Peter Molyneux: “Artık Bu Sektörde Bir İtibarım Yok”

Rock, Paper, Shotgun röportajı yürek burkuyor

Eskiden Peter Molyneux adını duyduğumuzda Populous’tan başlayıp Fable’a geçer, oradan da Black & White’ın kulaklarını çınlatıp bu ustanın zekâsını saygıyla anardık. Ama bugünlerde, özellikle de Kinect, Fable 3 ve Godus facialarından sonra kendisine olan güvenimiz kolay kolay onarılmayacak derecede sarsılmış durumda.

Peki kendisi de bunun farkında mı? Bu olaylar hakkında ne düşünüyor? Hatalarından ders çıkarıyor mu? Yoksa tüm bunları bilerek mi yapıyor? Bu sorunun cavabını Rock, Paper, Shotgun da merak etmiş olacak ki kendisiyle uzuuuuun bir röportaj gerçekleştirmişler.

Öncelikle RPS’ye benden bir kalay gelsin, duyacakları yok ama olsun. Karşınızdaki kim olursa olsun bir röportaja, “Kronik bir yalancı mısınız?” sorusuyla başlanmaz! Evet, verdiği onlarca boş vaat yüzünden Molyneux’ye ben de kızgınım. Ama karşınızdaki de en nihayetinde bir insan.

Bu da yetmiyormuş gibi RPS editörü röportajın geri kalanı boyunca inatla bunu ispatlamaya çalışmış, üstüne gitmiş, eski röportajlarından derlediği cümleleri kendisine aktarmış ve bir açığını yakaladığında başa dönmüş: “Kronik bir yalancı mısınız?” Molyneux da artık o noktada isyan bayrağını açmış.

PM: Ne yapmaya çalışıyorsun? Sanırım kronik bir yalancı olduğumu ispatlamaya çalışıyorsun, değil mi?

RPS: Sadece doğruyu söylemediğinizi kanıtlamaya çalışıyorum.

PM: İzin ver sana bir soru sorayım, sence ben olmadan bu sektör daha iyi bir yer mi olurdu?

RPS: Bence bu sektör bu kadar çok yalan söylemeseniz daha iyi bir yer olurdu.

PM: Yalan söylediğimi düşünmüyorum. Söylediğim her şeyi inanarak söyledim. Verdiğim tüm röportajlarda inandığım şeyleri söyledim. Godus’un dokuz ay içinde tamamlanacağına inanıyordum, ama olmadı. Eğer bir oyun yapımcısı olsaydın iyi fikirlerden pek çoğunun gerçeğe dönüştürülemediğini bilirdin. Bu, işin bir gerçeği. Bu sektörde çalışan ve yepyeni bir şey yaratmaya çalışan herkes gibi doğru olduğuna inandığım şeyleri söyledim ben. Bunlar sıklıkla gerçekleşir, sıklıkla da gerçekleşmez.

RPS: Evet ama şunu kabul etmelisiniz ki yıllardır hep imkânsız ve saçma şeyler söylediğiniz için kötü bir itibarınız var, hatta adınıza sahte Twitter hesapları bile açıldı.

PM: Evet, biliyorum. Zaten bu yüzden GDC’ye katılmıyorum. Artık basın açıklamaları yapmayacağım. Sadece ufak konferanslar düzenleyeceğim. Çünkü pek çok insanın dönüp bana “Artık senin yalanlarını duymak istemiyoruz,” dediğini düşünüyorum. Söylediklerim yalan olmasa bile. Ben günde tam on altı saat çalışıyorum, on altı saat. Ve bunu insanlara yalan söylemek için yapmıyorum. Yapıyorum çünkü inanıyorum. Yapmaya çalıştığım şeye sonuna kadar inanıyorum. Kickstarter destekçilerimi ayağa kaldırıp paralarını geri talep etmeleri için kışkırtabilirsin. Ama ben bu oyunu hâlâ yapıyorum. Tüm enerjimi ona ayırıyorum. Godus üstünde çalıştığım için oğlumun piyesine gidemedim. Dün gece eve geç döndüğüm için karımla kavga ettik. Kaçta evdeydim biliyor musun? Gecenin 2:30’unda. Oyunu bir yıl önce de piyasaya sürebilirdim. “Ah, oyun tamamlandı,” diyebilirdim. Sence bunu neden yapmadım? Bir sor bakalım kendine.

RPS: Çünkü Godus’u bir yıl önce kötü bir oyun olarak çıkarsaydınız itibarınız sona ererdi.

PM: Artık bu sektörde bir itibarım yok. Artık ne desem insanlar üstüne atlıyor. HoloLens olayını biliyorsun. “Molyneux tutamaycağınız sözler vermeyin demiş” şeklindeki başlıklar havada uçuştu. Beni yanlış anlama. Basını suçlamıyorum, kimseyi suçlamıyorum. Burada tek suçlu benim. Basının karşısına çıkıp da oyunlarım hakkında konuştuğumda heyecanıma yenik düşüyorum, bunu yapmamak çok zor. Denedim, ama başaramadım. Kişiliğim böyle. O yüzden artık sessizce köşeme çekileceğim ve işime odaklanacağım. Kariyerim boyunca palamutlar, meşe ağaçları, köpekler ve daha kim bilir neler neler için çok çok çok yanlış şeyler söyledim. Ama inan bana, bunu inandığım için yaptım.

Röportaj bu şekilde devam edip gidiyor. Tamamını okumak isterseniz buradan bakabilirsiniz. Yalnız bayağı uzun, uyarmadı demeyin.

Ne yalan söyleyeyim, Molyneux’ye ben de kızgınım, hatta kırgın. Ama hiçbir insan evladının bu şekilde sıkıştırılması, bu hâllere düşürülmesi bence hiç ama hiç hoş bir davranış değil. Umarım bu sefer sözünü tutar ve sadece işine odaklanır da biz de kendisini başarısızlıklarıyla değil, başarılarıyla anarız. Tıpkı eskiden olduğu gibi…

YORUMLAR
Parolamı Unuttum