Modern Warfare 2 - Senaryo İncelemesi

İyi, kötü ve çirkin

Arkadaşlar, ben Modern Warfare serisinin hikayesini seviyorum. Evet, oyunun bu tarafı benim için multiplayer kısmından çok daha önemli. Fakat yıllardır birlikte CoD oynadığım dostlarım, arkadaşlarım bile bu söylemlerime anlam veremiyor. Değerli Oyungezerler, ben Modern Warfare serisinin hikayesini gerçekten seviyorum…

Aslında bunun nedeni çok basit zira çocukluğumdan beri “cheesy” diye tabir ettiğimiz aksiyon filmlerine, dizilerine ve oyunlarına bayılırım. 80’li ve 90’lı yılların Arnold ve Sly dolu tüm filmlerini yalayıp yutmuş, sık sık arkadaşlarını “You're a disease and I'm the cure” repliği ile bunaltan bir adamdan bahsediyoruz.

İlk Modern Warfare, ya da bizim deyimimiz ile CoD 4, çıkış yaptığında da algım baştan aşağı değişmişti. Hikayesine bayılmış, kendimi John "Soap" MacTavish’in yerine koyabilmiştim. İlk üçleme, son anlarına kadar dikkat çekici ve unutulmaz anlar yaşatmıştı bana. Yeni Modern Warfare’in ise muhteşem bir start aldığını, siteye yazdığım incelemede belirtmiştim.

Fakat, buraya koca bir fakat koyuyorum, ilk kez bir Modern Warfare adı altındaki hikaye bana can sıkıcı anlar yaşattı.

İşte bugün sizlerle, Modern Warfare 2’nin hikaye kısmını gözden geçireceğiz. Buranın altını çiziyorum zira bu bir “hikaye incelemesi” olacak. Takdir edersiniz ki bu incelemeyi, hikayenin detaylarına girmeden yapabilmem mümkün değil. Yani yazının devamında spoiler’lar var, şimdiden uyarıyorum.

Kalan sağlar bizimdir diyerek Modern Warfare 2’nin hikayesine bakış atalım.

Kondisyon Sıkıntısı

İlk olarak bana göre hikayedeki teknik problemlere değinmek istiyorum. Bildiğiniz üzere Call of Duty serisi temelinde aksiyon dolu sahneler barındıran bir FPS oyunu. Bu nedenle bölüm tasarımlarından tutun, düşman yerleşimlerine ve tiplerine kadar her şey sizi diken üstünde tutmaya tasarlanmak zorunda. Yenilenen Modern Warfare, bunu yapmayı başarmıştı.

Fakat serinin devam oyunu, adeta bambaşka bir rota izlemek istemiş.

Modern Warfare serisinin bölüm tasarımları, oyuncunun adrenalin seviyesini sürekli değiştirmek için kurgulanır. Örneğin yoğun çatışmalı bir bölümün ardından bir bakarsınız bir savaş gemisinde hiçbir tehdit altında değilsiniz. Bazen olayların başlangıcını görebilir, bazen de sadece yürüdüğünüz bölümler oynarsınız. Bu kontrast oyuna olan ilginizi artırır.

Modern Warfare 2’de ise bu değişimin dozu bir türlü ayarlanamamış. Hikayenin detaylarına değineceğiz fakat oyunun benim üzerimde yarattığı bu tatminsizlik hissinin bundan kaynaklandığına inanıyorum. Buradaki asıl sorun ise bölümlerin çok ama çok uzun olması.

Normal şartlar altında yeni mekaniklerin tanıtıldığı yukarıda bahsettiğim bölümler kısa süreleri ile sizi bunaltmaz. Bununla birlikte bölümler uzadıkça, kullanılan mekaniklerin ne kadar tatsız olduğu adeta gözünüze sokulmuş oluyor. Ve bu problem tüm oyun boyunca devam ediyor.

Kondisyon sıkıntısı yaratan bir diğer durum ise, bu oyunla birlikte tanıştığımız gizlilik ve craft sistemi. Infinity Ward bunun farklı bir deneyim olacağını düşünmüş -ki oyunun neredeyse üçte biri böyle geçiyor.

Run & Gun

Tarihi boyunca sadece ufak tefek bölümlerde gizlilik sistemi kullanmış Modern Warfare, bu oyunda adeta bir evrim geçirmeye çalışmış. Ortaya çıkan sonuç ise maalesef vasatın üstünü geçemiyor. Tabii bu gizlilik kısımlarından bahsediyorum.

Bazı bölümlerde hikayenin de etkisiyle bu tarz sinematik anlar yaşamak aslında Modern Warfare’in fıtratında var. Yalnız yine yukarıda belirttiğim gibi bölümler uzadıkça hatalar daha sık göze batıyor. Hatta canınızı sıkıyor.

Hatta bazen “yok mu kardeşim bir silah yardıra yardıra gideceğim” modunda buluyorsunuz kendinizi. Tabii buna da yapay zeka izin vermiyor ama ona birazdan değineceğiz.

Gizlilik bölümlerinde sağdan soldan bulduğunuz şeyler ile kendi silahlarınızı yapma fikri hiç fena değil aslında. Yani bu konsept sadece tek bir bölümde kullanılmış olsaydı belki bu kadar göze batmazdı diye düşünüyorum. Fakat son boss’la bile bu gizlilik anlayışı ile kapışınca tadınız tuzunuz kalmıyor.

Bu Nasıl Yapay Zeka?

Genellikle oyunları en yüksek zorluk seviyelerinde oynamayı seviyorum. Bu sayede çok daha fazla odaklandığımı ve ecnebilerin “immersion” dediği o gerçekçilik hissini yaşadığımı hissediyorum. Elbette MW serisi de bu kapsama giriyor ama keşke girmeseymiş…

Oyun gerçekten zor ve bu adil bir zorluk değil. Hatırlayanlarınız olacaktır eski CoD oyunlarının çoğunda Veteran zorluk seviyesinde oyuncuya adil davranılmaz. Bomba yağmurlarına tutulur, kafanızı kaldırdığınız an kurşun yersiniz. Fakat Modern Warfare burada bir tık daha ileri gitmiş.

Haritada nereden geldiğini çözemediğiniz mermiler ile kafa kafaya geliyorsunuz. Oyunun ilk bölümünde üst üste üç kez ölünce ciddi anlamda şaşkınlık yaşadım. Asla ıskalamayan ve en ufak hatanızda sizi yere yıkan bir yapay zeka var karşınızda. Tabii buna üçüncü ya da dördüncü bölümün ardından alışıyorsunuz. Fakat bu noktadan sonra da devreye zırhlı düşmanlar giriveriyor. Evet, Warzone'daki gibi tepeden tırnağa zırhlanmış düşmanlardan bahsediyorum. Savaşın ortasında bir de bu zırhlı düşmanlarla uğraştığınızı düşünün.

Oyunun zorluğunu artıran bir diğer faktör ise korkunç checkpoint sistemi. Oyun inanılmaz yerlerde kayıt alarak sizi içerisinden çıkılamaz durumlara sokup sokup çıkarıyor. Yine de bunun oyunun ilk güncellemesinin ardından düzeleceğine inanıyorum. Fakat şu an korkunç noktalarda checkpoint alıyor oyun. Hatta bir iki bölüme yeniden başlamak durumunda kaldım bu sebeple.

Task Force 141

Gelelim senaryodaki deliklere…

Bildiğiniz üzere ilk oyun, Captain Price’ın efsanevi 141’ı kurma sahnesi ile sonuçlanmıştı. Bu sahne hepimizi heyecanlandırmış, hele ki yeni oyunun fragmanlarında ekibi bir arada gördüğümüzde bu heyecanımız arşa çıkmıştı. Maalesef ekibi oyunun son çeyreğinde bir arada görebiliyoruz.

Yani Modern Warfare 2, ilk oyundan bir süre sonrayı konu alıyor. Tam olarak zamanı bilmiyoruz fakat düşmanların konuşmalarından 141’ın kendine çoktan bir isim yapmış olduğu anlaşılabiliyor. Yani ekibin kuruluşunun ve temel operasyonlarının üstünden oldukça uzun bir zaman geçmiş. Bu ilk başta kalpleri biraz kırıyor.

Asıl can sıkan durum ise bazı bölümlerin “filler” gibi hissettirmesi. Örneğin Laswell’in kaçırılması…

Laswell, AQ’nın elinde sadece bir bölüm kalıyor. Bu bölüm de Farah’ın geri gelmesi ve yeni otomobil çatışması mekanikleri için eklenmiş gibi hissettiriyor. Çünkü Laswell’in kaçırılması ve kurtulması neredeyse tek bir bölümde oluyor.

Oyunun senaryo kısmının uzaması mutlu edici elbette. Yalnız bunun için kötü bölümler uzatılmış ve senaryonun tutarlılığı çöpe atılmış gibi duruyor.

En Kötü Günümüz Böyle Olsun

Modern Warfare 2'yi sabahtan beri gömüyor olsam da tekrar tekrar oynayacağımı biliyorum. Serinin kendisine has büyüsü hala devam ediyor. Özellikle oyunun köklerine bağlı kalmasına rağmen yeni şeyler deniyor olması -bence- takdire şayan. Bu nedenle kızamıyorum Infinity Ward'a.

Elbette sadece koca bir eksiden oluşmuyor hikaye kısmı. Özellikle Meksika sınırında oynadığımız bölüm beni aşırı heyecanlandırdı. Sicario'dan fırlamış gibi görünen bu bölümler, CoD dünyasına yeni bir hava katmış gerçekten. Buna ek olarak "CIA ajanı" kafasını da oldukça sevdim. Özellikle Amsterdam'daki o meşhur bölümde, ortalık karışana kadar ajanlık yapmak epey keyif vericiydi.

Peki bunlar oyunun 1.100 liralık fiyatını haklı çıkarıyor mu? Kesinlikle hayır. Aslına bakarsanız dünya üzerindeki hiçbir oyunun bu fiyatı hak edeceğine inanmıyorum. Yine de eğer içinizdeki Modern Warfare kurdunu durduramıyorsanıız, bu oyun size keyifli anlar yaşatacaktır.

YORUMLAR
Parolamı Unuttum