10 da yetmez 100 tane...
Devamını okuUzay maceralarını mı seviyorsunuz? Galaksinin dört bir köşesini ziyaret edip birbirinden farklı karakterlerle tanışmak, kendi epik hikayenizi yazmak istiyor musunuz? Heyecanlı savaşlar, sizi ikilemde bırakacak birbirinden zor seçimler sizi heyecanlandırıyor mu? O halde gidin Mass Effect falan oynayın. Burada ilginizi çekecek bir şey yok.
Giriş biraz sert olmuş olabilir. O yüzden yazıya devam etmeden şunu belirteyim: Geliştiriciler kafalarındaki oyunu oldukça güzel bir şekilde geliştirmişler. Sistemler çalışıyor, her şeyin amacı belli, büyük ölçüde cilalı bir oyun Out There. Eğer burada anlatacaklarım kulağa ilginç gelecekse puana bakmadan, çekinmeden alabilirsiniz kendisini. Ama kesinlikle bana hitap eden bir yapım değil bu.
Little little into the middle…
Temelde oyun birkaç farklı kısımdan oluşuyor. Gezegenler arası yolculuk yaptığımız galaksi haritası bölümü, kaynak topladığımız, keşifler yaptığımız, gezegenlerin yüzeylerinde geçen bölümler ve hikâyenin anlatıldığı görsel roman tarzındaki ara sahneler.
Galaksi haritası kısmını Mass Effect’in haritası gibi düşünebilirsiniz. Ama Mass Effect’teki gibi bütün galaksiyi aynı anda görmüyoruz. Sadece gemimizin yakın çevresindeki yıldızları görebiliyoruz. Galaksinin neresinde olduğumuzu kestirmemiz mümkün değil. Oyunun yapısı itibariyle görmemize gerek de yok açıkçası. Görevler 100-150 ışık yılı uzaklıkta olsa da bir sıçrayışta sadece 5-10 ışık yılı kadar ilerleyebiliyoruz. (Yani hiç Mass Effect gibi değil aslında)
Gezegenler arası seyahat ederken çok sıkılmayalım diye başımıza bazı olaylar gelebiliyor. Daha doğrusu mürettebatın başına bazı olaylar geliyor. Biz olayı görmüyoruz. Karşımıza durumu anlatan bir kutu ve birkaç seçenek çıkıyor sadece. Yaptığımız seçimler doğrultusunda bazen bir şeyler kazanıyor, bazen kaybediyoruz. Bir yandan da “Çok eğlenceli bir olaymış, keşke biz de görsek” diye iç çekiyoruz.
Su yakmıyor makine!
Tabii yıldızlara tıklaya tıklaya sorunsuz bir şekilde ilerleyebiliyor olsaydık oyun çok çabuk biterdi. O yüzden her sıçrayışta yakıt ve oksijenimiz azalıyor, gemimiz hasar görüyor. Bunun için gezegenlere inip kaynak toplamamız lazım. İnebileceğimiz gezegenleri üç kategoriye ayırabiliriz. Yakıt bulabileceğimiz gaz gezegenleri, geminin tamiri için gerekli materyalleri bulabileceğimiz taş gezegenler (rock planet’i başka nasıl çevireyim?) ve oksijen depolayabileceğimiz yeşil gezegenler.
Dikkatli Oyungezerler önceki paragraftaki saçmalığı fark etmiştir hemen. Gaz gezegenine nasıl iniyoruz, değil mi? Haklısınız, tam olarak inmiyoruz (evet, yine kandırdım). Yörüngesine girip aşağıya bir araç gönderiyoruz, kendisi gazları toplayıp geliyor. Eğer gemiye ilgili modülü inşa ederseniz aynı şekilde yıldızlardan da yakıt çekebilirsiniz.
Kaya ve yeşil gezegenlerden kaynak toplamak için yüzeye inmeniz ve sondaj yapmanız gerekiyor. Pratikte biraz daha fazla kaynak harcamak dışında gaz gezegenlerinden yakıt toplamaktan bir farkı yok bunun. Ama bu iki tip gezegeni boşuna ayrı tutmadım. Bazılarında ilgi noktaları (points of interest) bulmanız mümkün. Yörüngedeyken aynı Mass Effect 2’deki gibi gezegeni tarayarak buluyoruz bu noktaları (işte burası tam Mass Effect gibi, valla bak!). Böyle bir noktaya inerseniz mürettebatınızdan dört kişi seçip keşfe çıkabilirsiniz.
Mako’yu öpüp başınıza koyun...
Keşif derken Mass Effect’teki gibi aksiyon beklemeyin. Civilizations’a benzeyen, altıgenlerden oluşan bir haritada kuş bakışı yönetiyorsunuz ekibinizi. Bazı altıgenlerde çeşitli kaynaklar, yerleşim birimleri veya tarihi kalıntılar, bazılarında ise zehirli mantarlar, dikenler var. Tahmin edebileceğiniz gibi zehirli mantarların veya dikenlerin üzerinden geçtiğinizde hasar alabiliyorsunuz.
Bir yerleşim birimine girerseniz yerli halkla ticaret yapabilir veya birilerini mürettebatınıza katabilirsiniz. Genelde buralarda önemli bir şey çıkmıyor. Bazen ihtiyacınız olan madenleri takas edebiliyorsunuz, o kadar. RYO’lardaki rastgele önemsiz NPC’ler gibi düşünebilirsiniz. Ekip üyelerinizi geliştirmek için tecrübeye ihtiyacınız yoksa buraları görmezden gelebilirsiniz.
Tecrübe derken hemen heyecanlanmayın. Çılgın yetenek ağaçları ve özelleştirme seçenekleri canlanmasın gözünüzde. Toplam üç sınıf ve dört seviye var. Burada en önemli nokta karakterlerin aksiyon puanları. Bu puanların iki fonksiyonu var. İlki bildiğiniz yetenek kullanma. Ekip arkadaşlarımızın canını doldurmak, negatif etkileri kaldırmak gibi sıradan şeyler. Tabii bunları siz seçmiyorsunuz. Karaktere ekli geliyor. İkincisi ise karşımıza çıkan seçenekler ile ilgili.
Mass Effect’te seçenek olsa beğenirsiniz ama bu Out There!
Uzayda gezinirken olduğu gibi ilginç bir şey bulduğumuzda karşımıza olayı tasvir eden bir kutu ve seçenekler çıkıyor. Buradaki bazı seçenekler ekibimizdeki karakterlerin sınıflarına bağlı olabiliyor ve belli sayıda aksiyon puanı istiyor.
Aranızda “Ne güzel, oyunun hikayesi böyle ufak detaylarla zenginleşiyor!” diye düşünen optimistler varsa bu olayların asıl konuyla alakalı olmadığını ve hiçbir şekilde bağlanmadığını belirteyim. Kendi içinde başlayıp biten, alakasız minik hikâyeler bunlar. Asıl hikâyeyi görsel roman tarzı ara sahnelerde öğreniyoruz. Olay binlerce yıl gelecekte, Dünya’nın unutulduğu bir zaman diliminde geçiyor. Evrendeki en güçlü ve en tehlikeli yaratığı hapishaneye götürürken hayvan kaçıveriyor. Yüzyıl sonra bilmediğimiz bir gezegende uyanıyoruz. Bu süre zarfında ne olduğunu anlamak ve hayvanı tekrar yakalamak için yola koyuluyoruz.
Şimdi ben burada iki sayfa boyunca oyunu anlattım diye çok derin mekaniklerin olduğu izlenimini yaratmış olabilirim. Ama yok öyle bir şey. Burada tarif ettiğim mekanikleri ilk 15-20 dakikada deneyimliyorsunuz. Kalan 10-15 saat boyunca da tekrar ediyorsunuz. Düşünmenizi veya planlamanızı gerektirecek bir durum yok ortada.
Kısaca ortalamanın altında bir hikâyesi, tekdüze karakterler, kötü yazılmış diyaloglar, sığ mekanikler derken son yıllarda oynadığım en sıkıcı oyun olabilir Out There. Podcast dinlerken elinizi gözünüzü meşgul edecek bir şeyler arıyorsanız şans verebilirsiniz, yoksa es geçiniz. (Nedense canım Mass Effect çekti. Neden acaba?)
Başlıklar
Podcast dinlerken eliniz ayağınız rahat durmuyorsa, illa bilim kurgu temalı bir şeyler oynamak istiyorsanız belki bakabilirsiniz. Bence onun yerine yürüyüşe çıkın ya da spor yapın.
- Mass Effect’i andırıyor
- Çalışıyor, cilalı
- Kötü yazılmış diyaloglar
- Tekdüze karakterler
- Tekdüze oynanış