Ay em dı hileci
Devamını okuTembel insanların her zaman en kestirme yolu buldukları söylenir. Bu söz ne kadar doğru bilemiyorum ama Paul Lafergue'den ilham alan bir tembel olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim shooter oyunlarında çok fazla hareket etmeye üşendiğim için keskin nişancılığı pek bi severim. Yani düşününce haldır haldır elinde makineli tüfekle koş, çatışmaya gir, üstün başın kan revan içinde kalsın çok anlamsız şeyler. Taa çocuklukta Counter-Strike'da AWP ile başlayan bu sevda zamanla içerisinde her Sniper Rifle ya da Marksman Rifle olan oyunda kendimi uzak diyarlarda minik kafa pikselleri kovalarken bulmamla sonuçlandı.
Özellikle İkinci Cihan Harbi belgesellerinde keskin nişancılarla ilgili olan kısımlar beni ekstra heyecanlandırmıştır. Takvimleri epey geriye sararsak Sniper Elite ile ilk tanışmam da tam olarak böyle bir belgesel sonrasına denk gelmişti. İlk oyunu pas geçmemin ardından Sniper Elite V2 ile bu sevdaya vuruldum ve sonrasında da bolca adam vurdum hem de X-Ray ile analiz ederek! Serinin en son oyunu Sniper Elite 5 oynarken de yine beklentilerim birebir aynıydı, bir tepeye çıkayım çayımı, kurabiyemi hazırlayayım ve nefesimi tutup kafalara tıklayayım!
Hitman Esintileri
2016 yılında baştan aşağı yenilenen Hitman serisi yeni üçlemesiyle birlikte büyük beğeni topladı. Oyun sektöründe birbirine bakıp "aa bu sistem güzelmiş aynısının lacivertini yapalım" metodunu çoğu firma kullanıyor. Rebellion da Sniper Elite 5'i tasarlarken Hitman'den bolca ilham almış. Ancak oyun bir karbon kopyanın çok ötesinde Hitman ile keskin nişancılığı oldukça başarılı bir şekilde harmanlayan lezzetli bir türlü gibi olmuş. İkinci oyundan itibaren ana karakterimiz olan Karl Fairburne'ün ortadan kaldırdığı Nazi tehditlerinin haddi hesabı yok. Oyunumuz da yine tam olarak böyle bir dönemde geçiyor. Bu kez işgal altındaki Fransa'dayız. EA'nin yayıncılığını yaptığı The Saboteur'da da aynı dönemi oynayıp çok keyif almıştım. Bu kez şehrin merkezinde değiliz ama Fransa'nın her köşesinde avlayacak bolca hedef, bozulacak çok sayıda Nazi planı var. Yine de Eyfel Kulesi'nin tepesinden adam vuramadığım için biraz burukluk yaşıyorum.
Fransa'ya bir denizaltı ile ayak bastıktan sonra direniş ile tanışıp onların kurtarıcısı olmamız arasında sadece bir görev var. Ancak bu kurtarıcı olma süreci bizim İngiltere ordusuyla aramızı biraz açıyor. Yani The Shadow'umuz bir anda kendini askerden çok bir halk kahramanı olarak buluyor. Zaten Karl'ın lakapları da Çöl Hayaleti, Gölge ve Keskin Nişancı gibi sokak seviyesi süper kahraman isimleri. Bu duruma hiç aldırış etmeyen Karl yine bildiği şekilde dereleri, tepeleri, gözetleme kulelerini aşarak Nazi avlamaya devam ediyor. Atlantik Duvarı'nı delerek başladığımız görevler silsilesiyle birlikte Nazi generali Möller'i cinnete sevketmeye başlıyoruz.
Ben Nazi Karargahı Arıyordum Ne Ara Mandıraya Geldim?!
Hitman üçlemesinin en büyük başarısı sizi minik bir açık dünya içerisinde tamamen özgür bırakıp sadece işi yapıp, yapmadığınıza bakmasıydı. İşte Sniper Elite 5'de de durum tamamen bu şekilde. Görevlerin en başında yarı açık dünya bir haritaya giriş yapıyorsunuz ve bu alandaki isteğe bağlı yan görevleri, alandan sorumlu Nazi bilim adamı/albayı/müttefikini öldürüyorsunuz. (bu da isteğe bağlı) Bir de tabii ki ana görevler var ancak ne yazık ki bu ana görevlerde çok fazla seçeneğiniz yok. Çoğu zaman bir yerleri patlatmak asli göreviniz olduğu için seçebileceğiniz maksimum farklılık ya vanaları çevirmek ya da havalandırma boşluğuna patlayıcı bırakmak oluyor. Yine de bu koskocaman düşmanlarla dolu haritada tek başınıza sonsuz Nazi öldürmenin keyfi gerçekten çok özel.
Tek başına demişken aslında isterseniz o kadar da tek başınıza olmayabilirsiniz. Oyunu co-op oynama seçeneği mevcut. Ancak asıl muhteşem gelişme ana hikayedeki görevlere başka oyuncular Nazi keskin nişancıları olarak girip sizi öldürmeye çalışabiliyor. Oyunu ilk defa bitirirken bu seçeneği kapatmak faydalı, ancak oyun bittikten sonra isterseniz daha güzel bir mücadele için başka insanların da yer aldığı bir senaryoya dalabilirsiniz. Ya da daha da eğlencelisi diğer insanların oyunlarına salça olup, onlar tepeden yapay zeka vurmakla cebelleşirken kafalarına X-Ray soslu minik bir buse kondurabilirsiniz. Multiplayer'ın da yerli yerinde korunduğunu düşünecek olursak çeşitlilik anlamında Sniper Elite 5'in elinde bolca eğlenceli yol var. Üstelik bu oyunu Game Pass üzerinden de oynayabildiğimiz için oyuncu bulma konusunda da pek sıkıntı yok.
Benim Güzel Tüfeğim Gel Seni Seveyim
Oyunda silah çeşitliliği konusunda tuhaf bir yol var. Bölümlere başlarken yanınızda bir tane sniper, bir tane smg ve bir tane de tabanca alıyorsunuz. Bunlar sizin ana silahlarınız. Ancak oyundaki düşmanların silahlarını da alıp kullanabiliyorsunuz. Tek sıkıntı düşmanlardan veya odalardan bulduğunuz silahların tek bir şarjöre sahip olması. Yani 32 mermilik susturuculu bir MP-40 bulduğunuz zaman 32 mermi bittiği an kendi silahlarınızla başbaşasınız. Görevlerle birlikte yeni ana silahlar açabiliyorsunuz. Haritalardaki gizli geliştirme odalarını bulursanız bu silahlara eklentiler de açılıyor. Benim favorim oyunun en başında verdiği SREM-1 oldu. Zaten açıklamasında da yazdığı gibi tam anlamıyla çok yönlü bir silah. İsterseniz uzak diyarlardaki Nazileri öldürün, isterseniz orta mesafeden rahatça kafalara tıklayın. Ancak çok uzak mesafeler için daha net silahlar var ancak bu güç beraberinde ciddi bir yavaşlığı da getiriyor şimdiden söyleyeyim.
Sniperler dışında makineli tüfekleri ve tabancaları da geliştirebiliyorsunuz. Hatta el kadar tabancaya kocaman bir destek aparatı takıp bir anda pistolleri de orta menzil için ölümcül bir silah haline getirebilirsiniz. Toplam 9 bölümden oluşan oyunun ilk sekiz bölümünde gizli bir ya da iki tane geliştirme masası da bulunuyor. Yani bölüme başlayıp cephanenizden memnun değilseniz buralardan kendinize baştan aşağı yeni bir envanter oluşturabilirsiniz. Her oynanış tarzına uygun silahlar yaratmak da mümkün. Bu da her ne kadar oyunun adı Sniper Elite olsa da dilerseniz yakın dövüş veya gizlilik temalı bir yol izleyebilmenize olanak sağlıyor. Bu çeşitlilik benim çok hoşuma gitti. Zaten vuruş hissi konusunda epey başarılı da bir oyun serisi olduğu için Sniper Elite 5 benim için çoğu alanda serinin zirvesi olmuş diyebilirim.
Beyninizde Bir Adet Mermi Var Röntgen Çekmemiz Gerekiyor
Sniper Elite oyunlarının en büyük alametifarikası X-Ray soslu vuruş animasyonları bu oyunda da bolca karşınıza çıkacak. Bu animasyonların sıklığını ayarlardan değiştirebiliyorsunuz ama eğer buna da üşendiyseniz animasyon sırasında iki kere peş peşe boşluğa basıp tekrar aksiyona dönebilirsiniz. Çünkü bir noktadan sonra çok fazla X-Ray görüyoruz ve beyindeki mermiler eski heyecanını kaybediyor. Sadece beyin değil, çok sayıda organa ateş ederek paramparça olduklarını adeta bir Mortal Kombat fataltysi kıvamında görebiliyorsunuz. Sönen ciğerler, paramparça olan böbrekler, gastriti kesen mide mermileri derken bolca olasılık bileğinizin yeteneğine kalmış.
Ancak oyunun belki de en büyük sıkıntısı bu organları patlatırken ortaya çıkıyor. Yapay orta ve alt zorluklarda gerçekten felaket durumda. Yani tamam 350 metre uzaktan biri yanındaki arkadaşını öldürünce bi paniklersin ama 15 saniye durup, "tamam ya anladım martılar kafasına taş attı, ayağından çıktı!" diyip aynı pozisyona gelmeleri biraz tat kaçırıyor. Zorluğu yükselttiğiniz taktirde ise yine uzak mesafelerde benzer bir paradoks meydana geliyor ama düşmana yaklaşmak neredeyse imkansız hale geliyor ve sizi sadece gizlilik temelli bir oyuna zorluyor. Ancak Rebellion bunu da biraz düşünmüş olacak ki oyunda custom zorluk ayarlama seçeneği var. Yani yapay zekanın agresifliğini, hareket düzenini veya ortam koşullarına adapte olmasını kendiniz belirleyebilirsiniz, burayı biraz kurcalayıp optimize bir zorluk yaratmak oyun keyfini de ekstra arttıracaktır.
Görünmez Duvarlar Kurşun Da Geçirmiyor
Yarı açık dünyaya sahip olsa da Sniper Elite 5'in haritaları içerisinde çok fazla görünmez duvar var. Bazen haritaya bakıp, "Tamam şu yollardan kamyon geçmez Nazilere yakalanmayız" diyerek bir yol çiziyorsunuz ama bir bakmışsınız orası görünmez bir duvar tarafından tıkanmış ve bütün plan çöpe gidiyor. Üstüne bir de oyunda zıplama olmaması, hızlı koşunca yükselen kalp ritmiyle birlikte isabet oranınızın ciddi şekilde azalması handikabı da gelince çömele çömele yeni yollar arayıp, bomboş haritada gereksiz zaman kaybetmenize yol açıyor. Karl'ın karakter animasyonları da 2022'den çok 2010'ların ortasından çıkmış gibi durduğu için bu çömelerek yürüme sekansları bir noktadan sonra sizi keskin nişancı aksiyonundan çok yürüme simülasyonu oynuyormuş hissine sokuyor.
En nihayetinde keskin nişancılığı hayat felsefesi edinmiş oyuncular için yine şahane bir iş çıkmış ortaya. Hele oyunda bir üçüncü bölüm var ki Spy Academy isimli bu bölümde başladığınız yerden bolca 250 metre ve üzeri kafa uçurma imkanına sahipsiniz. Mermi düşüşünü de hesaba katıp, nefesleri tutup alınan uzak mesafe ölümleri gerçekten apayrı bir keyif. Ne yazık ki buna benzer çok fazla alan bulmak zor, bazen ufak sekanslarla önünüze geleni öldürebildiğiniz tepecikler oluyor ama özellikle ana görevlere giderken mecburen sıcak çatışmaya girmek zorunda kalıyorsunuz. Ya da yapay zekanın aptallığına güvenerek tamamen gizli gizli koca tesisleri de patlatabilirsiniz. Ancak eğer oyununuzda başka bir insan varsa ve sizi avlamaya çalışıyorsa o zaman bu seçenek ortadan kalkıyor ve işler gerçekten kızışmaya başlıyor. Sniper Elite 5 vaat ettiklerini layığıyla yerine getirmeyi başarmış, keskin nişancılığın hazzını başarıyla verebiliyor. Hazır Game Pass'de de varken en azından ana hikayeye bir şans verin derim.
Başlıklar
Adı Sniper Elite olan bir oyundan beklediğiniz tüm aksiyonu bol bol ekstralarla birlikte bulabileceğiniz bir oyun. Hele diğer insanların oyunlarına girip onları avlamanın tadını alırsanız bırakmanız çok zor olabilir.
- Her zamanki gibi muhteşem bir vuruş hissiyatı
- İşin çok oyunculu kısmında eklenen yenilikler şahane olmuş
- Survival moduyla birlikte üzerinize dalga dalga gelen Nazileri vurmak sandığınızdan çok daha keyifli
- Tamamen kişiselleştirilebilir silah seçenekleriyle, oyun tarzınıza en uygun kombinasyonu bulabilirsiniz
- Yapay zeka gerçekten büyük bir hayal kırıklığı
- Yarı açık dünya harita epey boş hissettiriyor
- Üstüne görünmez duvarlar ve odunsu karakter animasyonları da eklenince oyun bir anda yürüme simülasyonuna dönüşebiliyor
Şu oyuna o eksilerle 8 puan vermişsiniz ya helal olsun!