İnceleme - Consortium

Ah Kickstarter, sen nelere kadirsin!

Bu yazı daha önce Oyungezer Dergisi'nde yayınlanmıştır.

Bu herif de nerede antin kuntin oyun var, onları inceliyor diye düşünüyor olabilirsiniz. Valla ben de bazen kendimi aynı şeyi düşünür halde buluyorum. Ama işte bazen o daha önce dikkatimi çekmemiş oyunlar arasından öyle cevherler çıkıyor ki, ben bile şaşırıyorum. Size bir sır vereyim, bu işin en büyük zevki de zaten o cevherleri bulabilmek ve paylaşabilmekte yatıyor. Peki Consortium o cevherlerden biri mi? Evet, öyle.

CONSORTIUM DİYE BİR MADEN VARMIŞ, BİLDİN Mİ?

Consortium saf bilimkurguya dayanan son derece ilginç bir oyun. Anlatması biraz zor olacak ama denemem lazım. Oyunda kendimizi canlandırıyoruz aslında, bilgisayarının başında oturan ve oyunu oynayan kişiyiz. Hatta oyunun ana ekranındaki yazı ve açıklamaları okuyunca bir anlığına çokluoyuncu bir oyuna bağlanacağımı falan sandım, o kadar gerçekçi bir imaj yaratılıyor yani. iDGi-1 uydusu sayesinde zaman ve uzayda dijital bir yolculuk yapabiliyor ve 2042 yılındaki bir dünyaya bağlanıyoruz. Bağlandığımız bu dünya, bildiğimiz dünyanın 2042 yılındaki paralel bir versiyonu. Her bir bağlantı, verilen her bir karar farklı paralel evrenler oluşturuyor ve biz oyuncu olarak bu evreni şekillendiren figürlerden biri oluyoruz. Bağlantı kurduğumuz kişi Bishop 6 ismindeki bir askeri subay ve kendimizi Consortium ismindeki gemide buluyoruz. Aslında bu Bishop 6 o paralel evrende yaşayan insanlardan biri ama beynine giriş yaptığımız anda kontrolünü ele geçirmiş oluyoruz, dolayısıyla o kişinin beş dakika önce ne yaptığını bile bilmiyor durumdayız.

Guardian Church de ne ola ki? Dünya 30 yılda çok değişmiş.

İşte oyun bu düşünceyi son derece başarılı biçimde yansıtıyor. Mesela daha Bishop 6’e düştüğümüz ilk dakikada Rook 25 ile tanışıyoruz. Bize bir şeyler anlatıyor ama daha önce 2042 yılında bizzat bulunmadığımız için çoğu terimi anlamıyoruz bile. Bunları sormaya kalktığımızda R25 şaşırıyor, dalga geçtiğimizi falan sanıyor. Hatta abartırsak ‘sen iyi değilsin, doktora bir görün’ diyerek yan görev bile veriyor. Ya da durumu çaktırmamak için söylenenleri anlar gibi de yapabiliyoruz. Diyaloglar sırasında birine 'ben aslında paralel bir dünyadayım, geçmişte yaşıyorum’ falan diyebiliyorsunuz. Bazıları şaka yaptığınızı düşünüp gülüp geçiyor, bazıları sorgulamaya başlıyor falan. Ve gerçekten de, söylediğiniz her bir cümle oyunda bir şeyleri etkiliyor. Karakterlerin size olan bakış açılarından (alignment), aldığımız görevlere kadar her şey bu diyaloglar etrafında şekilleniyor. Ana görevimiz olan gemide işlenen bir cinayeti çözme kısmı da dahil olmak üzere bu dördüncü duvar mevzusunu dilediğimiz kadar zorlayabiliyoruz.

Rook 13 tam retro bir herif, eski dizi ve filmlerden alıntı yapmaya bayılıyor.

RESMEN İÇİ DOLU TURŞUCUK

Oyunun türü için FPS-RYO demek mümkün, ama rol yapma kısmı daha ağırlıklı. Oyunda çatışmaya girmek zorunda bile değilsiniz, konuşarak farklı yollar bulabiliyorsunuz. Diyaloglar ve tepkiler o kadar zekice hazırlanmış, birbirinden o kadar farklı sonuçlar doğuruyor ki resmen her cümleden sonra ‘acaba başka bir şey söylesem ne olurdu’ diye düşünüyorsunuz. Bu bakımdan oyunu tebrik etmem lazım.

Oyunun grafik tarzı resimlerden de göreceğiniz üzere gayet sevimli. İçinde bulunduğumuz gemi-uçak son derece detaylı hazırlanmış, gezebileceğimiz birçok farklı kısmı var. Oyun resmen Mass Effect’in savaştan arındırılmış, yoğun biçimde hikâyeye odaklanmış hali gibi. Hatta geminin pilotuna “demek bu geminin jokeri sensin” bile diyebiliyoruz (hatırlamayanlar için, ME’deki kaptanımızın lakabı Joker’di). Ama grafikleri de geçtim, sadece seslendirmeler bile ağzı açık bırakacak kadar başarılı. Farklı aksanlar olsun, duygu ifadeleri olsun, otoriter karakterlerin tavırları olsun hepsi dört dörtlük. Böyle düşük bütçeli (70,000$) bir oyunda bu kadar kaliteli bir seslendirme beni gerçekten çok şaşırttı.

Sırf aksanını duysanız bile ‘kesin Bulgar bu adam’ diyebiliyorsunuz.

Kısacası son zamanlarda beni en çok şaşırtan oyun Consortium oldu. 1.1 yamasına rağmen çeşit çeşit kusuru olsa da (bazılarını eksiler kısmında göreceksiniz), bunları görmezden geldiğiniz taktirde kendisini birden çok kez oynatabilecek, başarılı bir bilimkurgu oyunu ile karşılaşacaksınız. iDGi-1 üçlemesinin diğer oyunlarını da merakla bekliyorum.