Pokemon GO: Yükseldiği Gibi Çöküşe Geçen Oyun

Nasıl bir geliştirici olmamalıyız 101

Öncelikle şunu söylemeliyim ki, emin olun bu durum beni herkesten fazla üzüyor. Evde bir bilgisayarı yokken Pokemon Red ve Pokemon Blue CD'lerine bakarak hayal kuran, en çok isteyip de kavuşamadığı şey GameBoy olan bir çocuk olarak büyüdüm ben. Servisten inip eve geldiğim an, televizyonda Pokemon'un jeneriğine yetişirdim, o yüzden uzun bir süre koşa koşa gittim eve. 6 Temmuz'da bir şey oldu ve hep hayalini kurduğumuz şey, Niantic tarafından bizlere sunuldu: Bir Pokemon Eğitmeni olmak! Fakat daha önceden Ingress'teki hataları ile gündeme gelen firma, ne yazık ki Pokemon GO sürecinde de fazlaca çuvalladı.

2014'te Google'ın 1 Nisan şakası olarak başladı aslında Pokemon GO serüveni. Hepimiz Google'ın videosunda gerçek haritalar üzerinde Pokemon avlayan eğitmenler, AR teknolojisi ile birlikte şehirler basan Onix'ler gördük. E heyecan da yaptık tabii. Daha sonradan Japonya'da beta testleri başladı ve Temmuz oyunda Pokemon GO'ya kavuştuk.

Niantic, aslında AR ve GPS tabanlı bir mobil oyun konusunda tecrübesiz değildi. Hatta Pokemon GO, firmanın piyasaya sürdüğü bir "yenilikçi" oyun da değildi. Ingress'in kullanıcılar tarafından sunulan verilerini kullanan, yine Ingress'in mekaniklerine sahip bir oyun olarak çıktı Pokemon GO. Bir de mobil platformların çöpe kağıt atma oyunu mekaniği, Pokemon yakalamada kullanıldı. 

Fakat bu bir problem değildi elbette. Oyunun vaad ettiği her şey, bizim için fazlasıyla iyiydi. Parklara, göllere gitmek, yeni insanlarla tanışmak, az bulunan bir Pokemon'u radarda görüp "Abi... Abi... DRAGONITE VAR!" diye bağırmak bizim için fazlasıyla keyifliydi. Her ne kadar oyunda tam olarak bir "Pokemon Savaşı" bulunmasa da ve GYM'ler çok basit ve mekaniksiz tasarlanan şeyler olsa da, bağırımıza bastık Pokemon GO'yu. Unuttuk bir anda TM'yi HM'yi, PokeCenter olmamasını bile kabul ettik. Eh bu noktadan sonra da, geliştirici firmanın sadece işi "batırmaması" gerekiyordu. Ne kadar zor olabilirdi ki bu? Tam olarak bu noktada Niantic bizlere "Nasıl bir geliştirici olmamalıyız?" dersi verdi adeta.

1. Sunucular

Oyun ilk çıktığında ortada olan büyük 'hype' nedeniyle (büyük ilgi), henüz resmi olarak çıkmayan ülkelerden de birçok insan bağlandı sunuculara. Bu konuda hazırlıksız olan Niantic, uzun süre bir çözüm bulamadı. Hergün sık sık sunucular çöktü, Poketopları sıkıştı; bug'da kaldı, 2 dakikada bir oyunu kapatıp açmak zorunda kaldık. Yeni sunucu almak veya kiralamak dışında da biraz uğraşla çözülebilecek sorunun çözülmesi haftalar aldı. İnsanlar isyan etti, Reddit sunucularla dalga geçen "patates sunucu" konuları ile doldu taştı. Aslında o kadar da zor değildi bu sorunu çözmek, ama Niantic sunucu sorununu çözmek için başka bir şeyi bozdu nedense...

2. PokeRadar & Pokemon İzi

Sunuculardaki problemler yetmezmiş gibi bir de PokeRadar bozuldu. Evet, bildiğiniz bozuldu. Oyunculara hiçbir açıklama yapılmadı ve PokeRadar'daki tüm Pokemonların izleri "üç pati izi" olarak kaldı. Nadir bir Pokemon radarda gözükmesin diye dua eder olduk; çünkü gözükse de onu bulamıyorduk. İnsanlar yine isyan etti, Niantic'e mailler atıldı, sosyal medyadan mesajlar gönderildi fakat firmadan çıt çıkmadı.

Geliştirici firmadan ses çıkmıyor diye, sorunu bulmak için oyuncular kolları sıvadı. Reddit'te bir kullanıcı, oyunun dosyalarında pati izlerinin bug'lı olmadığını, Niantic tarafından bu özelliğin kapatıldığını fark etti. Yani herkes için tüm Pokemonların "üç pati izi" uzaklıkta gözükmesinin sebebinin bir hatadan değil, sessiz kalan geliştiriciden dolayı olduğu ortaya çıktı. Buna rağmen Niantic sessizliğini korudu ve doğal olarak endişeler arttı.

Sunucuların "rahatlaması" nedeniyle kapatıldığı düşünülen pati izlerinin ardından, sunucular gerçekten de düzgün çalışmaya başladı. Pati izi çalışmamaya başladığı günden beri de sunucu çökmesi oldukça nadir görüldü. Fakat bir eksiklik vardı elbette, hatta oyunun "ana mekaniklerinden" biri olan radar bozuktu. Doğal olarak kimse Pokemonları takip edemiyor, önüne çıkanla yetinmek zorunda kalıyordu. Bu yüzden oyunun API'sine ulaşan kullanıcılar, nerede hangi Pokemonun çıktığını gösteren programlar geliştirdiler. Herkesin rahatça kullanabileceği bir arayüze sahip Pokevision adlı site, bu özelliği sayesinde de bir anda popüler oldu.

Burada önemli bir nokta var. Pokevision'ın yaptığı şey, aslında bir çeşit "hile" sayılabilir elbette. Oyunun size göstermek istemediği ve sizin "bulmanızı" istediği Pokemonları, lokasyonları ile birlikte görmenizi sağlıyor. Fakat yine oyunun bir özelliği, bir mekaniği olan bu "Pokemon bulma" sistemi, uzun bir süredir bozuktu, dolayısı ile hileye bulaşmak istemeyenler de Pokevision'ı ziyaret etmek "mecburiyetinde" kaldılar. Yani öyle ki, bir geliştirici, oyuncularını hile kullanmak durumunda bıraktı... Oyuncuların Pokemon bulabilmek için tek yolu olan Pokevision, Niantic'in baskıları sonucunda kapatıldı.

3. Şehirler Arası Dengesizlik

Yine Reddit'te sıkça tartışılan bu konu, Pokevision ve benzeri siteler & programlar sonucunda bariz bir şekilde ortaya çıktı. Daha önceden birçok kullanıcının "Rattata ve Zubat dışında Pokemon bulamıyorum" şeklindeki haykırışının çok da haksız olmadığı görüldü. ABD'de aynı eyaletteki bir şehir her türlü Pokemonu barındırırken, başka bir şehirde hiçbirinin olmadığını belirten sayısız insan çıktı ortaya. Örneğin Türkiye için konuşursak, Ankara tamamen bir Geodude ve Drowzee mekanı, fakat herhangi bir 'nadir' Pokemon bulmanız çok çok zor. Öte yandan İstanbul'da neredeyse her tür Pokemonu bulma şansınız var. Ankara'da bir kez olsun görmediğim Charmender, İstanbul'da Maçka Parkı'nda her 10 dakikada bir çıkıyor; üstelik bir tane değil 3-4 tane birden.

Ben denize kıyısı olmayan bir şehirde su Pokemonu görememekten yakınmıyorum, askine olması gereken de bu zaten. Ben Ankara'da kendimi Brock gibi hissetmeyi kabul ettim zaten. Fakat anlamadığım şu, Ankara'da neden üç haftada sadece bir tane Bellsprout görebildim? Veya daha hiç Charmender, Balbasaur görememişken, İstanbul'da neden her yerde var? Bunun "bölgesel iklim" veya "bölge" ile pek bir alakası yok.

Pokemonlar dışında PokeStop'ların azlığı da, bu "dengesiz şehirlerde" yaşanlara çok büyük bir problem yaşattı. Tabii ki nüfüsu milyonlar olan bir şehir ile binler olan bir şehri karşılaştırmak saçma olacaktır, ama Niantic verileri Ingress'ten aldığı ve Ingress'teki verileri de oyuncular sağladığı için, Ingress oynayanlar nerede bolsa, orası da PokeStop kaynağı oldu. 

Ki PokeStop, bu oyunun 'pay-to-win' olması veya olmaması arasındaki en önemli nokta. Çünkü oyunda parayla satın alabildiğiniz en önemli şeyler Poketopları ve Poketoplarını parayla almak dışında PokeStop'lar vasıtası ile de alabiliyorsunuz. Şimdi siz en yakın PokeStop için 20 dakikalık bir otobüs yolculuğu çekmek zorundayken ve bunu sadece "1 tane" PokeStop için yapıyorken, insanlar 4-5 PokeStop'un arasında oturduğu için doğal olarak yine birçok isyan başlıkları patlak verdi Reddit'te.

4. Hile

Hile, elbette piyasadaki her oyunda olan ve olmaya devam eden bir konu. Birçok insan ya para kazanmak için, ya da kendi yeteneklerini sınamak için hile geliştiriyor, geliştiricilerin aldıkları önlemlere karşı çıkmaya çalışıyor. Yani ortada olan bu hile probleminin çözümü insanları uyarmak, "bak güzel kardeşim, bu yaptığın ayıptır, bize haksızlıktır" demek değil. Çözüm, bizzat geliştiriciden geçiyor. 

Oyun GPS tabanlı bir oyun olduğu ve Pokemonların çıktığı lokasyonlar konusunda yukarıda bahsettiğim gibi bir dengesizlik olduğu için, hilelere ilgi de dolayısıyla arttı. GPS'ı kandıran 'FakeGPS' & 'GPSSpoofer' programları patlak verdi, birçok kişi evinde oturarak New York'ta Pokemon avlamaya başladı. GPS'i kandırma konusu belki önlem alınmak için zor bir konuydu elbette, ama hile işi bunu aştı.

Kendi kendine Pokemon yakalayan, en güçlüleri tutup güçsüzleri transfer eden, Pokestopları gezen ve toplayan, GYM'lere Pokemon yerleştiren botlar çıktı piyasya. Yahu bildiğiniz, oyunu sizin yerinize oynayan botlar türedi. İşin kötü tarafı, bu botlar hala aktif ve birçok kişi de kullanıyor. Üstelik bu botların çoğu da ücretsiz, yani ulaşım çok kolay. Herhangi bir önlem alındı mı? Maalesef hayır.

Peki Niantic Bu Konular Hakkında Ne Yaptı?

Hiçbir şey. Evet, gerçekten geliştirici firma şu ana kadar bahsettiğim hiçbir probleme dair bir çözüm bulmuş değil. "Niantic Ingress'te bizleri hiç dinlemedi, topluluğuna kulak vermedi ve hep kendi bildiklerini yaptı" diyen eski Ingress oyuncuları haklı çıktı. Küçük bir ekiple, bir mobil oyun piyasaya sürerek Nintendo'nun hisselerini arttırabilecek bir etkiye sahip olan Niantic, topluluğunu dinlemedi, topluluğu ile hiç konuşmadı.

Herhangi bir geri bildirim almaması dışında, Niantic'in yaptığı ve aslında oyun dünyasında kimsenini kabul bile edemeyeceği bir şey var. Oyunun ana mekaniği olan bir şeyi önce bozulmuş gibi göstermek, sonrasında düzeltilmediği için oyundan çıkarmak.

Yahu ne yapıyorsunuz siz? Bana göre ve eminim ki birçok kişiye göre, radardaki nadir bir Pokemonu arkadaşlarımız ile aramak, etrafta koşuşturmak bu oyunun en eğlenceli şeyiydi. Hadi ne kadar eğlenceli olduğunu geçtim, radar bu oyunun bir mekaniğiydi. Yani oyun tanıtılırken vaad edilenler arasındaydı, bizi heyecanlandıran özelliklerin oyunda var olmasını sağlayan bir sistemdi. Geliştirici olarak Niantic ne yaptı? Oyundan bu sistemi tamamen kaldırdı. Şu an Pokemon bulmak tamamen şansa bakıyor; ya da güzel bir PokeStop yeri bulup, para vererek Lure almaktan geçiyor.

Pokemon GO'nun Geleceği

Şu anda Pokemon GO, yeni sürümü itibariyle iOS App Store'da 5 üzerinden 1.5 yıldıza düşmüş durumda. Oyuncular kızgın; daha doğrusu üzgün. Potansiyeli bu kadar fazla olan bir oyunun, sırf geliştiriciler üstüne eğilmediği için bu hale gelmesinden üzüntülü. Ben örneğin, aralıksız günlerce oynamanın ardından üzülerek bıraktım Pokemon GO'yu. Ama hala oynamak da istiyorum, yine dışarı çıkmak, arkadaşlarım ile buluşmak ve sohbet ederek Pokemon avlamak istiyorum. Yeni insanlarla tanışmak, etkinlikler görmek...

Bunu mümkün kılabilecek de bizler değiliz, Niantic. İş işten geçti mi, giden oyuncuları geri getirebilirler mi bilmiyorum ama, bir şeyler deniyorlar. Örneğin firma, halkla ilişkiler için birisini aradıklarını Twitter'da duyurdu, Facebook'ta son gelişmelere dair bir açıklama yaptı (ha hoş, açıklamada yine hiçbir şey yok aslında, tamamen bir belirsizlik).

Fakat benim bir oyuncu olarak beklediğim, tüm bu sorunların üstüne Niantic'in çalıştığına inanmak, bir şeylerin düzeldiğini görmek ve bir özür. Geliştiricilerin, oyunculardan özür dilediğini görmek istiyorum ben. Bu oyunun daha güzel bir oyun haline gelmesi, oyunun daha iyi yerlere gelebilmesi için Niantic'in daha fazla kazanmasını isteyen binlerce, belki de milyonlarca oyuncu var. Fakat geliştiriciler suskun, oyunculardan uzak ve kimse onların ne yaptığını bilmiyor...

YORUMLAR
Parolamı Unuttum