Rough Justice: '84 - İnceleme
Bu şehirde suçluya göz açtırılmayacak, tamam mı?
Rough Justice '84 çok yakında konsollar için de çıkacak. Öncesinde incelememizi bir kez daha paylaşmak istedik.
Zar tabanlı kutu oyunlarını oldum olası sevmişimdir. Güçlenip önünüze geleni yenebildiğiniz oyunlardansa işin içine zarların bilinmezliğinin girdiği oyunları daha çok severim. Gizli Hedef'te üç zar ve güçlü orduyla daldığınız bir bölgede tek zarla savunma yapan rakibinize yenilmek, Perili Köşk'te önde giderken bir anda zarın yaramazlığı yüzünden şövalyenin baltasını kafanıza yemek, Monopoly'de üç kez çift atıp kendinizi kodeste bulmak... İşte bu mantığın güzel biçimde video oyunlarına yedirilmesini de seviyorum ben ve Rough Justice: '84 de bu işi çok iyi kotarmış.
Sizi Jim Baylor'la tanıştırayım. Yani kendinizle. Yıl 1984, Seneca City şehrindeyiz. Bir zamanların ünlü dedektifi Jim Baylor olarak haksız yere suçlanarak gönderildiğimiz cezaevinden salınıyoruz. Biz içerideyken suç örgütleri coşmuş, Seneca City adeta bir Gotham olmuş. Dışarı çıktığımızda bizi eski bir dostumuz karşılıyor ve onun güvenlik şirketine yardımcı olmayı kabul ediyoruz.
Görevimiz basit, bizim için çalışacak ajanlar kiralayıp şehrin dört bir yanındaki suçlara müdahale edecek ve paramızı alacağız. Derinlerde ise işler daha karışık, istihbarat teşkilatlarının da müdahil olduğu komplolar mı dersiniz, şehrin her karışına işlemiş yolsuzluk ağı mı? Aslında görevimiz basit değilmiş, çünkü Seneca City'nin kurtarılmaya ihtiyacı var.
Rough Justice: '84 tamamen bir masaüstü oyununun bilgisayarda oynanan hali diyebilirim. Yapacağınız her şeyin sonucu kartlar ve zarlarca belirleniyor. Kısaca özetleyecek olursam sahip olduğumuz bir bütçe var, bu bütçeyi kullanarak ajan kiralıyoruz. Her ajanın belli sayıda aksiyon puanı var, bu aksiyon puanı bitene ve biz onları evlerine yollayana kadar bizim için çalışıyorlar.
Ekipte çalışan memurlardan bir dava dosyası aldığımızda şehir haritasında o dosyaya dahil olan görevler işaretleniyor. Örneğin repossession yani mala el koyma görevlerinde çeşitli sebeplerle (borç olabilir, suça karışmışlık olabilir) ele geçirmemiz gereken arabaların yeri çıkıyor haritada.
Her bir görevin açıklamasını okuduğunuzda o görevde hangi yeteneklerin önemli olduğunu görüyoruz. Mesela bazıları kuvvetli veya algısı yüksek bir ajan istiyor, bazıları empati yeteneği yüksek biri. Oyunun mikro yönetim diyebileceğim bu kısmında ajan havuzundan kiraladığımız ajanların görevlerin gerektirdiği özelliklere sahip olmasına özen göstermemiz gerekiyor, çünkü bu bizim atacağımız zarların sayısını belirliyor.
Bir göreve gittiğimizde karşımıza zar atma ekranı çıkıyor. Karakterimizin öne çıkan özelliğinin seviyesine bağlı sayıda zar sahibiyiz, ekstra aksiyon puanı harcayarak fazladan zar da alabiliyoruz. Örneğin bazı görevlerde başarılı olmak için 3 tane 4'ten büyük zarar atmak gerekiyor. Diyelim algı yeteneğinden gelen 2 zarımız var, bir de aksiyon puanı kullandık, 3 zar. Bu üç zarı atıyoruz, eğer aralarında 4,5,6 gelen olursa bunları görevin üzerinde kullanıyoruz. Diyelim ki 6 geldi ve bunu kullandık, geriye atabileceğimiz iki zar kalıyor. İstersek aksiyon puanı harcayıp veya ekipman kartı kullanıp daha fazla zar alabilir, istersek az sayıda zarımızla şansımızı deneyebiliriz. Eğer üç zar atışı sonucunda görev üzerinde 4'ten büyük üç zar kullanabilirsek o görev başarılı, aksi halde başarısız oluyor.
Oyunda başarılı olmak elbette güzel, ama başarısız olmanın itibar ve para kaybı dışında bir zararı yok. Kimse sizden yüzlerce görevin tümünde de başarılı olmanızı beklemiyor zaten, bu yüzden 1:1 atıp kritik başarısızlık yaptığınızda bile olaya tam bir kutu oyunu mantığıyla yaklaşıyor, "lanet olsun dostum" diyip devam ediyorsunuz.
Dava dosyasını alabileceğimiz çok çeşitli suç masaları var, aralarında güvenlik de var, kaçakçılık da. Oyunun ana hikayesindeki görevlerde ilerlemek için ise bir yandan bu yan görevleri yaparak ilgili memurla olan ilişkinizi üst seviyeye taşımanız gerekiyor. Ana görevler ile yan görevler arasındaki denge oldukça iyi kurulmuş ve bu sayede oyunun temposu sizi sıkmadan ilerliyor.
Rough Justice: '84 grafiklerinden tutun fontlarına kadar buram buram dönem kokuyor, hatta sizin de aklınıza ilk gelecek isimler muhtemelen Miami Vice ve Mavi Ay olacak bence. Oyunun en önemli kısmı ajanlar ve burada gerçekten de inanılmaz büyük bir havuz söz konusu. Üstelik ajanların çizimleri de, biyografileri de, tek cümlelik sloganları da çok keyifli. Hatta bence oyunun en eğlenceli yanlarından biri de ajan havuzuna yeni gelen ajanlarda kimden esinlendiklerini bulmak :) Aralarında Michael Caine de var, Whitney Houston da. Zaten şimdilik favorim de Caine esintili Maurice J. Sugar oldu.
Oyunun sadece bundan ibaret olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, bir de şimdiye kadar bu tür bir oyunda gördüğüm en kapsamlı mini oyun arşivine sahip kendisi. Oyunda polislikle alakalı tam tamına 21 mini oyun bulunuyor. 7/24 masasından aldığınız görevler tamamen mini oyun odaklı, ama bunun dışında da çeşitli görevlerde zar atma ile mini oyun oynama arasından seçim yapmak gerekebiliyor. Örneğin bir arabayı kaçırmanız lazımsa düz kontak yaptırmayı tercih edebilirsiniz. Ya da bir başka görevde suçluyu paketlemek için kimliğiyle sabıka kaydı listesindeki fotoğrafı eşleştirmeniz gerekebilir.
Düz kontak, X-Ray cihazı, maymuncuk, VHS kaydı düzeltme, kasa şifresi bulma, yalan makinesi, üçgenleme ile yer tespiti, voltaj ayarı, robot resim birleştirme, parçalanmış evrakları birleştirme, şalter indirme, mors alfabesi, ayak izleri, redaksiyon, şifre çözme, radyo dalgası eşleme, kimlik tespiti, parmak izi, telefon sinyalleriyle oynama, baypas, şifre dizimi. İşte tüm bunlar da birbirinden tamamen farklı ve doğrudan temayla ilgili mini oyunlar. Tümünde de zamana karşı yarıştığımız bu mini oyunlarda mesela Düz Kontak yaparken çeşitli sayıda kabloyu doğru yerlere takmanız (1 nolu kablo 8'e, 3 nolu kablo 4'e gibi), X-Ray cihazından geçen çantaların içindeki kesici ve patlayıcı maddeleri tespit etmeniz, Kasa Şifresi bulmaya çalışırken çok bilinmeyenli denklemler çözmeniz, Parmak İzi tespiti sırasında elinizdeki parmak izini resimde gördüğünüz izle eşleştirmeye çalışmanız gerekiyor.
Bunlardan bazıları çok kolay (ben mesela düz kontak kısımlarında hiç zorlanmadım), VHS kaydı düzeltme gibi bazılarıysa insanı terleten cinsten. Hepsi de birbirinden tamamen farklı, bu da oyuna çok güzel bir çeşitlilik getirmiş. Üstelik bu kategorilerde bir bulmacayı çözdüğünüzde çözme süreniz de rekor olarak oyuna işleniyor, böylece ne kadar hızlı şifre çözebildiğinizi falan görüp böbürlenebiliyorsunuz.
Bu 'masaüstü oyununun' bahsetmek istediğim iki özelliği daha var. Durduk yere bir anda karşınıza ahlaki ve zorlu seçimler çıkabiliyor. Bunlardan bazılarında iki iyi arasından, bazılarında ise iki kötü arasından seçim yapmanız gerekebiliyor. Ben bunları Monopoly'deki Olaylara Şaşma kartlarına benzettim, onda da çektiğimiz kart bazen bizi zengin eder, bazen başımıza kötü şeyler gelirdi ya. Bunda da mesela "ajan kiralama ücretleri yükselsin mi, yoksa tm ajanların aksiyon puanı 5 azalsın mı" gibi zor sorular çıkabiliyor karşınıza. Yine çok geniş bir havuz içerisinden seçilerek size sunulan bu seçimler de oyunun tahmin edilemezliğini artıran bir unsur.
Diğer özellik ise ekipmanlar. Oyundaki çok sayıda dükkandan satın alabileceğiniz eşyalar ajanınızın belli yeteneklerine birkaç seferlik bonuslar kazandırmanızı sağlıyor. Her ajanın maksimum üç eşya slotu var, bir zar atma sahnesine geldiğinizde örneğin elinizdeki empatiye +2 veren eşya kartını kullanarak atabileceğiniz zar sayısını 2 artırabiliyorsunuz. Ama oyunun da dediği gibi o yıllarda henüz acele kargo servisi yok, ajanınızı dükkana götürüp istediğiniz malı bizzat almalısınız.
Rough Justice: '84'te tempo bir an bile azalmıyor çünkü her şey zamana karşı bir yarış halinde. Ekranda üç tane ajanınız var ve üçünü de farklı bir göreve mi gönderdiniz. A ajanı olay yerine gittiğinde eğer siz haritanın başka bir yerine dalar da ona göreve başlama komutu vermeyi unutursanız görev başarısız oluyor mesela. Aynı şekilde aldığınız dava dosyalarının da belli süreleri var ve bu süreler dolunca başka memurlar başka dosyalar sunuyor size. Başta da dediğim gibi bu başarısızlığın 'hemen bir önceki kaydı yüklemeliyim' gibi hissettirdiği bir oyun değil. Eğer bir muhbirin yanına zamanında gitmez ve onu kaçırırsanız 'tüh be' diyor ve yola devam ediyorsunuz.
Biraz fazla uzattığımın farkındayım ama oyunun mekaniklerini güzelce anlatabileyim istedim. Hani dışarıdan duysanız belki çok da ilginizi çekmez ama oyun o kadar güzel bir çeşitlilik, o kadar fazla sayıda görev, o kadar fazla sayıda ajan sunuyor ki bu tür strateji / masaüstü oyunu mantığını seven oyuncular için gerçekten de saatler gömülebilecek bir oyun Rough Justice: '84. Üstelik oyunda 71 tane de başarım var, başarım sevenler için de nefis bir meydan okuma sunduğunu söyleyebilirim.
Başlıklar
Rough Justice: '84 tarzıyla 80'ler polisiyelerinin nostalji rüzgarını arkasına alan, mini oyun çeşitliliği ve merak uyandırıcı hikayesiyle de kendinizi zarların insafına bırakacağınız güzellikte bir oyun.
- Grafikleri dönemin ruhunu çok iyi yakalıyor
- Ajan çeşitliliği ve biyografi detayları müthiş
- Tüm mini oyunlar birbirinden farklı
- Zamana karşı mücadele ediyor olmak oyuna heyecan katmış
- Masaüstü oyunlarını sevenler kendilerini evde hissedecekler
- Bazı şifreleri tahmin etmek zor değil (genelde 80'lerle alakalı kelimeler)
- Şehir haritasında zoom out yapamamak rahatsız ediyor
- Bazı ahlaki seçimlerin sonucunu öngöremiyoruz