[ Haftalık Unutulmaz Oyun Müzikleri köşemizde hafızalarımızdan çıkmak bilmeyen, hepimizde derin izler ve tatlı anılar bırakan oyun müziklerini birlikte hatırlıyoruz. ]
Bu hafta Unutulmaz Oyun Müzikleri okurumuz Burak Türe'den (Feylo) geliyor.
Ruh halimiz el verdiğinde, hatta çoğu zaman bizzat ruh halimiz yüzünden dinlediğimiz dinlendirici müzilerin arasında şüphesiz oyun müzikleri, usta ellerin kalemi olduğunu varsaydığım yerlerden çıkıp yardımımıza sıklıkla koşuyor. Ben özellikle Nobuo Uematsu’nun, her oyunda farklı tellere dokunan yeteneğine, sadece melodiye değil oyunun çıktığı platformun teknik yeterliliklerine uyum sağlayabilen ses dizaynına hayranlık duymadan edemiyorum (Final Fantasy 3’ün orijinal NES albümüne belki ayrı bir sayfa yazmak lazım)
Usta Nobuo’nun yanı sıra modlarıma eşlik edenler arasında Yasunari Mitsuda, Kai Rosenkranz ve Michael Giacchino gibi isimler de bulunuyor. Ama bir isim var ki bunların arasında, insanların saymaya bile gerek duymadan statüsünü kabul ettiği, işte o ismi bu hafta kaybettik.
Koichi Sugiyama; bestekar, orkestra şefi, anime, film, oyun ve televizyon şovlarında, dile kolay, hatta dile kolay bile değil, 60 yıldır ürün veren saygıdeğer bir isim. Tabii ayrıntısıyla tanıyanlar saygıdeğer kelimesi peşine (?) koyma gereği duyabilir. Ben önce iki adım müziğinden gideceğim.
Koichi Sugiyama bizim alanımızda en çok Dragon Quest serisine yaptığı müzikler ile tanınır. Müzikleri orkestraldir, coşkulu, sakinli (evet) , tedirgin edici duyguları çok başarılı bir şekilde verir. Bugün kır gördüğümde Dragon Quest 8 teması duymamın, Heavenly Flight duyunca “uçuyoruz, sakin olun şimdi yavaşça süzülüyoruz” dememin, Strange World dinlerken çok derin bir melankoli ile dolmamın sebebidir. Alanında herkes saygı gösterir, hakkında kötü konuşmaz ama konuşulacak bir çok özelliği de vardır.
Şimdi şöyle wikipedia sayfasına bir uzanırsanız ve orada politik görüşleri kısmına bakarsanız hafif bir burkulma yaşayabilirsiniz kendisini sadece müzikleriyle tanıyorsanız. Nankin Katliamını reddeden, önemli insan haklarını memlekete zararlı bulan, aşırı ulusalcı bir kişilik… Öyle bir yürekten böyle müzikler çıkmasını da insanoğlunun kompleks yapısına adıyorum ben. Sanatı sanatçıdan ayırabilir miyiz mevzusuna girmeden bunu dinleyelim ve hep beraber şaşıralım, zira insanoğlu garip bir mahlukat: