Uncharted Filmi, Oyunların Hikayesini Kullanmayacakmış

Başka hikayeler de mi var?

Bilgisayar oyunlarından uyarlanan filmlerin kaderi genellikle hüsran oluyor. Bunun muhtemelen en büyük sebebi bir oyunda ortalama 10 saatte yaşadığımız hisleri filmde 2 saatte yaşamaya çalışmamız. Hal böyle olunca oyun filmlerinin makus talihi pek değişmiyor. Sony bu durumu bozmak istiyor, zira firma yetkilileri geçtiğimiz aylarda yaptıkları açıklamalarda ellerindeki markaları dizi ve filmlere dönüştürmek istediklerini belirtmişlerdi.

Sony'nin bu açıklamalarından önce de bazı film ve diziler geliştirme aşamasında bizleri bekliyordu. Bunlardan birisi de Tom Holland'ın başrolünde yer alacağı Uncharted filmi. Playstation oyuncularının favori oyunlarından olan Uncharted serisi, Nathan Drake isimli bir hazine avcısının maceralarını konu alıyor. Filmin yönetmeni Dan Trachtenberg yaptığı açıklamalarda, gelecek olan filmin oyunların hikayesini kullanmayacağını, tamamen farklı bir hikaye anlatacağını belirtmiş.


GamesRadar'a konuşan yönetmen Trachtenberg, "Benim bu hikayeye yaklaşımım olayların farklı versiyonlarını ele almak olacak. Çünkü oyunun izinden gitmek istemedim, mevcut hikayeyle ilgilenmedim. Bence bu film tamamiyle bir video oyunu adaptasyonu olmayacak, ben böyle hissetmiyorum. Eğer mevcut oyunların hikayelerini kopyalarsak ve insanlara bu şekilde sunarsak bu durum biraz kötü olacaktır. Demek istediğim eğer bu şekilde yaparsak onların daha önce muhteşem bir şekilde tecrübe ettiği şeyleri onlara daha az heyecanlı bir şekilde vermiş olacağız ve bunu istemiyoruz." demiş.

Daha önce de Gears of War ve Halo filmleri için benzer şeyler duymuştuk. Yapımcılar bu tür açıklamalarla filmlerin üzerindeki baskıyı biraz da olsa azaltmaya çalışıyorlar. Bakalım bu yeni "oyunların hikayesinden uzak durma" politikası filmlerin kaderi açısından daha mı iyi olacak?

Avi Arad'ın yapımcıları arasında yer aldığı Uncharted filminin senaryosu Joe Carnahan ve Rafe Judkins tarafından yazılacak. Tom Holland'ı Nathan Drake rolünde göreceğimiz filmin 18 Aralık 2020'de vizyona girmesi bekleniyor. Sizce Trachtenberg'in filme bu yaklaşımı Uncharted filmini gişede başarıya taşıyabilecek mi? 
 

YORUMLAR

Disney'in Yeni Mulan Filminden İlk Fragman Yayınlandı

Schezwan sosu da yeniden gelir mi?

Disney'in Yeni Mulan Filminden İlk Fragman Yayınlandı

Geçmiş dönemlerde vizyona giren ve başarılı olan neredeyse her yapım günümüzde bir yeniden çekim şansına erişiyor. Animasyon ya da normal film olması bir farklılık göstermiyor. Son olarak Aladdin filminde bunu gördük, Aslan Kral'ın yeni bol CGI'lı bir versiyonu geliyor. Bu akımın son Disney filmi ise Mulan. 

1998 yılında Tony Bancroft ve Barry Cook'un yönetmenliğini yaptığı Mulan animasyon filmi büyük bir başarı yakalamıştı. Ailesini kurtarmak için askere girmek isteyen genç bir kadının, erkek kılığına girerek katıldığı Çin Ordusu içerisindeki maceralarını anlatan film, oldukça güzel bir hikayeye sahipti. 2019 yılına geldiğimizde ise Disney bu filmi yeniden çekmeye karar verdi. Bu kez animasyon olarak değil, kanlı canlı olarak bir Mulan filmi izleyeceğiz. 


Niki Caro'nun yönetmenliğini yapacağı film kadrosunda Jet Li, Yifei Liu, Donnie Yen, Li Gong ve Jason Scott Lee gibi isimleri barındırıyor. Mulan'ın hikayesini bu kez daha gerçekçil bir şekilde izleyeceğiz. Yeni Mulan filminin 17 Nisan 2020'de vizyona girmesi bekleniyor. Filmin yayınlanan ilk fragmanını aşağıdan izleyebilirsiniz. 

Steam Yaz İndirimlerinde Almalık 5 Sanatsal Oyun

Başka bir duygu oluşturan şaheserler

Steam Yaz İndirimlerinde Almalık 5 Sanatsal Oyun

Sizde nasıl oluyor bilmiyorum ama bende farklı bir duygu oluşturuyor sanatsal oyunlar. Kendilerinde farklı bir şeyler oluyor, bir süre sonra kendilerine bağlanıyorum ve bambaşka yerler gidiyorum. “İyi ki oyunlar var ve iyi ki oynamışım” diyorum bu tarz oyunlarda, türü ne olursa olsun. Oyun anlatısının diğer sektörlerden ne kadar güçlü olduğunu fark ediyorum. Aşağıdaki oyunlar yukarıda söylediklerimi tamamen içeren eserler. Her biri birbirinden büyüleyici olan bu oyunlara kesinlikle göz atmalısınız.

Steam yaz indirimleri boyunca önerdiğimiz tüm oyunlara şu sayfadan erişebilirsiniz.)


Child of Light

Ubisoft, bir dönem AAA oyunların haricinde daha mütevazi oyunlar da çıkartıyordu. Oldukça hoş oyunlar yer almıştı bu dönemde. Child of Light da bunlardan biri. Sıra tabanlı, tamamen JRPG türü baz alınarak yapılmış oyun peri masallardan çıkmış gibi duruyor. Aurora isimli küçük hanım kızımızı kontrol ettiğimiz oyunda bir de Igniculus adında top şekilde, bizim ulaşamadığımız yerlere ulaşan bir yaverimiz var. Başka bir oyuncu da Igniculus olup iki kişi oynayabiliyorsunuz Child of Light’ı.

Aurora’nın asıl amacı nasıl geldiğini bilmediği Lemuria topraklarından sağ salim kurtulup evine geri dönmek. Ancak Lemuria ona pek de misafirperver davranmıyor ve onun canını almak istiyor. Şiirsel, esprili, ancak anlaması biraz zor olan diyalog yapısıyla da kendine has bir oyun Child of Light.


Transistor

Supergiant Games’in Bastion’dan sonraki bir diğer aksiyon-macera oyunu Transistor de sizi kendisine aşık ettirecek bir sanatsallığa sahip. Red adındaki sesi kaybolmuş bir vokalisti kontrol ettiğimiz oyunda elimizdeki tek silah olan Transistor’ün içerisindeki sevdiğimiz adamla (ki kendisi aslen ölmüştü ama sesini bir şekilde Transistor’e atmayı başardılar) beraber bütün bu suçluların kim olduklarını bulmaya çalışacağız.

Tutku ve heyecan dolu hikayesinin yanında çok da keyifli bir oynanışı var Transistor’ün. Silahımıza oyun ilerledikçe gelen çeşitli fonksiyonları birleştirerek farklı combo’lar çıkarabildiğimiz gibi bu fonksiyonlarla da oynanış çeşitliliğini arttırabiliriz. E daha ne olsun? Her şey var bu oyunda.


Flower

thatgamecompany’nin Journey’den önceki oyunu Flower da aynı Journey gibi sizi bambaşka diyarlara götürecek bir yapım. Oyunun adından da anlayacağınız gibi bir çiçeği (belki de sonradan onlarcasını?) kontrol ettiğimiz bu sanatsal yapıt, sizi farklı mekanlara götürerek doğanın içtenliğini, samimiyetini gösteriyor ve sizi oracıkta mutlu ediyor.

Aynı Journey gibi kısa süren bir yapım Flower. Ama size vereceği duygular tarif edilemez ve eminim ki tekrar tekrar oynamak isteyeceksiniz. Fazla da uzatmak istemiyorum, çünkü her anının kendinizin deneyimlemesini istiyorum.


Abzu

Journey ve Flower’ın sanat ekibinden çıkan insanların yaptığı Abzu de aynı thatgamecompany oyunları gibi bir rahatlatıcılığa sahip. Ama bu sefer su altındayız ve yeryüzümüzün dörtte üçü olan bu mekanlarda birbirinden farklı hayvanlarla beraberiz. Dünyamızın ne kadar güzel olduğunu, keşfedilmemiş ne kadar da güzel şey olduğunu bize bir kez daha hatırlatan bir oyun Abzu.

Abzu de kısa bir oyun. Eğer bir Blue Planet bölümünün içerisindeymişsiniz gibi hissetmek istiyorsanız kesinlikle deneyimlemelisiniz. Tabii tatile gidemeyip denize hasret olarak yaşıyorsanız da maviye doymak amaçlı oynayabilirsiniz :)


Forgotton Anne

Geçtiğimiz yıl Mayıs ayında bizlerle buluşan Forgotton Anne, 90’ların çizgi filmlerini anımsatan bir platform-bulmaca oyunu. El çizimi görselleriyle harika bir atmosfere sahip olan oyunda ana karakterimiz Anne ile birlikte Forgotlings adındaki canlı nesneler ile birlikte bir gizemi çözmeye çalışıyoruz. Bu canlı nesneler, bir şekilde sahipleri tarafından unutulmuşlar ama aynı bizler gibi konuşuyor, yürüyor ve bir işte çalışıyorlar. Kendi dünyasına dönmeye çalışan Anne de bu dünyadaki nadir insanlardan biri.

Kendine özgü bir dünyası ve senaryosu olan Forgotton Anne de oynanış olarak sizi çeşitli bulmacalar ve platform mekanikleri bekliyor. Üstelik diyalog seçimlerimiz oyunun gidişatını önemli ölçüde etkiliyor.

Günün İndirim Tavsiyesi - Baba is You

Beyinleri kısa devre yapmak isteyenler için harika bir oyun

Günün İndirim Tavsiyesi - Baba is You

Bağımsız oyunların durduk yere ortaya çıkarak başarılı olmalarını çok seviyorum. Hiç beklemediğim bir anda, kendisine özgü tarzıyla  “Ben buradayım” diyor ve herkeslerce konuşuluyor, belki de yılın ödüllerine aday oluyor. İşte Baba is You da onlardan biri. Mart ayında piyasaya çıkmadan önce sadece bir kere görmüştüm kendisini ve pek de umursamadan geçtim. Ama karşılaştığım onca olumlu yorumdan sonra oyuna tekrardan göz attım ve çok orijinal bir fikre sahip olduğu gördüm, satın almamla beğenmem arasında çok da uzun bir zaman yoktu.

Steam yaz indirimleri boyunca önerdiğimiz tüm oyunlara buradan erişebilirsiniz.

Baba is You, ne cıvıl cıvıl bir görsellik, ne de bir senaryo vaat ediyor. Oyunda tek yaptığımız bölümleri geçmek. Bölümleri geçmek istiyorsanız o bölüme özgü kuralları değiştirmeniz gerekiyor. Bu kurallar bölüm içerisinde yazıyor ve ana karakterimizle (Baba) o kuralları yönetebiliyoruz. Mesela ekranda “Baba is You” ve “Flag is Win” yazılı. Bu, sizin kontrol ettiğiniz karakterin Baba olduğunu ve Baba’nın bayrağa ulaştığında o bölümü tamamlayacağını söylüyor. Ama siz bir şekilde hem “Baba is You” hem de “Baba is Win” yaparsanız o bölümü oracıkta geçiyorsunuz. Nasıl, şimdiden nöronlarda titreme oluştu mu?

Yukarıda verdiğim örnek oyunun en başında bize öğretilenlerdendi. Oyunda ilerledikçe farklı nesneler ve fiiller bölümlerin içerisine dahil oluyor ve yapacaklarınızın sayısı oldukça artıyor, bir bölümü birden fazla yolla bitirebiliyorsunuz. Ancak bu durum aynı zamanda oyunu zorlaştırıyor. Şimdiden uyarayım Baba is You oldukça beyin yakan bir oyun. Sadece ana bölümlerden gitseniz bile kara kara ekrana bakacaksınız “Burada bir şey ama ne?” diye.

İşte asıl güzelliği de burada. O bölümü geçmek için sadece bir şey yapmanız yeterli, biliyorsunuz bunu. Ama onca dakikadan sonra bir türlü aklınıza gelmiyor. Bir şekilde bulduktan sonra ya da dayanamayıp YouTube’dan baktıktan sonra gerçekten de sadece bir şeyi yapmanın yeterli olduğunu görüyorsunuz.  Baba is You özet olarak bu duygulardan oluşuyor. Oldukça farklı bir oynanışı ile beyin jimnastiği yapmak isteyenlere şiddetle tavsiye ediyorum.

Parolamı Unuttum