Razer Orochi V2 - İnceleme

Bir efsaneyi baştan yazabilir misiniz?

Bundan tam 12 sene önce, Razer diğer modellerinden çok farklı bir fare sürdü piyasaya. Küçük, hafif, kablosuz ve haliyle kolay taşınabilir olan Orochi ilk bakışta dizüstü oyuncu sistemleri için ideal bir fare seçeneğiydi. Ama kısa gövdesi ve hafif yapısı sayesinde aynı zamanda pençe tutuş ve küçük fare sevenlerin de favorisi oldu Orochi. Üstelik diğer kablosuz Bluetooth farelerden farklı olarak, isterseniz kablosunu takıp yüksek performansla da kullanabiliyordunuz. Kendi klasmanında öylesine rakipsiz ve iyi bir üründü ki Orochi, tam 12 senedir kesintisiz piyasada kalmayı başardı.

Ama son yıllarda Orochi ciddi rakipler gördü ve artık yenilenme zamanı gelmişti. Burada ilginç olan Razer’ın bu kadar başarılı bir ürünü yenilerken her şeyini değiştirmiş, ürünü resmen sil baştan yaratmış olması. Formu, teknolojisi, bağlantı seçenekleri, ebatları… Açıkçası iki Orochi’yi yan yana koyunca aynı seri olduklarını düşünmüyorsunuz. Bu kadar sevilen bir ürünü komple değiştirmek, özellikle de ikonik tasarım ve tutuşunu değiştirmek ne kadar anlamlı çok tartışılır. Orochi’yi pençe tutuşu için sevenler bu yeni tasarımı yadırgayabilir de. Ama bana sorarsanız tüm bu değişikliklerin sonucu, benim bugüne kadar kullandığım en iyi oyuncu faresini yaratmış.

Her tarza uygun tasarım

Gelin işe Orochi V2’nin formundan başlayalım. Simetrik ve sade gövde tasarımı, küçük ebatları, az sayıdaki tuşu ile Razer’dan bugüne dek görmediğimiz bir tarzı var Orochi V2’nin ve görünüş olarak daha çok Logitech’in G serisini andırıyor. Bu yeni tasarım ile Orochi eli daha iyi dolduruyor ve aslına bakarsanız her türlü tutuş tarzı için uygun bir fare haline geliyor. Dediğim gibi eskisine göre pençe tutuş daha zayıf, biraz uzaması, düğme ve yanlardaki girintilerin azalması kontrolü azaltıyor. Ama diğer tutuş tarzları için çok daha konforlu, hızlı ve kontrollü hale gelmiş. Eğer özellikle büyük veya asimetrik fare sevmiyorsanız Orochi V2 büyük ihtimalle çok rahat hissettirecek.

Orochi V2’nin formunu hem rahat hem de dinamik yapan şey üst eğrisinin diğer farelere göre daha cesurca çizilmiş olması. Yani fareye yandan baktığınızda arka tarafının gayet yüksek, ama ön kısmın düğmelerin ucuna doğru iyice alçak olduğunu görüyorsunuz. Ayrıca başta düz ve simetrik görünen farennin elinizi rahat hissettirecek küçük detaylarla dolu olduğunu görüyorsunuz. Mesela tuşlar üzerinde hafif kavisler, baş parmağın altında küçük bir girinti. Tasarımcıların bu farenin her milimetresinin, aynı bir saat ustası gibi incelikle tasarladığını hissediyorsunuz.

Sadece kablosuz değil, çifte kablosuz

Yeni modelle birlikte Razer’ın getirdiği önemli değişikliklerden biri kablonun tamamen kalkmış olması. Eskiden Orochi Bluetooth veya kablolu kullanılabiliyordu. Yeni Orochi V2 ise iki ayrı kablosuz bağlantı moduna sahip. Dilerseniz Bluetooth modunda kullanıyorsunuz, böylece hem daha fazla cihaza kolayca bağlanıyor hem de pil ömrü çok uzuyor. İsterseniz kendi USB alıcısı ile 2.4GHz Razer Hyperspeed kablosuz modunda gecikmesiz kullanıyorsunuz, oyunlarda sıkıntı yaşamıyorsunuz. Ben artık çok da rekabetçi oynamıyorum, ama denediğim hiçbir oyunda bir gecikme veya performans sorunu yaşamadım. Performanstan ödün vermeden kablodan komple kurtulmuş olması bence Orochi V2’yi ilk modele göre çok daha cazip yapıyor.

Kullanım modunuza ve sıklığına göre, Orochi V2 tek bir AA pil ile iki ay ila bir sene arasında kullanılabiliyor. Benim hayran kaldığım özelliklerinden biri de isterseniz AA isterseniz AAA pil ile çalışması. Bu sadece kullanım kolaylığı getirmiyor aynı zamanda Orochi V2’nin ağırlığına ince ayar yapmanıza da olanak veriyor. Ayrıca pillerin yerleşimi farenin dengesini bozmayacak şekilde. Pil seçimine göre ağırlık 68 ila 73gr arasında değişiyor. Ayrıca pil yuvasının yanında 2.4GHz alıcısını saklayabildiğiniz bir yuva var, böylece onu da rahatça yanınızda taşıyorsunuz.

Bu yeni modeli rahat yapan diğer bir özelliği altındaki oldukça büyük kaygan temas noktaları. Küçük fareler daha hafif ve hızlı oldukları için mousepad üzerinde rahat kaymaları gerekiyor. Fare üzerindeki 18.000dpi 40G tepkiye sahip PixArt optik sensör de bu yüksek hız ve ani hareketlerde hiç zorlanmıyor. Böylece çok yüksek DPI’larda bile çok rahat kullanabiliyorsunuz. Eğer iyice hızlanmak istiyorsanız Razer’ın Sphex V3 sert yüzey mousepad’i ile çok iyi bir ikililer. Elbette ince ayarlarınızı Synapse yazılımı üzerinden yapıp profilinizi fare üzerindeki dahili hafızada saklayabiliyorsunuz. Orochi V2’de ilk defa gelen bir özellik de kendi USB alıcısı üzerinden bir de kablosuz klavye takabilmeniz. Yani tek alıcı ile iki cihaz çalışabiliyor ama benim deneme şansım olmadı.

Her ele, her kullanıma tek fare

Fare tuşlarının keskin ve tıkır tıkır tatmin eden basışı Razer’ın farelerin en ikonik özelliklerindendir. Orochi V2’de kullanılan mekanik tuşlar da tek kelimeyle harika. Sertliği, tepkisi ve çıkardığı ses ile dört dörtlük. Ayrıca tekerleğin ve soldaki iki ileri/geri tuşunun kullanımı da hem pozisyon hem de tepki olarak çok iyi. Öncekinden farklı olarak sağdaki iki ekstra tuş kalkmış ve bir de DPI ayarlama tuşu gelmiş. Ben ilk Orochi’yi 12 senedir kullanıyorum, belki günlük farem olmadı hiç ama dışarıda dizüstünde veya her seyahatimde benimle geldiği için her sene toplam 2-3 ay kullanıldı ve halen ilk günkü gibi çalışıyor. Orochi V2’nin de hem gövdesi hem de tuşları çok kaliteli hissettiriyor ve açıkçası daha da uzun ömürlü olurmuş gibi geliyor bana. Ama bu sefer sadece dizüstünde kalmayacak, bütün farelerimi yerinden edecek gibi gözüküyor.

Razer Orochi V2 ile ilgili tek şikâyet edebileceğimiz konu pahalı olması. Ama bu kadar özellik, inanılmaz bir tasarım ve üretim kalitesi bir arada olunca bu da kaçınılmaz. Ben Vatan’da 690TL’ye buldum, evet kıyaslanabilir ve %30 daha ucuz olan rakipleri var piyasada. Ama Orochi V2 o kadar iyi olmuş ki bence o aradaki farkı vermeye değer.

YORUMLAR
Parolamı Unuttum