İlk Bakış - Assassin's Creed Shadows

Biraz geç oldu ama beklediğimize değer umarım…

Bundan 3 yıl önce Ghost of Tsushima’yı incelerken “Japonya’da geçen Assassin’s Creed’e gerek kalmadı” demiştim. Nitekim Tsushima’nın Hayaleti’nin PC’lerimize de teşrif ettiği şu günlerde Ubisoft’un en nihayetinde Güneşin doğduğu diyarlara uzanması birazcık geç kalmış bir hamle. Ama önemli olan Shadows’un ne kadar geç kaldığı değil, Ghost of Tsushima, Rise of Ronin gibi Japonya açlığımızı bastırıp bizi doyurmuş olan oyunlar varken onlarla aşık atıp atamayacağı şu noktada.

Neyse, daha doğru düzgün oynanış videosu bile çıkmamış oyunu hemen benzerleriyle kıyaslamaya başlamayalım baştan. Çok uzun süredir söylentiler ve sızıntılar sayesinde “Assassin’s Creed Red” kod adıyla bildiğimiz Shadows hakkında bildiklerimize odaklanalım.

Shadows, Japon tarihinin en meşhur dönemlerinden birisi olan Sengoku döneminde (1467 – 1603) geçiyor. Japonya’nın kendi içinde sürekli iç savaş ve politik dramayla kaynayan bu dönemi zaten tam da bu yüzden günümüz medyasında sıklıkla işleniyor. O yüzden daimyō nedir, Shogun necidir, Oda Nobunaga kimdir gibi soruların cevaplarına aşina olmanız mümkün. (Değilseniz de taze FX / Disney+ dizisi Shogun izleyip hazırlık yapabilirsiniz) Oyun bu 136 yıllık dönemin sonlarını (1579 ve civarı) konu alacak ve en son Syndicate’ta gördüğümüz türden bir çift karakterli oynanış sunacak bizlere.

Karakterlerimizden ilki Japon kunoichi (ninja yani) Fujibayashi Naoe. Babasının intikamını almaya çalışacak Naoe’nin yayınlanan CGI videoda Connor’ınkine benzeyen 90 derece dönebilen bir gizli bıçak kullanıyor olması dikkatimden kaçmadı. Haliyle belli ki suikastçıların Japonya şubesine dahil olacak kendisi. (Ayrıca yine bir aile katliamı, yine bir intikam hikâyesi artık gelenek olduğu üzere) Naoe’nin oynanışı daha Unity dönemi ve öncesi oyunları andıracak diyorlar -ki ninjalık yapmak için de öylesi gayet ideal olurdu zaten. Yayınlanan görsellerde tırmanma kancası, katanası, belindeki bombalarla daha gizlilik odaklı bir karakter olacağını belli ediyor şimdiden.

Diğer karakterimiz, Mozambikli bir köle olarak yolunu Japonya’ya bulmuş Afrikalı Yasuke. Oda Nobunaga tarafından satın alınıp onun hizmetine giren Yasuke ten rengiyle dikkat çekse ve “Woke mu?” tartışmalarına konu olmuş olsa da tarihte gerçekten var olmuş bir kişi. Hakkındaki bilgiler çok detaylı ve uzun değil (ve internette herkes konunun uzmanı olduğu için bu konuda herkesin bir fikri var tabii ki) ancak oyunda samuray olarak çıkıyor karşımıza -ki yayınlanan görseller ve verilen bilgilere bakacak olursak oynanışı daha direkt açıktan dövüşmeye odaklı olacak gibi duruyor. Zira ağır zırhı ve koca Kanabō sopası, kılıçlarıyla seride daha Origins sonrası kanıksadığımız oynanışı temel alacak gibi duruyor. Açıkçası bunu gerçekten de başarabilirlerse her iki dönemi de sevenleri ayrı ayrı mutlu edebilirler gibi geliyor bana.

Oyuna birbirlerine düşman olarak başlayacak bu ikili çok geçmeden ortak bir amaç paydasında buluşacaklarmış. Yasuke suikastçılara resmen katılır mı, Tarikat / Templar’lar bu iç savaşın neresinde bulunurlar gibi sorulara dair henüz bir fikrimiz yok ama klasik şekilde entrikalı, sürprizli bir Assassin’s Creed senaryosu bekleyebiliriz buradan yine. Aynı zamanda her karakterin belli öne çıktığı görevler olacakmış ama onun dışında haritada serbest gezerken hangisine geçmek istiyorsanız onu kullanmakta serbestsiniz. Gözünüzde canlanması için Marvel’s Spider-Man 2’yi örnek gösterebiliriz sanırım bu noktada.

Shadows’un Ubisfot’un Valhalla’da kullanmaya başladığı Anvil oyun motorunun bir sonraki iterasyonunu kullanacağı söyleniyor; o yüzden görsel olarak çok farklı veya çığır açan bir şey beklemek mantıklı olmayacaktır. Ama bu açıdan beni asıl heyecanlandıran oyunun dünyasına eklediklerini iddia ettikleri interaktivite oldu. Mesela tamamen dinamik ışıklandırma ve gölgeleme sisteminin oynanışa etki edeceğinden bahsediyorlar. Aranızdaki Splinter Cell dinozorlarının “20 sene sonra yine akıllarına geldi nihayet!” dediğini duyabiliyorum; zira ben de dedim aynısını. Bu sayede meşaleleri ve lambaları söndürüp iyice ninjalığın ekmeğine yağ ve reçel sürüp yiyebileceğiz. Ayrıca mesela kışın çatılardaki buz sarkıtlarını kullanarak düşmanları egale edebileceğimizden falan da bahsetmişler ki… bu da beni daha da heyecanlandıran ve güzel yapabilirlerse hem atmosfere hem oynanışa çok şey katacak olan mevsimsel değişikliklere getiriyor.

Mesela yazın bir gölete girip suyun içinde gizlenebilecekmişiz ama kışın bu gölet donmuş olacağı için bu imkana sahip olmayacağız. Ama kışın da kar yüzünden görüş mesafesinin düşmesi, soğuktan üşüyen muhafızların hep beraber ateş başına toplanmasıyla belli noktaların açıkta kalması gibi başka durumların oluşacağını söylüyorlar. İlkbaharda büyüyüp serpilen otların arasında usulca süzülmek, sonbaharda solup dökülmeleri sebebiyle aynı bölgenin açık hale gelmesi gibi her mevsimin kendine has mekanikleri de olacakmış. Umarım oyunu değişikmiş gibi gösterip de pazarlamak için abartılan özelliklerden olmaz. Zira çok “detay” gibi dursa da benim hoşuma gitti fikir olarak.

Son olarak yine bir üs yönetme kısmının olacağını söylediler. Kendi ninjalarımızı yetiştirip onlara ekipman yaratabilecek ve onları casusluk yapmaya yollayabilecekmişiz. Özetle casus ağınız ne kadar büyürse bir sonraki hedefinizi tespit etmek de o kadar kolay olacakmış. Ben serinin o Suikastçıları yönetme tarafını da seviyorum çok; Valhalla’da kasabayı geliştirme tarafları çok tatlı olsa da Jormviking mevzusu biraz zayıf kaldıydı. Onu düzeltip Ninja konseptine oturtmak da kulağa hoş geliyor.

Özetle daha doğru düzgün oynanış videosu bile görmediğimiz Shadows’un suyunu sıkıp bunları çıkartabildim sizin için şimdilik. Tahminimce yazın yine UbiForward sırasında oynanış videosu ve hatta belki basına özel bir oynanış demosu gelecektir. Bizim de bizzat test etmek için hazır bekleyeceğimizden emin olabilirsiniz. Klasik Assassin’s Creed sezonunda, bu senenin 15 Kasım’ında çıkıyor ne de olsa… Ama Ubisoft’un gerçekten başarılı olmak için normalde ortaya koyduğundan biraz daha fazlasını koyması gerekecek, çünkü başta da dediğim üzere tarihi Açık Dünya oyunları arenasında artık hiç de yalnız değiller. Özellikle de Japonya’yı baz alan oyunlar kategorisinde…

Yasuke Samuray mıydı, değil miydi şimdi?

Shadows’un duyurulduğu andan beri internette oyunla ilgili en çok tartışılan konu Yasuke’nin Samuray olup olmaması tahmin edersiniz ki. Bu konuda herkes bir anda tarih profesörü ve Japon kültürü uzmanı kesildiğinden herhangi bir uzlaşmaya varılabilmesi mümkün gözükmüyor yakın zamanda. Ama bunu tartışırken unutulan çok önemli bir nokta var ki, Ubisoft’un Assassin’s Creed serisi kendine tarihi arka plan etse de anlatısını birebir gerçekler üzerine inşa etmiyor. Yani Ezio’nun tutup da Vatikan’da Papa’ya suikast düzenlemesinin, Aya’nın Julius Sezar’ı öldürmesinin ya da tarih boyunca farklı dönemlerde reenkarne olup anılarını geri kazanan insanüstü bir varlığın gerçek olup olmadığını tartışmıyoruz sonuçta ama bunlar seride olan şeyler. O yüzden Yasuke’nin Samuray olup olmadığı tartışması da bir yerde anlamsız kalıyor; zira Ubisoft’un anlatmayı tercih ettiği hikâyede durum bu. O yüzden isterlerse Yasuke’yi Shogun’un hizmetkarı değil, gölgelerden gizlice Shogun’u kontrol eden kişi bile yapabilirler bu hikâyede; absürt olur ama sonuçta “Tarihte olan bu” demiyorlar, oyunda anlatılan şeyler alternatif bir tarih yorumu. Hep öyleydi, bundan sonra da öyle olacak.

Kaldı ki sırf Yasuke konusunu araştırıp bu konuda doğru bilgilendirme yapması için Dartmouth Üniversitesi’nden Japon Literatürü ve Kültürü konusunda Doçent Doktor unvanını taşıyan Sachi Schmidt-Hori’yi görevlendirmiş olmaları sanki birçoğumuzdan daha iyi araştırma yapmış olduklarına da işaret ediyor, ne dersiniz?

Ha, öte yandan bence bu konudaki en doğru ve bir o kadar da komik yorumu bir Japon kardeşimiz yapmış, ona da yer vermek isterim: Biz Oda Nobunaga’nın animelerde liseli kız olarak tasvir edilmesine bile alışığız, sizin siyahi bir Samuray’a bu kadar gücenmeniz bize garip geliyor.

YORUMLAR
Parolamı Unuttum