Assassin's Creed Chronicles İnceleme

Günlüklerde Gezinti

Not: Bu inceleme üç parça halinde çıkan Chronicles serisinin tüm oyunlarını kapsamaktadır.

İsmini aldığı serinin ekmeğini yemek için çıkan Assassin’s Creed Chronicles, aslında umut verici başlamıştı. China ile gözlerini dünyaya açan Chronicles üçlemesi nedendir bilinmez; bazı yönlerini geliştirirken, beraberinde birçok fire de verdi. Hoş anılarla hatırlanabilecek bir potansiyeli varken bu kozunu iyi kullanamadı.

Biraz Yandan Bakalım

2.5 boyutlu diyebileceğimiz bir platform oyunu olan AC Chronicles’ın en güçlü olduğu yanı gizlilik sekansları. Assassin’s Creed serisinde şimdiye kadar görmediğimiz ölçüde gizliliğe önem veren Chronicles, her bölüm içerisinde parçalara ayrılmış oyun alanları sunuyor. Genellikle gizliliği ön plana koyan bu alanlardan çıkmak ya da alandaki görevinizi gerçekleştirmek için oyunun sunduğu yolu izlemeniz gerektiği kadar biraz kafanızı da kullanmanız lazım. Elbette Dishonored veya Deus Ex gibi aralarında uçurum olan yol ayrımları yok, ama böyle bir iddiası ve yapısı da bulunmuyor AC Chronicles’ın.

Gizlilik sekanslarının elle tutulur olması için vazgeçilmez olan iki unsur oynanış ve bölüm tasarımları. İlk olarak oynanışı ele alacak olursam Assassin’s Creed Chronicles’ın dört dörtlük bir iş çıkardığını söyleyemeyeceğim. Özellikle de piyasada Mark of the Ninja gibi harika bir örnek varken…

Aslında Chronicles, bu tarz bir oyunda olması gereken temel mekaniklerin birçoğunu barındırıyor. Asıl sıkıntısıysa ufak tefek problemlerin bir araya gelip gözünüzden kaçamayacak kadar büyümesi. Örnek olarak bir kenardan aşağı sarkmak, kendimi hızlıca aşağı bırakmak, gizlenme noktasına girmek gibi eylemlerimde pek çok kez sıkıntılar yaşadım. Sıkıntıların ardındaki nedenlerse oyunun tepki algılama sisteminde yeterli akıcılığı sergileyememesi ve karakterin eklemlerini klavyenin/kontrolcünün uzvu olarak oyuncuya aktaramaması.

Var olan problemler oyundaki potansiyelin büyük bir bölümünü yok etse de oynanışı tamamen hiçe saymak doğru olmaz. Keza az önce saydığım engeller bir süre karşınıza çıkmadığı vakit bir hayli eğlenceli anlar geçirebiliyorsunuz. Kayarak suikast yapmak gibi hem tatminkar hem göze hoş gelen bir-iki mekanik de cabası.

“Problem Varsa Gel Konuşalım”

Dümeni bölüm tasarımlarına çevirdiğimizdeyse karşımızda bir hayli ilginç bir tablo var. China’yı oynarken oyunun bu kısmı beni yeterli ölçüde tatmin etmeyi başarmıştı. India’da azalan bu tatminkarlık Russia ile neredeyse yerin dibine geçecek noktaya geldi.

Bölüm tasarımı konusunda üçlemede beni en çok sinirlendiren oyun olduğu için odağıma Russia’yı almak istiyorum. Bir oyun -Dark Souls ya da Bloodborne gibi farklı bir amacı yoksa- oyuncuyu ilk defa karşılaştığı bir durumda öldürmekle cezalandırıyorsa o oyunda sıkıntı var demektir. İki adamın konuşmasını bekleyip yavaşça yanlarına yaklaşırken, oyuncu bir noktaya geldiği anda çıkması programlanmış bir düşman arkamda belirdi, öldüm. Oyunda bolca bulunan kaçış sekanslarının birinin başlarında ağır hareket ettim, bunun cezası bir dakika sonra geldi, öldüm. İlk defa çıkan bir platform engeli geldi, öldüm.

Kısacası, AC Chronicles beni sürekli öldürdü. Bu bölüm tasarımları hatalarının her oyunda artmasını göz önüne alacak olursak bence India ve özellikle de Russia biraz alelacele çıkartılmış. Çünkü tasarımdaki bu bariz hatalar aklı başında herhangi bir oyun geliştiricisinin yapacağı türden işler değil. Büyük bir ihtimalle Chronicles’ın son iki üyesi yeterli test sürecinden geçememiş ve tasarımda doğru çözümler bulunacak zaman yaratılamamış.

Son Sayfa

Günlüğü kapatmadan önce Chronicles’ın bize ne anlattığına da bakalım. Ayrı zamanlarda ve mekanlarda geçen, buna paralel olarak kendilerine has grafik tarzlarına sahip China, India ve Russia bir “kutu” çerçevesinde şekillenen bir hikayeye sahip. Fakat ne kutu umurunuzda, ne de karakterler. Sadece Russia bu noktada olaya farklı bir şekilde yaklaşmaya çalışıyor ve diğer iki oyuna kıyasla öne çıkıyor. Bu öne çıkışı fazla sürdüremeden hem kendisini hem de üçlemeyi sonlandırıyor.

assassins-creed-chronicles-inceleme-1

Assassin’s Creed serisiyle iyi kötü birçok anım oldu. Chronicles iki anı çeşidine de sahip, ama kötü olan biraz daha ağır basıyor. Keşke basit bir yan oyun çıkartmak yerine üstünde daha çok durulsa, daha kaliteli bir yapım ortaya konsaymış. Assassin’s Creed Chronicles bu haliyle vasat bir oyun olmanın ötesine geçemiyor.

ac-chronicles-arti-eksi

ac-chronicles-puan

YORUMLAR
Parolamı Unuttum