muazzam bir oyun olmasa da hem görece düşük fiyatıyla hem de sunduğu içeriğiyle bir şansı hak ettiğini düşünmekteyim. Strateji sevenler bu boşlukta bir göz atabilirler.
Platfrom-bulmaca oyunu Creepy Tale'i önerebilirim. Yeni çıktı sayılır ve gözlerden kaçan bir oyun.