Sayılı gün hızlı geçti ve Resident Evil 3 Remake'in çıkış günü geldi çattı. Özellikle de seriye bu yeni remake ile başlamayı planlayan oyuncular için, hikayenin geçmişini ve ilk iki oyunu özetleyen kısa bir yazı hazırlamıştım bir süre önce, o yazıyı tekrar hatırlamak için sanırım bundan iyi bir zaman olamazdı. Seriye 3. oyunla başlamıyor olsanız bile en azından hafızanızı tazelemiş olursunuz.
Oyunlarla ilgili çok fazla ayrıntıya girmedim, sadece bilinmesi gereken kısımlara değindim. Çok bariz spoilerlardan da kaçınmaya çalıştım ama hak verirsiniz ki spoilerlara değinmeden de önceki oyunları özetlemek pek mümkün olmuyor :) Ancak yazıda 3. oyunun keyfini kaçırabilecek bir şey olmadığından emin olabilirsiniz.
Resident Evil (1996)
Öncelikle oyunun hikayesinin geriplanından bahsetmek gerekiyor. 1960’lı yıllarda George Trevor ismindeki bir mimar Arklay Dağlarında, Spencer Malikanesini inşa etmiş. Bu malikane aslında bir paravan ve içerisinde Umbrella Pharmaceuticals tarafından kullanılan çok gizli bir yeraltı laboratuarı var. Umbrella Corp burada Amerikan ordusu için yine bir o kadar gizli biyolojik silahlar üzerinde çalışıyor.
11 Mayıs 1998, Resident Evil evreni için önemli bir tarih çünkü bu tarihte Umbrella laboratuvarında T-Virus sızıntısı yaşanıyor. Sızan virüs bir kısım personeli etkisi altına alıyor, derilerini çürütüyor, beyinlerine zarar veriyor ve hormonal dengelerini bozuyor; bunun sonucunda da önüne çıkanı öldürecek kadar kızgın, acayip derecede aç ve boyut olarak da insanlardan daha büyük yaratıklar ortaya çıkıyor.
Bu karmaşa içerisinde mutant test deneklerinin kaçmasına engel olamıyor Umbrella ve bölgede ölümler yaşanmaya başlıyor. 1998’in Temmuz ayında bu cinayetlerle ve hayvanlara yapılan saldırılarla başa çıkamayan Raccoon Polis Merkezi, araştırmayı yine Umbrella tarafından finanse edilen elit kanun gücü S.T.A.R.S.’a devrediyor.
S.T.A.R.S. iki gruba ayrılmış halde: Alpha ve Bravo. Önce Bravo ekibi gönderiliyor ama onlarla irtibat kesiliyor, ardından bu kayboluşu araştırmak için Alpha ekibi yollanıyor bölgeye.
İlk oyun da işte bu noktada başlıyor.
Alpha ekibi Bravo ekibinin çakılan helikopterini buluyor ve orada kana susamış köpeklerin saldırısına uğruyor (ve ekipteki Joseph Frost ölüyor). Alpha ekibinin helikopter pilotu Brad Vickers da panik halinde kaçınca ekibin kalan üyeleri Chris Redfield, Jill Valentine, Albert Wesker ve Barry Burton, yakınlardaki terk edilmiş malikaneye sığınıyorlar.
Oyunda iki Alpha üyesinden istediğimizle başlayabiliyoruz, bunlar Chris Redfield ve Jill Valentine. Chris’in ateş gücü sınırlı, ama zarara karşı daha çok dayanıklı, sahip olduğu envanter ise küçük. Jill daha yüksek ateş gücüne sahip ve maymuncuk taşıyor, ancak Chris’e göre fiziksel olarak daha zayıf. İkisi arasında senaryosu daha kolay olanın Jill olduğunu söyleyebiliriz. Jill’in yardımcı karakteri Barry, Chris’in yardımcı karakteriyse Rebecca.
Yaptığımız seçime göre malikaneye erişebilen karakterler de farklı oluyor ve biz de seçtiğimiz karakterin senaryosunu oynuyoruz. Malikaneyi dolaşırken hayatta kalan Bravo ekibi üyelerini buluyoruz ve arayışımız bize burada olan olaylar hakkında bilgi veriyor. Bulduğumuz dosyalardan birinde personelin nasıl yavaş yavaş delirip birbirini öldürmeye başladığını, dış dünyayla bağlantılarını koparmak için telefon hatlarının ‘biri’ tarafından kesildiğini, hayatta kalan bilim adamı ve araştırmacıların da semptomların görülmeye başlamasıyla birlikte kendilerini öldürmeye başladığını öğreniyoruz.
Oyunun ileriki kısımlarında bulacağımız tüneller sayesinde Bravo ekibinin başı Enrico Marini ile karşılaşıyoruz. Burada oyunun önemli dönüm noktalarından biri var, elbette ki işin içinde ihanet senaryoları varmış. Artık oyunun sonlarına doğru karşımıza Wesker çıkıyor ve aslında Umbrella’nın S.T.A.R.S.’ı laboratuvara erişmek ve biyolojik silah araştırma dosyalarını kurtarmak için kullandığını öğreniyoruz. Burada aynı zamanda çok ünlü bir yaratık olan Tyrant ile karşılaşacağız. Oyunun bu kısımları hep yardımcı karakterimizin hayatta olup olmadığına ve birkaç diğer hususa da bağlı olarak farklılık gösterebiliyor. Oyunun her karakter için dört farklı sonu var, bunlardan ikisinde Tyrant’tan kurtuluyoruz, ikisinde de ise Tyrant kaçmayı başarıyor.
Her ne kadar asıl sonda malikaneye yerle bir olmuş olsa da, kimse zombi ve mutasyon geçirmiş yaratıklar masallarına inanmadığı için konu hakkında daha fazla araştırma yapılmıyor ve bu da zaten bizi Resident Evil 2’ye götürüyor. Savunmasız halde kalan Raccoon City’nin başına gelenler hep bu yüzden.
Resident Evil 2 (1998)
Resident Evil 2, ilk oyundaki olaylardan iki ay sonra, Raccoon City’de başlıyor. Şehirdeki neredeyse tüm halk T-Virus yüzünden zombilere dönüşmüş durumda. Oyunun baş kahramanları ise yerel polis gücüne yeni katılmış ve görevdeki ilk gününü yaşayan Leon S. Kennedy ve abisi Chris’i aramak için şehre gelen Claire Redfield. Bundan sonrası ise ikilinin ayrılarak hayatta kalan diğer insanları bulmaları ve şehirden kaçmaya çalışmaları konusunu işliyor.
Aynı ilk oyunda olduğu gibi her iki karakterin de senaryosu farklılık gösteriyor. Claire, Sherry isminde küçük bir kızla tanışırken, Leon ise bir Umbrella araştırma görevlisi olan erkek arkadaşı John’u aradığını söyleyen Ada Wong ile karşılaşıyor.
Bu noktada aslında Resident Evil 2 ve Resident Evil 3’ün hikayelerinin paralel ilerlediğini söylemek lazım. Üçüncü oyun sırasında olanlar hakkında şimdiden bir bilgi vermek yersiz, sonuçta aranızda belki de Remake sayesinde bu oyunu ilk kez oynayanlar olacak. Ancak şunu söyleyebiliriz: Resident Evil 3: Nemesis 28 Eylül 1998 tarihinde başlıyor. Yani Resident Evil 2’deki olaylardan tam 1 gün öncesi.
28 Eylül’de ilk oyundan tanıdığımız Jill Valentine, şehirden kaçmaya çalışırken Nemesis ile karşılaşıyor ve sonrasındaysa UBCS ekibinden Carlos Oliveria ile tanışıyor. Nemesis ve ardında bıraktığı kaostan kaçan ikili bir an önce şehirden kaçabilmek için zamana karşı yarışmaya başlıyorlar. Bu esnada T-Virüs ile ilgili bazı olaylar oluyor ama spoiler’a girdiği için şimdilik onlara değinmeyelim.
İşte tam bu noktada 29 Eylül tarihinde ikinci oyunun başlayışına tanık oluyoruz. Zaten iki oyun paralel ilerlediği için de Resident Evil 2’de, Resident Evil 3’te Jill Valentine’ın bırakmış olduğu bir nota rastlamak mümkün.
Resident Evil 2’nin kalan kısmında insanları biyolojik silahlara dönüştürebilen G-Virüs’ü hakkında bilgiler ediniyoruz. Bu virüsü yaratan bilimadamının ismi William Birkin ve kendisi Claire’in yardım etmeye çalıştığı Sherry’nin babası, başımıza türlü türlü işler açan Annette Birkin’in de kocası. Kendisine virüse enjekte ederek “G” isimli yaratığa dönüşen William Birkin, ayrıca kızına da bir embriyo yerleştirmiş.
Oyunun sonlarına doğru Sherry’nin içindeki embriyonun yol açtığı mutasyonları durduracak aşıyı hazırlamayı öğreniyoruz. Şehirden kaçışımızla sonlanan oyunda Leon, Umbrella’yı alaşağı etmeye ant içiyor, Claire ise Chris’i aramaya devam ediyor.
Takvimlerimiz 1 Ekim 1998’i gösterdiğindeyse Resident Evil 3’teki olaylar devam ediyor (bu tarihte Jill’in Raccoon City kilisesinde olduğunu ve Carlos ile oynadığımızı ekleyeyim). Resident Evil 3’ün Raccoon City salgınının başlangıcını ve sonunu anlattığını da söyleyebiliriz, Resident Evil 2 ise o arada geçen diğer olayları bizlere sunuyor. Ancak tüm Resident Evil tarihçesini anlamak için üç oyunun da konularını bilmek önemli tabii.
Güzel bir yazı teşekkürler. Serinin ilk 3 oyunu diğer oyunlarıyla bağlantılı mı? RE 5 i oynayalı baya oldu hatırlamıyorum. fakat 7'nin bir bağlantısı yoktu sanırım.