Film tadında oyun keyfi yapmaya az kaldı sanki?
Devamını okuUbisoft’un E3 2019 sunumunun açılışı Watch Dogs Legion ile yapıldı ve izleyenleri etkilemek konusunda gayet başarılı bir performansa şahitlik ettik. Şanslı azınlık, E3’te yerlerini alıp oyunun demosunu oynayabilirken, bizim kısmetimize de uzaktan izleyip iç geçirmek düştü :) Ama bu, gördüklerimiz hakkında yorum yapmamıza engel olamaz, değil mi sevgili Oyungezerler? Gördüklerimizden ön plana çıkabilecek bazı detayları paylaşalım o zaman:
Brexit Sonrası Londra…
Watch Dogs serisinin 3. oyununun Londra’da geçeceği uzun süredir üzerine konuşulan konulardandı. Nitekim öyle olduğunu da gördük. Brexit sonrasında İngiltere büyük bir değişim yaşamış. Oyunun yakın gelecekte geçtiğini düşündüğümüzde neon ışıklı sokaklar, etrafı saran teknolojik cihazlar gibi detaylar gayet doğal. Droneların kontrol ettiği sokakları, otonom araçların turladığı caddeleri görmek bizleri şaşırtmasa gerek. Ama bir yandan da şehrin kimliğine ait detaylar olabildiğince muhafaza edilmiş, Londra’da olduğumuzun ayrımına varıyoruz rahatlıkla. Big Ben, Londra Kalesi, Tower Bridge, London Eye gibi ikonik yerleri görüyoruz; İngiltere denildiğinde akla gelen şeylerden bir diğeri olan iki katlı kırmızı otobüslerimizi de tabii ki. Karakterlerin seslendirmeleri de İngiliz aksanıyla yapılmış durumda ve anlaşılan o ki her bir detayı ile Londra havasını solumamızı sağlayacak Legion.
Permadeath is the new black!
Oynanış videosunun en ilgi çekici noktalarından birisi, oyunda ‘permadeath’ yani kalıcı ölüm olacağının açıklandığı kısımdı belki de. Dronelar ve güvenlik birimlerinin saldırıları sonucunda yaralanan karakterimiz çatışmanın son anlarında ölümcül bir yara alıp yere düştü ve sonrasında geri dönüşü olmadığını gördük. Ian Robshaw gitmişti. Yola ekibin geri kalan üyelerinden birisiyle devam etmek durumundaydık. O anda da sahneye Helen adlı büyükannenin çıktığına şahitlik ettik :) İşler gayet ilginç bir hale gelmeye başladı açıkçası.
Yönetilebilir karakterler…
Oyunda karşılaşılan her bir NPC’nin yönetilebilir olacağı iddia edilmekteydi ve paylaşılan demoda bunun nasıl bir şey olabileceğine dair fikir edinmemizi sağlayabilecek detaylar vardı. Burada bir parantez açarak belirtelim, aslında herkesi yönetmiyoruz. 20 kişiye kadar bir ekip oluşturuyoruz. Bu ekibi oluştururken, ekibimize yeni üyeler katarken karşılaştığımız karakterleri inceliyor, yeteneklerini tespit ediyor, günlük rutinlerini, ne yapıp ettiklerini takip ederek ekip için en uygun adayları tespit etmeye çalışıyoruz aktarıldığına göre. Tabii paylaşılan oynanış kısmında gördüğümüz gibi bazı durumlar, görevler özel bir karakteri (ilgili kısımda droneları hackleyecek karaktere ihtiyaç duymamız gibi mesela) gerekli kılabiliyor.
Karakter çeşitliliği konuda bir sıkıntı yaşamayacağımızı söylemek mümkün. Demonun başındaki karakterimiz Ian öldükten sonra yönetmeye başladığımız ‘emekli tetikçi’ Helen teyzemizden parkurcu ablamıza, droneları veya katil robotları etkisiz hale getirebilecek, açılmayan kapılar için maymuncuğumuz olabilecek hackerlardan yumruğuyla konuşan, kaba güçle yol alan karakterlere pek çok alternatif uzanıyor önümüzde görüldüğü üzere. Sonuçta direniş dediğiniz şey kolay yapılmıyor, saflarımıza ne kadar çok ve çeşitli karakteri katarsak o kadar iyi olur, değil mi?
Direnişin 50 Tonu…
Karakter yeteneklerinin farklılığı doğal olarak izlenebilecek yöntemleri de, mücadele şeklimizi de farklılaştırıyor. Fragmanda gördüğümüz kadarıyla yakın dövüşe önem verilmiş ama silahlı çatışmalar da ihmal edilmemiş. Kullanılan aletler ve silahlar da buna uygun şekilde değişiklik arz ediyor. Şok silahından, tabanca veya tüfeklere uzanan bir envanter sunacağını söylemek mümkün. Bunun yanında hacklediğimiz robotları da düşman birimler üzerine salabiliyor, onları kendi silahlarıyla vurabiliyoruz.
Tek Bir Kahramana Odaklanan Değil Herkesi Kahraman Yapan Bir Oyun…
Belki ilk duyduğunuzda tek bir kahramanın, bir başkarakterin hikayesini anlatmaması, bunun yerine çok sayıda karakter sunması oyunun etkileyiciliğini azaltabilecek, karakterle bağ kurmayı zorlaştırabilecek bir detay olarak düşünülebilir. Ama düşününce, iyi tasarlanmış, iyi planlanmış bir sunumun bunu bir dezavantajdan avantaja çevirebileceğini görüyoruz. Yaşlı bir kadından bir tetikçi çıkarmak, düşman birimlerinden bir isyancı devşirmek, sıradan bir vatandaşı bir direniş kahramanı haline getirmek gayet güzel bir deneyim vadediyor. Bir de bu karakterleri adım adım büyütüp geliştirdiğinizi, önemli bir karakter haline getirdiğiniz ve bir çatışmada kaybettiğinizi aklınıza getirin; karakterlerle kurulabilecek duygusal bağ hakkında bir fikir verebilir belki bu detay.
Watch Dogs Legion fragmanı bizleri heyecanlandırmayı başardı. Bu sefer serinin beklediği sıçramayı yapabilecek bir oyun ile karşı karşıyayız gibi görünüyor. Umuyoruz sonuçta karşılaştığımız yapım bu beklentiyi karşılayabilecek düzeyde olur.
6 Mart 2020’yi takvimlerimize not ettik, merakla bekliyoruz.
Warchdogs candır