Ninja Theory’den Bleeding Edge duyurusu geldiğinde ister istemez şaşırmıştık. Çünkü duyurulan oyun, stüdyonun daha önceki çalışmalarıyla uzaktan yakından alakası olmayan, bambaşka türde bir oyundu. Bu da akıllara Microsoft’un stüdyoyu satın aldıktan sonra bu tarz bir oyun yapılmasını talep ettiğini getirmişti. Gerçi Microsoft ve Ninja Theory cephesinden böyle bir durumun olmadığı, aslında bu oyunun çalışmalarına daha öncesinde başlandığı şeklinde bir savunma geldi. Bu savunma sizler adına ne kadar ikna edicidir bilemiyorum. Sonuç olarak Bleeding Edge, betasıyla karşımızda ve pek yakında tamamlanmış haliyle oyun severlerin beğenisine sunulmaya hazırlanıyor. Bizlere de haliyle ilk izlenimlerimizi paylaşmak düşüyor.
Online rekabetçi oyunlarda yeni bir cephe açılıyor…
Bleeding Edge, duyurulduğu andan itibaren bir kıyaslama yapılmaya başlandı. Tahmin edin hangi oyunla? Bildiniz, tam isabet, tabii ki Overwatch! Bu tür takım tabanlı rekabetçi oyunlar hemen Overwatch ile mi kıyaslanacak? Elbette hayır. Ancak Bleeding Edge, gerek betada sunulan harita yapısı gerek karakterleri gerek çatışma sistemi ile ziyadesiyle Overwatch esintileri taşıyor. Bu kötü mü? Bu yönde bir yorumda bulunmak için henüz erken, önce Bleeding Edge’e bir şans vermek lazım, öyle değil mi? Nitekim beta aşamasında sunduklarıyla da böyle bir şansı hak ettiği yönünde izlenimler veriyor, ama aynı zamanda kat etmesi gereken uzun bir mesafe olduğunu da.
Öğrenme kısmında oyunun karakter sınıfları, karakterleri, özel hareketler ve oyun modları hakkında temel bilgileri ediniyor, rekabetçi mücadelelere girmeden önce pratik yapma imkânı buluyoruz.
Oyunda, 3 karakter sınıfı yer alıyor: Hasar, Destek ve Tank. Beta aşamasında 5 hasar, 3 destek, 3 tank karakteri bulunmaktaydı. Muhtemelen oyun tamamlandığında veya çıktıktan sonraki süreçte bu karakter sayısı artacaktır.
Betada, iki harita veya daha doğru bir ifadeyle oyun modunu test etmek imkânı buldum. Birisi alan (bayrak) ele geçirmeye çalıştığımız oyun modu, diğeri ise etraftan hücreler toplayıp bunları teslim noktalarında biriktirdiğimiz bir oyun modu. İlki aslında pek çok oyundan aşina olduğumuz ‘capture the flag’ modu olduğu için kısaca ikincisinden bahsetmiş olayım. Burada bazı hazneleri parçalayıp enerji hücrelerini topluyoruz veya rakip karakterleri saf dışı bırakıp onların topladıkları hücreleri ele geçiriyoruz. Sonrasında da topladığımız bu hücreleri haritanın belirli bölgelerinde yer alan toplama birimlerinde biriktiriyoruz. İlerleyen dönemlerde, oyun modlarının da çeşitleneceğini tahmin ediyorum.
Yeni bir renk, yeni bir soluk olur mu?
Gelelim kıyaslama faslına. Overwatch oynarken oyunun daha seri aktığını söyleyebilirim. Burada ise, tempolu olmakla birlikte zaman zaman daha rahat düşünmenize, olayı toparlamanıza imkân veren bir akış söz konusu. Benim için Overwatch’un hızlı temposunun daha ağır bastığını söylemek durumundayım, ama Bleeding Edge’in de pek çok oyuncuya hitap edebileceği ortada. Özellikle de acemilik dönemini rahat geçirmeyi sağlayan, keyifli bir ısınma turu sunan yapısıyla başlangıç aşamasında geniş bir oyuncu topluluğuna ulaşacağını öngörmek mümkün.
Peki bundan sonrası? Başlangıçta ulaştığı oyuncuları sonrasında da elinde tutabilir mi? Veya bir başka şekilde sormak gerekirse bunu sağlayabilmek için ne yapması gerekir? Evet oynanış keyifli, renkli karakterleri bulunuyor, kendine has bir havası olduğunu söyleyebiliriz. Takım oyununa bağlı hareket etmeyi teşvik eden yapısı, özel saldırılarla çeşitlendirilebilecek taktikleri ve muhtemelen eklenecek yeni özelliklerle en azından ilk aşamada dikkat çekecektir. Ama şu haliyle çıktığında, örneğin Apex Legends’ın yakaladığı rüzgârı yakalayabilir mi veya Overwatch gibi elindeki oyuncu topluluğunu yıllar boyunca korumayı, hatta genişletmeyi başarabilir mi, bu bir muamma. Bunu yapabilmek için karakter havuzunu hızla genişletmesi, oyun modlarını da olabildiğince çeşitlendirmesi gerekecek. Muhtemelen yapımcıları da bu yönde bir hazırlık yapmışlardır, oyunun çıkışında buna dair işaretleri görürüz diye tahmin ediyorum.
Beta izlenimlerim özetle bu şekilde. Mart ayı içerisinde gerçekleştirilecek bir sonraki betada, ne kadar yol aldıklarını daha iyi değerlendirme fırsatı bulacağımızı düşünmekteyim. Sonrasında da 24 Mart’taki çıkışını beklemek kalıyor. Yeni bir renk, yeni bir soluk olabilecek mi bakalım.
Karakterler:
Buttercup: Betada gördüğümüz 3 tank karakterden birisi. Dev bir teker üzerinde ilerleyip elindeki testere benzeri silahıyla düşmanlarını kesip biçiyor. Vurdu mu oturtanlardan.
Cass: Uzun menzilli saldırıların karakteri. Dart oklarıyla düşman avlıyor, saldırılardan kaçınmakta da usta, ayrıca koştukça hızlanan bir karakter.
Daemon: Grafitti sever bu abimiz, Bleeding Edge çetesinin de kurucusu oluyor. Kılıç ve shuriken kullanan Daemon, ninja benzeri bir karakter arayanların karakteri.
El Bastardo: Yakın mesafeli ve ağır saldırılı karakterlerden bir diğeri. Pala kullanıyor ve otomatik saldırılarıyla güçlendirilmiş kalkanlara sahip. Düşmanları sersemletip özel saldırısıyla lime lime edebiliyor.
Gizmo: Uzun menzilli suikastçımız. Kullandıkça atış hızı artan bir silahı bulunuyor ve yerçekimi bombaları kullanıyor. Betada beğendiğim karakterlerden birisi de Gizmo oldu. (Torbjörn gibi turret kullanmasının da bunda etkisi olabilir tabii :))
Kulev: Bu da menzilli destek karakterlerinden. Takım arkadaşlarını iyileştirirken düşmana da hasar veren bir bölge oluşturabiliyor. Düşmanı zihin kontrolü altına almak ve lanetlemek gibi özellikleri var.
Maeve: Bir başka menzilli suikastçı karakter. Watch Dogs Legion öncesinde bir suikastçı nine ile daha tanışmış oluyoruz. Elektrik şoku şeklindeki saldırıları ve görünmez olmak gibi özellikleri var.
Makutu: Bir ağır saldırı karakteri daha. Başarılı kombolarla birlikte daha güçlü bir karakter haline geliyor. Duruşlarını (stance) değiştirerek hızlanması veya kendini ve yakınındaki ekip üyelerini iyileştirmesini sağlamak mümkün.
Miko: Destek sınıfı karakterlerden. Hem zincirleme iyileştirme özelliğiyle, hem de düşmanın menzilli saldırılarını engelleyebilme yeteneği ile ‘destek’ tanımının hakkını veriyor.
Nidhogger: Ekibin müzisyeni. Gitarı bir balta olarak kullanıp düşmanları doğramasıilginizi çekmezse, müzisyen geçmişini konuşturduğu özel yetenekleriyle illaki dikkatinizi çekecektir :)
Zero Cool: Menzilli destek karakterlerinden. Düşman saldırılarını engellemek için bir duvar kurabiliyor ve otomatik olarak düşmanları hedef alan bir robot destekçi getirebiliyor.
Tab target sistemli bir oyunu aim-shot bir oyunla nasıl kıyaslıyorsunuz anlamadım.