Deus Ex: Mankind Divided İnceleme

Sonu Olmayan Macera

Lordlar ve krallıklar arasındaki entrikalar, büyük kuruluşların birbirlerine açtığı soğuk savaşlar, alttan kazılan kuyular… Oyun dünyasında politika hep ilgilimi çeken bir hikaye elementi olmuştur. Küçük çaplı, kişisel ve mideye yumruk gibi oturan senaryolar her zaman birinci önceliğim olsa da fantastik ya da bilim kurgu temalı dünyalarda politika dedin mi akan sular durur benim için. Deus Ex: Mankind Divided’ı da kucak açmış bir şekilde bekliyordum bu yüzden.

Eidos Montreal, Human Revolution ile Deus Ex serisini günümüze başarılı bir şekilde aktarabileceğini kanıtlamış ve güçlü de bir hikaye sunmuştu (bkz. Deus Ex Tarihçesi). Mankind Divided’a da Human Revolution’ın sonundan oldukça etkilenen bir dünyanın izleriyle başlıyoruz. Hikaye yine büyük kuruluşların kendi çıkarları için attığı adımlar ve bu adımların sonuçlarına katlanmak zorunda olan küçük insanlar etrafında şekilleniyor. Artık normal insanlar ile uzuvlarını Augmentation güçlendirmeleriyle donatmış, Aug kısaltmasıyla çağrılan insanlar arasındaki ayrım göz ardı edilemeyecek bir seviyeye gelmiş durumda. Güçlü pozisyonlardaki birkaç adamın davranışları yüzünden hayatları bitme noktasına ulaşan Aug’ların yaşadıkları ve iki taraf arasındaki ayrım Mankind Divided’ın hikayesindeki en güçlü yönlerden. Polisin sıkı kontrolü altında eziyet çeken, bir çöp gibi kenara atılan, ailesinden ayrı düşen, kontrolü dışında yaşanan tek bir olay yüzünden insan dışı bir varlık olarak görülen kişilerin hikayelerini dinlemek yeni Deus Ex’imizi hem etkileyici hem de vurucu bir yapım haline getiriyor.

Ana karakterimiz Adam Jensen’ın yüksek mevkilerdeki bir Aug olması sayesinde dünyayla etkileşime girmek de oldukça ilgi çekici. Kimlik soran polislerin sorularını kibirli kibirli cevaplamak, Aug’lara karşı faşist görüşlerini dile getirenlere ağızlarının payını vermek, insan ırkı arasındaki ayrıma kendince fikir belirten kişilerle tartışmak gibi güzel kırıntılar oyunun çoğu yerine serpiştirilmiş. Bu gibi unsurlar sayesinde dünyanın bir parçasıymış gibi hissedebiliyoruz.

Tüm karizmasıyla yine başrolde olan Adam Jensen’ın kontrolünü Human Revolution’dan iki yıl sonra, Prag şehrinde alıyoruz. Task Force 29 isimli bir anti terorist ekibine katılan Jens… CE-34878-0!

Bu ne şimdi? -Hata güzel kardeşim, oyun çöktü.- Haydaa, nasıl gideceğim ben bu göreve? Bitiremeyecek miyim şimdi Deus Ex’i? -Diğer oyuncular güncelleme gelmesini nasıl bekliyorsa sen de öyle bekleyeceksin. Otur oturduğun yerde! Bu devirde oyun bitirmeyi kolay mı sandın sen?- Ama… 60 dola… -Sus! Bekleyeceksin dedim. O kadar!- Peki Eidos Bey.

(Hikaye kısmı için söz, oyunun sonlarına yakın kendini gösteren metro yüklemesinde oyundan atma hatasına takılmayan bir yetkilide.)

deus-ex-mankind-divided-inceleme-1

Enis Kirazoğlu: Furkan son kısmı oynayamadı ama açıkçası o ana kadar oyunla ilgili görüşünüz ne ise ondan sonra da tahmin edersiniz ki çok değişmiyor. Önceki oyundaki gibi birden fazla sona sahip bir oyun var elimizde. O sonları tetikleme şeklinizse biraz ilginç olabiliyor. Oynanış esnasında yaptığınız hareketlerin (gizli gitme, alarmları çalıştırma vb.) oyun sonuyla ilgili bazı durumları değiştirdiğini görmek eşine az rastlanır bir tecrübe.

Fakat yaptığınız seçimler bir yana oyunun son anına kadar tırmanan hikâye kesinlikle hayal kırıklığı olmasa da beklediğinizden de fazlasını vermiyor. Enis kaçar!

deus-ex-mankind-divided-inceleme-2

Evet arkadaşlar, bitiremedim oyunu. İnternette azımsanmayacak kadar fazla kişi bu hatayla karşılaşmış. Ben de bu şanssız kişilerden biri oldum. Oyunun çıkışından beri olan bu hatayı gidermek için Eidos’un el atmasını bekliyoruz. Yine de oyunun başında 20 saatten fazla süre geçirip yan içeriklerin neredeyse hepsini temizledim. Ana hikayenin sonu dışında oyunun geneli hakkında bilgi sahibi olduğuma güveniyorum. Buna rağmen oyunu bitirmeyen birinin incelemesini okumak istemezseniz görüşünüzü saygıyla karşılarım. Okumaya devam etmek isteyenlerle kalan sahalar bizimdir.

deus-ex-mankind-divided-inceleme-3

Ufak Tüyolar

Social Enhancer geliştirmesini en baştan almaya bakın. İnsanları ikna etme konusunda çok işe yarıyor. Hatta biraz fazla işe yarıyor. (Almasanız mı acaba?)

Hacklemek oyunda büyük önem kaplıyor. Eğer bu geliştirmelere ağırlık verirseniz hem seçenekleriniz artar hem de hikayenin daha çok detayına girebilirsiniz.

Acil bir geliştirmeye ihtiyaç duymanız olasılığına karşı 1 ya da 2 geliştirme puanınızı yedekte tutun.

Görev noktasını körü körüne takip etmeyin. Etrafı bolca araştırın ve kendini belli eden bir isme sahip herkesle konuşun. Oyunun söylemediği çok fazla seçenek, görev ve detay sizleri bekliyor.


 

Serbestlik, Serbestlik Asla Değişmez

Deus Ex serisi evreni ve hikayesinin yanında oyuncuya sunduğu serbestliğiyle de adından söz ettiren bir seri ve neyse ki Eidos’un bundan taviz vermek gibi bir niyeti yok. Human Revolution ile serbestliği hafife almadığını kanıtlayan geliştirici ekip Mankind Divided ile çıtayı bir miktar daha yukarı taşımış. Düşman bölgesine girerken yine karşımızda bir sürü seçenek var. İster Jensen’ın kas kuvvetine güvenip eli kolu sallayarak ön kapıdan girebilir, ister başka bir kapı arayarak hack yeteneğimizle gizlice giriş yapabilir, istersek de zayıf bir bölge vasıtasıyla (havalandırmalar, başka nesnelerle gizlenen boşluklar vb.) içeri sızabiliriz. İş sadece içeri girmekle de kalmıyor. Görev noktasına ulaşabileceğimiz onlarca yol mevcut. Bölümlerin büyüklüğü ve derinliğiyle doğru orantılı artan bu seçenekleri keşfetmek, en uygun yolu aramak Mankind Divided’ın en sevdiğim yönlerinden oldu. Kendimi gerçekten ana karakterin yerine koyarak yakalanmadan gitmek için en uygun yolu aramak ve birçok seçeneğimin olduğunu bilmek diğer gizlilik oyunlarında çok rastlayamadığım bir durum. Yine de gülün dikeni yok değil. Human Revolution’da da pek tat verdiğini söyleyemeyeceğim yapay zeka Mankind Divided’da yeteri kadar gelişim gösterememiş. Fark edildikten sonra rahat bir şekilde kaçmamıza izin vermek, özenle hazırlanmış ve yüzümüzü güldürecek sahneleri geri zekalıklarıyla batırmak gibi güzide görevleri var. İşin aksiyon tarafında da sıralı olarak üstümüze koşmaya benzer aptallıklar yapsalar da vuruş hissinin tokluğu ve ekipmanların çeşitliliği aksiyondan aldığımız zevki çok fazla baltalayamıyor.

deus-ex-mankind-divided-inceleme-4

Yapay zeka pek parlak olmasa da görevlerimize giderken Adam Jensen’a sunulan nimetlerden faydalanmazsak olmaz. Deus Ex: Mankind Divided devamlılığa sahip diğer RYO’larda olduğu gibi hikayeye yedirilen ufak dokunuşlarla Jensen’ın güçlerinin çoğunu sıfırlıyor. Neyse ki Human Revolution’dan kalma güçlerimizin bir kısmını elde etmek için büyük çaba sarf etmemiz gerekmiyor. Önceki oyundaki tüm güçler eski yerini almış ve ekstra olarak birkaç Augmention daha eklenmiş. Aksiyon, gizlilik ve iki seçimden bağımsız işe yarayan yeni güçlerin hepsinin dört dörtlük olduğunu söyleyemesem de aralarında oldukça kullanışlı olanlar var. Örneğin ilk tercihimiz gizlilikse kamera ve robotları uzaktan hacklemeye yarayan geliştirmeyle birden fazla insanı aynı anda şoklamaya yarayan özellikler kaçırılmaması gerekenler arasında. Aksiyon tarafında da zırhla kaplanmak ve koldaki devasa bıçağı fırlatmak gibi güzel seçeneklerimiz var.

Augmentation’ları kullanmak oldukça keyifli olsa da bana kalırsa Mankind Divided’ın bu noktada bir sıkıntısı var. Güçlendirmelerden bazıları fazla kullanışlı hissettiriyor. Görünmezliğin kolay bir kaçış aracı olması, hacklemeyi tam geliştirince görevleri çok daha kolay yapmaya başlamamız ve konuşma güçlendirmesiyle insanları ikna etmenin biraz fazla basit olması ufak da olsa oynarken rahatsızlık duyduğum detaylar arasında. Özellikle oyunun başında tek bir geliştirmeyle alınabilen konuşma etkinliğini arttıran gücün bu kadar etkili olması, insanları ikna ederken duymam gereken tatminkarlık hissini benden büyük ölçüde aldı.

deus-ex-mankind-divided-inceleme-5

Metrosu Olmasa Güzel Şehir Aslında

Yazının başlarında vaktimizi Prag’da harcadığımızdan bahsetmiştim. Mankind Divided’ın, Human Revolution’da olduğu gibi kendine has bir açık dünya mantığı var. Açık dünyayı amaç değil, araç olarak kullanan geliştirici ekip Prag şehrini küçük ama dolu olarak tasarlamak istemiş. Oyun alanı açık dünya demenin zor olacağı bir ebatta olsa da şahsımı bir Deus Ex oyunundan bu tarz beklentim olmadığı için üzmedi. Eidos ölçek yerine her bir noktayı yaşam kırıntılarıyla doldurmaya çalışmış. Her noktasına ayrı bir özen gösterildiği belli olan şehrin reklam panolarına bakmak, yaratıcılıkla dolup taşan tasarımlarına göz dikmekten büyük keyif aldım. Ek olarak yan karakterler ve onlardan alacağınız görevler, içine girebildiğiniz binalardaki yaşam izleri gibi şehrin kendi kimliğini hissedebileceğiniz fazlasıyla da detay var.

deus-ex-mankind-divided-inceleme-6

Oyun boyunca karşılaşacağımız yan görevlerin ana hikayeden ve görevlerden çok aşağı kalır bir yanı olmadığını da söylemeliyim. Asıl görevlerimizden bağımsız olarak yaptığımız bazı görevler hem oynanışı hem de ana hikayenin bir noktasını derinden etkileyebiliyor. Ana hikayeyle yolları kesişmeyen görevlerde de kimi zaman eski yüzleri görebilirken çoğunlukla dünyanın durumuyla alakalı senaryolarla karşılaşıyoruz. Ucunda ne çıkacağını merak ettiren, ana hikayedeki gibi zor seçimler yaptıran ve sonuçlarını çektiren bu yan görevler belki The Witcher 3’teki kadar dolu ve sayıca çok değil ama kesinlikle harcadığımız zamanın hakkını veriyor.

Aynı zamanda Prag’a ek olarak ziyaret ettiğimiz başka mekanlar da var. Human Revolution’da olduğu gibi ana hikayenin yönlendirmesiyle gittiğimiz yerler sadece ana görev amaçlı yapılmış olmasına rağmen barındırdığı detaylar takdir edilesi. Sürprizin kaçmaması için bu mekanları kendi başınıza oynayıp görmeniz daha iyi olacaktır.

deus-ex-mankind-divided-inceleme-7

İnsanlığın Yeniden Birleşeceği Günlere

Mankind Divided’ı oynarken son derece keyif almama rağmen bazı noktalarda tatmin olamadım. En çok üzüldüğüm nokta oyunun yeterince gelişim gösterememesi oldu. Human Revolution’ı zamanında ayıla bayıla oynamıştım. Aynısı Mankind Divided için de geçerli, fakat 2011’de gördüğümüz eksiklerin 2016’da da tam olarak giderilmemiş olması ve getirilen yeniliklerin ufak dokunuşlardan çok fazla öteye gitmemesi biraz üzdü. Halbuki önceki oyunun üstüne alınacak risklerle son yıllara damgasını vuracak bir aksiyon / RYO ile karşılaşabilirmişiz.

Yine de karşımızda, açık dünyadaki FPS düşüşleri ve güncellemeyle gidecek bazı hataları saymazsak, taş gibi bir oyun duruyor. Sunduğu serbestliğiyle diğer oyunlara gövde gösterisi yapan, önceki oyuna göre ölçeği daha küçük ve süresi daha kısa olsa da kaliteli bir hikaye anlatan bir oyun Deus Ex: Mankind Divided. Cyberpunk soslu evrenlere ilgisi olanlar için kaçırılmaması gereken bir nimet.

Artılar:

  • Sunduğu serbestlik takdire şayan
  • Araştırmanın çeşitli şekillerle ödüllendirilmesi
  • Politikayla örülen, merak uyandıran hikaye
  • Dünyanın etkileyiciliği ve atmosferi
  • Çeşitlilik sunan oynanış ve geliştirmeler

Eksiler:

  • Önceki oyunun üstüne daha fazla şey konulabilirdi
  • Hikaye kısa ve ölçeği küçük
  • Yapay zeka
  • Oyunu bitirememeye kadar varan ciddi bir hata ve açık dünyadaki FPS düşüşleri

Son eksideki oyundan atma hatasının giderildiği varsayılarak verilen not:

 

NOT:8.2

 

O eksiyi işin içine katarsak: Almayın. Aldıysanız da güncellemeyle o hata gidene kadar ağır ağır oynamayı göz önünde bulundurun derim. (Bitmeyen RYO mu olur arkadaş?)

Not (oyun notu değil, bilgi notu): Bu hata üç platformda da çıkabiliyor.

Not 2: 30 Ağustos'ta PC, 31 Ağustos'ta konsollar için çıkan güncellemeyle oyundan atma hatası büyük ölçüde giderilmiş.

YORUMLAR
Parolamı Unuttum