Warner Bros, Flash Filminden Sonra Ezra Miller İle Yolları Ayırma Kararı Aldı
Davalara daha hızlı koşabilsin diye Ezra'nın iyiliğini düşünmüşler...
Warner Kardeşler yeni bir döneme başlamaya hazırlanırken özellikle DC cephesinden epey sarsıcı haberlerle uğraşmak zorunda kaldılar. Tüm dünyayı peşinden sürükleyen davanın ardından Amber Heard'ü Aquaman 2'den neredeyse tamamen çıkarmak için yollar aramaya başlayan WB, bir diğer hukuk sorunları yaşayan oyuncuları Ezra Miller için ise The Flash'ı bekliyor. Mevcut DC Sinematik Evreni'ni baştan başlatmak için tüm umutlarını The Flash filmine bağlayan stüdyo yeni açacağı temiz sayfada Ezra Miller'ı da düşünmüyor.
İlk olarak Deadline'ın duyurduğu habere göre özellikle kamuoyunda büyük yankı uyandıran yasal sorunları nedeniyle Ezra Miller için "Evrenin gelecek planları arasında yer almayacak." kararı alınmış. İlk olarak 2016 yılında Barry Allen'ı canlandıran Ezra için hem aktörlük hem de kişisel hayatında epey zorlu bir süreç başladı. Öte yandan taze Warner Bros CEO'su David Zaslav ise göreve geldiği günden bu yana stüdyo dışı krizlerle epey uğraşmak zorunda kaldı. Bakalım 23 Haziran 2023'te vizyona girecek olan The Flash'ın ardından DCEU her anlamda istediği beyaz sayfaya kavuşabilecek mi?
Bugünlerde artık sonsuz kredi ile oynanabilen ama atari salonları zamanında, jeton yutmayı adeta hobi haline getiren bir oyun… Metal Slug!
Söz konusu oyunun 2 boyutlu safi aksiyon olması bir kenara dursun arka planda yatan zengin görsellerin çekiciliği aradan geçen onca yıla rağmen hala göz kamaştırıyor desek sanırım yanlış bir tespit olmaz. Zira o yıllarda çıkan oyunlarda böylesine güzel bir atmosfer yakalamak zor.
O halde lafı daha fazla uzatmayalım.
Bugün zorluğu ile bir neslin sinirlerini alt üst eden ama bir o kadarda oynaması keyif verici olan Metal Slug'tan bahsedeceğiz.
Metal Slug Serisinin Ataları
Gun Force 1 (1991)
Bu GunForce!
Daha doğrusu GunForce’un ilk oyunu.
Gun Force 2 (1994)
Bu da GunForce’un ikinci oyunu.
Bir de In The Hunt adlı su altında geçen bir oyun daha var ki gördükleriniz içerisinde Metal Slug serisini en çok anımsatan oyun bu oyun!
In The Hunt (1993)
Bu oyunları sizlere özellikle gösterdim çünkü bu oyunların her biri bir noktada Metal Slug serisinin atası denilebilir.
19 Nisan 1996 tarihinden önce, yani Metal Slug serisinin ilk oyunu raflardaki yerini almadan evvel bu oyunlar geliştirildi. Dikkatle incelerseniz bu oyunların her biri Metal Slug serisinden benzerlikler taşıyor. Özellikle az önce bahsettiğim In The Hunt isimli oyun, kullandıkları renkler açısından neredeyse hemen-hemen Metal Slug ile aynı hatta Metal Slug serisinin su altında geçen alternatif bir oyunu desek abartı olmaz.
90'lı yılların sonlarına doğru bu oyunları geliştiren Irem isimli firmada çalışan bazı arkadaşlar kendi aralarında anlaşarak Nazca Corporation adında yeni bir şirket kurar. Şirketin istediği tek şey İrem’da başaramadıklarını burada başarabilmektir. Bu sebeple tüm kafalar bir araya gelip yeni bir oyun için kolları sıvayacaktır. Öncesinde oyunun yine bir shoot em up olmasına karar verilir ama yapacakları bu şeyin GunForce’u geçmesi gerekiyordur. Muhtemelen en fazla 1-2 yıl içerisinde geliştirilen oyun az evvel de söylediğimiz gibi 19 Nisan 1996 tarihinde piyasaya sürülür.
Metal Slug Hikayesi
2D bir atari oyununun hikayesi mi olurmuş demeyin, bu serinin öyle çok havalı olmasa da bir arkaplan hikayesi gerçekten var.
Karşınızda General Donald Morden! Ordusu Nazileri anımsatan bu abimiz Rebellion adlı büyük bir isyan kuvvetinin başında tüm dünyaya savaş açar. Rebellion ordusunun rakibi Regular Army’dir. Regular Army oyunlardan alışık olduğumuz Amerika'nın veya x bir devletin kahraman olması klişesinden ziyade tüm dünya devletlerinin ortak kuvvetidir. Amaçları dünya üzerinde mutlak süre devam edecek bir barış sağlamak ve elbette general Morden ve isyankâr ordusunu etkisiz hale getirmektir.
Regular Army’nin panik içerisinde olması Rebellion'a bağlı Peregrine Falcon takımından binbaşı Marco ve teğmen Tarma’yı harekete geçirir. Akabinde Morden’ın kuvvetleri ile bitmek nedir bilmeyen büyük savaş başlamış olur. Metal Slug serisinin ana teması kısaca bu şekildedir.
Öte yandan Rebellion ve Regular Army arasında geçen bu savaş karada, havada, denizde hatta uzayda, kısaca tüm cephelerde süregelen büyük bir savaştır. Özellikle bahsi geçen bu alanların uzaydaki kısmı oldukça dikkat çekicidir.
İlk oyunun finalinde büyük bir bozguna uğrayan General Morden’ın sefil askerlerinden birisi içinde ne yazdığını bilmediğimiz bir mektubu katlayıp uçak yapar ve var gücü ile fırlatır. Ekranlarda yapımda ve yayında emeği geçen tüm çalışanların isimleri aşağıdan yukarı doğru usulca kayarken, bizim kağıttan yapılma uçakta aynı şekilde süzülür. Yaklaşık 3 dakika süren bu görüntülerin finalinde kağıttan uçak göğe doğru yükselir ve ardından kocaman bir Game Over ekranı ile oyun sona erer.
Bu mektupta ne yazıldığı tam olarak bilinmese de uçağın gittiği yerin uzay olduğu söylenir zira ikinci oyunun ana düşmanı General Morden değil bilakis uzaylılardır!
Şöyle bir düşündüğünüz zaman hiç bir diyalog ve konuşma balonu dahi olmadan bir hikaye anlatabilmek.. hem de böyle birşeyi 90’lı yıllarda yapmak gerçekten de alkışı hak ediyor.
Metal Slug Serisi
Metal Slug 2 (1998)
İlk oyunun başarısından sonra atari salonları haricinde ev konsollarına da taşınan Metal Slug dilden dile yayılmaya başlar. Arkasına SNK gibi köklü bir ismi de alan Nazca çalışanları haliyle bir devam oyunu yapmanın hiç de fena olmayacağını düşünür. Çok değil sadece 2 yıl sonra, tarihler 23 Şubat 1998'i gösterdiğinde Metal Slug serisinin ikinci oyunu piyasaya sürülür.
Oynanış ve görsellik açısından neredeyse ilk oyunla aynıdır fakat bir takım iyileştirmelere ev sahipliği yapar.
Herşeyden evvel oyuna Eri ve Fiolina adlı iki yeni karakter daha eklenmiştir. Laser silah oyuncuların beğenisine sunulmuş, ilk oyunda binilebilen araçlar sadece tanklarken ikinci oyuna deve getirilmiştir.
Bitmiş midir ?
Elbette bitmemiştir!
Oyunun hikayesini anlattığım bölümdeki uzaylılar haricinde, sanırım biraz da korku olsun diye, mumyalar tasarlanmış hatta bu mumyaların bıraktığı gazı solumanın oyuncuyu bir mumyaya dönüştürmüşlüğü bile vardır. Karakterlerin çok yediğinde obez olması yine Metal Slug 2 ile gelen bir özelliktir.
General Morden bu oyunda yakayı ele verse de öncesinde uzaylılar tarafından kaçırılmıştır. Bir oyuncu olarak Rebellion ile geçici de olsa ittifak kurulur. Akabinde Morden yakalanır.
Metal Slug 3 (2000)
Takvimler 23 Mart 2000 tarihini gösterdiğinde Metal Slug serisi üçüncü oyunu ile piyasayı yeniden domine etmeye başlar. İkinci oyundaki mumya mekaniği bu oyunla birlikte zombiye evrilmiştir ve aynı şekilde oyuncu bir gaza maruz bırakılırsa zombiye dönüşür.
İkinci oyunda deve vardı, üçüncüde de fil koyalım diyen ekip Metal Slug 3'e gerçekten bir fil de ekler. Oynanış süresi olarak ilk oyuna nazaran bir tık daha uzundur. Uçağa binersiniz, helikoptere binersiniz..Bir bakarsanız kendinizi kendi klonlarınızla savaşır halde bulursunuz..
Özetle Metal Slug 3 tıpkı bir önceki oyun Metal Slug 2 gibi dopdolu bir deneyim sunar. Nereden bakarsanız bakın, serinin bu üç oyunu ayrı bir güzeldir, başka bir kafadır. Fakat bundan sonraki oyunlar söz konusu bu oyunlarla aynı kaderi paylaşmayacaktır.
Metal Slug 4 (2002)
Metal Slug kendi çapında gayet başarılı bir yapım olsa da zaman hızla geçmektedir. Özellikle yeni nesil konsollar oyun sektörüne farklı bir bakış açısı getiriyordur. Misal Metal Slug 3'ün çıktığı yıllarda Sony PlayStation 2 konsolunu çoktan piyasaya sürmüştür bile. Oyun pazarı 3 boyutlu grafiklerle bezenmişken Metal Slug da ister istemez eski popülerliğini kaybeder. Zaten eskisi gibi arcade makinesi satışı da yoktur.
Hal böyle olunca SNK firması resmen iflasını verir.
The King of Fighters, Fatal Fury gibi birçok marka açık artırmalarda satışa sunulur. Bu zor günlerde Metal Slug’ı geliştiren ekip de dağılmıştır.
Tüm bunlar yaşanırken yılların eskitemediği oyun da başka ellere kucak açmak zorunda kalacaktır. Serinin dördüncü oyunu Kore merkezli Mega Enterprise’ın bünyesinde geliştirilmeye başlar. Eski oyunlarındaki iki karakter Eri ve Tarma saf dışı bırakılır. Yerine Nadia ve Trevor adında iki yeni karakter getirilir.
Hikayesi bu defa bir uzaylı istilasından öte tüm dünyanın askeri bilgisayar sistemini tehdit eden bir siber virüse karşı olan savaşı baz alır. Kahramanlarımız yine dünyayı kurtaracak, masumların gören gözü, duyan kulağı olacaktır.
Fakat bu ve buna benzer tüm yenilikler genel anlamda oyunculara hitap edemez. Aslında kötü bir oyun değildir Metal Slug 4 ama eski oyunların atmosferini ne yazık ki yakalayamamıştır…
...derken, bir yıl sonra güzel bir gelişme yaşanır.
Metal Slug 5 (2003)
2000'lerin başlarında SNK’in kurucusu Eikichi Kawasaki şirketi geri alır ve SNK Playmore olarak yeniden işlerin başına oturur. Mega Enterprise’ın geliştirdiği dördüncü oyunda çıkarılan Eri ve Tarma karakterleri tekrardan seçilebilir hale getirilir. Böylelikle serinin en orijin grubu yeniden bir araya gelmiş olur.
Beşinci oyunda kısmen de olsa ne uzaylılar vardır ne de General Morden.
Bu sefer ana düşman gizemli maske takan bir adam ve onun antik maskeli ordusudur. Hikaye Metal tankların şemalarını ve General Morden'ın bir çok istihbarat bilgilerini içeren diskin çalınması ile başlar, olay örgüsü de bu doğrultuda şekillenir.
Metal Slug 5 serinin eski oyunlarına nazaran teknoloji ve bilimkurgu temasından öte doğaüstü güçlere odaklanır. Örneğin finalde yapılan devasa boss savaşındaki iblis bu bilgiyi kanıtlar niteliktedir.
Metal Slug yapmış olduğu beşinci oyun ile gerçekten de köklerine sağlam bir dönüş sağlamıştır. İnceleme puanları oldukça yüksektir ve eleştirilerin çoğu olumlu yöndedir. Oyun içerisinde kullanılan araçlarda tıpkı eski oyunlarda olduğu üzere yaratıcı ve mizahidir. Bu sebeple devam oyununun gelmesi pek de uzun sürmeyecektir.
Metal Slug 6 (2006)
24 Şubat 2006 tarihinde oyun severler ile buluşan Metal Slug 6, bünyesine adına yaraşır bir şekilde oynanabilen 2 karakter daha ekler. Bu karakterler başka bir SNK oyunu olan The King Of Fighters dan gelen Ralf ve Clark’tır.
Hikaye olarak yine bir uzaylı istilası söz konusudur fakat bu defa kahramanlarımızın savaşı daha üstün bir ırkla olacaktır.
Metal Slug 6’nın kendisine getirdiği bir kaç yenilik de söz konusudur. Bu yeniliklerden birisi de birden fazla silah taşıyabilmektir. Karakter Heavy Machine Gun’ı aldığında canı isterse tekrardan ana silahına geçiş yapabilir. Sonra oyuna ilk defa bir zorluk modu eklenmiştir. Oyuncular oyunu ister Easy mode olarak isterse de Hard mode olarak oynayabilir.
Bu noktada Metal Slug serisi zaten zor bir oyun, Hard mode nasıl bir kafa demeden geçemiyoruz.
Metal Slug 7 (2008)
Serinin yedinci ve son oyunu 2008 tarihinde bir kez daha oyuncular için görücüye çıkar. Bir önceki oyundan tanıdığımız Ralf ve Clark isimli karakterler burada da kendilerini gösterir.
Hikaye olarak Metal Slug 4 oyununda geçen olayların 2 yıl sonrasını konu alır. Ana kötümüz yine General Morden’dır ancak gelecekten ordu gönderme gibi zamanda yolculuk teması öyküyü zenginleştirir.
Bir önceki oyunda eklenen zorluklara bir yenisi daha eklenmiş, oyunu hem Beginners mode, hem Normal mode, hem de Hard Mode olarak oynanabilir hale getirmiştir. Özetle Metal Slug serisindeki işleyiş böyledir.
Final
Yazıda bahsetmediğim Metal Slug 3D (evet böyle bir şeyi gerçekten de yaptılar), Metal Slug Defense, Metal Slug Attack ve benzeri gibi mobil oyunlarla sektörde tutunmaya çalışılsa da, bu güzide seri ne yazık ki eski popülerliğini kaybetmiştir. Hatta yeni nesil konsollara dahi port edilmişliği vardır ama sanırım jenerasyon farkından ötürü pek rağbet görmez.
Benim gibi dinozor sayılabilecek neslin çok çok iyi bildiği bu seriye özlem duyuyoruz, lütfen bir oyun daha yapın diyerek videomuzu sonlandıralım.
Anlattığım tüm oyunlarda sanırım benim için en iyisi Metal Slug 3 sevgili arkadaşlar. Sizlerde en sevdiğiniz Metal Slug serisini yorumlarda belirtebilirsiniz.
Bu yazıyı video olarak izlemek isterseniz sizi aşağıya alalım.
Yine bir Steam Next Fest geldi ve yine sürüsüne bereket demo bizleri bekliyor. Biz de daha önceki etkinliklerde olduğu gibi oynadığımız bazı demoları sizlerle paylaşalım diye düşündük. Alternatifler bu kadar çok olunca içlerinden seçim yapmak zor. Olabildiğince farklı türlerden örnekler seçmeye çalıştım, ama ister istemez tekrara düştüklerim de oldu. Gözden kaçırdıklarımız da vardır elbette, dolayısıyla sizin önerilerinizi de bekleriz.
Bu arada bazı demoları (ör Old Skies) Steam Next Fest sırasında indirip, festivalden sonra da exe dosyalarını kullanarak oynamaya devam edebiliyorsunuz. Yani festival bitince oynayamam diye düşünmeyin, ilginizi çekenleri indirip kurun.
Cult of the Lamb
Bir kült, şirin mi şirin koyunumuzu kurban etmeye çalışıyor. Ama onun öyle bir kalemde silinip gitmeye niyeti yok. Ölümden dönen kahraman koyunumuz, kendi kültünü kurup intikam peşine düşüyor. Kılıç kalkan kuşanan koyunumuzla etraftaki rakip kült üyelerini ayıklamak gayet keyifli oluyor sevgili Oyungezerler, kesinlikle tavsiye ederim :) Çıkış tarihini de paylaşmış olalım; 11 Ağustos’ta geliyor.
Lost in Play
Daha önceki etkinliklerde de listemde yerini alan demolardandı Lost in Play. Toto ve Gal adlı iki kardeşin, hayal dünyalarında bir yolculuğa çıkıyoruz. Sonrasında işler beklenmedik bir tarafa doğru yol alıyor. Renkli, eğlenceli bir macera oyunu. Çıkış tarihi de geçtiğimiz günlerde ilan edildi, 10 Ağustos’ta çıkış yapacak. Bu vesileyle bir göz atıp, sonrasında karar verirsiniz satın alıp almayacağınıza.
Hauma
Hauma, biraz görsel roman, biraz macera oyunu. Kahramanımız Judith, bir polis dedektifi iken bir komploya uğruyor ve işinden oluyor. Bu da yetmezmiş gibi, öldürmeye çalışıyorlar. Ama Judith, ölümden kurtulup intikam için geri dönüyor. Hedefinde kendisine bu komployu kurup hayatına kasteden gizli bir örgüt var. Görsel roman severler için iyi bir alternatif olabilir. Yılın son çeyreğinde çıkış yapması bekleniyor.
Terra Nil
Daha önce de önerdiğimiz demolardan birisi Terra Nil. İnsanlık, doğayı katletmek konusunda muazzam bir performans sergiliyor malum. İşte bu oyunda bu durumu tersine çevirmenin yollarını arıyor, çorak toprakları yeniden yeşillikler içinde bir cennete dönüştürmeye çalışıyoruz. Oynarken huzur bulacağımız, saatlerin nasıl geçtiğini anlamayacağımız oyunlardan birisi olmaya aday. Takip listenize alın derim.
A Building Full of Cats
Bu oyun içimizdeki tüm Gülhis’lere gelsin:) Eğer saklı nesne oyunlarını seviyorsanız, bu oyunu da büyük ihtimalle seveceksiniz. Ama bu sefer bol kedili bir alternatif var karşınızda. Kedilerle dolu binamızda, bu sevimli dostlarımızı yalnız bırakmamak, başlarını okşayıp gönüllerini hoş tutmak için uğraşacak, ekrandaki her bir pikseli kontrol edip dairedeki onlarca kediyi bulmaya çalışacağız. Bu ay içerisinde çıkış yapması bekleniyor.
Cats and the Other Lives
Hazır kedilerden bahsetmeye başlamışken, bu oyunu da es geçmeyelim dedim. Daha önce de önerdiğimiz oyunlardan birisi. Stygian: Reign of the Old Ones'ın geliştiricisi Cultic Games'in yeni oyunu Cats and the Other Lives; bir aile hikayesini, evin kedisi Aspen üzerinden anlatıyor bizlere. Takip listenize ekleyebileceğinizi düşündüğüm yerli oyunlardan. Daha önce bakmadıysanız, bu vesileyle demosuna bir göz atın derim.
BROK the InvestiGator
BROK The InvestiGator; beat 'em up ile RYO kırması bir oyun. İnsanların yerini hayvanların aldığı bir dünyada, eski boksör yeni dedektifimiz timsah Brok ile yeri geliyor önümüze çıkanların kaşını gözünü bir güzel yarıyor yeri geliyor dedektiflik işleriyle uğraşıyoruz. Uzun süredir takip listemizde olan oyunlardan. Umarım erteleme görmez ve söylendiği gibi bu yıl içerisinde çıkar.
Old Skies
Takip edenler macera oyunlarına, özellikle de 'point 'n click' tarzındakilere düşkünlüğümüzden haberdadır diye düşünüyorum. Old Skies da bu tarz macera oyunlarını sevenler için biçilmiş kaftan. Ajanımız Fia Quinn, zamanda yolculuk yapıp 7 farklı dönemi ziyaret ediyor. Seçilen dönemler ilgi çekebilecek cinsten; birisinde Amerika'da içki yasağı dönemine (Prohibition) yol alırken, bir diğer yolculukta kendimizi o meşhur kara gün, 11 Eylül'de buluyoruz. Henüz bir çıkış tarihi yok, ama "Yakında" denilmesinden hareketle önümüzdeki birkaç ay içerisinde geleceğini umut ediyorum.
1428: Shadows over Silesia
1428: Shadows over Silesia; bizleri Orta Çağ Avrupası'na götürüyor ve savaşların, yıkımların ortasında bir maceraya ortak olmamızı sağlıyor. Yaşananları iki karakterin gözünden, iki farklı bakış açısından tecrübe etmek imkanımız olacak Silesia'da. Aksiyon sahnelerinin yanında gizlilikle ilerlememizi gerektiren yerler de bulunan, bir yandan da bazı bulmacalara yer verilen oyun, demoda karşılaştığımız birkaç hatayı görmezden gelirsek, umut vadediyor diyebiliriz.
Midnight Fight Express
Kendisi de bir zamanlar yeraltı dünyasının gediklilerinden olan kahramanımız, bir drone yardımıyla, büyük bir suç şebekesinin şehri ele geçirmesine engel olmaya çalışıyor. Üstelik fazla vaktimiz de yok, sabaha kadar bu işi bitirmemiz lazım. Bunun için önümüze çıkan çete üyelerine kafa göz dalıyor, hepsini bir güzel pataklıyoruz. Sifu'yu beğendiyseniz, bu oyun da size hitap edebilir. 23 Ağustos'ta çıkış yapacak, dolayısıyla satın alıp almayacağınıza karar vermek için de güzel bir fırsat.
Casebook 1899 - The Leipzig Murders
Listedeki bir başka eski usul macera oyunu. Adından da anlaşılabileceği üzere 1899 yılında Leipzig’de birtakım cinayetleri araştıran bir dedektifi, Joseph Kreiser’ı yönetiyoruz. Oynanışı da piksel piksel grafikleri de 90’lar nostaljisi yaşatıyor. Uzun zamandır Almanca seslendirmeli bir oyun oynamadığımı da fark ettim bu vesileyle :)
Melatonin
Melatonin; görsel tarzı basit ama hoş, ritmi yerinde, oynanış kısmı keyifli bir ritim oyunu. Zaten eğlenmek için bundan fazlasına da pek ihtiyacımız yok, öyle değil mi? Rüyalarda bir yolculuğa çıkıyor, kimi zaman alışverişte, kimi zaman oyunların içinde kendimizi ritme kaptırıyoruz. 16 Eylül'de çıkış yapacak, ritim oyunlarını sevenler takip listelerine eklesinler derim.
Great Houses of Calderia
Listemizde şöyle detaylı bir strateji oyunu da olmasın mı? Bence olsun :) Great Houses of Calderia; bir anlamda Crusader Kings 3'e benzetebileceğimiz bir oyun. Burada da bir haneyi yönetiyoruz. Karakterlerimize uygun düşecek özellikler seçiyor, onları geliştiriyoruz. Arada bir ani olaylar gelişiyor ve bunlarla ilgili kararlar veriyoruz. Bir yandan üretimi artırmaya, bir yandan diğer hanelere karşı güç kazanmaya veya onlarla iyi ilişkiler geliştirmeye çalışıyoruz. Gelenekleri dizayn etmek vs. derken yine başımızı kaşıyacak vakit bulamayacağımız bir strateji oyunuyla başbaşa kalacak gibiyiz :) Böyle olup olmayacağını, bu yılın 3. çeyreğinde hep birlikte test ederiz artık.
Bugünlerde artık sonsuz kredi ile oynanabilen ama atari salonları zamanında, jeton yutmayı adeta hobi haline getiren bir oyun… Metal Slug!
Söz konusu oyunun 2 boyutlu safi aksiyon olması bir kenara dursun arka planda yatan zengin görsellerin çekiciliği aradan geçen onca yıla rağmen hala göz kamaştırıyor desek sanırım yanlış bir tespit olmaz. Zira o yıllarda çıkan oyunlarda böylesine güzel bir atmosfer yakalamak zor.
O halde lafı daha fazla uzatmayalım.
Bugün zorluğu ile bir neslin sinirlerini alt üst eden ama bir o kadarda oynaması keyif verici olan Metal Slug'tan bahsedeceğiz.
Metal Slug Serisinin Ataları
Gun Force 1 (1991)
Bu GunForce!
Daha doğrusu GunForce’un ilk oyunu.
Gun Force 2 (1994)
Bu da GunForce’un ikinci oyunu.
Bir de In The Hunt adlı su altında geçen bir oyun daha var ki gördükleriniz içerisinde Metal Slug serisini en çok anımsatan oyun bu oyun!
In The Hunt (1993)
Bu oyunları sizlere özellikle gösterdim çünkü bu oyunların her biri bir noktada Metal Slug serisinin atası denilebilir.
19 Nisan 1996 tarihinden önce, yani Metal Slug serisinin ilk oyunu raflardaki yerini almadan evvel bu oyunlar geliştirildi. Dikkatle incelerseniz bu oyunların her biri Metal Slug serisinden benzerlikler taşıyor. Özellikle az önce bahsettiğim In The Hunt isimli oyun, kullandıkları renkler açısından neredeyse hemen-hemen Metal Slug ile aynı hatta Metal Slug serisinin su altında geçen alternatif bir oyunu desek abartı olmaz.
90'lı yılların sonlarına doğru bu oyunları geliştiren Irem isimli firmada çalışan bazı arkadaşlar kendi aralarında anlaşarak Nazca Corporation adında yeni bir şirket kurar. Şirketin istediği tek şey İrem’da başaramadıklarını burada başarabilmektir. Bu sebeple tüm kafalar bir araya gelip yeni bir oyun için kolları sıvayacaktır. Öncesinde oyunun yine bir shoot em up olmasına karar verilir ama yapacakları bu şeyin GunForce’u geçmesi gerekiyordur. Muhtemelen en fazla 1-2 yıl içerisinde geliştirilen oyun az evvel de söylediğimiz gibi 19 Nisan 1996 tarihinde piyasaya sürülür.
Metal Slug Hikayesi
2D bir atari oyununun hikayesi mi olurmuş demeyin, bu serinin öyle çok havalı olmasa da bir arkaplan hikayesi gerçekten var.
Karşınızda General Donald Morden! Ordusu Nazileri anımsatan bu abimiz Rebellion adlı büyük bir isyan kuvvetinin başında tüm dünyaya savaş açar. Rebellion ordusunun rakibi Regular Army’dir. Regular Army oyunlardan alışık olduğumuz Amerika'nın veya x bir devletin kahraman olması klişesinden ziyade tüm dünya devletlerinin ortak kuvvetidir. Amaçları dünya üzerinde mutlak süre devam edecek bir barış sağlamak ve elbette general Morden ve isyankâr ordusunu etkisiz hale getirmektir.
Regular Army’nin panik içerisinde olması Rebellion'a bağlı Peregrine Falcon takımından binbaşı Marco ve teğmen Tarma’yı harekete geçirir. Akabinde Morden’ın kuvvetleri ile bitmek nedir bilmeyen büyük savaş başlamış olur. Metal Slug serisinin ana teması kısaca bu şekildedir.
Öte yandan Rebellion ve Regular Army arasında geçen bu savaş karada, havada, denizde hatta uzayda, kısaca tüm cephelerde süregelen büyük bir savaştır. Özellikle bahsi geçen bu alanların uzaydaki kısmı oldukça dikkat çekicidir.
İlk oyunun finalinde büyük bir bozguna uğrayan General Morden’ın sefil askerlerinden birisi içinde ne yazdığını bilmediğimiz bir mektubu katlayıp uçak yapar ve var gücü ile fırlatır. Ekranlarda yapımda ve yayında emeği geçen tüm çalışanların isimleri aşağıdan yukarı doğru usulca kayarken, bizim kağıttan yapılma uçakta aynı şekilde süzülür. Yaklaşık 3 dakika süren bu görüntülerin finalinde kağıttan uçak göğe doğru yükselir ve ardından kocaman bir Game Over ekranı ile oyun sona erer.
Bu mektupta ne yazıldığı tam olarak bilinmese de uçağın gittiği yerin uzay olduğu söylenir zira ikinci oyunun ana düşmanı General Morden değil bilakis uzaylılardır!
Şöyle bir düşündüğünüz zaman hiç bir diyalog ve konuşma balonu dahi olmadan bir hikaye anlatabilmek.. hem de böyle birşeyi 90’lı yıllarda yapmak gerçekten de alkışı hak ediyor.
Metal Slug Serisi
Metal Slug 2 (1998)
İlk oyunun başarısından sonra atari salonları haricinde ev konsollarına da taşınan Metal Slug dilden dile yayılmaya başlar. Arkasına SNK gibi köklü bir ismi de alan Nazca çalışanları haliyle bir devam oyunu yapmanın hiç de fena olmayacağını düşünür. Çok değil sadece 2 yıl sonra, tarihler 23 Şubat 1998'i gösterdiğinde Metal Slug serisinin ikinci oyunu piyasaya sürülür.
Oynanış ve görsellik açısından neredeyse ilk oyunla aynıdır fakat bir takım iyileştirmelere ev sahipliği yapar.
Herşeyden evvel oyuna Eri ve Fiolina adlı iki yeni karakter daha eklenmiştir. Laser silah oyuncuların beğenisine sunulmuş, ilk oyunda binilebilen araçlar sadece tanklarken ikinci oyuna deve getirilmiştir.
Bitmiş midir ?
Elbette bitmemiştir!
Oyunun hikayesini anlattığım bölümdeki uzaylılar haricinde, sanırım biraz da korku olsun diye, mumyalar tasarlanmış hatta bu mumyaların bıraktığı gazı solumanın oyuncuyu bir mumyaya dönüştürmüşlüğü bile vardır. Karakterlerin çok yediğinde obez olması yine Metal Slug 2 ile gelen bir özelliktir.
General Morden bu oyunda yakayı ele verse de öncesinde uzaylılar tarafından kaçırılmıştır. Bir oyuncu olarak Rebellion ile geçici de olsa ittifak kurulur. Akabinde Morden yakalanır.
Metal Slug 3 (2000)
Takvimler 23 Mart 2000 tarihini gösterdiğinde Metal Slug serisi üçüncü oyunu ile piyasayı yeniden domine etmeye başlar. İkinci oyundaki mumya mekaniği bu oyunla birlikte zombiye evrilmiştir ve aynı şekilde oyuncu bir gaza maruz bırakılırsa zombiye dönüşür.
İkinci oyunda deve vardı, üçüncüde de fil koyalım diyen ekip Metal Slug 3'e gerçekten bir fil de ekler. Oynanış süresi olarak ilk oyuna nazaran bir tık daha uzundur. Uçağa binersiniz, helikoptere binersiniz..Bir bakarsanız kendinizi kendi klonlarınızla savaşır halde bulursunuz..
Özetle Metal Slug 3 tıpkı bir önceki oyun Metal Slug 2 gibi dopdolu bir deneyim sunar. Nereden bakarsanız bakın, serinin bu üç oyunu ayrı bir güzeldir, başka bir kafadır. Fakat bundan sonraki oyunlar söz konusu bu oyunlarla aynı kaderi paylaşmayacaktır.
Metal Slug 4 (2002)
Metal Slug kendi çapında gayet başarılı bir yapım olsa da zaman hızla geçmektedir. Özellikle yeni nesil konsollar oyun sektörüne farklı bir bakış açısı getiriyordur. Misal Metal Slug 3'ün çıktığı yıllarda Sony PlayStation 2 konsolunu çoktan piyasaya sürmüştür bile. Oyun pazarı 3 boyutlu grafiklerle bezenmişken Metal Slug da ister istemez eski popülerliğini kaybeder. Zaten eskisi gibi arcade makinesi satışı da yoktur.
Hal böyle olunca SNK firması resmen iflasını verir.
The King of Fighters, Fatal Fury gibi birçok marka açık artırmalarda satışa sunulur. Bu zor günlerde Metal Slug’ı geliştiren ekip de dağılmıştır.
Tüm bunlar yaşanırken yılların eskitemediği oyun da başka ellere kucak açmak zorunda kalacaktır. Serinin dördüncü oyunu Kore merkezli Mega Enterprise’ın bünyesinde geliştirilmeye başlar. Eski oyunlarındaki iki karakter Eri ve Tarma saf dışı bırakılır. Yerine Nadia ve Trevor adında iki yeni karakter getirilir.
Hikayesi bu defa bir uzaylı istilasından öte tüm dünyanın askeri bilgisayar sistemini tehdit eden bir siber virüse karşı olan savaşı baz alır. Kahramanlarımız yine dünyayı kurtaracak, masumların gören gözü, duyan kulağı olacaktır.
Fakat bu ve buna benzer tüm yenilikler genel anlamda oyunculara hitap edemez. Aslında kötü bir oyun değildir Metal Slug 4 ama eski oyunların atmosferini ne yazık ki yakalayamamıştır…
...derken, bir yıl sonra güzel bir gelişme yaşanır.
Metal Slug 5 (2003)
2000'lerin başlarında SNK’in kurucusu Eikichi Kawasaki şirketi geri alır ve SNK Playmore olarak yeniden işlerin başına oturur. Mega Enterprise’ın geliştirdiği dördüncü oyunda çıkarılan Eri ve Tarma karakterleri tekrardan seçilebilir hale getirilir. Böylelikle serinin en orijin grubu yeniden bir araya gelmiş olur.
Beşinci oyunda kısmen de olsa ne uzaylılar vardır ne de General Morden.
Bu sefer ana düşman gizemli maske takan bir adam ve onun antik maskeli ordusudur. Hikaye Metal tankların şemalarını ve General Morden'ın bir çok istihbarat bilgilerini içeren diskin çalınması ile başlar, olay örgüsü de bu doğrultuda şekillenir.
Metal Slug 5 serinin eski oyunlarına nazaran teknoloji ve bilimkurgu temasından öte doğaüstü güçlere odaklanır. Örneğin finalde yapılan devasa boss savaşındaki iblis bu bilgiyi kanıtlar niteliktedir.
Metal Slug yapmış olduğu beşinci oyun ile gerçekten de köklerine sağlam bir dönüş sağlamıştır. İnceleme puanları oldukça yüksektir ve eleştirilerin çoğu olumlu yöndedir. Oyun içerisinde kullanılan araçlarda tıpkı eski oyunlarda olduğu üzere yaratıcı ve mizahidir. Bu sebeple devam oyununun gelmesi pek de uzun sürmeyecektir.
Metal Slug 6 (2006)
24 Şubat 2006 tarihinde oyun severler ile buluşan Metal Slug 6, bünyesine adına yaraşır bir şekilde oynanabilen 2 karakter daha ekler. Bu karakterler başka bir SNK oyunu olan The King Of Fighters dan gelen Ralf ve Clark’tır.
Hikaye olarak yine bir uzaylı istilası söz konusudur fakat bu defa kahramanlarımızın savaşı daha üstün bir ırkla olacaktır.
Metal Slug 6’nın kendisine getirdiği bir kaç yenilik de söz konusudur. Bu yeniliklerden birisi de birden fazla silah taşıyabilmektir. Karakter Heavy Machine Gun’ı aldığında canı isterse tekrardan ana silahına geçiş yapabilir. Sonra oyuna ilk defa bir zorluk modu eklenmiştir. Oyuncular oyunu ister Easy mode olarak isterse de Hard mode olarak oynayabilir.
Bu noktada Metal Slug serisi zaten zor bir oyun, Hard mode nasıl bir kafa demeden geçemiyoruz.
Metal Slug 7 (2008)
Serinin yedinci ve son oyunu 2008 tarihinde bir kez daha oyuncular için görücüye çıkar. Bir önceki oyundan tanıdığımız Ralf ve Clark isimli karakterler burada da kendilerini gösterir.
Hikaye olarak Metal Slug 4 oyununda geçen olayların 2 yıl sonrasını konu alır. Ana kötümüz yine General Morden’dır ancak gelecekten ordu gönderme gibi zamanda yolculuk teması öyküyü zenginleştirir.
Bir önceki oyunda eklenen zorluklara bir yenisi daha eklenmiş, oyunu hem Beginners mode, hem Normal mode, hem de Hard Mode olarak oynanabilir hale getirmiştir. Özetle Metal Slug serisindeki işleyiş böyledir.
Final
Yazıda bahsetmediğim Metal Slug 3D (evet böyle bir şeyi gerçekten de yaptılar), Metal Slug Defense, Metal Slug Attack ve benzeri gibi mobil oyunlarla sektörde tutunmaya çalışılsa da, bu güzide seri ne yazık ki eski popülerliğini kaybetmiştir. Hatta yeni nesil konsollara dahi port edilmişliği vardır ama sanırım jenerasyon farkından ötürü pek rağbet görmez.
Benim gibi dinozor sayılabilecek neslin çok çok iyi bildiği bu seriye özlem duyuyoruz, lütfen bir oyun daha yapın diyerek videomuzu sonlandıralım.
Anlattığım tüm oyunlarda sanırım benim için en iyisi Metal Slug 3 sevgili arkadaşlar. Sizlerde en sevdiğiniz Metal Slug serisini yorumlarda belirtebilirsiniz.
Bu yazıyı video olarak izlemek isterseniz sizi aşağıya alalım.
Stranger Things'in yaratıcısı Duffer kardeşler dizinin 5. ve final sezonu hakkında açıklamalarda bulundu. Stranger Things'in hikayeyi sonlandıracak final sezonu 4. sezona kıyasla daha farklı olacak.
Dizinin 4. sezonu 9 bölümden oluşuyor olsa da toplam süresi tam tamına 13 saatti. 7. bölüm 1 saat 40 dakika, final bölümü ise 2 saat 22 dakika ile filmleri aratmamıştı.
Matt ve Ross Duffer, son sezonda bölümlerin sürelerini kısaltacaklarını söylüyor: "Sanırım sekiz bölümü hedefleyeceğiz. 13 saatlik bir iş yapmak istemiyoruz. Daha çok 10 saat civarı bir şey olacak. İlk sezona göre daha uzun olacak çünkü sonuçlandırmamız gereken bir çok parça var, ama 4. sezon kadar da uzun olmayacak"
Ancak bu demek değil ki tüm sezon kısa bölümlerden oluşacak. Hatta Duffer'ların dediğine göre final bölümü şimdiye kadar izlediğimiz en uzun bölüm olacak, uzun metrajlı filmlerle yarışacak bir bölüm olacakmış. Duffer'lar bunu 2003 tarihli The Return of the King'e benzetmişler ki o filmin uzunluğu da 3 saatin üzerindeydi.
Matt Duffer, bu final bölümünün de 4. sezon finali gibi çok uzun olacağını, "Return of the King gibi sekiz sonlu olacağını" söylüyor espriyle karışık. Bundan kast ettiği şeyi de şöyle açıklıyor:
"Eğer Return of the King'i izlediyseniz içinde çok fazla son varmış gibi hissettiriyordu. Tüm filmleri arka arkaya izlerseniz ki bunu defalarca yaptım, tüm bunlar çok doğru hissettiriyor. O film daha kısa olsa ucuz ve yanlış hissettirirdi"
Duffer kardeşler 5. sezonu yazmaya bu yaz başlayacak.
Yine bir Steam Next Fest geldi ve yine sürüsüne bereket demo bizleri bekliyor. Biz de daha önceki etkinliklerde olduğu gibi oynadığımız bazı demoları sizlerle paylaşalım diye düşündük. Alternatifler bu kadar çok olunca içlerinden seçim yapmak zor. Olabildiğince farklı türlerden örnekler seçmeye çalıştım, ama ister istemez tekrara düştüklerim de oldu. Gözden kaçırdıklarımız da vardır elbette, dolayısıyla sizin önerilerinizi de bekleriz.
Bu arada bazı demoları (ör Old Skies) Steam Next Fest sırasında indirip, festivalden sonra da exe dosyalarını kullanarak oynamaya devam edebiliyorsunuz. Yani festival bitince oynayamam diye düşünmeyin, ilginizi çekenleri indirip kurun.
Cult of the Lamb
Bir kült, şirin mi şirin koyunumuzu kurban etmeye çalışıyor. Ama onun öyle bir kalemde silinip gitmeye niyeti yok. Ölümden dönen kahraman koyunumuz, kendi kültünü kurup intikam peşine düşüyor. Kılıç kalkan kuşanan koyunumuzla etraftaki rakip kült üyelerini ayıklamak gayet keyifli oluyor sevgili Oyungezerler, kesinlikle tavsiye ederim :) Çıkış tarihini de paylaşmış olalım; 11 Ağustos’ta geliyor.
Lost in Play
Daha önceki etkinliklerde de listemde yerini alan demolardandı Lost in Play. Toto ve Gal adlı iki kardeşin, hayal dünyalarında bir yolculuğa çıkıyoruz. Sonrasında işler beklenmedik bir tarafa doğru yol alıyor. Renkli, eğlenceli bir macera oyunu. Çıkış tarihi de geçtiğimiz günlerde ilan edildi, 10 Ağustos’ta çıkış yapacak. Bu vesileyle bir göz atıp, sonrasında karar verirsiniz satın alıp almayacağınıza.
Hauma
Hauma, biraz görsel roman, biraz macera oyunu. Kahramanımız Judith, bir polis dedektifi iken bir komploya uğruyor ve işinden oluyor. Bu da yetmezmiş gibi, öldürmeye çalışıyorlar. Ama Judith, ölümden kurtulup intikam için geri dönüyor. Hedefinde kendisine bu komployu kurup hayatına kasteden gizli bir örgüt var. Görsel roman severler için iyi bir alternatif olabilir. Yılın son çeyreğinde çıkış yapması bekleniyor.
Terra Nil
Daha önce de önerdiğimiz demolardan birisi Terra Nil. İnsanlık, doğayı katletmek konusunda muazzam bir performans sergiliyor malum. İşte bu oyunda bu durumu tersine çevirmenin yollarını arıyor, çorak toprakları yeniden yeşillikler içinde bir cennete dönüştürmeye çalışıyoruz. Oynarken huzur bulacağımız, saatlerin nasıl geçtiğini anlamayacağımız oyunlardan birisi olmaya aday. Takip listenize alın derim.
A Building Full of Cats
Bu oyun içimizdeki tüm Gülhis’lere gelsin:) Eğer saklı nesne oyunlarını seviyorsanız, bu oyunu da büyük ihtimalle seveceksiniz. Ama bu sefer bol kedili bir alternatif var karşınızda. Kedilerle dolu binamızda, bu sevimli dostlarımızı yalnız bırakmamak, başlarını okşayıp gönüllerini hoş tutmak için uğraşacak, ekrandaki her bir pikseli kontrol edip dairedeki onlarca kediyi bulmaya çalışacağız. Bu ay içerisinde çıkış yapması bekleniyor.
Cats and the Other Lives
Hazır kedilerden bahsetmeye başlamışken, bu oyunu da es geçmeyelim dedim. Daha önce de önerdiğimiz oyunlardan birisi. Stygian: Reign of the Old Ones'ın geliştiricisi Cultic Games'in yeni oyunu Cats and the Other Lives; bir aile hikayesini, evin kedisi Aspen üzerinden anlatıyor bizlere. Takip listenize ekleyebileceğinizi düşündüğüm yerli oyunlardan. Daha önce bakmadıysanız, bu vesileyle demosuna bir göz atın derim.
BROK the InvestiGator
BROK The InvestiGator; beat 'em up ile RYO kırması bir oyun. İnsanların yerini hayvanların aldığı bir dünyada, eski boksör yeni dedektifimiz timsah Brok ile yeri geliyor önümüze çıkanların kaşını gözünü bir güzel yarıyor yeri geliyor dedektiflik işleriyle uğraşıyoruz. Uzun süredir takip listemizde olan oyunlardan. Umarım erteleme görmez ve söylendiği gibi bu yıl içerisinde çıkar.
Old Skies
Takip edenler macera oyunlarına, özellikle de 'point 'n click' tarzındakilere düşkünlüğümüzden haberdadır diye düşünüyorum. Old Skies da bu tarz macera oyunlarını sevenler için biçilmiş kaftan. Ajanımız Fia Quinn, zamanda yolculuk yapıp 7 farklı dönemi ziyaret ediyor. Seçilen dönemler ilgi çekebilecek cinsten; birisinde Amerika'da içki yasağı dönemine (Prohibition) yol alırken, bir diğer yolculukta kendimizi o meşhur kara gün, 11 Eylül'de buluyoruz. Henüz bir çıkış tarihi yok, ama "Yakında" denilmesinden hareketle önümüzdeki birkaç ay içerisinde geleceğini umut ediyorum.
1428: Shadows over Silesia
1428: Shadows over Silesia; bizleri Orta Çağ Avrupası'na götürüyor ve savaşların, yıkımların ortasında bir maceraya ortak olmamızı sağlıyor. Yaşananları iki karakterin gözünden, iki farklı bakış açısından tecrübe etmek imkanımız olacak Silesia'da. Aksiyon sahnelerinin yanında gizlilikle ilerlememizi gerektiren yerler de bulunan, bir yandan da bazı bulmacalara yer verilen oyun, demoda karşılaştığımız birkaç hatayı görmezden gelirsek, umut vadediyor diyebiliriz.
Midnight Fight Express
Kendisi de bir zamanlar yeraltı dünyasının gediklilerinden olan kahramanımız, bir drone yardımıyla, büyük bir suç şebekesinin şehri ele geçirmesine engel olmaya çalışıyor. Üstelik fazla vaktimiz de yok, sabaha kadar bu işi bitirmemiz lazım. Bunun için önümüze çıkan çete üyelerine kafa göz dalıyor, hepsini bir güzel pataklıyoruz. Sifu'yu beğendiyseniz, bu oyun da size hitap edebilir. 23 Ağustos'ta çıkış yapacak, dolayısıyla satın alıp almayacağınıza karar vermek için de güzel bir fırsat.
Casebook 1899 - The Leipzig Murders
Listedeki bir başka eski usul macera oyunu. Adından da anlaşılabileceği üzere 1899 yılında Leipzig’de birtakım cinayetleri araştıran bir dedektifi, Joseph Kreiser’ı yönetiyoruz. Oynanışı da piksel piksel grafikleri de 90’lar nostaljisi yaşatıyor. Uzun zamandır Almanca seslendirmeli bir oyun oynamadığımı da fark ettim bu vesileyle :)
Melatonin
Melatonin; görsel tarzı basit ama hoş, ritmi yerinde, oynanış kısmı keyifli bir ritim oyunu. Zaten eğlenmek için bundan fazlasına da pek ihtiyacımız yok, öyle değil mi? Rüyalarda bir yolculuğa çıkıyor, kimi zaman alışverişte, kimi zaman oyunların içinde kendimizi ritme kaptırıyoruz. 16 Eylül'de çıkış yapacak, ritim oyunlarını sevenler takip listelerine eklesinler derim.
Great Houses of Calderia
Listemizde şöyle detaylı bir strateji oyunu da olmasın mı? Bence olsun :) Great Houses of Calderia; bir anlamda Crusader Kings 3'e benzetebileceğimiz bir oyun. Burada da bir haneyi yönetiyoruz. Karakterlerimize uygun düşecek özellikler seçiyor, onları geliştiriyoruz. Arada bir ani olaylar gelişiyor ve bunlarla ilgili kararlar veriyoruz. Bir yandan üretimi artırmaya, bir yandan diğer hanelere karşı güç kazanmaya veya onlarla iyi ilişkiler geliştirmeye çalışıyoruz. Gelenekleri dizayn etmek vs. derken yine başımızı kaşıyacak vakit bulamayacağımız bir strateji oyunuyla başbaşa kalacak gibiyiz :) Böyle olup olmayacağını, bu yılın 3. çeyreğinde hep birlikte test ederiz artık.
Stranger Things'in yaratıcısı Duffer kardeşler dizinin 5. ve final sezonu hakkında açıklamalarda bulundu. Stranger Things'in hikayeyi sonlandıracak final sezonu 4. sezona kıyasla daha farklı olacak.
Dizinin 4. sezonu 9 bölümden oluşuyor olsa da toplam süresi tam tamına 13 saatti. 7. bölüm 1 saat 40 dakika, final bölümü ise 2 saat 22 dakika ile filmleri aratmamıştı.
Matt ve Ross Duffer, son sezonda bölümlerin sürelerini kısaltacaklarını söylüyor: "Sanırım sekiz bölümü hedefleyeceğiz. 13 saatlik bir iş yapmak istemiyoruz. Daha çok 10 saat civarı bir şey olacak. İlk sezona göre daha uzun olacak çünkü sonuçlandırmamız gereken bir çok parça var, ama 4. sezon kadar da uzun olmayacak"
Ancak bu demek değil ki tüm sezon kısa bölümlerden oluşacak. Hatta Duffer'ların dediğine göre final bölümü şimdiye kadar izlediğimiz en uzun bölüm olacak, uzun metrajlı filmlerle yarışacak bir bölüm olacakmış. Duffer'lar bunu 2003 tarihli The Return of the King'e benzetmişler ki o filmin uzunluğu da 3 saatin üzerindeydi.
Matt Duffer, bu final bölümünün de 4. sezon finali gibi çok uzun olacağını, "Return of the King gibi sekiz sonlu olacağını" söylüyor espriyle karışık. Bundan kast ettiği şeyi de şöyle açıklıyor:
"Eğer Return of the King'i izlediyseniz içinde çok fazla son varmış gibi hissettiriyordu. Tüm filmleri arka arkaya izlerseniz ki bunu defalarca yaptım, tüm bunlar çok doğru hissettiriyor. O film daha kısa olsa ucuz ve yanlış hissettirirdi"
Duffer kardeşler 5. sezonu yazmaya bu yaz başlayacak.
Yine bir Steam Next Fest geldi ve yine sürüsüne bereket demo bizleri bekliyor. Biz de daha önceki etkinliklerde olduğu gibi oynadığımız bazı demoları sizlerle paylaşalım diye düşündük. Alternatifler bu kadar çok olunca içlerinden seçim yapmak zor. Olabildiğince farklı türlerden örnekler seçmeye çalıştım, ama ister istemez tekrara düştüklerim de oldu. Gözden kaçırdıklarımız da vardır elbette, dolayısıyla sizin önerilerinizi de bekleriz.
Bu arada bazı demoları (ör Old Skies) Steam Next Fest sırasında indirip, festivalden sonra da exe dosyalarını kullanarak oynamaya devam edebiliyorsunuz. Yani festival bitince oynayamam diye düşünmeyin, ilginizi çekenleri indirip kurun.
Cult of the Lamb
Bir kült, şirin mi şirin koyunumuzu kurban etmeye çalışıyor. Ama onun öyle bir kalemde silinip gitmeye niyeti yok. Ölümden dönen kahraman koyunumuz, kendi kültünü kurup intikam peşine düşüyor. Kılıç kalkan kuşanan koyunumuzla etraftaki rakip kült üyelerini ayıklamak gayet keyifli oluyor sevgili Oyungezerler, kesinlikle tavsiye ederim :) Çıkış tarihini de paylaşmış olalım; 11 Ağustos’ta geliyor.
Lost in Play
Daha önceki etkinliklerde de listemde yerini alan demolardandı Lost in Play. Toto ve Gal adlı iki kardeşin, hayal dünyalarında bir yolculuğa çıkıyoruz. Sonrasında işler beklenmedik bir tarafa doğru yol alıyor. Renkli, eğlenceli bir macera oyunu. Çıkış tarihi de geçtiğimiz günlerde ilan edildi, 10 Ağustos’ta çıkış yapacak. Bu vesileyle bir göz atıp, sonrasında karar verirsiniz satın alıp almayacağınıza.
Hauma
Hauma, biraz görsel roman, biraz macera oyunu. Kahramanımız Judith, bir polis dedektifi iken bir komploya uğruyor ve işinden oluyor. Bu da yetmezmiş gibi, öldürmeye çalışıyorlar. Ama Judith, ölümden kurtulup intikam için geri dönüyor. Hedefinde kendisine bu komployu kurup hayatına kasteden gizli bir örgüt var. Görsel roman severler için iyi bir alternatif olabilir. Yılın son çeyreğinde çıkış yapması bekleniyor.
Terra Nil
Daha önce de önerdiğimiz demolardan birisi Terra Nil. İnsanlık, doğayı katletmek konusunda muazzam bir performans sergiliyor malum. İşte bu oyunda bu durumu tersine çevirmenin yollarını arıyor, çorak toprakları yeniden yeşillikler içinde bir cennete dönüştürmeye çalışıyoruz. Oynarken huzur bulacağımız, saatlerin nasıl geçtiğini anlamayacağımız oyunlardan birisi olmaya aday. Takip listenize alın derim.
A Building Full of Cats
Bu oyun içimizdeki tüm Gülhis’lere gelsin:) Eğer saklı nesne oyunlarını seviyorsanız, bu oyunu da büyük ihtimalle seveceksiniz. Ama bu sefer bol kedili bir alternatif var karşınızda. Kedilerle dolu binamızda, bu sevimli dostlarımızı yalnız bırakmamak, başlarını okşayıp gönüllerini hoş tutmak için uğraşacak, ekrandaki her bir pikseli kontrol edip dairedeki onlarca kediyi bulmaya çalışacağız. Bu ay içerisinde çıkış yapması bekleniyor.
Cats and the Other Lives
Hazır kedilerden bahsetmeye başlamışken, bu oyunu da es geçmeyelim dedim. Daha önce de önerdiğimiz oyunlardan birisi. Stygian: Reign of the Old Ones'ın geliştiricisi Cultic Games'in yeni oyunu Cats and the Other Lives; bir aile hikayesini, evin kedisi Aspen üzerinden anlatıyor bizlere. Takip listenize ekleyebileceğinizi düşündüğüm yerli oyunlardan. Daha önce bakmadıysanız, bu vesileyle demosuna bir göz atın derim.
BROK the InvestiGator
BROK The InvestiGator; beat 'em up ile RYO kırması bir oyun. İnsanların yerini hayvanların aldığı bir dünyada, eski boksör yeni dedektifimiz timsah Brok ile yeri geliyor önümüze çıkanların kaşını gözünü bir güzel yarıyor yeri geliyor dedektiflik işleriyle uğraşıyoruz. Uzun süredir takip listemizde olan oyunlardan. Umarım erteleme görmez ve söylendiği gibi bu yıl içerisinde çıkar.
Old Skies
Takip edenler macera oyunlarına, özellikle de 'point 'n click' tarzındakilere düşkünlüğümüzden haberdadır diye düşünüyorum. Old Skies da bu tarz macera oyunlarını sevenler için biçilmiş kaftan. Ajanımız Fia Quinn, zamanda yolculuk yapıp 7 farklı dönemi ziyaret ediyor. Seçilen dönemler ilgi çekebilecek cinsten; birisinde Amerika'da içki yasağı dönemine (Prohibition) yol alırken, bir diğer yolculukta kendimizi o meşhur kara gün, 11 Eylül'de buluyoruz. Henüz bir çıkış tarihi yok, ama "Yakında" denilmesinden hareketle önümüzdeki birkaç ay içerisinde geleceğini umut ediyorum.
1428: Shadows over Silesia
1428: Shadows over Silesia; bizleri Orta Çağ Avrupası'na götürüyor ve savaşların, yıkımların ortasında bir maceraya ortak olmamızı sağlıyor. Yaşananları iki karakterin gözünden, iki farklı bakış açısından tecrübe etmek imkanımız olacak Silesia'da. Aksiyon sahnelerinin yanında gizlilikle ilerlememizi gerektiren yerler de bulunan, bir yandan da bazı bulmacalara yer verilen oyun, demoda karşılaştığımız birkaç hatayı görmezden gelirsek, umut vadediyor diyebiliriz.
Midnight Fight Express
Kendisi de bir zamanlar yeraltı dünyasının gediklilerinden olan kahramanımız, bir drone yardımıyla, büyük bir suç şebekesinin şehri ele geçirmesine engel olmaya çalışıyor. Üstelik fazla vaktimiz de yok, sabaha kadar bu işi bitirmemiz lazım. Bunun için önümüze çıkan çete üyelerine kafa göz dalıyor, hepsini bir güzel pataklıyoruz. Sifu'yu beğendiyseniz, bu oyun da size hitap edebilir. 23 Ağustos'ta çıkış yapacak, dolayısıyla satın alıp almayacağınıza karar vermek için de güzel bir fırsat.
Casebook 1899 - The Leipzig Murders
Listedeki bir başka eski usul macera oyunu. Adından da anlaşılabileceği üzere 1899 yılında Leipzig’de birtakım cinayetleri araştıran bir dedektifi, Joseph Kreiser’ı yönetiyoruz. Oynanışı da piksel piksel grafikleri de 90’lar nostaljisi yaşatıyor. Uzun zamandır Almanca seslendirmeli bir oyun oynamadığımı da fark ettim bu vesileyle :)
Melatonin
Melatonin; görsel tarzı basit ama hoş, ritmi yerinde, oynanış kısmı keyifli bir ritim oyunu. Zaten eğlenmek için bundan fazlasına da pek ihtiyacımız yok, öyle değil mi? Rüyalarda bir yolculuğa çıkıyor, kimi zaman alışverişte, kimi zaman oyunların içinde kendimizi ritme kaptırıyoruz. 16 Eylül'de çıkış yapacak, ritim oyunlarını sevenler takip listelerine eklesinler derim.
Great Houses of Calderia
Listemizde şöyle detaylı bir strateji oyunu da olmasın mı? Bence olsun :) Great Houses of Calderia; bir anlamda Crusader Kings 3'e benzetebileceğimiz bir oyun. Burada da bir haneyi yönetiyoruz. Karakterlerimize uygun düşecek özellikler seçiyor, onları geliştiriyoruz. Arada bir ani olaylar gelişiyor ve bunlarla ilgili kararlar veriyoruz. Bir yandan üretimi artırmaya, bir yandan diğer hanelere karşı güç kazanmaya veya onlarla iyi ilişkiler geliştirmeye çalışıyoruz. Gelenekleri dizayn etmek vs. derken yine başımızı kaşıyacak vakit bulamayacağımız bir strateji oyunuyla başbaşa kalacak gibiyiz :) Böyle olup olmayacağını, bu yılın 3. çeyreğinde hep birlikte test ederiz artık.