Cuphead - İnceleme

Görsel şaheser.

 Indie oyunların görsel tasarıma gösterdiği özeni büyük firmalar kendi oyunları için uygulamaya çalışsa dünya daha güzel bir yer olurdu eminim. Hangi çılgın kafadan böyle bir fikir çıktı bilmiyorum (ve saygı duyuyorum) ama 1930’ların çizgi film stilini 2017’ye hem de artık unutulmaya yüz tutmuş bir tür olan platforma taşımak cidden harika düşünce. Düşünsenize muhtemelen dedelerimizin ergen olduğu yaşlara denk gelen bir dönemin çizgilerini görüyoruz resmen. Gerçekten çok yaratıcı, Cuphead daha baştan oyuncuyu kendisine yaklaştırmayı biliyor.

Oyundaki fincan kafalı kahramanlarımız şeytanla zar atarak kumar oynama gibi bir talihsizliğe düşüp, kaybediyorlar. Ruhlarını kurtarmanın tek yoluysa şeytana borcu olan kişileri bulup borcu kendilerinin tahsil etmesi. O şirin grafiklerden beklenmeyecek bir hikaye belki ama size sürekli saldıran garip düşmanların olduğu bu oyun için gayet güzel oturmuş bir konsept diyebilirim.

Cuphead 80’lerin farklı arcade stillerini; side scroll ve shoot’em up oyun tarzlarını günümüze harmanlamış bir oyun. Sıra dışı sanat tasarımının yanı sıra başka şaşırtıcı bir özelliği daha var o da en kolay zorluk seviyesinde bile oyunun gayet zor olması. Bunun böyle olmasının en büyük sebebi oyunun kısa oynanış süresi. Gerçi böyle dediğime bakmayın karşınıza çıkan her bölümle çılgınlar gibi uğraşacağınız için o oynama süresi bir hayli artıyor. Hele bir de zorda denemek isterseniz vay halinize.

Run&Gun adlı bölümler klasik ateş edip koşarak tamamlamaya çalıştığınız klasik platform tanımına uyuyorlar. Uçağa binerek shoot’em up tarzına geçtiğiniz oluyor ya da bazen sadece bölüm sonu canavarlarıyla karşılaşıyorsunuz. Hangisine denk gelirsem geleyim anamdan emdiğim süt kulaklarımdan fışkırdı diyebilirim. İlginç şekilde ellerini açarak saldıran çiçeği ikinci denememde geçtim fakat ikinci Run&Gun bölümünde 10-15 defa üst üste deneme yaptıktan sonra sinirim bozularak oyunu kapattım. Arada siz de yapın iyi oluyor aksi takdirde sinir hastası olup donanım kırmanız muhtemeldir.

Oyuna başladığınızda mutlaka tuş ayalarınızı yapmayı unutmayın çünkü Cuphead’in kendi atağı tuşlar çok alakasız. Karakteri hareket ettirmek için yön tuşlarını kullanırken ateş etme, ileriye doğru atılma ve güç saldırı yapma gibi hareketleri olabildiğince birbirine yakın koydum. Gamepad’le de oynaması gayet zor çünkü bazı bölüm sonu canavarlarında çok keskin hareketler yapmanız gerekiyor. Ateş etmek için fareyi kullananlar olduğunu duydum ama pek işinizi kolaylaştıracak bir şeymiş kulağıma gelmiyor.

Cuphead sanat tasarımı bakımından tek kelimeyle eşsiz bir yapım. Çok ilginç bir fikri çoğunluğunu eski çizgi film hazırlama sürecine sadık kalarak hazırlamaya çalışmalarına saygı duymak lazım. 7 yıl gibi uzun bir sürede hazırlanan oyunun zorluk seviyesini arttırarak bölüm sayısını az tutmasını anlayışla karşılamalıyız diye düşünüyorum çünkü hazırlayan ekip ufak bir kadrodan oluşuyor. Oyunun çok tuttuğunu düşünürseniz mutlaka ikincisi gelecektir ve onda daha fazla bölüm olacaktır.

Eski tarz platform oyunlarını özlediyseniz ve çelik gibi sinirleriniz varsa Cuphead tam size göre. Sadece 1930’ların iyice antikleşmiş harika çizgi film tasarımları için değil oyuncuyu mücadeleye çağıran zorluk seviyesi için dahi denenebilir. Ve unutmayın o zorlandığınız bölümler aslında kolay seviye… Bugün yeterince zor bir gün geçirdim ama yarın sakin kafayla kesinlikle o takıldığım bölümü geçeceğim!

Artılar:

  • Sıradışı görsel tasarım.
  • Müzikler!
  • Yerinde zorluk seviyesi.

Eskiler:

  • Run&Gun bölümlerden daha fazla boss dövüşleri var.

SON KARAR: Eğlenceli ama sinir bozucu, bunaltıcı ama aynı zamanda sürükleyici garip bir atmosferi var. Keyboard'umu sinirden yemem diyorsanız çok eğlenirsiniz.

 

NOT:9
YORUMLAR
Parolamı Unuttum