Kan, vahşet, gerilim, korku... Peki ama nasıl olacak bunlar?
Devamını okuOyungezer ekibinin 2026'da beklediği oyunlara devam ediyoruz. Önceki yazılarımıza aşağıdaki linklerden erişebilirsiniz:
- 2026'dan Beklediklerimiz #1 007: First Light, Resident Evil: Requiem, Trails in the Sky 2nd Chapter
- 2026'dan Beklediklerimiz #2 Lego Batman: Legacy of the Dark Knight, Carmageddon: Rogue Shift, Emberville
CRIMSON DESERT
Eren: Ben aksiyon adamıyım arkadaşlar. Öyle dur şuraya iki bina dikeyim, üç birim üreteyim ya da kaynak toplayıp, adam basıp saldırayım tarzı işlere artık pek sabrım yok. Bam güm dalmak, düşmanları türlü çeşit yeteneklerle kılıçtan geçirmek veya kombo saldırılarla döve döve benzetmek oyunlarda en haz aldığım şey. Sırf bu yüzden neredeyse Soulslike’lara bile katlanamıyorum bazen. İkinci en sevdiğim şeyse devasa haritalarda soru işareti kovalamak. Yani tüm bezdiriciliğine rağmen halen Assassin’s Creed’den zevk alabilen 3-4 kişiden biri olabilirim. Öyle de seviyorum işte getir götür işlerini, ne yaparsın.
Lafı getireceğim yerse Crimson Desert. Pearl Abyss bu devasa projesini ilk duyurduğunda açılan ağzım her yeni videoda biraz daha aralanarak şu an çenemin kırılacağı bir seviyeye geldi ve beklentim arşta. Oyunu oynayanlar genel olarak karmaşık kontrollerden, anlaması zor mekaniklerden dem vuruyorlar. Hiç sorun değil! Zira bir kere alışınca oyunun yağ gibi akacağından emin gibiyim. E ortamlar da tam sevdiğim Orta Çağ-fantezi kabilinde. Özellikle kalabalık dövüşlerde yapabileceğimiz komboların çeşitliliği ve kullanılabilecek yaratıcılık seviyesi şimdiden ağzımı sulandırıyor ve bu daha buzdağının görünen kısmı. Epik boss savaşları, gezilebilecek devasa bir dünya ve peşinden koşulacak tonla soru işareti, Crimson Desert dünyasında beni bekliyor ki çok da zaman kalmadı zaten. Mart’ta geliyor oyun.
Kılıç ve büyü severlerin GTA VI’sı olan yapımın hikâye kısmında noksanlıkları, kontrol zorlukları, performans sıkıntıları olabilir gibi görüyorum uzaktan. Ama ben onun kahrını çekmeye şimdiden hazırım. Yeter ki kılıçtan geçirebileceğim onlarca düşman atsın önüme, yeter ki kocaman boss’ları indirebileceğim imkanları versin elime ve unutulmaz bir güç fantezisi yaşatsın. Ben oyunlarda tam olarak bunu seviyorum çünkü. Sınırlı kaynaklarla zaten hayatta kalıyorum gerçek hayatta, bırakın da oyunlarda 30-40 kişiye aynı anda dalıp ortamdan sağ çıkmanın hazzını yaşayayım veya bir ejderhanın sırtında kale surlarına dalayım. Crimson Desert tüm bunları ve fazlasını vadediyor ki ben de huşuyla yollarını gözlüyorum. Lütfen beni üzme olur mu Kızıl Çölüm? Hayat zaten fazlasıyla üzüntülü bir de senden gol yemeyelim…
MARVEL'S WOLVERINE
Oğuz: Ben bu PS5’i alalı üç sene oldu… Üç sene! Üç sene önce aldığım zaman "PİLEYSTEYŞIN BEŞE ÖZEL WOLVERINE OYUNU GELİYOR HEMİ DE SPIDER-MAN'İ YAPAN FİRMA YAPACAK!" diye kandırdılar beni. 1800'lü yılların sonlarında Alberta'da geçirdiğim zamanlardan bu yana iflah olmaz bir Wolverine severim. Bundan mütevellit sadece Wolverine gelecek diye PS5 aldım. Lakin DOLANDIRILDIM. Geç olsun güç olmasın diyerek, bekledik, bekledik ve bekledik... Çok uzun seneler boyunca oyun hakkında tek bir kelime bile göremedik.
Nihayet oyundan bir fragman çıktı biraz içim ısındı, SNIKT duygularım kabardı. Yine kendimi Logan'ın kapısında bekler vaziyette buldum. Zaten şu hayatta böyle bir iştahla bekleyeceğim bir oyun daha var, Force nasip ederse onun da ilk görüntüleri gelince buraya "MAAAX, DEAREST OF ALL MY FRIENDS" şeklinde yazarım. Şimdilik Wolverine ile cinnet geçirip Kanada'dan Madripoor'a biraz insan şişlemek istiyorum. 2026'dan en büyük beklentim de bu şişlemeleri büyük bir sükûnet içerisinde yapabilmek.
SLAY THE SPIRE 2
Mert Gökhan: Gerçekten ilk oyunla ilgili ne söylenir bilmiyorum. Slay the Spire, kart oyunlarıyla ilgili anlayışımı değiştiren ilk oyun oldu muhtemelen. Deste yaratmanın muhteşem keyfi, karakterlerin özellikleri ve Relic’lerle birleştiğinde inanılmaz bir haz yaratıyordu. Tabii doğal olarak uzun, çok uzun saatlerimi gömdüm oyuna. Yetmedi bir de mobilden oynamaya başladım.
Tam da bu nedenle yeni oyunu merakla bekliyorum. Henüz Balatro’dan tam olarak kopabilmiş değilim zira piyasada kendisine “tam” rakip olabilecek bir oyun yok gibi. Oyunun 2025 yılında geleceğini duyuran Mega Crit ekibi, Slay the Spire 2’yi 2026 yılına erteleyince “beklediğimiz oyunlar” kategorisine girmeyi başardı.
Slay the Spire 2, “Mart ayının herhangi bir perşembe gününde” Erken Erişim’e açılacak. Yani ilk etapta oyunun tam halini göremeyeceğiz fakat yeni sınıflarımızın bir kısmı denklemde olacak. The Ironclad ve The Silent ise geri dönüyor.
Yeni oyunda her Act başında çeşitli kutsamalar alabileceğiz. Bu seçenekler arasında buff verenler de lanetler de bulunacak -ki bu oyunu daha da derin hale getirecektir. Ayrıca yeni kartlar ve kart efsunlama sistemi de oyuna ekleniyor.
Ne diyeyim… Ben ve vücudum hazırız. Bir an önce mart ayının gelişini ve Spire’a tekrar tırmanmayı hayal ediyorum!






















