Gwent’in Mucidinden Yeni Oyun: Bang-On Balls Chronicles - EE İnceleme

Ne oyun yaptın be Polonya…

The Witcher 3’ün en sevilen yanlarından biri hiç şüphesiz nevi şahsına münhasır kart oyunu Gwent’ti. Öyle ki canavar avlamayı, Ciri’yi aramayı falan bırakıp haritada deli gibi kart arıyorduk. Hani elimizde olsa Vahşi Av’ın lideri Eredin’le karşılaştığımızda bile “How about a round of gwent?” diye soracak kıvama gelmiştik.

İşte bu bağımlılık yapıcı oyunun yaratıcısı Damien Monnier, yine CDPR’dan eski bir meslektaşı olan Jose Teixeira’yla birlikte acayip eğlenceli, komik ve bir o kadar da sürükleyici olan yeni bir oyun yapıyorlar: Bang-On Balls Chronicles.

Bang-On Balls özünde 3D bir platform oyunu. “Countryballs” adlı internet karikatürü serisinden esinlenen oyunda ülke bayraklarının renklerini kuşanan, gidecekleri yerlere hoplayıp zıplayarak veya yuvarlanarak giden irili ufaklı topların yaşadığı bir evrendeyiz.

Oyuna bir film stüdyosunda başlıyoruz. Etrafta Minyonlar animasyonundaki gibi bıcırık bıcırık seslerle konuşup gülen, kendi işine bakan ve mütemadiyen salaklıklar yapıp sizi güldüren bir sürü top var. Stüdyoyu gönlümüzce gezip kıyıda köşede saklı şapkaları, giysileri ve aksesuarları vs bulup topumuzun görünümünü değiştirebiliyoruz. Bu aksesuarlardan bazıları aynı zamanda bazı bulmacaları daha kolay çözmemizi sağlıyor.

Stüdyoda bulunan televizyonlar aracılığıyla asıl oyun dünyasına geçiş yapıyoruz. Viking işgali altındaki İngiltere, Feodal Japonya, Uzay, Korsanlar ve Vahşi Batı bu bölümlerden birkaçı. Oyun erken erişimde olduğundan şimdilik sadece İngiltere dönemine gidebiliyoruz. Ama o harita bile o kadar büyük, o kadar dolu ki 4-5 saat boyunca oynamama rağmen hâlâ görmediğim, gitmediğim bir sürü yer var. Yeraltı dehlizleri, kocaman kaleler, madenler, mezarlıklar, şarap mahzenleri... Haritanın büyüklüğünü ve doluluğunu kelimelerle anlatmama imkân yok. Neredeyse her taşın altında yeni bir bölgeye giden kestirme bir yol, bir sır, bir bulmaca, yeni bir aksesuar falan var.

Bang-On Balls'da diğer toplara hızla çarparak, yani göğüs atarak savaşıyoruz. Bazı toplar daha küçük ve iki vuruşta ölüveriyorlar. Bazılarıysa kocaman ve epey uğraştırıyorlar. Zombi toplar var mesela. Bir de farklı güçleri olan bosslar var ki insanı en çok zorlayanlar bunlar.

İngiltere bölümde kurtarılması gereken, kafese kapatılmış karakterler var. Bunların hepsini kurtardığınızda gizli ve çok tuhaf bir bölümü daha açıyorsunuz. Bunun yanı sıra toplanabilir bazı film makaraları da bulunuyor. Bu makaralarla oyunun başındaki film stüdyosu bölümünde bazı kilitli kapıları ve yeni bölümleri açabiliyoruz.

Yapımcıların çıtlattığına göre önümüzdeki kasım ayında oyunun ikinci haritası olan Uzay bölümü de oyuncuların beğenisine sunulacak. İngiltere haritasından üç kat daha büyük (ohannes!) olacağı iddia edilen bu bölümde Amerika ve Rusya arasındaki uzaya çıkma savaşına konuk olacağız. Ek olarak oyuna durmadan küçük çaplı güncellemeler ve eklentiler de geliyor elbette. Mesela son olarak üç tane atari cihazı koydular oyuna. Dilersek bunların aracılığıyla futbol maçı, Street Fighter’daki araba parçalama bölümü ve Tetris’in epey değişik bir versiyonunu oynayabiliyoruz. Bang-On Balls evrenine uyarlanmış hâllerini tabii ki…

İsterseniz oyunu çevrimiçi olarak, 4 kişiyle aynı anda oynamak da mümkün. Hatta bazı bosslara sadece iki kişinin açabildiği kapılarla gidilebiliyor. Ama bunlar tamamen isteğe bağlı savaşlar; onlarla çarpışmamak tek kişilik senaryo kapsamında size bir şey kaybettirmiyor.

Kısacası henüz erken erişimde olmasına ve tek bir haritaya sahip olmasına rağmen çok ama çok eğlenceli bir oyun olmuş Bang-On Balls. Diğer bölümlerin eklenmesini sabırsızlıkla bekliyorum. Eğer onlar da İngiltere bölümü kadar dolu olursa karşımıza harika bir platform oyunu çıkacak demektir.

Mart 2021’den beri Erken Erişim’de olan oyuna Steam üzerinden sadece 25,00 TL gibi çok uygun bir fiyata sahip olabilirsiniz

YORUMLAR
Parolamı Unuttum