Oyuncu kulaklıklarına baktığınızda karşınıza inanılmaz sayıda alternatif çıkıyor. Şu an ülkemizde çok rahat 500 model vardır piyasada, inanın bunların yarısının markasını daha önce duymamışımdır. Ama ilginç olan bu kalabalık içindeki iyi markaların dahi çoğunun kökü ya fare üretmekten gelir ya bellek ya da anakart. Halbuki ses teknolojisi, ses mühendisliği öyle kendine has bir alan ki, oyunu bir yana koyarsanız, çok da marka cesaret edip giremez. Herhalde uzmanlık alanı ses olup da oyun alanına girmiş bir Sennheiser var, onlar da ses kalitesi harika olsa da fonksiyondan yoksun az sayıda modelle o kadar iddiasızlar ki…
Şimdi bu değişiyor çünkü ses ve kulaklık konusunda en iyi bilinen markalardan JBL nihayet oyuncu kulaklığı işine giriyor. Ses ürünlerin konusunda dünyanın en büyük gruplarından Samsung-Harman’ın bir parçası JBL ve büyüklüğüne, şanına yarışır şekilde bangır bangır geliyor. JBL’in Quantum adını verdiği bu yeni seride tam sekiz ayrı model var ve bugüne dek oyuncu kulaklıklarında gördüğümüz özelliklerin, teknolojilerin hepsini ve hatta hiç aklımıza gelmeyecek yeni teknolojileri kullanıyorlar.
Ailenin Büyüğünden Başlayalım
Biz bugün bu sekiz modelden en üst seviye olan Quantum One’ı inceleyeceğiz. Bu özellikle espor ve rekabetçi oyunları hedefleyen, kablolu hem PC hem de konsol da kullanabileceğiniz ama asıl maharetlerini PC’de gösteren bir kulaklık. Aslına bakarsanız en üst seviye olmanın da ötesinde iddialı bir model, yani en üstün daha da bir üstü. Zaten cafcaflı kutusundan çıkarıp elinize aldığınızda tasarımı size iddiasını hissettiriyor. Hele USB’den bilgisayarınıza takıp dört bir yanını saran RGB’leri ateşlediniz mi Quantum One’ın mütevazilikle ilgisi olmadığını anlıyorsunuz. Eğer bu iddialı görünüşün arkası boş olsa büyük hayal kırıklığı olurdu ama ses ve teknoloji olarak öylesine dolu ki, bir sayfaya sığmak için hızlı hızlı anlatmam gerekiyor.
Her şeyden önce Quantum One’ın içindeki 50mm’lik Neodimyum hoparlörler inanılmaz ses veriyor. Ses kalitesi olarak bu seviyeye çıkan oyuncu kulaklıkları iki elin parmaklarını geçmez. Ses çok zengin, doygun ve çok geniş bir tepki aralığı var (20Hz – 40Khz). Özellikle kaliteli bir mikrofon veya enstrüman kaydı dinlerken en ufak detayları dahi duyabildiğinizi fark ediyorsunuz. Beraberinde gelen yazılımında detaylı bir ekolayzer da var, böylece tonlarını dilediğiniz gibi ayarlayabiliyorsunuz, ben doğal tonları severim ama bol bass sevenleri fazlasıyla mutlu edecek kadar da derinlere iniyor sesi.
Quantum One’ın kablolu olduğunu söylemiştim, önemli maharetlerinden biri de kablosunda yatıyor. Konsol ve mobil için normal bir 3.5mm kablosu var, bunun üzerinde sadece ses ayar ve mikrofon kapama düğmeleri bulunuyor. Ama PC’ye bağladığınız USB kablo üzerinde fazladan bir kontrol ünitesi bulunuyor. Bu genişçe çevirmeli düğme sizin ses seviyesini Discord ve oyun sesi arasında değiştirmenizi sağlıyor. Mesela Discord’da gereksiz bir muhabbet var ve siz oyuna odaklanmak istiyorsunuz, sesi komple oyuna veriyorsunuz. Veya oyunda olan bir şey yok ama Discord’da önemli bir muhabbet var, oyun sesini indirip oraya odaklanıyorsunuz. İngilizce “sidetone” olarak geçen bu özellik kimi üst seviye kulaklıkların yazılımlarında var ama ben PC tarafında ilk defa düğmeye dönüştüğünü görüyorum.
Gelelim Quantum One’ın belki de en yenilikçi teknolojisi, “hareket duyarlı pozisyonel ses” özelliğine. JBL’in Quantum Sphere 360 adını verdiği bu teknoloji sizi saran çevresel sesin, kafanızın açısına göre değişmesini sağlıyor. Bu çılgınca ama bir yandan da anlamlı bir fikir. Biliyorsunuz bilgisayar çevresel sesleri, sizin pozisyonunuza göre sunuyor ve böylece siz düşmanın nerede olduğunu sesten çözebiliyorsunuz. Ama kulaklığınız varsa ve ekrana tam dik açı ile bakmıyorsanız aslında pozisyonlamayı yanlış almış oluyorsunuz. Quantum One’ın farkı, içinde aynı akıllı telefonlardaki gibi accelerometer, yani ivmeölçer var. Böylece siz kafanızı çevirdiğinizde hareketlerinizi çok net olarak algılıyor ve çevresel seslerin pozisyonlarını buna göre değiştiriyor. Bu alışmayanlar için kafa karıştırıcı olabilir biraz. Çünkü biz pozisyonel sesi ekranı baz alarak adresleriz, Quantum Sphere 360 ile birlikte sizin tekrar sesi kendinize göre adreslemeye alışmanız gerekiyor. Diğer yandan sıradan bir oyuncu oyun sırasında kafasını çok çevirmediği, ekrandan dışarı bakmadığı için farklar çok büyük değil, ama esporcular veya iddialı rekabetçi oyuncular bu özelliği çok rahat bir avantaj olarak kullanabilir.
Kulak İçinde Mikrofon Mu Olur?
Diğer bir “hadi canım bu da ne” diyeceğiniz özellik Quantum One’ın kalibrasyonu. Biliyorsunuz kulak yapısına ve bulunduğunuz çevreye göre de bağlı olarak; insandan insana ses ayarları çok değişebiliyor. Bu ince ayarları yapabilmek için Quantum One bir kulak içi mikrofon ile geliyor. Bakın kulak içi kulaklık değil, mikrofon diyorum. Siz bu mikrofonu kulağınıza takıp, üzerine Quantum One’ı takıyorsunuz ve kalibrasyonu çalıştırdığınızda yazılım sizi yönlendirerek kalibrasyonu yapıyor. Bu sırada Quantum One tam olarak kulağınızın içindeki sesi duyabildiği için de doğru ve ince ayar çekebiliyor.
Tüm bunların üzerine, Quantum One’da bir de aktif gürültü engelleme var. Üstelik bu gürültü engellemenin profili oyunlara göre ayarlanmış. Yani oyun oynadığınız alanda genel bir gürültü varsa, mesela ev arkadaşınız TV izliyorsa, yakınızdan geçen yol varsa, bunları negatif ses ile ortadan kaldırıp sizin oyunu temiz sessiz bir ortamdaymışçasına oynamanızı sağlıyor. Müzik kulaklıklarında çok görsek de ben aktif gürültü engellemeyi oyun tarafında yeterince göremediğimizi düşünüyorum. Quantum One’ın bu konuda ne kadar iyi bir iş çıkardığını görünce açıkçası bütün üst seviye oyuncu kulaklıklarında standart olmalı demeden de geçemiyorum.
Bakın şu ana dek Quantum One’ın altı önemli özelliğinden bahsettik, bunların çoğunun esamesi okunmaz diğer oyuncu kulaklıklarında. Diğer kulaklık incelemelerinde uzun uzun bahsettiğim ergonomi, mikrofon, yazılım gibi önemli konulara gelemedik bile. Yani iddialı olmak diyordum ya, böylesine dolu dolu bir kulaklık cidden yok. Ama JBL’in bu ilk denemesinde bence asıl başardığı bütün bu yenilikçi özellikleri bir ürüne doldururken, temel değerleri de es geçmemiş olması. Ebatına göre hafif ama sağlam yapısı, çok geniş ve yumuşak kulaklıkları, taç kısmındaki ekstra yastıkları ile uzun süre rahatça kullanabileceğiniz ergonomik bir kulaklık bu. Çıkarılabilir boom mikrofonu hem düzgün pozisyon alıyor hem de iyi ses veriyor. Yazılımı üzerinden her şeyi çok rahatça yapabiliyorsunuz, hatta RGB ayarı konusunda ilk defa bu kadar şık ve anlamlı bir profil yapısı görüyorum bir oyuncu ekipmanında. Bu özellikleri uzun uzun anlatmak istiyorum ama cidden yerim o kadar dar ki içim parçalanıyor.
Daha da uzatmayayım Quantum One’a hayran kaldığım ortada. Belki tek eleştirim üründeki gelişmiş özelliklerin sadece PC’de çalışıyor olması olabilir. Halbuki Quantum One’ı cep telefonu ve tüm konsollarla kullanabiliyorsunuz. Ama gürültü engelleme dahi çalışmıyor PC dışında, çünkü içinde bir pili yok. Maalesef bu tüm kablolu kulaklıklarda gördüğümüz bir eksiklik ve konsol oyuncularının ortak kaderi.
Elbette Quantum One’ın fiyatından da yakınabiliriz, ama bence 2.150TL’lik fiyatını fazlasıyla hak ediyor. Hatta piyasadaki tüm büyük markaların en pahalı modellerinden ucuz. Yani Quantum One bu kadar özellikle 2.150TL iken kim hangi kulaklığı, hangi akla hizmet 2.500TL – 4.000TL aralığında satabiliyor bilmiyorum.
Üst seviye oyuncu kulaklıklarında şu an Quantum One ile aşık atabilecek bir rakip ben bilmiyorum. Belki alternatif olarak hareket algılama hariç aynı özelliklere sahip kablosuz modeli Quantum 800’ü tercih edebilirim, çünkü 1.700TL’lik fiyatı ile çok daha uygun, ama test etmeden büyük konuşmak istemiyorum. Ama o zamana kadar benim size tavsiye edebileceğim en iyi oyuncu kulaklığı bu.