İlk Bakış - Lies of P

Bana bir yalan söyleyenin kırk yıl kölesi olurum

Lies of P’yi merakla bekleyen tek kişi ben olamam değil mi? Üstelik demosu da herkese açık biçimde yayınlanmışken çoktan indirmiş, oynamış, oyuna dair bir ön fikre sahip olmuşsunuzdur. Belki demoyu bitirdiniz, belki Parade Master’da takılıp “Yemişim Soulslike’ı!’ diyerek kapattınız ama bu yazıyı okuduğunuza göre demek ki benim fikirlerimi de merak ediyorsunuz (hehe nasıl da kendime pay çıkarttım). O yüzden ben de kalkıp da sizin de oynadığınız oyunun hikayesini falan tekrar anlatma derdinde olmayacağım, demo hakkında neler düşündüm, oyunun genelinden beklentim ne onu anlatacağım.

Öncelikle peşinen söyleyeyim ki ben Lies of P’yi bir hayli beğendim. Bunu yıllar için iyisiyle kötüsüyle, 3D’siyle 2D’siyle sayısız Soulslike oynamış biri olarak söylüyorum. PC kullanıcıları olarak yıllardır Bloodborne diye ağlaya ağlaya gözümüzde yaş kalmadı (PS4’te oynamış olsak bile ağlamaya devam ediyoruz, çaktırmayın) ama Lies of P en azından o atmosfere uzaktan da olsa temas edebilecek bir oyun olarak görünüyor şimdilik. Ama oyunun tanıtımlarında da sıkça duyduğumuz bu referans Lies of P’nin oynanışını tanımlamaktan çok uzak. Ben oyunu oynanış olarak Bloodborne ile Sekiro arasında bir yere koyacağım müsaadenizle.

Bunun sebebi de her ne kadar elimizde yine agresif oynanışı cesaretlendiren bir oyun olsa da, özellikle de işin savunma kısmının doğru zamanlamayla deflect mekaniğine dayandığını söylemek lazım. Yakın geçmişte incelediğim Soulslike’lardan Thymesia da böyleydi. Dolayısıyla bu oyunda en azından demodan gördüğümüz kadarıyla başarılı olmak harale gürele saldırmaktan ziyade saldırıları doğru anda bloklayarak karşı saldırı yapmaya ve bu şekilde düşmanın gardını kırarak yüksek zarar vermeye dayanıyor. Sekiro bana zor geldi diyenlerdenseniz geçmiş olsun :)

Krat şehri ve oyunun da merkezindeki oteli, tüm şehri işgal etmiş kuklalar, yağmur altındaki sokaklar, gotik mimariler ve atmosfer… Bunların tümü de görsel açıdan çok iyi. Yani ortada tembelliğe başvurmayarak orijinal bir fikirle ortaya çıkan bir oyun var. Demodaki bosslardan Parade Master da, Mad Donkey de, Scrapped Watchman da temaya uygun tasarlanmış ve gerek saldırı düzenleri gerek görünüşleriyle çok keyifli anlar yaşatıyorlar. Scrapped Watchmen kıvrık bıyığı, saldırılarına elektrik ekleyen antenleri ve cüssesiyle göz korkuturken, Mad Donkey de oyunun Bloodborne’dan fırlamış gibi duran karakterlerinden birisi. O noktaya gelmediyseniz diye hemen söyleyeyim, aklınıza Deli Eşek geldiyse ı ıh, bu bir hayvan kukla değil. Eşek maskesi takmış bir insansı. Zaten bu savaşın meydana geldiği köprü de direkt Bloodborne ortamlarını çağrıştıyor, sağdan soldan kurtadam fırlayacak diye bekledim vallahi.

Oyunun savaş kısımlarını ise şu an için çok başarılı bulmadım ben, mekanikliği biraz fazla hissettiriyor ve çok da akıcı değil. Bunu özellikle de Timothée Chalamet, ay pardon, P koşarken ve saldırılardan kaçmak için dodge hareketi yaparken çok iyi hissediyorsunuz. Mesela normal ortamda dodge ile yuvarlanmak mümkünken savaş anında yuvarlanma olayı ortadan kalkarak yana kaçış adımına dönüşüyor. Bunu çok anlamsız buldum, savaş sırasında yuvarlanmayı neden unutuyor ki bu çocuk? Normal blok pek etkili değil, boss etrafında pozisyon almanın pek bir faydası yok (çünkü adamlar nerede olursanız olun küt diye indiriyor silahı kafanıza), bu yüzden de boss savaşları doğru zamanlamayla deflect yap ve saldır, uzak dur, doğru zamanlamayla deflect yap ve saldır ekseninden çıkamamış maalesef. Özgürce değil de fazla robotik biçimde savaşıyoruz gibi hissettim.

Dahası, bu durum vuruş hissinin zayıflığıyla birleşince savaşların tatmin hissi de düşük kalmış. Yani bırakın kendisinden sonra gelenleri, ilk Dark Souls bile vuruş hissi bakımından çok iyi bir oyundu. Sadece düşman bazında değil ortam bazında da konuşuyorum. Tünelde kılıcı savurmaya kalkıp da duvara vurunca sendeleyerek savunmasız kalmak, böyle durumlardan kurtulmak için beynin savurma yerine saplama hareketi kullanmaya programlanması hep o vuruş hissiyatının kuvvetinden dolayıydı. Lies of P’de darbenin bir şeye temas etmesinin verdiği tokluk henüz yok.

Henüz yok, çünkü olacakmış. Oyunun yönetmeni demoya dair geri bildirimleri değerlendirdiği bir video yayınladı ki bence bu çok değerli bir şey. Orada dodge sistemini elden geçireceklerini de söyledi (ki buna iframe ve mesafe dahil), savaş deneyimini güzelleştireceklerini de. Vuruş hissini mükemmelleştirme sözü de verdi, her vuruş ses efektlerinden animasyonlarına kadar her alanda tatmin edici olacak dedi. Şimdi Jiwon Choi bunları söylemişken bu konularda çok da eleştiri saydırmak istemiyorum, sonuçta demoda oynadığımız savaşlarla oyun çıktığında göreceklerimiz arasında fark olacak bence. Yani bu haliyle çok da tatmin olmadıysanız bence umutlu olmaya devam etmelisiniz.

Bunun dışında oyun Pinokyo atmosferini yaratıp korumak için elinden geleni yapmış bence. Yükleme ekranındaki Now Loading yerine Now Lying yazısı, ilerleme çubuğunun Pinokyo burnu şeklinde olması bile çok hoş düşünülmüş.

Ama genel olarak konuşacak olursam, bizi From Software elinden çıkmamış en iyi Soulslikelardan birinin beklediğine inanıyorum. Kısayollarla bölümün önceki kısımlarına ulaşabilmek bile bence bu türün değerli özelliklerinden biri ve Lies of P bunların özenle hazırlanması gerektiğinin farkına varmış. Ölünce bizim için değerli Ergo’yu öldüğümüz yere bırakmak ama ekranın bir köşesinde de cesedimizde ne kadar Ergo yattığını görmek hoş bir detay olmuş. Cesede varamadan ölürsek ne kaybedeceğimizi görmek iyidir :) Oyunun kontrol şeması da türe alışık oyuncular için son derece iyi, yazı tipi bile tanıdık, daha ne olsun?

Sonuçta beklentiyi “Aha da Bloodborne-gibin oyun geliyor!” diye kurmak yerine, farklı, atmosferik ve başarılı bir soulslike oynayacağız diye kurmak çok daha mantıklı. Lies of P bence bunu başaracak, Eylül ayını dört gözle bekliyorum.

YORUMLAR
Atlas Estrella
4 Temmuz 2023 14:10

Demodaki diyaloglar o kadar da zorlayıcı görünmüyordu. Kolayca çevrilebilirdi belki. Ama işte "Türkçe planlarımız arasında yok" diye tutturdular tutturasıcalar. Ücretsiz çevirmek isteyenlere de şüpheyle yaklaşıyorlar doğal olarak.

Decypher
Atlas Estrella
24 Temmuz 2023 12:44

Belki ileride satış rakamlarına göre karar değiştirebilirler, satışı yüksek olursa tabii.

Atlas Estrella
Decypher
25 Temmuz 2023 11:28

Ama zaten satışı etkileyen şeylerden biri de dil desteği değil mi?


Parolamı Unuttum