Pripyat'tan Normandiya'ya, Stalingrad'a ve Bastogne'a uzanan dev bir hikaye.
Devamını okuGuild Wars 2: End of Dragons - İnceleme
Beyazları da ejderhadan sayıyor muyuz, yoksa sadece renkli olanların mı sonu geliyor?
“DVO sevmiyorum ama belki son yıllarda değişik bir şeyler olmuştur. Bak hem GW2 bedava. Aylık üyelik ücreti yok. Hiç olmadı hikayesini bitirip silerim.” dememin üzerinden yaklaşık olarak bir buçuk yıl geçti. Peki nasıl oldu da DVO sevmeyen birisi bir buçuk yıl içinde bir DVO’ya 600 saatini gömdü? Cevabı çok zor değil aslında. Söz konusu kişi oynadığı DVO’nun tek kişilik dev bir RYO olduğunu varsayarak kendisin dünyasına ve hikayesine kaptırdı. İşbu incelemeyi de tam olarak bu gözle yazıyor.
Guild Wars 2’ye tek kişilik oyun muamelesi çektiğim için raid, strike, PvP gibi olaylara hiç girişmedim. End of Dragons’ta da bu durum neredeyse değişmedi. Neredeyse diyorum çünkü son haritanın ana etkinliğini (meta event) bitirmek için epey uğraştım. Henüz becerebilmiş değilim...
Guild Wars 2 oynamamış olanlarınız için kısaca özet geçeyim. Oyunda üç tip göre var. İlk tip ana hikayeyi ilerleten, ayrı bir instance’ta (bu terimi yerelleştirebilecek varsa haber versin) geçen, adeta tek kişilik oyunmuş gibi oynanan görevler. İkinci tip görev alıştığımız MMO görevlerine biraz daha benzeyen “kalp” görevleri. Haritada kafasında kalp simgesi olan arkadaşları bulup çevrelerinde birtakım aksiyonlar yapıyoruz. Genelde yakınlardaki düşmanları döv, yiyecek bulursan bana getir, köy halkını gaza getir gibi basit şeyler oluyor. Bitirince bu sevgi pıtırcığı arkadaşlar birtakım eşyalar satmaya başlıyor.
Milletin keyfini beklemek
Üçüncü ve bence en önemli tip görev ise harita etkinlikleri. Bunların geleneksel görevlerden en büyük farkı biz olmasak da ilerlemeleri. Yani haritanın bir yerinde karavan yola çıkacak diyelim. Karavan gideceği yere ulaşana (ya da herkes ölene) kadar yanlarına gidip yardımcı olabiliriz. Bu etkinliklerin bazıları zincirleme devam eder ve haritanın ana kötüsü ile kapışırız. Tabii bu tarz boss savaşları birkaç kişi ile halledilebilen şeyler değil. Bütün haritanın bir araya gelmesi lazım.
İşte bu beceremediğim etkinliğin adı The Battle for the Jade Sea. Guild Wars’taki sondan bir önceki ejderha ile kapıştığımız etkinliğe başlamadan önce bir saat kadar başka etkinlikleri yapmamız lazım. Bir saat uğraştınız, gerekli bütün ektinlikleri yaptınız diyelim. Sonrasında yapabileceğiniz tek şey düzgün 50-60 kadar oyuncunun katılmasını ummak.
Tahmin edebileceğiniz gibi ben o kadar şanslı değilim... Bu konuda yalnız değilim üstelik her başarısız girişimden sonra zorluğa söven bir sürü insan görüyorum. Zaten bu haritanın ve haritadaki etkinliklerin kalanı da değişik veya eğlenceli değil. Sırf inadımdan işe gider gibi akşam 8’de ve 10’da oyunu açıp birer saat sıkıla sıkıla oynuyorum. Gün gelecek ve o ejderha benden o dayağı yiyecek!
Cyberpunk 1335
Of neyse, bu bahsettiğim olay dört haritanın sadece birisinde oluyor. Kalan haritalar çok daha dengeli. Tasarımları da daha güzel zaten ve keşfetmesi eğlenceli. Özellikle bu paket ile eklenen Cantha kıtasının başkenti New Keineng City beni çok etkiledi. Yer yer steampunk esintileri taşıyan ama genel olarak orta çağ estetiğine sahip Tyria’dan sonra cyberpunk bir harita görmek çok hoşuma gitti. Böyle bildiğiniz hologramlı, bilgisayarlı, robotlu bir yer New Keineng. Hem sanırım geliştiriciler skyscale’ı aldığımızı varsaymışlar çünkü yeni haritalar oldukça dik.
Skyscale demişken End of Dragons ile birlikte oyuna iki yeni binek eklendi. İlki kuşatma kaplumbağası diye çevirebileceğim siege turtle. Çünkü fil çok sıradan olurdu. Bu hayvancağıza iki kişi aynı anda binebiliyor. Hayvan sahibi arkadaş sürücü, yancı da topçu rolünü üstleniyor. Ne yazık ki bu evcil tankı sadece bir saatlik basın beta’sında deneyebildim. Neden mi? Çünkü açmanın yolu THE BATTLE FOR THE JADE SEA’DEN GEÇİYOR!!! Bu etkinliğin ne kadar zor olduğunu fark eden geliştiriciler kaplumbağa yumurtasını satın almanın bir yolunu ekledi geçen gün ama DELİKANLI ADAM KOLAYA KAÇMAZ! O EJDERHA BURAYA GELECEK!
Oyy tamam sakinim. Binek diyorduk. İkinci binek bir balıkçı teknesi. Böyle bildiğin düz tekne. Beş kişilik. The Battle for the Jade Sea’yi beceremedikten sonra, sakinleşmek, hayatın anlamını sorgulamak ve asla geri alamayacağını iki saatinizi düşünmek için arkadaşlarınızla balığa çıkabilirsiniz yani. Ve evet, oyuna artık balıkçılık eklendiğine göre tam bir DVO olmuş demektir. Bu yaşa kadar nasıl oldu da balıkçılık olmadan geldik aklım almıyor doğrusu. Sen oyununa balıkçılık ekleme sonra WoW neden beni geçti diye şikayet et. Kormir akıl fikir versin.
O kadar balıkçılık dedim ama siz beklentileriniz çok yükseltmeyin yine. Su olan herhangi bir yere oltayı atıp kısa bir mini oyun ile avınızı yakalıyorsunuz. Bazı belli noktalarda da düzgün balık yakalama ihtimaliniz daha yüksek. Bazı yemler işinizi kolaylaştırıyor ama çok da derin bir sistem yok. Ama koleksiyon yapmayı, başarım kasmayı seviyorsanız bu mini oyun sizi bir süre oyalayacaktır.
Bir Bayraktar değil ama...
Bineklerin yanı sıra size yardımcı olabilecek ufak bir dron da eklenmiş. Haritaların belli noktalarında bu arkadaşı uçurabilir ve giremediğiniz yerlere girebilirsiniz. Her yerde uçurabilsek daha anlamlı olurdu bana sorarsanız ama hiç yoktan iyidir. En azından güzel manzara resimleri çekebiliriz kendisi ile.
Teknik olarak bu dron birkaç farklı işe daha yarıyor. Ortalıkta bulduğunuz pillerin enerjilerini depolayabilir ve yine sağda solda denk geldiğimiz alet edevat ile çeşitli buff’lar alabiliriz. Ya da sandık açabiliriz. Ama bunları içinizdeki iman gücü ile yapıyorsunuz deseydim de inanırdınız yani. Dron’un sadece kozmetik bir rolü var orada.
Hikayeye geçmeden önce yeni gelen alt sınıflardan (specialization) bahsetmek isterdim ancak bu çok kolay bir şey değil. Bunun en büyük sebebi dokuz yeni alt sınıfı denememiş olmam. Şimdiye kadar zaten tek bir karakter ile oynadım ve hasar odaklı necromancer reaper build’ını keşfettiğimden beri başka bir meslek deneme ihtiyacı duymadım.
Tamam, iki hafta içinde dokuz adet yeni alt sınıfın dibini sıyırmamış olabilirsin. Üç beş rehber izleyip düşüncelerini aktar diyebilirsiniz ama orada da durum bu kadar basit değil. Eğer Guild Wars 2’yi oynamışsanız sınıfların özel alt kategorilere ayrılmadığını bilirsiniz (oynamadıysanız da şimdi öğrenmiş oldunuz). Herkes şifacı veya tank olabiliyor. Arada değişen şey kullandığımız yetenekler ve büyüler oluyor sadece.
Alt sınıflar biraz daha özelleşmemize imkan tanısa da Harbinger DPS için ideal, Catalyst healer’ı daha etkili hale getirmiş demek her zaman mümkün olmuyor. Belli ki henüz kimse böyle bir şey diyememiş çünkü araştırmalarım sonucunda herhangi bir alt sınıf hakkında net bir kanıya varamadım. En fazla yeni gelen alt sınıflar oyunu dramatik bir şekilde değiştirmemiş diyebilirim. Forumlarda gördüğüm kadarıyla bu alt sınıflar kimseyi heyecanlandırmamış ve çok az insan denemek istiyor. Muhtemelen zamanla güzel rehberler ve ideal yetenek dağılımları çıkacaktır, insanların fikirleri değişecektir ama o gün henüz gelmiş değil.
Eveet, gelelim sebebi ziyaretimize. Buraya kadarki hikaye ile ilgili spoiler istemiyorsanız nota bakıp çıkın. Uyarımı yaptım, günah benden gitti.
Olay nedir? Gerçekten son kalan ejderhayı dövüyor muyuz? Aurene son ejderha sayılıyor mu? Yoksa beyaz olduğu için “ejderha ama iyi” kategorisine mi giriyor? Tabii ki hikayenin sonunu anlatmayacağım burada. Aurene’e pozitif ayrımcılık yapıp yapmadığımızı öğrenmek istiyorsanız oyunu oynamanız gerekecek (Youtube mu? İzlemek mi? O da ne?). Ama sonundan çok da tatmin olmadığımı belirtmek isterim. Daha doğrusu devamı gelmeyecek olsa tatmin olabilirdim (gelecek dimi? Gelir gelir... Gelsin çünkü...). Ama bu saatten sonra büyük kötü kim olacak sorusunu daha da çok merak etmeye başladım.
Genel olarak çerezlik bir Netflix sezonu izlemişim gibi hissettim bitirince. İzlerken güzeldi, eğlendirdi, arada bir iki eğlenceli an ve karakter vardı ama bitince hemen unutuverdim. Vaktim olsa da bir daha izlesem dediğim bir sezon değil yani.
İlk oyunu oynadıysanız Cantha’dan haberiniz vardır. Japonya ve Çin başta olmak üzere Asya kültürlerinden esinlenmiş ayrı bir kıtadır kendisi. Birinci oyundaki olaylardan sonra Cantha hükümeti dükkanı kapatma kararı alır ve kepenkleri indirir. İki yüzyıl boyunca kendi hallerinde kalır insanlar. Sonunda açılmaya karar verirler ve tam olarak o anda kafalarına bir adet komutan ve ejderha arkadaşı düşer.
Gorrik’in eski çalışma arkadaşını ve Aetherblade korsanlarını içeren aksiyon dolu açılış bölümünden sonra yeni karakterlerle tanışmaya başlıyoruz. Hikayenin kalanını büyük ölçüde bu yeni karakterlerle geçirdiğimiz için hiçbirisine bağlanma fırsatımız olmuyor. Arada ölen birileri olunca da hm ok diyerek geçiyoruz. Eğer ilk sezonu oynamışsanız ilginizi çekebilecek bir karakter var gerçi. Ama ben o şanslı nesilden değilim ne yazık ki.
Sonuç olarak sevdiğim ama hikayesinden tam olarak tatmin olmadığım, BAZI etkinliklerin dengelenmesi gerektiğini düşündüğüm eğlenceli bir ek paket olmuş End of Dragons. Özellikle ilk oyunda Cantha’yı sevmişseniz 200 yıl sonraki halini keşfetmek eğlenceli olacaktır. Tabii günümüz kurunu hesaba katınca 30 euroya değer mi emin değilim.
Başlıklar
Hikaye tamam, haritalar fena değil, iki yeni binek, yeni alt sınıflar ve balıkçılık... Herkese hitap edecek türde içerikler var ancak kimsenin aklını alacak bir şey yok.
- Keşfetmesi eğlenceli, ilginç haritalar (özellikle New Keineng City)
- Eğlenceli birkaç yeni karakter
- Daha fazla alt sınıf
- Daha fazla Guild Wars 2
- The Battle for the Jade Sea etkinliği
- Jade Sea haritası çok sıkıcı
- Hikaye ortalama
- Metal konser yok (Grothmar Valley’i oynayanlar beni anladı)