Yeni nesil ismini “şimdiki” nesil olarak değiştirdiğinden beridirü, içimiz dışımız güzel grafiklerin vaatlerine boğuluyoruz.
Ama bizim asıl istediğimiz daha derin, daha duygusal, daha etkileyici, bizi daha çok içine çeken oyunlar görebilmek. Böyle, oyunlar kalp atışımızı evrenin ritmiyle eşitlesin istiyoruz. Sanki sabaha karşı donmanın eşiğinde bir çiğ tanesinin özgürlüğüne sahip olmak istiyoruz. Gökyüzünden düşen bir su damlası.....
Ya bu The Order 1886 ne güzel gözüküyor be! Tamamdır, inandım artık. Sokağa çıktığımızda “grafikler iyi ama, oynanış ve senaryo berbat” diyorduk. Artık oyunlar da ilk kategoride yarışır seviyeye geliyorlar.
Buyrunuz efendim, The Order 1886:

















