2000 yılında E3'e gittiğinde Tuğbek'i ne kadar kıskanmıştım... O sırada Amasya'da askerdeydim. E3 benim için Alfa Centauri kadar uzak bir mefhumdu. O E3'e giderken, ben içtimaya çıkıyor, bomba atma talimi yaptırıyordum (ama o da keyifliydi ba!)
Askerden döndükten sonra 2001 E3'e gideceğim günün hayaliyle yaşadım bir süre, ancak 2001 krizi patlak verince havamı aldım! 2002'de gidebildim ilk kez E3'e. Oraya o ilk girişteki hissi anlatamam. Gürültü bir duvar gibi çarpar yüzünüze, her taraf ışık, oyun, gösteri doludur. Nereye saldıracağınızı bilemezsiniz. Fuar alanına girdim ve gözüme çarpan ilk oyuna yöneldim: Bugün kimsenin hatırlamayacağı Brute Force adlı Xbox'a özgü bir oyunu yapımcısı anlatırken oynadığımı çok net hatırlıyorum.
İlerleyen yıllarda oyun endüstrisinin tüm dünyaya yansıyan yüzü olan E3 giderek gelişti. E3'ün ünü yaygınlaştıkça Booth Babe kullanımı da giderek ayyuka çıktı. Bir ara yasaklansa da, çoğu firma yasağı deldi. Biz ise yavaş yavaş alışmaya başladık. En yeni oyunlar kapalı kapılar ardında gösterildiğinden, buralara randevulu (veya gizli) sızmanın yollarını öğrenmeye başladık.
Bu seneki E3 de çok önemli. Çünkü yeni nesille ilk kez gerçek anlamda buluşacağız. Bu yüzden E3 2013'ü Türk oyun basınındaki en geniş kadroyla ele alıyoruz. Tuğbek, Faruk, Göktuğ ve Kaan Los Angeles'tan, ben dahil OGZ Online ve Oyungezer Dergi ekibi de Türkiye'den E3 2013'ün her anını sizlere yorumlarımızla ulaştıracağız. Muhteşem bir içerik planlıyoruz 10-15 Haziran haftası için. Şimdiden takvimlerinizde işaretleyin.
Ama 10 Haziran'a daha çok var. Bu arada, ben E3 maceramızı eski arşivlerden bulup çıkarttım sizler için, resimaltlarıyla birlikte önemli anları özetledim. Çok eğlenceli ve zaman zaman nostaljik bir dosya oldu. Şimdi ilk bölümüyle yanlız bırakayım sizleri: