Ghost Recon Wildlands - İnceleme

Ah şu küçük detayları atlamasan be Ubisoft...

Bir oyunun arkasında Ubisoft adını görünce artık temkinli yaklaşır olduk, en azından ben öyleyim ve genel kanının da bu yönde olduğunu düşünüyorum. Bir dönemin efsanesiydi Ubisoft, ancak artık hep yarım işler yapıyor ve devam ettirdiği serilerin de hikayelerinde hep bir zorakilik var. Yaklaşık 15 sene önce tanıştığımız Ghost Recon serisinde de bu sıkıntılar sık sık baş gösteriyordu. Peki Ghost Recon Wildlands farklı mı? Bunun yanıtı biraz karmaşık. Hem evet, hem de hayır desem mesela?

Ubisoft'un şu ana kadarki en büyük açık dünya oyunu olan Wildlands'in artıları, eksilerini net bir şekilde bastırıyor. Üstelik konu bu sefer başarılı. Muhteşem bir hikaye yok ortada, ama sizi oyuna bağlamaya yetiyor. Bolivya'da dini de işlerine alet ederek bir hayli büyüyen El Sueno'nun Santa Blanca Karteli'ni çökertmeyi gerçekten istedim. Oyun zaman zaman kendisini tekrar etse de bir görevi farklı tercihlerle yapabilmek güzel bir opsiyon olmuş. Kesinlikle oynanış keyfine katkısı büyük. Üstelik büyük olaylar ve kartelin önemli bir ismini çökerttiğimizde izlediğimiz videolar da gerçekten başarılı. Kartelin kilit isimleri de genel olarak merak uyandırıcı karakterler. Hepsinin karakteristik özellikleri var ve bunlara bağlı olarak kendi bölgeleri de gelişim gösteriyor. Bir kartel liderinin bölgesi adam kaynarken, diğeri teknolojik olarak gelişmiş olabiliyor. 

Santa Blanca Karteli'nin yanında bir de UNIDAD isimli Bolivya Ordusu var. Bu arkadaşlar da zaman zaman kartel ile çatışsa da genel olarak mecbur kalmadıkça bu iki taraf birbirine girmiyor. Bizim oyundaki tek dostumuz Pac Katari ve onun isyancıları.

Hikayenin ihtiyacına göre kartelin önemli isimlerini ele geçirmek, tutuklamak, iş birliğine zorlamak veya öldürmek zorunda kalıyoruz. Hepsinin kaderinin aynı olmaması beni sevindirdi, Ubisoft'tan böyle bir tembellik beklerdim açıkçası. Peşine düştüğümüz her kartel üyesinin hikayesini de oynarken keşfediyoruz. Oynanışla paralel geliyor bu bilgiler ve böylece oyun temposunu kaybetmiyor. Hatta zaman zaman operasyon birden fazla farklı lokasyondaysa ekibinizi ikiye ayırıp, görevleri daha çabuk hallettirebiliyor.

Ghost Recon Wildlands, tek başına oynarken(yanınızda üç tane bot oluyor) bile genel olarak akıcı bir oynanışa sahip, ancak diğer oyuncularla birlikte eşli oyuncu modunda harika ve uzun bir tecrübeye dönüşüyor. Aynı görevleri farklı farklı şekilde yapabiliyoruz.

El Sueño...

Santa Blanca Karteli'nin bir numaralı abisi, psikopat El Sueño'nun seslendirmesi muhteşem. El Sueño ile ilgili sürekli olarak yeni bilgiler öğreniyoruz, kulağımıza dedikodular geliyor, karşımıza neredeyse hiç çıkmıyor ve büyük bir beklenti oluşuyor. Bu noktada naçizane fikrim keşke El Sueño'nun nasıl bir tip olduğunu son ana kadar bilmeseydik. Avatar: Son Hava Bükücü'deki Ateş Kralı Ozai tadında bir kötü olabilirdi kendisi. Ancak daha oyun çıkmadan adı, sanı, tipi belli oldu. Bir sürü videoda gördük ve oyun sinematiklerinde de bol bol gözüküyor. Korkutucu ve tehlikeli biri olduğu her halinden belli zaten. Bu haliyle bile başarılı bir kötü adam olmuş bence, ama bize sunuluşu itibariyle akıllarda yer edecek kadar iyi olduğunu düşünmüyorum. 

el-sueno

Radyodan Kaçış Yok...

Santa Blanca Karteli'nin Bolivya'nın diplerine kadar nasıl sızmayı başardığını, ülkenin aktif sesi olduğunu radyo yayınlarından ve çevredeki insanların konuşmalarından anlayabiliyoruz. Hatta bu radyo yayınına konuk olan kartel üyeleri, yaptıkları işleri öve öve bitiremiyor ve açık açık konuşuyorlar. Bu noktada Ubisoft'un bir tembelliği ortaya çıkıyor. Küçük bir detay, ama gerçekten sinir bozucu aynı zamanda. Tek bir radyo kanalı var ve sürekli olarak aynı kayıtlar, aynı şarkılar dönüyor. Bu yayınlar genel olarak bulunduğunuz bölgenin patronu hakkında oluyor ya da direkt onlarla röportaj oluyor. Ancak gerçekten insanın içi bayılıyor, çünkü yaklaşık 45 saatlik oyun süremde herkesi en az 10 defa dinlemişimdir. Şarkılar ise çok keyifli ve yöresel ezgilere sahipler, ama onlar da sürekli tekrar ediyor. Yine de El Sueno şarkısını mırıldanmadan da edemiyor insan. 

E madem sinir oldun radyoyu kapat o zaman dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız, ama haritanın her yerinde radyolar var. Düşman üslerinde, masalarda, sivillerin olduğu bölgelerde... Kendi arabanızdaki radyoyu kapattığınız zaman bile sürekli olarak sağdan soldan yayını duyuyorsunuz. Sadece ses kısmış gibi hissetiriyor. Kocaman bir açık dünya oyunu yapmışsın, bu oyunun büyük kısmı araç kullanarak geçiyor ve radyo sürekli aynı şeyleri söylüyor, aynı üç-beş şarkıyı çalıyor. Black Flag'de de böyleydi. Denizcilerimiz hep aynı şarkıları söylerdi. Bir noktadan sonra bayıyor. 

Araç Sürmek Keyifli mi?

Radyodan girdik bari araçlardan çıkalım. Ne yazık ki araç kullanımı da bildiğimiz gibi. Ubisoft hala arabalar nasıl çalışıyor tam olarak çözebilmiş değil. Bizi gideceğimiz yere götürüyorlar, ama keyifli bir sürüş yok. Şu arabayı alayım, bu araba çok güzel falan demiyorsunuz. O an ne denk gelirse biniyor ve aracı parçalaya parçalaya bir sonraki noktaya götürüyorsunuz. Arabaların kontrolleri çok zor. Devasa bir açık dünya oyununda sürüşe daha fazla özenilmesi gerekli. Zırhlı, tank yavrusu araçlar(APC) dışında hiçbir kara aracına zorunda kalmadıkça binmedim. Sağolsun Ubisoft da bunun farkına varmış, sürüş çok kötü olduğu için haritanın dört bir yanında helikopter var. Yürüdüğümden veya arabaya bindiğimden çok helikoptere bindim. Oyunun görsel şölenini tam anlamıyla tecrübe edebilmeniz için helikopter zaten şart. 

Çok fazla araç seçeneği de yok zaten. Birbirinin kopyası kamyonetler, SUV'lar, birkaç zırhlı araç ve bir-iki tane de spor araba var. Tabii motorları da unutmayalım. Havada ve suda ise çeşitlilik haliyle daha da az. Hava seçeneklerimiz bir elin parmaklarını geçmiyor. Su taşıtları cephesinde ise sadece tekneler mevcut. Ne yazık ki araçların kullanımı yapay bir his bırakıyor insanda.

Grafikler Şahane, Bolivya'm Bir Tane

Oyun boyunca kartelden tutun isyancılara, sağdaki soldaki sivile kadar herkes ülkeyi öve öve bitiremiyor ve haklılar da. Bolivya muhteşem bir ülke ve Ghost Recon Wildlands, ülkenin görsel güzelliklerini başarıyla oyuna taşımış. Grafikler için kusursuz diyemeyiz belki, ancak sıklıkla büyüleyici manzaralara tanık oluyoruz. Bolivya'nın yeşil bölgelerinden yağmur ormanlarına, çorak topraklarına, tundrasına kadar her yerine girip çıkıyoruz.

Hele oyunun sonlarına doğru gördüğümüz bir kanyon var ki beni aracımdan indirdi. İnsansız uçağımı gönderdim havaya, manzara karşısında bir süre sessizce kaldım. Oyunun başarılı atmosferinde Bolivya ve onun doğa harikası güzelliklerini kullanma fikri kimden çıktıysa takdir etmek gerekli.

GRWE3002

GRWE3003

Taktik maktik yok bam bam bam mı, gizlilik mi?

Oyunda amacımız kartelin dengesini bozmak, kilit isimlerini birbir elimine ederek kartelin lideri El Sueno'yu elimin etmek ve Santa Blanca Karteli'ni durdurmak. Kartelin propagandacıları, teknoloji ustası, güvenlikten sorumlusu, dağıtımcısı, kaçakçı liderleri derken herkes ile bir maceramız oluyor. Havadan, karadan ve mümkünse sudan saldırılar yapabiliyoruz. Oyun görevleri yapma konusunda bize %100 özgürlük sunuyor. Özellikle eşli oyunculu(co-op) modunda bu özgürlük çok eğlenceli anlar yaşamanızı sağlayabilir. Bir ekip helikopterle girişirken bir grup da hedefi karadan vurabilir. Aynı zamanda takım oyununu bir üst seviyeye çeken ve oyunun taktiksel yönünü kuvvetlendiren "Synch Shot" özelliği muhteşem. Ekip arkadaşlarınızla hedefe kilitlenip, düşmanları eş zamanlı olarak indirebiliyorsunuz. Tek başınıza oynarken amacınız gizlilikse bu özellik kilit rol taşıyor. Botlar duvarların arkasından bile düşman indirebiliyor bir şekilde. 

Gizlilik mekanikleri sınıfta kalıyor diyemem, ancak düşmanlarımızın bize bir şans tanımak için aptalı oynadıkları da çok sık oluyor. Bir de cesetler bir süre sonra kendiliğinden ortadan kayboluyor. Yerde sadece silahlar kalıyor, haliyle yapay zeka burada birinin öldüğünü anlayamıyor ve yoluna devam ediyor. Çok gizli ol, hedef seni görmesin dediği görevlerde düşmanın üssüne 100 metre kala helikopterle iniş yapıyorum. Hatta bazen direkt tepelerine iniyorum, ama arada iki üç tane büyük kaya olduğu için helikopterimin o sesli inişini nasıl oluyorsa göremiyor ve duyamıyorlar. Yapay zeka bazen muhteşem işler başarırken, bazen insanı hayrete düşürecek saçmalıklar yapıyor. Dört arkadaş, neredeyse her görevi gizlice bitirebilirsiniz. 

Ramboluk yapmayı istiyorsanız zorluk seviyesini pek yüksek seçmeyin derim. Zira en zorda tek yeme ihtimaliniz bile var. Diğer zorluk seviyelerinde de bir anlık dikkatsizliğiniz yeri öpmenize sebep olabilir. 

Oyunun çatışma hissiyatı benim adıma gerçekten tatmin ediciydi. Her silahın kendi karakteristik özellikleri öne çıkıyor ve farkını ortaya koyuyor. Hafif makineliler dışında silahlar genel olarak farklılıklarını net şekilde ortaya koyuyorlar.

Silah çeşlitleri, modifikasyonları ve kozmetikleri de bir hayli bol ve yerinde. Keza görsel olarak da karakterimizi bir hayli değiştirebiliyoruz. Yüz seçenekleri az olsa da kıyafetten, dövmelere, yaralara ve savaş boyalarına kadar pek çok imkan var. Oynadıkça daha fazla kostüm seçeneği de açılıyor. Karakterimiz ile kişisel bir bağ kurmak için her türlü imkan bize sunulmuş durumda. Bu noktada benim tek sıkıntım ses sanatçılarının kulağa biraz ruhsuz gelmesiydi, ama bu kişisel bir yorum ve bir başkası bu sesledirmeyi beğenebilir tabii.

 

Erken Erişim Oyunu Gibi...

Oyunda hiçbir büyük buga denk gelmedim, ancak çok sayıda küçük bug var. Bu buglar o kadar sık tekrar ediyor ki oyun bazen erken erişime açılmış bir yapım havası veriyor. Ubisoft, sanki Ghost Recon Wildlands'i aceleye getirmiş demeyelim, ama üzerinde biraz daha çalışıp bu minik sıkıntıları da ütüleyebilirmiş. Oyun tamamen bitmeden çıkmış, eksik animasyonlar var gibi hissettiriyor. 

Tıpkı For Honor'da olduğu gibi Ghost Recon Wildlands için de Ubisoft'a kızgınım. Evet, ortada gerçekten keyifli ve üzerine düşünülmüş bir oyun var, ama uygulama yarım kalmış. Bu iki oyunda da çok daha fazlasını tecrübe edebilirdik. İki oyun da kusursuza yakın olabilirdi. Ubisoft oyuna tat katan, yemeğin tuzu diyebileceğimiz küçük detayları atlamaktan vazgeçse harika olacak.

Tabii bu problemlerin genel oynanışa ve oyuna çok zarar verdiğini söyleyemem. Hatta oyun tek başınıza oynarken bile keyifliyken, arkadaşlarla birlikte harika bir tecrübeye dönüşüyor. Bölge analizi, hedefe nasıl yaklaşacağınıza karar vermek, planı uygulamaya koymak ve çatışırken birbirinizi kollamak ya da eş zamanlı şekilde düşmanları ortadan kaldırmanın verdiği haz üst seviyelerde.

Artılar:

  • Bol silah çeşidi ve modifikasyon imkanı. Başarılı vuruş hissi.
  • Devasa ve dolu bir açık dünya, %100 özgürlük
  • El Sueno ve onun seslendirdiği sinematikler
  • Bolivya'nın muhteşem manzaraları
  • Büyük bir uyuşturucu kartelini adım adım çökertmek ve bunu arkadaşlarla yapabilmek

Eksiler:

  • Araç sürmek her Ubisoft oyununda olduğu gibi yine zayıf
  • Kendini tekrar eden bazı küçük oyun hataları var
  • İnsanı canından bezdiren ve kapatsak bile kurtulamadığımız bir radyo yayını var
  • Yapay zeka bazen büyük saçmalıyor

NOT:7.5

 

Son Karar: Ghost Recon Wildlands, genel olarak keyifli ve arkadaşlarla saatlerce eğlenebileceğiniz bir oyun olmuş. Bir sürü küçük oyun hatası var, ancak oynanışa çok fazla etkileri yok. Taktiksel nişancı oyunlarını seven herkes, imkanı varsa arkadaşlarıyla oynamalı.

ÖNEMLİ NOT:Oyunu PC'de de saatlerce oynadıktan sonra ne yazık ki eski notu olan 8.1'den 7.5'e düşürme kararı aldım. Konsol ve PC arasında bu kadar büyük oynanış farkı olmasını beklemiyordum.

Oyunu, Türk Telekom faturanıza 12 ay taksit ile, Playstore'dan satın alabilirsiniz.

YORUMLAR
Parolamı Unuttum