Ghost of Tsushima samurayları bir kez daha gündeme getirmişken biz de beyaz perdedeki samuraylarımızı hatırlayalım istedik ve sizler için bir liste hazırladık. Elbette bu listeye girebilecek onlarca film bulunuyor. Biz başlamış olalım, devamı sizlerden gelsin:
Yedi Samuray – Kanlı Pirinç (Shichinin no samurai - 1954)
Samuray filmleri için bir liste hazırlandığında akla gelen isim elbette Akira Kurosawa olur ve Kurosawa külliyatı içerisinde belki de en popüler olan film de Yedi Samuray’dır. Köylerine baskın üzerine baskın düzenleyip, ellerinde avuçlarında ne varsa el koyan haydutlara karşı köylülerin başvurabilecekleri tek yol, kendilerini koruyacak birilerini bulmak. Usta Kambei’yi gördüklerinde aradıkları kişiyi bulduklarını anlıyorlar. Kambei ve ona katılan 6 samuray (aslında ronin demek daha uygun), bir yandan köylüleri eğitip bir yandan da savunma hazırlıklarını yapıyorlar; finalde de o büyük mücadeleye şahitlik ediyoruz.
Yojimbo (1961)
Listedeki ikinci Kurosawa filmi. Bunu özellikle anmak istedim; çünkü çok sevdiğimiz “Spaghetti Western” tarzının da esin kaynağı olmuş bir film bu. Sergio Leone’nin “Bir Avuç Dolar” (A Fistful of Dollars) adlı filmi aslında Yojimbo’nun yeniden yapımıdır. Toshiro Mifune tarafından canlandırılan isimsiz samurayımız, Dolar üçlemesinde Clint Eastwood tarafından canlandırılan isimsiz kovboya bırakır yerini. Nasıl Clint Eastwood, Sergio Leone filmlerinin başrolünde yıldızlaşıyorsa, Toshiro Mifune de gerek Yedi Samuray gerekse Yojimbo’daki performansıyla Kurosawa’nın filmlerinde akıllara kazınan bir karakter olmuştur. Filmin hikayesi ise iki lord arasındaki çatışmada her ikisine de çalışıp, bir anlamda savaşın gidişatını tayin eden bir samurayı konu alıyor.
Harakiri (1962)
Bir başka meşhur yönetmen Masaki Kobayashi’nin bu filmi de klasikler arasında kabul edilir. Tsugumo adlı bir samuray, bir daimyonun hanesine gider ve intihar ritüelini gerçekleştirmek istediğini söyler. Bir yandan samurayın hayatına son veriş ritüelini izlerken, bir yandan da onu bu noktaya götüren hikâyeyi öğreniriz. Bu filmde yeniden yapımlar kervanında yerini alanlardan biri ve 2011 yılında yeni versiyonuyla seyirci karşısına çıktı.
Zatoichi (1962 / 2003)
Kör kılıç ustası Zatoichi’nin hikayesi 1962 yılından sonra pek çok filmle devam etti, dizisi yapıldı, yeniden çekildi. Usta Zatoichi, kör olmasının getirdiği dezavantajı diğer duyularını geliştirerek ve kör dövüşünde ustalaşarak bertaraf ediyor ve bize de bu muhteşem kılıç dövüşlerini izlemek düşüyor. Film Zatoichi’nin, çetelerin zulmü altındaki bir köye gelişi ile başlıyor. Bir yandan da sevgilisi hasta olan bir ronin, onun tedavi masraflarını karşılayabilmek için bir koruma görevi üstleniyor. Haliyle bu ikilinin karşı karşıya gelmeleri de kaçınılmaz bir hal alıyor. Bir de geyşalar var; çete liderinin başını ağrıtan bir konu da onlar, işin rengini epey değiştiriyorlar. Finalinde birkaç kez izleyiciyi ters köşe yapmak yönünde girişimleri de var filmin.
13 Suikastçı (Jûsan-nin no shikaku – 1963 / 2010)
Orjinali 1963 tarihinde çekilen ve 2010 yılında yeniden yapımıyla karşımıza çıkan filmde, 13 suikastçı, sadist Daimyo Matsudaira Naritsugu’yu, Şogun yönetiminde görev almadan önce öldürmeye çalışıyorlar. Tecavüzler, işkenceler, cinayetler ve pek çok onursuz davranışıyla ölümü fazlasıyla hak eden bir isim Naritsugu. Pek çok kişi de bu fikirde ve Naritsugu’nun, Buşido’ya saygısızlık ettiğini ve ölmesi gerektiğini düşünüyorlar. Ama kendisi Şogun’un üvey kardeşi olduğundan görünmez bir koruma kalkanıyla çevrelenmiş durumda. Bu duvarı aşmaya niyetlenen Doi Toshitsura, eski bir samuray olan Shimada Shinzaemon’u gizlice Naritsugu’yu öldürmek üzere görevlendiriyor. Shinzaemon, 11 samurayı işe alıyor. Sonrasında bu gruba bir de avcı, Kiga Koyata katılıyor -ki kendisi de anlayabileceğiniz üzere 13. Suikastçı oluyor. Samuraylar ile halkın ne olursa olsun lordları için yaşaması gerektiği düşüncesine karşı, onursuz lordların bu saygıyı hak etmediği ve işgal ettikleri koltuklardan indirilebilecekleri fikrinin çatışmasıdır bir anlamda bu filmde anlatılan.
Son Samuray (2003)
Japonya’nın modernleşme döneminde, dış güçlerden danışmanlık ve destek alan yönetim ile eski sisteme dönülmesi gerektiğini savunanlar arasında yaşanan iç savaştan (Ejderha Yılı Savaşı veya Boşin Sensō - 戊辰戦争) esinlenen bir film. İmparatora danışmanlık yapmak ve iş savaşta destek olmak üzere gelen Amerikan ordusundan Yüzbaşı Nathan Algren (Tom Cruise), savaştığı samuraylara rehin düşer ve sonrasında onların yaşam tarzlarına şahitlik ederek kendisi de bir samuray gibi yaşamayı öğrenir. Meiji Restorasyonu ile samuray sınıfının ortadan kalkışı üzerine başarılı bir film. Bir dönemin kapanıp bir dönemin açılışı, iki farklı dünyanın ve farklı dünya görüşlerinin çatışması resmedilirken, artık geride kalan dönemin adamları olan samuraylara Yüzbaşı Algren karakterinde vücut bulan bir saygı duruşu niteliği de taşıyor.
47 Ronin (2013)
Her ne kadar işin içine cadılar, büyülü yaratıklar, tengular girmiş olsa da aslında 47 Ronin, Japon ulusunun en önemli kahramanlık hikayelerinden birisidir. Efendileri Lord Asano’nun ölümüne sebep olan Lord Kira’dan yaptıklarının hesabını sormak ve efendilerinin onurunu iade etmek için ölümün mutlak olduğu bir intikam yolculuğuna çıkan 47 roninin hikayesi, onur ve sadakatin sembolü haline gelmiştir. “Buşido”nun ne demek olduğunu ziyadesiyle hissettiren yapımlardan birisi de budur benim için. Hazır eliniz değmişken filmi izlemekle yetinmeyin, bu 47 kahraman samurayın gerçek hikayesine de bir bakın derim.
Bu arada 2013 yapımı filmde Keanu Reeves tarafından canlandırılan Kai karakteri, İngiliz bir denizci ile Japon bir hizmetkarın çocuğudur. Her ne kadar arada 100 yıl kadar bir süre olsa da samuray unvanı alan ilk yabancı (gaijin) olan İngiliz denizci William Adams’a bir gönderme olabilir mi sizce de?