Slime Rancher 2 - Erken Erişim İnceleme

Her yer yapış yapış…

Slime Rancher’ın ilk oyunu benim için ilginç bir deneyim olmuştu. Bu söyleyeceğim yıllardır looter-shooter incelemelerini okuduğunuz biri tarafından geleceğinden tuhaf olabilir belki, ama oyunlardaki mikro yönetim mantığını, “min-max” kafalarını pek seven biri değilim. Yıllar boyu Destiny oynadım, Borderlands oynadım, The Division oynadım, onlar kadar olmasa da Diablo bile oynadım ama hepsini oynama şeklim “Sayılar artıyor mu?” şeklinde lootu takmaktı. Ama Slime Rancher’da onu yapamadım işte… Söz konusu olan şirin yeni slime’lar bulmak, onlardan para kazanmak ve Tarr’lardan korumak olunca bir anda bakış açım değişti her şeye. Beni manyak etti bu yapışkan, şirin şeyler.

AYNISININ… DAHA GÜZELİ?

Slime Rancher’ı biliyorsanız, ikinci oyunu da pek anlatmama gerek yok dürüst olmam gerekirse, en azından şimdilik. Ama bilmeyenler için özet geçeyim, oynanış döngüsü ilk oyunda da olduğu gibi şöyle: Slime’lar topluyorsunuz, uygun yemeklerle besliyorsunuz, para kazanıyorsunuz, bu işleri daha verimli yapmak için yükseltmeler alıyorsunuz, gerekli malzemeler için de dünyayı keşfediyorsunuz. Ve evet, tabii ki hala her Slime’ın “plort”unun (teknik olarak dışkıları, evet) ekonomisi var. Monomi Park ekibi zaten bozuk olmayan bir şeyi düzeltmeye çalışmak yerine üstüne yeni Slime’lar, yeni ekipmanlar, yeni bir dünya ve takip edenler için de şimdilik yarım da olsa yeni bir hikâye eklemiş.

Ama fark ettiyseniz de hep “Şimdilik” kelimesini kullanıyorum, çünkü oyun “Erken Erişim” olarak çıktı. 18 ay ya da daha uzun bir süreliğine erken erişimde kalacak bir oyun ve ister istemez, özellikle oyun ilk bakışta “Slime Rancher 2 demek için bir sebep var mıydı?” dedirten bir şekilde çıkınca birazcık şüphe uyandırmıyor değil. Ama geliştirici ekip “Daha önce Slime Rancher’da olmayan mekanikler” ekleyeceklerinin sözünü verdiğinden kesin bir yargıya şimdiden varmak da biraz ayıp olur.

İlk oyundan daha iyi yaptıkları şeylerden bahsetmek gerekirse, direkt aklımda beliren şey erken erişim halinde bile Slime Rancher 2’nin orijinal oyuna nazaran daha “oturaklı” hissettirmesi. Oyunun arayüzünden oynanışına kadar her şeyi ilk oyuna nazaran daha tok ve yerli yerinde. Her şey daha erişilebilir, daha açık ve tatmin edici hissettiriyor. Hala eksik hissettiren şeyler var (mini map KESİNLİKLE şart) ama bunların da tek tek ekleneceğinden de eminim.

Geliştirmeler de bir o kadar aynı ama daha anlamlı hissettiriyor. Oyuna yeni eklenen Radiant Ore, Jellyfish Stone, Deep Brine gibi yeni kaynakları sadece sahip olduğunuz ekipmanlarınızı geliştirmek, haritaya yerleştirebileceğiniz yeni ekipmanlar ya da dekorasyonlar yapmak için kullanabiliyorsunuz. Özellikle ekipmanları geliştirmek oyundaki verimliliğinizi ve devamlılığınızı arttırmak için çok önemli ve sadece “plort alıp satmak” yerine dünyayı keşfedip bu kaynakları bulmak, o geliştirmeleri daha tatmin edici kılıyor.

Fakat Slime Rancher 2’nin varlığının olması gerektiğini bana kabul ettiren en büyük şey oyunun dünyasının nasıl genişlediği ve Monomi Park’ın bunu nasıl kurduğu olsa gerek. Rainbow Island’ın başlangıç bölgesinden tutun, şimdilik iki taneyle kısıtlı olan iki ayrı adasının tasarımları gerçekten harika. Görsel olarak zaten seviye atlamış bir oyun ancak haritaların her köşesinde kısayollarından gizli bölgelere, hikâyeyi detaylandıran kayıtlardan başka yerlerde göremeyeceğiniz Slime’lara kadar bir sürü şey var ve insan adaların her noktasını didik didik etmek istiyor. Ama şimdilik hem mini mapsizlik hem de kullanışı pek de fazla olmayan harita biraz hevesi kursakta bırakıyor.

ZENGİN KALKIŞI YAPMASAYDINIZ…

Dürüst olayım, Slime Rancher 2 hakkında daha fazla da söyleyebileceğim bir şey yok. Erken Erişim oyunlar hakkında şu an ne söylesem, 3 ay sonra elimde kalır ve bu incelemenin pek de bir manası olmaz. Daha detaylı bir şekilde, umarım ki bundan 18 ay sonra tam halini konuşmayı ben de istiyorum, çünkü Slime Rancher beni tuhaf bir şekilde bulmuş ve bulduğundan beridir de anlamsız bir derecede övüp durduğum bir oyun. Fakat Monomi Park şimdilik bize pek bir şey sunmadığından elimden bir şey gelmiyor. Yoksa sizlere oturup yarım saat Slime’ları Tarr adındaki virüslü Slime’lardan kurtardığımı, yeni bir Slime türü bulup çiftliğe dönerken saçma sapan bir şekilde ölüp kaybettiğimi ve daha bir sürü Slime Rancher 2 anımı anlatabilirim. En iyisi siz gidip kendiniz deneyin, Game Pass’te de var zaten. Elinize yapışm-.. Yok yapışabilir. Slime’lar bunlar, malum…

Artılar:

  • Görselliği göz alıcı
  • Rainbow Island keşfetmesi ve gezmesi eğlenceli bir konum
  • İlk oyuna nazaran her şey daha doyurucu
  • Bağımlı eden oynanış döngüsü hala tatmin edici
  • Yeni Slime’lar aşırı şirin, özellikle Cotton Slime

Eksiler:

  • Erken erişimden gelen bazı eksiklikler var
  • Şimdilik “çok fazla” ilk oyunu anımsatıyor

Ara Karar: Slime Rancher 2, günün sonunda hala aynı Slime Rancher. Hala eğlenceli, hala şirin, hala renkli ve hala bağımlısı yapıyor. Erken erişimde olduğundan “Gerek var mıydı?” sorusunu şimdilik bir kenara koyup, umarım 18 ay sonra “1.0” versiyonunda bur soruyu sormamayı diliyorum.
 

YORUMLAR
Parolamı Unuttum